Benim sevgili Beyrut'um, uzaktayım ama acını hissediyorum

Bu keşmekeşle karşı karşıya kalınca Lübnanlı şair Halil Cibran'ın şu mısrasını hatırladım: "Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir"

4 Ağustos'ta Beyrut'ta meydana gelen iki patlamada 6 binden fazla kişi yaşamını yitirirken yaklaşık 15 milyar dolarlık maddi hasar meydana geldi (AFP)

Benim sevgili Lübnan'ım, sevgili Beyrut'um,

Akdeniz'in karşı kıyısında şu an hala sabahın erken saatleri ve ben kendimi sana hem çok yakın hem de çok uzak hissediyorum.

O kadar yakınım ki, sen bu faciayla harap duruma düşmüşken kardeşlerimin mahvolmuş yüz ifadelerine bakmaktan kendimi alamıyorum. Gözlerindeki korkuyu ve gözyaşlarını hissedebiliyorum. Eski bir arabanın arka camında taşınan yaralıyı; babasının kollarında üstü başı kan içindeki genç kızı; moloz, cam kırığı ve paramparça binalarla darmadağın olmuş caddelerde travma geçirmiş şekilde koşuşturan sakinleri görünce ürperiyorum...

O kadar uzakta ıssızlığın pençesindeyim ki Beyrut sakinlerine korku saçan iki patlamanın sağır edici sesini, kafamda duyuyorum. Yas tutan ailelerin ve afallamış mağdurların çığlıkları, gece yarısında ambulansların feryat eden sirenlerine karışıyor. Bu sabahın erken saatlerindeki sessizlikten, dumanı tüten harabelerin kokusundan da bahsedildi bana.

Bu keşmekeşle karşı karşıya kalınca Lübnanlı şair Halil Cibran'ın şu mısrasını hatırladım: "Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir." Şimdi birkaç aydır yine gecenin yoluna doğru çekiliyorsun. Sınırlarında bölünme ve çatışmanın yankıları; liderlerinde yolsuzluk ve güçsüzlük; ailelerini sefalete sürükleyen mali kriz ve en son da koronavirüs salgınının yükselişi var. Geçmişteki dramaların cevabı olan kaygısız Lübnanlı mizacının yerini öfke ve korku aldı. Sanki daha sadece bir buçuk yaşımdayken geride bıraktığım yaralarım ve kökenlerim en sonunda beni yakalıyormuş gibi ben her geçen gün daha da endişeli hale geldim.
 


Ve en sonunda salı akşamı saat 18.10'da limanından trajik, gri bulut aniden yükselerek senin tükenmiş halkını biçti. Yoğun turuncu duman Beyrut semalarını boğarak annemin sık sık andığı, kordon kenarından denize bakan dairemizi yıkayan sarı ışığın uzak anısının yerini aldı. Bu iki patlamayı yıkılan sistemin sembolünden başka bir şey olarak düşünemiyorum. Hala savaşın yaralarını taşıyan sokaklarını ölümle kavuran bombaların patlaması işitilmemiş kalamaz.

Lübnan Başbakanı Hasan Diyab, sorumluluğu olanlardan "hesap sorulacağına" söz veriyor. Peki kime göre sorumlu olanlar? Ne için sorumlu olanlar? Sedir diyarını küller diyarına çeviren 30 yıllık ıstırabın sorumluları. Felaketin trajik bir sonuç, bir dizi talihsizliğin sonu olduğu söyleniyor.

Karanlığın ardından şafak gelir. Arap dünyasıyla Avrupa'nın ortasında edindiğin bu özel konumun ve kültür karışımının beslediği dayanıklılığının, gücünün ve birlik duygunun farkındayım. Daha önce her daim yaptığın gibi yarın da ayağa kalkacaksın. Pencerelerinden yine müzik taşacak, halk yine teraslarında dans edecek ve mutfaklarından yine güzel kokular fışkıracak. Ben de orada olacağım.

Mika, Lübnan doğumlu Britanyalı şarkıcı ve söz yazarıdır



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU