Boris Johnson'ın seçim kampanyası, ekibindeki bölünmelerin kamuya yansıyacağı kadar kötü gidiyor. The Times gazetesi dün Johnson'un uzun soluklu müttefiklerinden bazılarının "Danışmanı Gavin Williamson ve kampanya yöneticisi James Wharton'un etkisinden dolayı kırgın olduklarını" yazdı.
Savunma Bakanlığı görevinden Ulusal Güvenlik Konseyi tartışmalarını sızdırmak suçlamasıyla Theresa may tarafından alınan eski parti başdenetçisi Williamson, milletvekilleri tarafından seçim kampanyasının başarılı biçimde yürütülmesinin sorumlusu olarak görülüyordu. Çalışmaları; oylama başlamadan önce, kamu desteğinde komuta liderliği kurdu ve Johnson'ın Muhafazakar milletvekillerinin yarısından fazlasının desteğini sağlamasıyla sona erdi.
Ancak, Williamson ve 2017 seçimlerinde koltuğunu kaybeden eski milletvekili Wharton; nüfuzlarını kullanarak Johnson'u kamu denetiminden kaçınmaya ikna etti ve Johnson'un uzun soluklu danışmanlarını kızdırdı. Bir arkadaşının “Boris'e çocuk muamelesi yapma eğilimi var" dediği aktarılıyor. "Elbette korunmaya ihtiyacı var ama aşırıya kaçılıyor."
Johnson'un, özel hayatına dair soruları neden cevapsız bıraktığını açıklayabilmek için BBC siyasi editörü Laura Kuenssberg'le mülakatı kabul etmesinin, yani bu ani rota düzeltme hamlesinin sebebi işte bu.
Johnson geçen gün de LBC'deydi. Tüm gazetelerin ön sayfalarında yer alan, kız arkadaşı Carrie Symonds'la fotoğrafına ilişkin soruları yanıtsız bıraktı. Sonraki günlerde dışarıda, kamu önünde daha fazla konuşma ve daha fazla mülakat gerçekleştirecek.
Taktiklerdeki değişime bakıldığında, Johnson'ı gizleme yönündeki eski yaklaşımda çok aşırıya kaçıldığı kabul edilmiş gibi görünüyor. Sorun şu ki Johnson, beklenenden daha saldırgan bir kampanya yürüten rakibi Jeremy Hunt tarafından sıkıştırılıyor gibi duruyor.
Hunt, haftasonu Johnson'ı "korkak" olarak nitelendirirken, pazartesi günü de "10 Numara’ya arka kapıdan sızmaya" çalışmakla suçladı. Johnson, kamu denetimini somurtarak kabullenirken zalim bir suçlu gibi yanıt verdi.
Böylece kısmen doğru olanı yaptıysa da, artı puanını almak için çok geç kaldı. Kuenssberg Symonds'la olan ilişkisini sorduğunda, cevap vermeyeceğini, bunun ailesine ve sevdikleri için adil olmayacağını söyledi. Eğer bu yanıtı Cumartesi günü Birmingham'daki kampanyada Dale'e vermiş olsaydı birçok kişi kabul eder ve Johnson’ın cevap vermek yerine olayların kontrolünü elinde tuttuğu izlenimi sunulurdu.
Johnson'un dizginleri hala çok sıkı tutuluyor. Oy pusulalarının Muhafazakar parti mensuplarına ulaşmasından sonra gerçekleşecek -ve dolayısıyla çoğunun doldurup göndermiş olacağı- 9 Temmuz tarihindeki ITV tartışmasına kadar televizyon programlarına çıkmayı reddetti.
Guardian’a konuşan çeşitli kaynaklara göre Wharton, Muhafazakar Parti tarafından düzenlenen seçim buluşmalarının kameralara açık olmasına karşı çıkmış. Johnson'ın kampanya sözcülerinden biri iddiaları reddederken, Parti Lideri Brandon Lewis da tüm buluşmaların canlı yayımlanacağını söyledi. Ancak ben bundan, hem Johnson ekibiyle Parti arasında hem de ekibin kendi içinde gerilimin süreceğini anlıyorum.
Bu durum, Johnson'ın kişiliğini de yansıtıyor. Bir kısmı gösteriş yapmak istiyor. Eski Muhafazakar lider William Hague "Seçim kampanyalarından zevk alan ve nereye giderse gitsin büyük bir heyecan yaratan böyle bir siyasetçinin, diğerlerinden daha kısıtlı bir takvime hapsedilmesi bir hata" dedi.
Ancak Johnson, parti söylemlerinden sapmamasını sağlayacak bir disiplinden mahrum olduğunu da biliyor. Örneğin, geçen sabah Nick Ferrari'yle gerçekleştirdiği radyo programında önce, Symonds'la olan fotoğrafı kendisinin ayarlayıp ayarlamadığına dair sorular üzerine konuştu. Daha sonra da en son ne zaman saç traşı olduğundan hareketle fotoğrafın tarihine dair tartışmaların içine çekildi.
Eğer Johnson'ın kampanya ekibi bölünmüşse, bu durum kararsız karakterinin bir yansımasından ibaret.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent
