Kolombiya'da yüz binlerce kişi, ülkedeki Kovid-19 salgını ve ölümlerin ortasında, Ivan Duque hükümeti tarafından hazırlanan vergi reformunu protesto etti.
Kolombiya genelinde protestocular sokaklara döküldü. Protestolar, virüsün üçüncü dalgasının hastane yoğun bakım ünitelerini kapattığı bir zamanda geldi.
'Paro Nacional' olarak bilinen ulusal grev, Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque yönetimi tarafından önerilen vergi zamlarına bir tepkiydi.
Ancak protesto yürüyüşleri, kısa sürede salgının neden olduğu gerginlik ve ekonomik kargaşaya karşı tepki oldu.
Bogota, Cali ve diğer şehirlerde polis ve protestocular arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Ülkenin üçüncü büyük şehri Cali'de halk otobüsleri yakıldı; mağazalar ve bankalar talan edildi.
Barışçıl bir gösteri olarak başlayan eylem, 5 ölü, 300'den fazla sivil yaklaşık 100 polis memurunun yaralanmasıyla sona erdi.
Başkan Duque, Kongre'den reform konusunda "kırmızı çizgiler olmadan" bir diyalog başlatmasını istiyor, ancak bunu geri çekmeyeceğini de yineliyor.
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde, Başkan Duque önce Silahlı Kuvvetleri büyük şehirlerde asayişi sağlaması için görevlendirdi.
Ardında da 4 gün boyunca protesto edilen vergi reformu paketini geri çektiğini açıkladı.
50 milyonluk ülkede 2,8 milyondan fazla virüs vakası açıklandı ve 72 bin kişi virüsten öldü (31 Nisan 2021 itibarıyla).
Vergi reformu internet hizmeti, benzin, elektrik, su gibi temel giderlere yüzde 19'luk bir vergi getirerek ve ayda 700 dolardan fazla kazanan kişilere 'gelir vergisi' uygulayacaktı.
Çünkü Kolombiya ekonomisi, geçen yıl yaklaşık yüzde 7 küçüldü. Toplanan para, pandeminin neden olduğu finansal açıkları kapatmak, yoksulluk ve aşırı yoksulluk içinde yaşayan hanelere küçük nakit ödemeler sağlamak için kullanılacaktı.
Ayrıca Iván Duque hükümeti, 15 Nisan'da Kongre'ye, bireyler ve işletmeler için birçok kesintinin ve vergilerin artırılmasını ve yıllık vergi tahsilatını 6,38 milyar dolar ve GSYH'nin yüzde 2'si kadar artırmayı hedefliyordu.
Duque Hükümeti, pandemi karşısında artan hükümet harcamaları nedeniyle bu yıl yaklaşık 26 milyar dolar ve GSYH'nin yaklaşık yüzde 8,6'sı tutarında bir mali açık öngördü.
Bu bağlamda protestolar belirli bir politikadan daha çok, ülkeye nüfuz eden genel bir eşitsizlik duygusu ve ekonomik kriz ile ilgiliydi.
Dolayısıyla Kovid-19 ölümlerin ani artışı, aşı uygulamasının yavaş ilerlemesi dışında ülke derin bir ekonomik kriz yaşarken, Başkan Iván Duque vergileri artırmaya çalıştı.
Tüm bu olguların/eleştirilerin bir araya gelmesiyle Bogota, Medellin, Cali ve diğer şehirlerde esnaf, sendika liderleri, öğretmenler, üniversite öğrencileri ve emekliler tarafından desteklenen kitlesel protestolara yol açtı. An itibarıyla protestocular Başkan Duque'nin istifasını istiyor.
Protestoların arkasında ne var?
Kolombiya'da hoşnutsuzluk aylardır; hatta 2019 yılından beri devam ediyor. Ulusal grev, vergi reformu ve emeklilik kesintileri hakkında söylentilerin yayılmasıyla ilk olarak işçi sendikaları harekete geçti.
Grev çağrısı, üniversite öğrencilerinin yolsuzluklar ve halk eğitimindeki kesintileri protesto etmeye devam etti.
Grev çağrıları aynı zamanda ülkenin yerli ve sosyal haklar aktivistlerine yönelik şiddet olaylarının arttığı sırada geldi.
Ek olarak Duque, Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC) ile 2016 barış anlaşmasını yavaşça uygulamasından da sorumlu tutuldu.
Tüm bu faktörler, pandemi huzursuzluğu yaşayan ülke de; aşı eşitsizliğinde yaşanan enerjiyle birleşince, öğrenciler, yerli halk, sol kolektifleri, Z kuşağı, LGBT grupları ve diğer gruplar da protestolara dahil oldu.
İşçi sendikaları ve toplumsal hareketler tarafından çağrılan ulusal greve pek çok insan, özellikle gençler, kendiliğinden katıldı. Central Unitaria de Trabajadores (CUT), protestoların arkasındaki ana itici grup oldu.
Başlangıçta, grevde hükümet ve özel sektör tarafından verilen emekli maaşları, vergiler, çalışma koşulları, çevre ve kamu eğitimi konusundaki reformlara karşı mücadele vardı.
Ancak bu talepleri fazlasıyla aşan ve ülkedeki mevcut şiddet içinde sentezlenen karşı bir duruma döndü.
Protestocular çok hızlı bir şekilde geniş sosyolojiyi dönüştürdü. Sadece öğrencileri ve işçileri değil, aynı zamanda kötü sağlık sistemi, yetersiz emekli aylıkları, şiddet, eşitsizlik, yolsuzluk ve diğer konulardan endişe duyan her kesimden Kolombiyalıları da cezp etti.
Mesela 2016 barış anlaşmasının tam olarak uygulanması, emeklilik reformunun ve çevik kuvvet polisinin ortadan kaldırılması gibi taleplerde beraberinde geldi.
Özellikle protestocu Dilan Cruz'un, hayatını kaybetmesiyle protestolar iyice şiddetlendi.
Göstericilerin toplumsal talepleri: Ekonomi ve eşitsizlik
Kolombiya'da neredeyse tam bir memnuniyetsizlik var, ancak genel olarak vergi reformu (reforma tributaría) son birkaç haftadır ana odak noktası haline geldi.
Ayrıca iktidardaki Centro Democrático'ya ve başkan Iván Duque'ye muhalefet var. Temelde, Kolombiyalıların çoğu (Invamer anketine göre yüzde 77) ülkenin yanlış yolda olduğunu düşünüyor.
Nitekim bu paket son dakikada geri çekilmeseydi; Iván Duque hükümetinin ülke tarihindeki en kötü ekonomik krizin ortasındaki üçüncü vergi reformu olacaktı.
Reformun, gelir ve KDV gibi vergi tabanlarını genişletip yaklaşık 26 milyar dolar toplamak için tasarlandı.
Göstericilerin bazıları Venezuelalıların evlerine gönderilmesini istiyor.
Çevrenin korunması, Yerli hakları ve afro-Kolombiyalılar için insan hakları düzenlemesi; ayrıca yolsuzluk, işsizlik ve eşitsizlikten kaynaklı genel bir mutsuzluk söz konusu.
2016 barış anlaşması, FARC ile yarım yüzyıldan fazla süren savaşı sona erdirdi. Ancak hükümetin bıraktığı iktidar boşluğu ve uygulamadaki başarısızlıklar, rakip silahlı grupların ülkenin büyük kesimlerinde şiddet olaylarının artmasına neden oldu.
Özellikle insan hakları savunucularına yönelik katliamlar ve hedefli suikastlar de pandemi sırasında ülke genelinde arttı. Aynı şiddet, 2019'daki ilk Paro Nacional'de aylarca süren protestoların nedeniydi.
Öte yandan, öğretmenlerin kendi endişeleri var. Kolombiya Eğitim İşçileri Federasyonu, dönüşüm modellerine karşı çıkıyor, derslere dönmek için sağlık güvencesine sahip olmak istiyor.
Ülkede polis baskısı arttı ve polis göstericilere karşı silah kullanmaya başladı. Özellikle aktivist Dilan Cruz'un, bir polisin şok tabancasıyla öldürülmesinin ardından; göstericiler, çevik kuvvet polisin kaldırılmasını talep ediyor.
Bunlara ek olarak, topraklarından zorla yerinden edilen ve mülksüzleştirme mağdurlarına iade etmeye çalışan yaklaşık 1000 çevreci, insan hakları savunucusu, sosyal haklar aktivisti/lideri ve yargı süreçlerinin destekçileri sistematik olarak öldürüldü.
Başta Cauca, Nariño, Antioquia ve Córdoba olmak üzere düzinelerce yerli insan ve köylü dahil olmak üzere yaklaşık 100 eski FARC savaşçısı da suikasta kurban gitti.
Son olarak başkan Iván Duque'nin istifa etmesi için büyük bir dilek var; ki, bu olağanüstü bir talep değil.
Çünkü yolsuzlukla, skandalla ve siyasi yetersizliklerle doğrudan bağlantılı olarak baş sorumlu Başkan Duque gösteriliyor.
Toplumsal asabiyeti; ekonomik krizin, 'orta sınıfı hedef alması' oluşturdu
Kolombiya, Latin Amerika'da Brezilya ve Arjantin'in ardından en yüksek enfeksiyon sayısına (2,8 milyon) sahip üçüncü ülkesidir.
Son 50 yılın en kötü Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) 2020'de yüzde 6,8'e düştü. Kayıt dışılığın nüfusun neredeyse yarısını kapsadığı Şubat ayında işsizlikyüzde 18,1'e ulaştı.
En son Invamer anketine göre, iktidarda bir yıldan fazla süresi kalan Duque'nin popülerlik derecesi yüzde 33'e düştü.
Hatta vergi reformu, salgına neden olan krizi hafifletmek için bir araç olarak sunulsa da, iktidar partisi içinde bile projeye itirazlar var.
Başkan Duque, 2022 ile 2031 arasında yaklaşık 6,3 milyar dolar toplamayı planlıyor.
En fazla hoşnutsuzluğa neden olan öneriler arasında asgari ücretin 248 dolar olduğu bir ülkede; üst orta sınıf bölgelerinde temel hizmetlerin de vergilendirilmesi, ayda 656 dolardan fazla kazananlara gelir vergisi oluşturulması yer alıyor.
Ayrıca üst-orta sınıf bölgelerindeki temel hizmetlere ve cenaze hizmetlerine de vergi koymayı planlıyor.
Öfkenin bir diğer nedeni, vergi reformunun "halk için açlığa ve sefalete" dönüşmesi. Bu durum, aşırı ekonomik zorlukların yaşandığı bir dönemde orta sınıfa yönelik haksız bir saldırı olarak görülüyor.
Kolombiya'da beş kişiden neredeyse biri işsiz ve asgari ücret ayda 248 dolara denk geliyor. Bu nedenle sendikalar, reformun "milyonlarca Kolombiyalıyı aç bırakacağına" inanıyor.
Bu bağlamda, Kolombiya'da hastaneler çöküşün eşiğindeyken, sokağa çıkmanın mantıklı olmadığı bir gerçek.
Bu yüzden de bu riski satın almak Kolombiya'da protesto etmeyi pahalı hale getiriyor. Bu protesto iklimine, 72 bin insanın hayatına mal olan Kovid-19 ile işsizlik ve yoksulluk nedeniyle büyüyen iç hoşnutsuzluk eklendi.
Kamuoyu yoklamaları, nüfusun üçte ikisinin cumhurbaşkanının yönetimini onaylamadığını gösteriyor.
Yakın tarihli bir ankete göre, Kolombiyalıların yüzde 82'si 2022'de bu reformu destekleyen bir cumhurbaşkanı adayına oy vermeyeceklerini söyleyerek buna karşı çıkıyor.
Vergi reformu, ülkede salgın sırasında en çok zarar gören nüfus kesimlerini sıkıştırıyor.
Sonuç olarak, ölümcül pandeminin ortasında bir halk protesto etmek için dışarı çıkıyorsa, bunun nedeni hükümetin virüsten daha tehlikeli olmasıdır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish