Kuveyt'te yaklaşan seçimler ve çözüm bekleyen meseleler: Enter

Sinem Cengiz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Yasser Al Zayyat/AFP

Bölgesel meselelerin çözümünde güçlü arabuluculuk rolü ile bilinen Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir el-Sabah, 29 Eylül'de hayatını kaybetti.

Ölümünün üzerinden henüz iki saat geçmeden, Kuveyt Bakanlar Kurulu, Emir'in 83 yaşındaki üvey kardeşi olan Veliaht Prens Navaf el-Ahmed el-Cabir el-Sabah'ın ülkenin yeni Emiri olduğunu duyurdu.

Şeyh Navaf, 30 Eylül'de parlamento önünde yemin ederek göreve başladı.


Sultan Kabus bin Said'in ölümünün ardından Umman'ın tarafsız dış politikasında değişiklik olabileceğine dair endişeler dile getirilmişti.

Ama ülkenin yeni Sultanı Heysem bin Tarık bin Teymur Al Said, daha çok iç meselelere odaklanmış, dış politikada bir değişikliğe gitmemişti.

Benzer şekilde, Şeyh Sabah'ın ölümü, Kuveyt'in arabulucu, tarafsız ve pragmatist dış politika çizgisinde bir değişikliğe neden olur mu sorularını akıllara getirmişti.

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Hayır. Ama iç politikada önemli gelişmeler bekliyorum. 


Şeyh Navaf'ın, Umman'daki yeni yönetimin izlediği stratejiye benzer şekilde selefinin belirlediği sınırlardan uzaklaşmayacağı ve ülkenin dış politika statükosunu koruyacağı beklenmektedir.

Ancak, dış politikada süreklilik olacağı, iç politikada bir değişikliğe gidilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Şeyh Navaf'ı, asıl iç politikada ciddi bir sınav beklemektedir.

Kuveyt'in içinde bulunduğu durumdan ve yaklaşan parlamento seçimlerinden bahsetmeden önce, ülkenin siyasi yapısına, Emir'in profiline ve seçilecek yeni veliaht prensin kim olacağına değinmekte yarar var. 


Yeni Emir ve Veliaht Prens adayları 

Emir Navaf, Kuveyt siyasetinde yeni bir isim değil. İçişleri Bakanı ve Savunma Bakanı olarak hükümette görev yapmış tecrübeli bir isim.

Ayrıca mütevazı, uysal, ve kararlı yapısı ile biliniyor. Önceki Emirlerden farklı olarak, başbakan olarak görevde bulunmamıştır.

Bunun sebebi ise, ülkede siyasi reformlar kapsamında alınan önemli bir kararla 2003'ten beri veliaht prenslik ve başbakanlık makamlarının birbirinden ayrılmış olmasıdır.

Emir olmadan önce dünyanın en yaşlı veliaht prens unvanını elinde bulunduran Şeyh Navaf'ın kimi yeni veliaht prens olarak belirleyeceği merak konusu.

Diğer Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinden farklı olarak, Kuveyt siyasal sistemine göre yeni Emir'in göreve başladığı yıl içinde yeni veliaht prensin belirlenmesi ve belirlenecek kişinin Kuveyt Ulusal Meclisinden (seçilmiş parlamento) onay alması gerekmektedir.

Eğer bu onay gelmezse, Emir üç isim belirleyecek ve o isimlerden birini Meclis seçecektir. Fakat Kuveyt siyasi tarihinde Emir'in belirlediği isme hiç itiraz edilmediğini hatırlatmakta fayda var.


Şeyh Navaf'ın veliaht prensi belirlemesi için bir yılı olmasın rağmen, önceki dönemlerde olduğu gibi bu kararın daha erken verilmesi beklenmektedir.

Şeyh Sabah, Emir olduktan 22 gün sonra veliaht prensi atadı ve ondan önceki Şeyh Cabir de iktidara geldikten 47 gün sonra veliaht prensi seçti.

Ülkenin bulunduğu durum ve yaklaşan parlamento seçimleri göz önünde bulundurulduğunda, önümüzdeki günlerde veliaht prens isminin netleşeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.


Veliaht prenslik makamı için üç isim üzerinde durulmaktadır. Bu görev için en yakın isim Emir'in kardeşi ve Ulusal Muhafız Birliği Komutan Yardımcısı Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir el-Sabah. 80 yaşında olan Şeyh Meşal, vefat eden Emir'e ABD'de tedavisi devam ederken eşlik etmiştir.

Sert mizacı ile tanınan Şeyh Meşal, ülkedeki siyasi çevreden uzak olmasına rağmen bu pozisyon için en potansiyel isim olarak zikrediliyor.


Bir diğer isim ise, Kuveyt'in siyasi ve ekonomik çevrelerince güçlü bir desteği olan Şeyh Nasır el-Muhammed el-Sabah.

79 yaşında ve şu anki Emir'in yeğeni olan Şeyh Nasır el-Muhammed el-Sabah, ülkenin aynı zamanda eski başbakanıydı.

Kuveyt'i yakinen takip edenlerin hatırlayacağı üzere, 2011 yılında - muhalif şahsiyetler tarafından desteklenen -genç eylemci grupların, başbakanın istifa etmesi için üç gün boyunca sürdürdükleri protestolar sonrasında Emir, hükümet karşıtı protestoların odak noktası olduğu için kendisini görevden almıştı.

2011'de başbakanlık görevinden istifa ettikten sonra Şeyh Sabah'ın danışmanı olmuştur.


Muhtemel üçüncü aday olarak vefat eden Şeyh Sabah'ın 72 yaşındaki oğlu ve eski savunma bakanı ve başbakan yardımcısı olan Şeyh Nasır bin Sabah el-Sabah ismi üzerinde durulmaktadır.

Kuveyt'in 2035 Vizyonunun kilit ismi olan Şeyh Nasır, son zamanlarda ülkenin en önemli meselelerinden biri olan yolsuzlukla mücadele konusunda ön plana çıkmaktadır.

Vizyon 2035 planındaki rolü ve yolsuzlukla mücadele konusundaki duruşu, parlamentonun desteğini alma noktasında Şeyh Nasır'ın elini güçlendiren iki konu olmaktadır. 


Salim ailesinden olan eski dışişleri bakanı Muhammed Sabah el-Salim el-Sabah'ın ismi de zikredilenler arasında. 64 yaşındaki eski bakanın, veliaht prens olmasının zayıf olduğunu söylesen de, bir sürpriz yaşanabilir.

Çünkü Kuveyt'i yöneten el-Sabah ailesinin el-Cabir ve el-Salim kolları, geleneksel olarak sırayla devletin başında bulunmuştur.

Bu durum sadece 2006 yılında vefat eden Şeyh Sabah, yerine el-Cabir kolundan gelen kardeşi Navaf'ı getirdiğinde değişmiştir.

Kuveyt Emiri, Veliaht Prensi ve Başbakanı Kuveyt tarihinde ilk defa ailenin tek bir kolundan seçilmiş olup, el-Cabir kolu, ülkenin yönetimine egemen olmuştur. Bu sebepten, seçilecek veliaht prensin el-Salim kolundan gelebileceği de tahminlerim arasında.


Günün sonunda, veliaht prens kim olursa olsun, ülkenin hem Emiri hem de veliaht prensi 70 yaşın üzerinde kişiler olacak gibi.

Bu durumda, Kuveyt'in artan genç nüfusu ile örtüşmediği gibi, diğer KİK ülkelerinde yönetimi ele alan iddialı ve genç veliaht prenslerin yükseliş trendine de pek uymamaktadır.


Parlamento seçimleri ve ele alınacak meseleler

Bir sonraki veliaht prensin kim olacağı gündeminin gölgesinde, ülke adım adım parlamento seçimlerine yaklaşmakta. Anayasaya göre 4 yılda bir yapılması gereken parlamento seçimleri büyük olasılıkla ya kasımın son haftası, ya da en geç Aralık'ın ilk haftası gerçekleşecek.

Veliaht prens adayının parlamentonun onayına ihtiyacı olacağı için parlamentonun oluşumu önemlidir. Kuveyt parlamentosu ülkenin hem iç hem de dış politikasında önemli rol oynamaktadır.

En önemlisi, diğer KİK ülkelerinde bütün gücü elinde tutan veliaht prenslerin bir benzerinin Kuveyt'te olmasına karşı olan bir anlayışa sahipti.


Kuveyt Parlamentosu 4 yılda bir yapılan seçimlerde halkın 5 seçim bölgesinin her birinden 10 kişi olmak üzere seçtiği 50 üyeden oluşur.

Kabine üyelerinin seçilen 50 milletvekilleri arasından atanma zorunluluğu yoktur; ancak anayasaya göre bakanlardan en az birinin parlamentodan seçilmesi gerekmektedir.

Başbakanlık, dışişleri, içişleri ve savunma bakanlığı gibi kilit görevlere geleneksel olarak el-Sabah ailesi üyeleri getirilmektedir, ama bu bir zorunluluk değildir.

Halihazırdaki içişleri bakanı el-Sabah ailesinden değildir. Kuveyt parlamentosu ile Körfez bölgesinde kayda değer bir farklılık teşkil etmektedir.

2006 yılında, parlamento emiri görevden alarak tarihi bir emsal oluşturdu. Böylece, Körfez tarihinde ilk kez demokratik olarak seçilmiş parlamento bir Emiri görevden almış oldu.

Ayrıca, Kuveyt Anayasası parlamentoyu feshetme yetkisini sadece Emir'e değil, Anayasa Mahkemesi'ne de tanımaktadır. Kuveyt anayasasına göre seçilmiş̧ parlamento üyeleri, bakanlar ve başbakan için güvensizlik oyu kullanabilir ve onları görevden istifa etmeye zorlayabilir.

Hatırlanacağı üzere, vefat eden Şeyh Sabah iktidarda olduğu süre boyunca, yürütme ve yasama organları arasında yaşanan çıkmazdan ötürü, yedi kez parlamentonu feshedilmiş, on dört kez hükümet istifa etmiş ve on dört yıl içinde üç başbakanın değişmiştir.


Kuveyt Parlamentosu ülkenin dış politikası söz konusu olduğunda ortak bir tavır sergilediğinden parlamentodaki tartışmaların çoğu ülke iç siyaset ve ekonomik meselelerle ilgili olacaktır.

Seçimlerin gündeminde hükümetin Kovid-19'daki mücadelesine yönelik eleştiriler, bütçe açığı, işsizlik, petrol fiyatlarındaki düşüş, kontrol edilemeyen yolsuzluk, yeni bir seçim yasası, ve "bidun" diye bilinen vatansız kişilerin statüsü gibi çözülmemiş sorunlar yer alacaktır.

Bu meselelerin çoğu geçmişten süregelen meseleler; fakat yeni Emir ve oluşacak yeni parlamentonun bu meseleler ile ilgili somut adımlar atacağı yönünde beklentiler oluşmaktadır.

Çünkü Emir Navaf'ın atacağı ilk adımlar, Kuveytlileri nasıl bir yönetimin beklediğini gösterecektir.


Ayrıca, Kasım 2016 Parlamento seçiminin en önemli boyutu uzun süredir varlığı hissedilmeyen muhalefetin parlamentodaki 50 koltuğun neredeyse yarısını kazanarak güçlü bir şekilde yeniden ortaya çıkmasıydı.

Bu seçimlerde de ülkenin ekonomik sıkıntıları göz önüne alındığında, önemli bir muhalefet mevcudiyetinin oluşması beklenmektedir.


Yaşanan ekonomik sıkıntılar Kuveyt tarihindeki en yüksek bütçe açığına (yaklaşık 46 milyar dolarlık 2020-21 için) neden oldu.

Derecelendirme kuruluşu Moody's de yaptığı açıklamayla Kuveyt'in notunu ilk kez düşürmüştür. Bu durum iç reformların hızlanmasını gerektirecek.

Elbette Şeyh Navaf'ın veliaht prensi seçimi Kuveyt ekonomisinin nasıl reforme edileceğini şekillendirecek ve oluşacak yeni parlamento, bu reformların müzakeresinde büyük olasılıkla kilit bir rol oynayacaktır.

Bu yüzden, Kuveyt parlamento seçimlerini yakından izlemekte fayda vardır. Önümüzdeki aylar, Kuveyt siyasetinin yakın geleceğinin nasıl şekilleneceği hususunda çok önemli olacaktır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU