İYİ Parti ve Lütfü Türkkan olayı

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Türkiye son bir haftadır İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın Bingöl'de parti genel başkanı Meral Akşener'i protesto eden bir kişiye ettiği küfürü konuşuyor.

Her ne sebeple ve her ne tahrik altında olursa olsun, doğal olarak ülkenin büyük bir çoğunluğu Lütfü Türkkan'ı kınıyor.

İYİ Partililer ise Türkkan'ı kurtaracak, mazur gösterecek gerekçeler üretmeye çalışarak çırpınıyorlar.

Defalarca yazdım, söyledim; "Siyasetin estağfurullah olmaz."

Laf bir kez ağızdan çıktıktan sonra kıyamete kadar sahibinindir, siciline yapışır kalır.

Onun içindir ki siyasilerin on sefer düşünüp bir sefer söylemeleri gerekir.

Lütfü Türkkan'ın vukuatı, anlaşılan uzunca bir süre daha gündemde kalacak.

Siyasetin birçok tanımından biri de 'siyasetin kriz yönetme sanatı' olmasıdır.

Her an çıkması muhtemel krizleri ustaca yönetemeyen bir siyasetin, başarılı olma şansı yoktur.

'Türkkan krizini' İYİ Parti'nin adına yakışır bir şekilde 'iyi' bir şekilde yönettiğini söylemek mümkün değil.

Bir durum tespiti yapmak gerekirse;

İYİ Parti bu krizden yara almadan çıkamadı veya az bir hasarla çıkabilmeyi başaramadı.

Bunun başlıca iki ana nedeni gözüküyor:

1. Lütfü Türkkan da dahil İYİ Parti kadrolarında izahı zor, içi boş bir özgüven patlaması var.

Bu öylesine bir özgüven ki 'Devlet Bahçeli Sivas'tan öteye gidemezken, ben Kurtalan'dan, Bingöl'e; Rize'den Muğla'ya kadar ülkenin her tarafına rahatlıkla gider, dolaşır ve konuşurum' meydan okumasında. 

Bundan dolayı da parti genel başkanı Meral Akşener hemen her hafta ülkenin farklı bir köşesine gidiyor, çarşı meydan dolaşıyor.

Gitmesine gidiyor da eskilerin 'Gitmek kolay, dönmek zor!' dediği gibi, gidişi kolay ancak dönüşü zor oluyor!

Nitekim Rize, Kurtalan, Bingöl... gidilen her yerden yara almadan, sağ salim dönmek/dönebilmek mümkün olmuyor!

Her seferde mutlaka bir vukuat çıkıyor ve günlerce bu vukuat konuşuluyor. 

'Reklamın iyisi-kötüsü olmaz' diyebilirsiniz; ancak marifet yine eskilerin tabiri ile 'gitmekte' değil, sağ salim dönebilmekte.

Kurtalan'da "milliyetçi", "Kürt-Kürdistan karşıtı", Bingöl'de "PKK yanlısı", Rize'de "CHP işbirlikçisi" olarak protesto edilmek ve bunların hiçbirini ikna edici bir söylemle cevaplayamamak, doğal tepki veya provokasyonları kazasız belasız savuşturamamak; yaman bir çelişki ve bu durum partiyi yaralıyor.


2. Bunun en önemli nedeni İYİ Parti'nin Kürt sorunu ile ilgili derli toplu, çelişkiden uzak ve kendi içinde tutarlı bir siyasetinin olmayışı.

İYİ Parti bir yandan en az MHP kadar Türk milliyetçiliği yaparak, 'Kürtçe anadille eğitim müzakere bile edilemez' diyor, bir yandan da örtülü bir şekilde HDP oylarına talip oluyor.

Daha açık bir ifade ile 'HDP'nin yeri PKK'nin yanıdır, HDP ile bir ittifak asla mümkün değildir' dedikten sonra; hiçbir şey olmamış gibi 'HDP seçmeni tümüyle oylarını bizim belirleyeceğimiz cumhurbaşkanı adayına versin' pişkinliğinde bulunuyor.

Hem HDP'ye, PKK'ye ağzına geleni söyleyecek, hem de hiçbir şey olmamış gibi 'HDP, PKK taraftarları bizi desteklesin' diyeceksin; siyaseten bu çelişkinin izahı mümkün değil.

İzahı mümkün olmadığı gibi bu tutarsız tavrı sürdürebilmek de mümkün değil.


İYİ Parti'nin bu karmaşık politikasında ısrar etmesi durumunda, hem milliyetçi, hem de Kürt seçmenleri birden karşısına alması kaçınılmaz.

Tam bir evdeki bulgurdan da, Dimyat'taki pirinçten de olma durumu!

Aslında AK Parti ve MHP'nin; İYİ Parti'yi köşeye sıkıştırdığı Millet İttifakı'nın en zayıf halkası veya yumuşak karnı da burası.

Cumhur İttifakı ısrarla 'karnına, karnına' vuruyor;

İYİ parti de nedense gardını almıyor/alamıyor.

İYİ Partili kurmayların ülkenin her tarafına gidip 'sağ salim' dönebilmeleri ve Millet İttifakı'nı çatlatmamaları için, bir an önce bu içi boş özgüven patlamasından sıyrılarak doğru düzgün bir Kürt politikası belirlemeleri gerekiyor.

Sadece İYİ Parti değil, Kürt seçmenlerle ilgili duruşunu netleştirmeyen hiçbir partinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanma şansı gözükmüyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU