Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle birlikte Latin Amerika ve Karayip ülkesi hükümet ve devlet başkanları Doğu Avrupa'da tırmanan çatışmaya tepki gösteriyor. Rusya'nın II. Dünya Savaşı'ndan bu yana bir Avrupa devletine yönelik en büyük askeri güç kullanımına karşı çıkıyor.
Ancak Rusya, bölgedeki ülkelerle karışık bir ilişkiye sahip olduğu için, bölge ülkelerinin de farklı tonda eleştirileri bulunuyor.
Latin Amerika'dan BM Güvenlik Konseyi'nin daimi olmayan iki üyesi Meksika ve Brezilya, olayları yakından izliyor ve ayrıca, işgal girişimine karşı olduklarını da açıkladı.
Bu iki ülkenin yanı sıra Arjantin, Kolombiya ve Şili de Ukrayna'nın işgalini kınadı.
Latin Amerika ülkeleri Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı konusunda ikiye bölünmüş durumda.
Zira birçok Latin Amerika ülkesi askeri harekatı kınarken, birkaç sol hükümet NATO ihlaline karşı Moskova'nın "kendisini savunma hakkı" olduğunu öne sürüyor.
Dolayısıyla Latin Amerika ülkeleri Rusya-Ukrayna çatışması yüzünden bölündüğü için ortak bir refleks geliştiremiyorlar.
Brezilya Dışişleri Bakanlığı "düşmanlıkların derhal durdurulmasını"; Arjantin ise "Ukrayna'daki askeri eylemlere son verilmesi" çağrısında bulundu.
Ayrıca Kolombiya, Şili, Kosta Rika, Ekvador, Guatemala, Meksika, Panama, Paraguay, Peru, Dominik Cumhuriyeti ve Uruguay dışişleri bakanları, Rus işgalini reddeden ortak bir mektup imzaladılar.
Brezilya da bu mektubu imzaladı; ancak cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, Rusya'nın saldırısını kınayan başkan yardımcısı Hamilton Mourao'yu azarladı. Daha sonra Bolsonaro, Brezilya'nın Ukrayna savaşında tarafsız bir tavır alacağını açıkladı.
Meksika'nın solcu Cumhurbaşkanı Lopez Obrador, "Biz herhangi bir savaştan yana değiliz" dedi. Meksika Dışişleri Bakanı Marcelo Ebrard ise "Ukrayna gibi bağımsız bir ülkenin toprak bütünlüğüne meydan okunmasına ve güç kullanımına karşı olduğunu" açıkladı.
Güney Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya'da Başkan Jair Bolsonaro, Rusya'yı eleştirmekten kaçınsa da; Twitter'da yaptığı açıklamada, "Ukrayna'daki Brezilyalıları koruma ve yardım etme çabalarına tamamen bağlıyım" dedi.
Brezilya Dışişleri Bakanlığı ise, "düşmanlıkların derhal durdurulması ve müzakerelerin başlatılması" çağrısında bulunan kısa bir bildiri yayımladı.
Ancak Brezilya Başkan Yardımcısı Hamilton Mourao, ekonomik yaptırımların yeterli olmayabileceğini ve Batı'nın Rusya'ya karşı güç kullanması gerekebileceğini söyledi. Dolayısıyla Mourao'nun yorumları, Brezilya Dışişleri Bakanlığının "düşmanlığa son verilmesi" çağrısının çok ötesine geçti.
Bu bağlamda Mourao'nun bu açıklaması Brezilya'nın BM Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi olarak hareket edeceği şeklinde algılandı.
Bolsonaro'nun Mourao'ya tepki göstermesinden sonra Brezilya Başkan Yardımcısı Mourao daha sonra gazetecilere verdiği demeçte, "Brezilya'nın, Ukrayna'nın egemenliğine saygı duyduğunu" açıkça belirtti ve "Brezilya, Ukrayna topraklarının işgalini kabul etmiyor" dedi.
Arjantin'de solcu Cumhurbaşkanı Alberto Fernandez "Savaşın tırmanmasından derin üzüntü duyduğunu" ve "silahlı eylemlere son vermeye ve ilgili tüm tarafları diyalog masasına dönmeye" çağırdı.
Arjantin Dışişleri Bakanlığı da "silahlı güç kullanımını en güçlü şekilde reddettiğini" ve "kalıcı çözümlere ancak temel barış içinde bir arada yaşamayı sağlayan diyalog ve karşılıklı taahhütlerle ulaşılabileceğini" belirten bir bildiri yayımladı. Ayrıca "Ukrayna'daki askeri eylemlere son verilmesi" çağrısında bulundu.
Casa Rosa'da (Arjantin Başkanlık Makamı), "silahlı güç kullanımını" reddettiğini ve "Rusya federasyonunu operasyonlarını durdurmaya" çağırdı.
Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque Twitter'da "Rusya tarafından Ukrayna halkına karşı gerçekleştirilen kasıtlı ve haksız saldırıyı" kınadı ve "dünya barışını" tehdit ettiğini söyledi.
Kolombiya'nın sağcı cumhurbaşkanı Ivan Duque, Ukrayna'ya yönelik saldırıları reddetti ve Twitter'da "Olaylar Ukrayna'nın egemenliğini tehdit ediyor ve binlerce insanın hayatını riske atıyor" dedi ve "uluslararası hukuka ve BM tüzüğüne aykırı" diye ekledi.
Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque bir video açıklamasında "Savaşı kategorik olarak reddediyoruz ve bugün Rus birliklerinin Ukrayna topraklarından bir an önce geri çekilmesini isteyen uluslararası topluma katılıyoruz" dedi.
Duque, "Bu önceden tasarlanmış ve haksız saldırganlık dünya barışı için bir tehdittir" diye vurguladı.
Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Marta Lucia Ramirez de, Twitter'da işgali "saçma sömürge nostaljisi" olarak nitelendirdi.
Şili eski Devlet Başkanı Sebastian Pinera, "Rusya'nın silahlı saldırganlığını ve Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmesini" kınadı.
Şili'de yeni seçilen cumhurbaşkanı Gabriel Boric de, Rusya'nın askeri saldırısını kınadı ve Twitter'da "Şili, Rusya'nın silahlı saldırısını ve Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmesini kınıyor; bu eylemler uluslararası hukuku ve uluslararası hukuku ihlal ediyor. Masum yaşamları, uluslararası barışı ve güvenliği tehdit ediyor" ifadelerini içeren bir mesaj yayımladı.
Ayrıca Gabriel Boric "Rusya, çatışmaları çözmek için bir araç olarak savaşı seçti, Şili'den Ukrayna'nın işgalini, egemenliğinin ihlalini ve yasadışı güç kullanımını kınıyoruz" dedi.
Şili Dışişleri Bakanı Carolina Valdivia, "Ülkemiz Rusya'ya birliklerini geri çekmeye ve özellikle Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı duymaya çağırıyor" ifadelerini kullandı.
Ekvador, Uruguay ve Peru da askeri güç kullanımına karşı çıktılar ve diplomatik bir çözüm çağrısında bulundular.
Uruguay'ın merkez sağ cumhurbaşkanı Luis Lacalle Pou, Rus işgalini "uluslararası hukuka ve BM'nin yasalarına aykırı" olarak nitelendirdi.
Paraguay'ın muhafazakar cumhurbaşkanı Mario Abdo Benítez "Saldırganları eylemlerini durdurmaya çağırıyoruz ve barış için diyalog çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Ekvador merkez sağ cumhurbaşkanı Guillermo Lasso, "Rusya'nın askeri operasyon başlatma kararını ve Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmesini" kınadı. Ekvador
Dışişleri Bakanı Juan Carlos Holguin de Rusya'yı uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyleyerek kınadı ve savaşa son verilmesi çağrısında bulundu.
Bolivya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Bolivya'nın "Ukrayna'da ortaya çıkan durumu endişeyle takip ettiği ve diyalog ve anlayış eksikliğinin çatışmanın daha da tırmanmasına neden olmasından üzüntü duyduğu" belirtildi.
Peru'daki sosyalist Pedro Castillo, çatışmanın kurşunlarla değil diplomatik yollarla yönlendirilmesi çağrısında bulunurken, Dışişleri Bakanlığı "Ukrayna'daki olayların gelişimi konusundaki derin endişesini dile getiren, güç kullanımını reddeden ve Ukrayna'daki tüm düşmanlıklara ve ateşkes ihlallerine son verme" çağrısında bulundu.
Twitter'da yaptığı açıklamada Peru, Meksika'ya benzer bir tonda, "Ukrayna'da gelişen olaylarla ilgili derin endişesini" ifade ederken; Rusya'dan bahsetmekten kaçındı.
Orta Amerika ülkelerinin tepkisi sembolik oldu
Honduras Dışişleri Bakanlığı, "Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonundan duyduğu derin endişeyi" ifade ederek ve Devletler arasında barış içinde bir arada yaşamanın özü olan Uluslararası Hukuk ilkelerine saygı gösterilmesi çağrısında bulunurken, güç kullanımını kategorik olarak reddettiğini ifade eden bir açıklama yayımladı.
Guatemala'da Rusya'nın "silahlı kuvvetlerinin Ukrayna'nın egemen topraklarını işgal etmesinden duyduğu derin endişeyi" belirterek, "yüzbinlerce insanın hayatını tehdit eden bu haksız eylemin küresel olarak kınanmasına" katıldı.
Paraguay Başkanı Mario Abdo Twitter hesabında, "Paraguay hükümeti, Ukrayna halkına yönelik, egemenlik ve uluslararası hukuk ilkelerini ihlal eden saldırıları kınar ve saldırganları barış ve dünya istikrarı için diyalog çağrısı yapan eylemlerini durdurmaya çağırır" dedi.
El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukel, ülkedeki eleştiriye rağmen Ukrayna'daki durum hakkında henüz yorum yapmadı.
Guatemala, Sputnik V aşılarının önemli bir alıcısı olan Guatemala, Salı günü Rusya'nın Ukrayna işgalini dışişleri bakanlığından yaptığı bir açıklamayla kınadı. Ek olarak, dışişleri bakanı ateşkes çağrısında bulundu.
Karayipler'de 20 ülkeden oluşan CARICOM olarak bilinen Karayip Topluluğu örgütü, "Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'ya yönelik askeri saldırılarını ve işgalini şiddetle kınıyor ve askeri varlığın derhal ve tamamen geri çekilmesini ve olası başka eylemlerin durdurulmasını çağırıyor" şeklinde açıkladı.
CARICOM ayrıca Rusya tarafından Ukrayna'nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsız olarak tanınmasını eleştirerek, bunu "Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin ihlali" olarak nitelendirdi.
Rusya'yı destekleyen ülkeler: Radikal solcular ve Komünist Küba
Latin Amerika'da ABD yaptırımlarına maruz kalan ve Rusya'nın bölgedeki müttefikleri olan Nikaragua, Venezuela ve Küba Moskova'nın tutumunu savundular.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Twitter hesabından "Başkan Putin ve Rus halkına desteğini" ifade etti.
Nicolas Maduro, işgalden önce bir televizyon yayınında yaptığı konuşmada, "Venezuela Putin'in yanında, Rusya'nın yanında, dünyanın cesur ve haklı davalarının yanında" dedi.
Maduro, "Venezuela, Minsk anlaşmalarının NATO tarafından ihlal edilmesinin bir sonucu olarak Ukrayna'daki krizin şiddetlenmesini reddediyor" şeklinde bir açıklama yaptı.
Venezuela Dışişleri Bakanı Felix Plasencia ise Putin'in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) karşı mücadelesine destek verdiğini açıkladı.
İletişim Bakanı Freddy Nanez de Twitter'da, Kremlin'in resmi çizgisini yineleyerek "operasyonun amacının sekiz yıldır neo-Nazi rejimi tarafından istismara ve soykırıma uğrayan insanları korumak olduğunu" açıkladı.
Maduro'nun Putin ve Rusya'yı destekleyen açıklamasının arka planında; ABD, Maduro'yu iktidardan uzaklaştırmak için iç ve dış baskıya karşı maruz kalırken Rusya, Venezuela'nın en yakın müttefiklerinden biri oldu.
Maduro'nun Putin ile dayanışma gösterisi, Rusya'nın başta ABD, İngiltere ve AB olmak üzere uluslararası yaptırımları sürdürmesinden dolayı ortaya çıkıyor.
Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, Rusya'nın Ukrayna konusunda destekleyen ilk dünya liderlerinden biri oldu.
Ortega, Başkan Putin'in Rus yanlısı ayrılıkçıların kontrol ettiği iki bölgeyi bağımsız olarak tanınmasını doğru bulduğunu söyledi.
Daniel Ortega, ABD ve Avrupa'yı "Ukrayna'yı Rusya'yı kışkırtmak için kullanmakla" suçladı ve bunun sadece "güvenlik talep etmek" olduğunu açıkladı.
Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz Canel işgal hakkında henüz bir açıklama yapmadı, ancak Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez Rusya'nın "kendini savunma hakkını" teyit ederken "ABD haftalardır Rusya'yı tehdit ediyor ve uluslararası toplumu manipüle ediyor" dedi.
Küba Ulusal Meclisi Başkanı Esteban Lazo da, "NATO, Rusya Federasyonu'nun güvenlik garantileri konusundaki gerekliliklerine dikkat etmelidir" şeklinde konuştu.
Küba'nın açıklaması, Rusya'nın Küba'ya verdiği borç ödemelerinin 2027'ye kadar ertelemeyi kabul etmesinden birkaç saat sonra geldi. Komünistler tarafından yönetilen Küba, on yıllardır Rusya ve Sovyetler Birliği'nin müttefiki konumunda.
Rusya'yı destekleyen bu açıklamalar, Rusya'nın askeri müdahale ettiği sırada Küba ve Nikaragua'da bölgede bulunan Duma Başkanı Viacheslav Volodin'in 'ikili ilişkilerin güçlendirilmesi' görüşmelerine denk gelmesi oldukça dikkat çekiciydi.
Ukrayna'dan yüzlerce Latin Amerikalı tahliye edildi
Latin Amerika ülkeleri, Rusya ile silahlı çatışmanın başlamasından bu yana yüzlerce vatandaşı Ukrayna'dan tahliye edildi. Diğerleri de yardım bekliyor, bazıları kalmaya karar verdi.
Savaşın patlak vermesiyle Ukrayna'da yaşayan bazı Latin Amerikalılar, kendi ülkenin karadan veya havadan gitmek için Kiev'deki ve birkaç komşu başkentteki elçiliklerin yardımıyla tahliye edildi.
Arjantin, Brezilya ve Peru ise vatandaşlarını ve diğer Latin Amerika ülkelerinden vatandaşlarını taşımak için resmi araçlar ve askeri uçaklarla özel operasyonlar düzenledi.
Ancak Şili ve Uruguay gibi bazı Latin Amerika ülkeleri Ukrayna'da diplomatik temsilciliği olmadığı için Polonya ve Romanya gibi komşu ülkelerdeki büyükelçiliklerinin çabalarına başvurmak zorunda kaldılar.
Kosta Rika'nın 15 kişi, Guatemala 10, Nikaragua 19, Panama 6, Brezilya 500 vatandaşını Ukrayna'dan çıkarmak için hava ve kara yolları üzerinden temas kurdu.
Bunun dışında Ukrayna'da ikamet eden 83 Arjantinli, 700 Ekvadorlu, 49 Şilili, 222 Kolombiyalı, 320 Perulu, 9 Uruguaylı ve 225 Meksikalı vatandaşının ülkeden tahliyesi konusunda dışişleri bakanlıkları çıkış planları üzerinde çalışıyor.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi, bazı Latin Amerika ülkelerinin ekonomisini sarsabilir
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, Ekvador ve Guatemala gibi birçok Latin Amerika ülkesinin ihracatı üzerinde ciddi bir gerilemeye neden olabilir.
Dominik Cumhuriyeti ve Venezuela gibi ülkeler Rus turist sayısının azalması nedeniyle gelirlerinde düşüş görecekler. Örneğin 2021'de Dominik Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ikinci ülke Rus turistler oldu.
Latin Amerika'nın iki önemli tarım ülkesi olan Brezilya ve Arjantin'de çeşitli fırsatlarda yaratabilir. Ancak kısa vade de bu ülkelerin tarım ihracatlarına bir darbe vurması yüksek ihtimal olarak duruyor.
Rusya ve Ukrayna arasındaki ihtilaf nedeniyle fiyatlardaki artış, Arjantin'in mevcut 2021-2022 sezonunda tarımsal ihracatının değerini 39,8 milyar dolardan tahmini 41,6 milyar dolara yükseltecek.
Brezilya ve Şili ekonomisi için Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi nedeniyle varil başına 110 dolara çıkan yüksek petrol fiyatları endişe kaynağı olacaktır. Ukrayna'ya askeri harekat başlatan Rusya, 2021'de Dominik Cumhuriyeti'ne gelen en büyük ikinci turist kaynağı oldu.
Ülkeyi ziyaret eden 3,6 milyon turistin %5'i Rus ziyaretçilere karşılık geliyordu. Savaşın çıkmasıyla birlikte Dominik Cumhuriyeti bir gelir kaybı yaşayacaktır.
Ülke gelirinin büyük bir kısmını petrolden sağlayan Ekvador, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle 110 dolara yakın olan yüksek petrol fiyatını mali açığı azaltmak için kullanabilir.
Sonuç olarak Rusya, Latin Amerika ile ticari ilişkileri asgari düzeyde kalsa da, bölgedeki siyasi ve askeri varlığını genişletmek en önemli dış politika önceliklerinden biri.
Latin Amerika hükümetleri Rusya'yı Ukrayna işgalinden ötürü eleştirse de; hiçbiri Rusya'yı uluslararası yaptırımlar listesine eklemedi.
Dolayısıyla Rusya'nın küresel müttefik ağı zayıf olmasına rağmen Latin Amerika'daki bağlarını güçlendirmesi ABD açısından sıkıntı yaratabilir.
Son günlerde bazı Rus yetkiler, ABD ve NATO'nun Rusya'nın kapısına müdahale etmekte ısrar etmesi halinde Moskova'nın Küba ve Venezuela'ya asker konuşlandırabileceği konusunda uyardı.
Bu yüzden de Ruslar, Amerikalıların "Washington'un arka bahçesi" olarak adlandırdıkları Latin Amerika'da ulusal güvenlik tehditleri oluşturmaktadır.
Ancak Rusya'nın binlerce kilometre uzaktaki Latin Amerika'da askeri birlikleri harekete geçirme yeteneği oldukça sınırlıdır.
Son on yılda, ABD'nin bölgedeki etkisi azalırken Moskova; Nikaragua, Küba ve Venezuela'daki otoriter hükümetlerle ilişkilerini güçlendirdi.
Yani Rusya'nın Latin Amerika ile kurduğu ilişki sadece ideolojik bir ilişki değil; aynı zamanda bu hükümetler için varoluşsal bir desteği ifade ediyor.
Örneğin Moskova, Venezüella'nın bir kripto para birimi tasarlamasına yardım etti. Küba'nın 35 milyar dolarlık borcunu sildi. Nikaragua'da Ortega hükümetine destek verdi.
Daha önemlisi Rusya, ABD'nin tehditlerine ve darbe girişimlerine maruz kalan Venezulea, Küba ve Nikaragua hükümetlerini defalarca kez destekledi.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish