Bir süre önce Rize'nin İkizdere ilçesinde AKP iktidarının gözde inşaat şirketlerinden birinin taş ocağı açıp doğayı katletme girişimine karşı oranın halkı direnişe geçti.

Ünlü müzisyen Sezen Aksu da Rize İkizdere'deki bu doğa katliamına tepki gösterip AKP iktidarını çok sert sözlerle eleştirdi.

Ne ilginçtir ki Sezen Aksu'nun AKP iktidarını ağır şekilde eleştirmesine, ana muhalefet CHP'nin yayın organlarından TELE 1'in Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ tepki gösterdi.

Merdan Yanardağ, Sezen Aksu'nun 'yetmez ama evet'çi geçmişini hatırlatıp "İkizdere'de biz mücadele ediyoruz, bu mücadele 'yetmez ama evet'çi sizin gibilerin işi değil, vazgeçin bundan" dedi. 

Merdan Yanardağ, "muhalefet küçük olsun bizim olsun" zihniyetindekilerin tipik bir örneği.

Keşke Sezen Aksu'ya karşı böylesine aslan kesilen Merdan Yanardağ, mafya liderlerinden Sedat Peker'in iddialarını cevaplamak için çıktığı Habertürk televizyonundaki programda Süleyman Soylu'ya karşı da böylesine aslan kesilseydi!

Ama Merdan Yanardağ, AKP iktidarının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu sorularıyla terleten bir gazetecilik örneği bile sergileyemedi.

Kaldı ki bugün AKP iktidarına her muhalefet edenin geçmişine bakılacak olsa, başında CHP'nin olduğu Millet İttifakı diye bir ittifak olabilir mi?

Nitekim bugün Millet İttifakı'nın liderlerinden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, geçmişte AKP'nin kurucularından biriydi.

Millet İttifakı'nı destekleyen DEVA Partisi'nin Genel Başkanı Ali Babacan, AKP'nin kurucularından, bakanlarından, en önde gelenlerinden biriydi.

Millet İttifakı'nı destekleyen Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davudoğlu, AKP'nin genel başkanı, başbakanı olan biriydi.

Millet İttifakı'nı destekleyen Saadet Partisi'nin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Sivas Katliamı'nda adı geçen biriydi.

İstanbul'un CHP'li Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dedesi Adnan Menderes'ci, babası Süleyman Demirel'ci, kendisi de geçmişte Turgut Özal'cı olan biri.

Bugün CHP'nin en tanınmış milletvekillerinden İlhan Kesici, geçmişte CHP'nin baş rakibi Adalet Partisi'nin lideri Süleyman Demirel'in en yakınlarından biri.  

Bugün CHP'nin en tanınmış milletvekillerinden Abdüllatif Şener, AKP'nin en önde gelen dört kurucusundan biri.

Bu konuda örnekler o kadar çok ki.

Kaldı ki Sezen Aksu'nun yetmez ama evetçi geçmişini sorgulayan Merdan Yanardağ'ın, genel yayın yönetmeni olduğu Tele1'de bugün yorumculuk yapan Mehmet Ocaktan'ın geçmişini de sorgulaması gerekmez mi?

Mehmet Ocaktan,  geçmişte AKP'nin ve de Tayyip Erdoğan'ın baş savunucusu olan bir gazeteci ve de AKP'nin milletvekiliydi.

Tüm bu örneklerle anlatmak istediğim şu ki, bugün muhalefetteki Millet İttifakı saflarındakilerin geçmişi sorgulansa, ortada Millet İttifakı diye bir oluşum kalabilir mi?

Nitekim bu gerçeği çok iyi bildiği için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kimsenin geçmişini sorgulamıyor.

Millet İttifakı'na katılan, destekleyen herkese "dostlarım" diyor. 

"Biz dostlarımızla birlikte iktidara yürüyüp iktidar olacağız" diyor.

Ve Kemal Kılıçdaroğlu, CHP örgütlerine, CHP tabanına şöyle sesleniyor:

Yeni bir siyasete hazır mısınız? Eski tartışmalara ve olumsuz siyasete dur demeye hazır mısınız? İnsanlarımızı birleştirmeye hazır mısınız? Sarılmaya hazır mısınız? Barışmaya hazır mısınız? Anlamaya ve anlatmaya hazır mısınız? Daha çok hoşgörüye, şefkate, farklı fikirlere hazır mısınız? Değişmeye ve değiştirmeye hazır mısınız?

Kemal Kılıçdaroğlu, bırakın Sezen Aksu gibi değerli bir müzisyenin, herhangi bir kişinin bile dışlanmasını istemiyor.

Herkesi kazanmaya çalışıyor.

Sezen Aksu'yu dahi dışlamak isteyenlere göre, acaba Kemal Kılıçdaroğlu böyle yapmakla yanlış mı yapıyor?

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.