İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı, 

Ağıralioğlu, partisinin Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın bir şehit yakınına yönelik kullandığı küfürlerin asla affedilemeyecek bir davranış olduğunu söyledi.

İYİ Parti'nin kurulduğu günden beri Genel Başkan Meral Akşener başta olmak üzere millete hizmet için yola çıktıklarını ancak bu yolda iftiralara maruz kaldıklarını anlatan Ağıralioğlu, şöyle devam etti:

İYİ Parti hakarete uğradığı halde hakaret etmemeyi, rencide edildiği halde kabalık etmemeyi, adaletsizlik gördüğü halde hiç kimseye zulüm etmemeyi kendisi için şiar edinmiş bir partidir. Dolayısıyla hiçbir gerekçe Lütfü Türkkan'ın söylediği söze gerekçe olamaz, meşrulaştıramaz, bu yanlıştır. Bu yanlışın ama ile lakin ile gölgelenmesi, Türk milletine hizmet iddiasında olan bir partinin ve Türk milletinin hiçbir ferdinin karı değildir. Meral Akşener, birinin annesi, birinin bacısı, birinin ablası, birin halası, teyzesi ve bir kadındır. Genel Başkan'ın böyle bir hatayı, kabahati görmezden gelmesi mümkün değildir.

"Kitabımızda böyle bir küfrün yeri yoktur"

Ağıralioğlu, İYİ Parti'nin, hata yapınca hatasıyla yüzleşebilen, bunun sorumluluğunu taşıyabilen, bedelini ödeyen ve yanlış yapan partili arkadaşını temsil makamından geri çeken bir parti olduğunu dile getirdi.

Siyasette böyle yanlışların ve kabahatlerin yaşanabileceğini kaydeden Ağıralioğlu, "Ama bu kabahatlerden hiçbir şey olmamış gibi davranmak siyaset kurumunun saygınlığını aşındırır. Siyaset kurumunun millet nezdindeki itibarını gölgeler ve milletin devlete olan hürmeti kalmaz. Hiç kimse şehitlere hürmetsizlik ve hakaret edemez. Bu memlekette hiç kimse hiçbir gerekçe ile bu kadar galiz laflarla hiç kimseye küfür edemez. Kitabımızda, imanımızda, inancımızda, kültürümüzde, siyasi kurgumuzda, hayalini kuruduğumuz Türkiye'de böyle bir küfrün yeri yoktur. Böyle bir kabalığın, hakaretin yeri yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkkan, AK Parti'de milletvekili olsaydı, Karun kadar zengin bir müteahhit olurdu"

AK Parti'den gelen eleştirileri anımsatan Ağıralioğlu, parti olarak hata yapan siyasetçileri geri çekmeyi bildiklerini söyledi.

Ağıralioğlu, "AK Parti eleştirilerin dozunu bu kadar yükseltirken şunun hesabını vermek zorundadır: Biz hata yapanları makamlarından el çektiriyoruz. Eğer Lütfü Türkkan AK Parti'de milletvekili olsaydı, milletine hakaret etseydi, Karun kadar zengin bir müteahhit, milletin inancına hakaret etseydi, Egemen Bağış gibi büyükelçi olurdu. AK Parti'de millete ve inanca hakaret etmenin taltif edildiği bir süreç de var. İYİ Parti'de hata yaparsanız temsilden alınırsınız, ama yıllardır AK Parti'de hata ödüllendirilen bir mekanizmaya döndürüldü" görüşünü savundu.

"Siyasetin ilkeli yapılması gerekir"

Kendisine "şehit yakını" diyen birinin, şehitlik makamına yakışır bir ahlak taşıması gerektiğini ifade eden Ağıralioğlu, "Genel Başkanımıza ağıza alınmayacak kadar galiz laflarla hakaret eden birisi aslında 'şehidin yakınıyım' değil, 'şehidin uzağıyım' demektedir. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Lütfü Türkkan'ın söylediklerine ilaveten dönüp, 'şehitlik kavramı budur, şehide yakın olanın sahip olduğu ahlak da budur' diyerek, bir kavram inşa etmesi gerekirdi" diye konuştu.

Yavuz Ağıralioğlu, bir gazetecinin, Türkkan'ın, partiden istifa edip etmeyeceğine ilişkin sorusuna, "Bugün bir seçim yapacağız, sonra süreç neyi gerektiriyorsa, milletimize ait sorumluluklarımız neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Bu süreci yönetirken siyaseten kazanmak gibi bir hesabımız yok. Biz siyasi rakiplerimize karşı avantaj kollamıyoruz. Bizim memleketi toparlamak ve makulü inşa etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Milletimizin vakarına uygun davranacağız" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkkan'ın milletvekilliğinin düşürülmesi yönünde beyanları olduğunun anımsatılması üzerine Ağıralioğlu, "Siyasetin ilkeli yapılması gerekir. Biz hata yapanlarımızı makamlarından el çektiriyoruz. Siz hata yapanları ödüllendiriyor ve taltif ediyorsunuz. Hata yapanları ödüllendiren ve makamlarını yükselten, bize ilke hatırlatması yapamaz. Bizim hassasiyetimiz bellidir. Böyle bir hatayı, kabahati görmezden gelmeyiz. Bunu 'ama, lakin, fakat' ile gölgelemeyiz. kabul edemeyiz" görüşünü paylaştı.

Independent Türkçe, AA