Türk futboluna yabancı sınırlaması koronavirüs ile gelmiş oldu. Bundan sonra sahada kaç yabancı olduğunun bir önemi kalmadı.
Döviz kurundaki artış ve salgının yarattığı tahribat, yabancı futbolcu transferlerini çok zor kılıyor.
Artık yerli oyunculara ve altyapıya mecbur kulüpler.
Yaşanan salgından sonra havalı ve heyecanlı transfer dönemleri de zor.
Sahne artık iyi teknik direktörler, başarılı yöneticiler ve kendini geliştirmek zorunda olan futbolcuların.
Aranan sayısız fırsat, gelecek dönemde yerli teknik direktörleri ve futbolcuları bekliyor.
Yılların üretimsiz sistemi artık üretime geçmek zorunda. Türk futbol sisteminin, kendi toprağını ekip sulaması ve ürününü yetiştirmesi gerekiyor.
Eskinin tüketim alışkanlığı ile kulüplerin bundan sonra yaşaması imkansız.
Koronavirüs, kulüpler ve yayıncı kuruluştan çok sporun ana finansmanını yapan seyircileri zor durumda bıraktı.
Ekonomik açıdan öncelikleri ve harcama eğilimleri değişen spor seyircileri, eskisi kadar fedakar davranamaz artık.
Yıllardır sürekli isteyen ve ortaya bir şey koymayan kulüplerin, seyircinin fedakârlık yapması için yeni bir ürün sunması gerekiyor.
Türk spor dünyasının özellikle de futbol sisteminin, her şeyi tekrar gözden geçirerek, kendi aktörlerine yarattıkları havalı hayattan vazgeçmesi de zorunluluk artık.
Yeni bir akıl, yeni bir heyecan, yeni bir hikâye ile yeni bir hedefe ihtiyacı var futbol dünyasının.
Seyirciye ve taraftara, rakibini sürekli düşman gösteren rekabetten, amatör bir ruhla üretken bir rekabete geçmek zorunda futbol sistemi.
Koronavirüs oyuncu değerlerini yüzde 28 düşürdü
Avrupa’nın önde gelen kulüplerinin nasıl hareket edeceği, kaldığı yerden nasıl devam edeceği henüz bilinmiyor.
Hormonlu büyümenin sonuna gelen futbol endüstrisinin elinde kocaman bir balon var.
Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi’ne (CIES) göre, koronavirüs salgını ile oyuncu değerlerinde, yüzde 28’lik bir düşüş tahmin ediliyor.
Premier Lig kulüpleri koronavirüs nedeniyle oyuncu değerlerinde 1,8 milyar sterlin kaybederken, İngiltere’de salgın sonrası oyunculara daha gerçekçi ücretlerin verilmesi konuşuluyor.
Real Madrid’in kadrosu 972 milyon sterlinden 800 sterlin altına düşerken, takım değeri 952 milyon sterlin olan Barcelona 186,5 milyon sterlin değer kaybı yaşadı.
Kadrosunda pahalı ve yaşlı futbolcu fazlalığı sebebi ile Barcelona’nın yaşadığı düşüş yüzde 20’lerde.
Bayern Münih'in toplam kadro değeri 842 milyon sterlinden 680 milyon sterline düşerken, Borussia Dortmund, genç oyuncuları sayesinde 622 milyon sterlinden 527 milyon sterline kadar yaklaşık yüzde 15 düşerken diğer takımlardan daha az kayıp yaşadı.
Paris Saint-Germain’nin pahalı kadrosu, 921 milyon sterlinden 759 milyon sterline düşerek yüzde 17,6 değer kaybetti.
İtalyan şampiyonu Juventus yüzde 18,6 oranında değer kaybederek, takım değeri 553 milyon sterline geriledi.
Koronavirüs, tüm futbol dünyasını etkilerken, kadrolarında genç oyuncusu fazla olan ve alt yapıdan oyuncu çıkaran kulüpler, bu salgından daha az zarar ettiler.
Türk futbolunun yeni yıldızları teknik adamlar olabilir
Bu açıdan salgının yarattığı tecrübe, yeni yol haritası için yardımcı olabilir. Bundan sonra antrenör seçimleri ve ekol tercihleri, belirleyici olacak.
Yetiştirici ve model yaratan teknik direktörler, Türk futbolunun yakışıklı jönleri, yeni yıldızları olabilir.
Genç oyuncuları yetiştirmek, futbola kazandırmak ve onları hayat hazırlamak daha çok önemli artık.
Onların arkasında durarak, cesur davranmak zorunda teknik adamlar. Kaybetme korkusu ile değil, değer yaratma amacı ile bunu yapabilirler.
Türk futbolu artık, üretimin başında olan ve ortaya ürün çıkaran teknik direktörler ile nefes alabilir.
Gelecek yıllarda farkı, doğru model ile radikal kararları verenler yaratacak. Özellikle yüksel maliyetli yabancı futbolculardan çok altyapıdan yerli oyuncu çıkartan kulüpler ayakta kalacak.
Genç oyuncu sayısı artıkça ve değer yaratan yabancı oyuncular geldikçe, kulüplerin riskleri de azalacak.
Yüksek maaşlı yaşlı futbolcular ve gözü kulüplerin kasasında olan menajerlerin süresi dolarken, artık alacakları para da kalmadı kulüplerden.
Şimdi söz cesur yöneticiler ve cesur teknik direktörlerde.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish