Moskova'nın Ukrayna'yla batı sınırına askeri güçlerini yığması üzerine Rusya'yla komşusu arasındaki gerilimin haftalardır artmasının ardından sonuç olarak savaş Avrupa'ya geri döndü.
Geçen perşembe (24 Şubat) sabahı erken saatlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, televizyonlardan yayımlanan ulusa seslenişinde "özel bir askeri operasyon" ilan ederken Batı'nın felaketi önlemek ve barışı yeniden tesis etmek için harcadığı diplomatik çabaların üzerine bir çizgi çizdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kısa süre sonra Harkov, Kramatorsk, Mariupol şehirlerinin yanı sıra başkent Kiev'in çevresinden de bildirilen patlamalar birçok Ukraynalının kuşatmayı aşmak ya da kaçmaya çalışmak için süpermarketler, ATM'ler ve benzin istasyonlarında kuyruklar oluşturmasına yol açtı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, hükümetin ülkenin tüm bölgelerinde sıkıyönetim ilan ettiğini söylerken yurttaşlara mümkün mertebe evden çıkmama çağrısında bulundu.
Bu esnada ülkenin havalimanları geçici olarak devre dışı bırakılıp Rus uçaklarının iniş ihtimaline karşı güvence altına alınırken, Rusya da sınırının etrafındaki hava sahasını gelecek 4 ay için sivil erişime kapattı.
Ukrayna ordusu ilk çatışmalarda ülkenin doğusundaki Harkov kentinin yakınlarındaki karayolunda 4 Rus tankını imha ettiğini, Luhansk bölgesindeki bir kasabanın çevresinde 50 Rus askerini öldürdüğünü ve yine doğuda 6. Rus uçağını düşürdüğünü duyurdu.
Uluslararası topluma yardım etmek için daha fazlasını yapması çağrısında bulunan Zelenski'ye göre savaşın ilk gününün sonunda 137 Ukraynalı sivil ve asker öldü, 316 kişi de yaralandı. Cuma sabahı erken saatlerde Rus füze saldırıları Kiev’i hedef almaya başlarken Zelenski, şehirde kalma sözü verdi.
Rusya'nın batı sınırına yaklaşık 130 bin ve ardından Belarus'a da 30 bin askerini konuşlandırdığı ama Ukrayna'ya saldırı düzenleme niyetini tekrar tekrar inkar ettiği aralık ayından bu yana Doğu Avrupa'daki gerilim sürüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Birleşik Krallık (BK) Dışişleri Bakanı Liz Truss gibi isimler felaketi önleme umuduyla hummalı diplomatik müzakereler yürüttü ancak sonuçta bunlar hiçbir işe yaramamış gibi görünüyor.
Daha sonra, Putin'in Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların kontrolündeki iki Doğu Ukrayna bölgesini bağımsız devletler olarak resmen tanıdığı pazartesi günü durum iyice kızıştı.
Kendilerini Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Luhansk Halk Cumhuriyeti (LHC) ilan eden bölgelerin sırasıyla liderleri Denis Puşilin ve Leonid Paseçnik, bölgelerdeki vaziyet giderek daha hassas bir hal aldığı için Kremlin'e doğrudan bir çağrıda bulunarak askeri ve mali yardım istedi.
Rus lider, bu başvuruların ciddiye alınması gerektiğine dair güvenlik konseyini usule uygun olarak bilgilendirdi.
Şu anda bu konseyin başkan yardımcılığını yapan Putin'in selefi Dmitri Medvedev, Devlet Başkanı'na Rusların büyük kısmının bu iki bölgenin bağımsızlık iddialarını destekleyeceğini düşündüğünü söylerken DHC ve LHC'de yaklaşık 800 bin Rusya yurttaşı yaşadığını da sözlerine ekledi.
Bunu hızla DHC ve LHC'nin statüsünün bağımsız devletler olarak tanınması takip etti ki bu da Putin'e sınır ötesine asker göndermesi ve bunu yaparken Ukrayna'dan ayrılan müttefik bölgeleri Kiev'e karşı koruduğunu öne sürmesi için bahane oldu.
Uluslararası toplum karara derhal tepki gösterirken Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi de "fazlasıyla endişeli olduğunu" ifade etti.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, Doğu Ukrayna'da "yeni bir kan gölü" oluşmayacağı konusunda ısrarcıydı ama Batı'ya da işleri kötüleştirmeden önce "iki kez düşünmesi" için uyarıda bulundu.
O zamandan beri ABD Başkanı Joe Biden, BK Başbakanı Boris Johnson ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de diğer küresel güçlere katılarak Moskova'nın perşembe sabahki "kışkırtma ve gerekçeden yoksun" saldırısını kınadı ve Rusya'yı "sorumlu" tutma sözü verdi.
Rus bankalarının ve varlıklı plütokratların yurtdışında iş yapmasını engellemeye yönelik adımlar ve kârlı Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattının düzenleyici makam onayının engellenmesi de dahil Batı'nın şu ana kadar açıkladığı yaptırımlar yetersiz olmakla eleştirilirken Medvedev ve Sergey Lavrov gibi üst düzey Rus yetkilileri bu yaptırımlara karşı umursamaz bir sırıtış takındı.
Bilhassa kayıtsız kalan Lavrov şunları söyledi:
Avrupalı, Amerikalı ve Britanyalı meslektaşlarımız bu sözde 'Rusya cezalandırması' ile ilgili tüm ihtimalleri tüketmeden durmayacak ve sakinleşmeyecekler. Zaten bizi her türlü yaptırımla ya da şimdi dedikleri gibi 'tüm yaptırımların anası'yla tehdit ediyorlar.
Eh, buna alışığız. Zaten ne olursa olsun, her halükarda yaptırımlar uygulanacağını biliyoruz. Bir sebep olsa da olmasa da.
Putin, desteklediği Moskova yanlısı Ukrayna başkanlık adayı Viktor Yanukoviç'in kitlesel protestolarla iktidardan uzaklaştırılmasına karşılık Kırım Yarımadası'nı ilhak ettikten sonra hem DHC hem de LHC, 12 Mayıs 2014'te bağımsızlıklarını ilan etmişti.
Bölgede son 8 yıldır süren mücadelede yaklaşık 14 bin kişi öldürülürken NATO ve Ukrayna, Rusya'yı ayrılıkçı isyancıları silahlandırmakla suçluyor; Kremlin ise bu suçlamayı reddediyordu.
DHC ve LHC, Kiev tarafından resmen terör örgütleri olarak kabul edilse de bu ABD, AB veya diğer uluslararası kuruluşların üzerinde anlaşmaya vardığı bir karar değil.
DHC ve LHC'nin eski liderleri Aleksandr Zaharçenko ve Igor Plotnitskiy, şiddeti sona erdirmek umuduyla hazırlanan ancak anlaşmaların farklı yorumlanması nedeniyle hiçbir zaman yürürlüğe girmeyen 2014 ve 2015 Minsk mutabakatlarının imzacısıydı.
Rusya çatışmaya taraf olmadığı ve bu nedenle anlaşmanın kendisi için geçerli olmadığı konusunda ayak direrken, silahlı kuvvetlerini ve askeri donanımını Donetsk ile Luhansk'tan çıkaramayacağını çünkü savaşçıların kendi savaşçıları değil, ayrılıkçı isyanın savaşçıları olduğunu öne sürmüştü.
İki taraf arasındaki fikir ayrılıkları devam etmişti. Ukrayna, Minsk anlaşmalarını toprakları üzerinde yeniden kontrol sağlamanın yolu olarak görmüş, Rusya da bu anlaşmaları isyancı bölgelere özerklik verme fırsatı olarak değerlendirmişti ki bu da dolaylı olarak Ukrayna dış politikasında bilfiil söz hakkı sahibi olmak demekti.
DHC ve LHC'yi barındıran endüstriyel merkez Donbas'taki seçimle ilgili beklentiler de tartışmalıydı çünkü ayrılıkçı eski savaş ağalarının parlamentoda koltuk sahibi olma veya polis teşkilatında yüksek makamlara gelme olasılıkları artmış ve birçok Ukraynalı bu sonuçları kabul edilemez bulmuştu.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent