Geçen gece rahatsız edici bir rüya gördüm. Sahne müzikali Cats'in filminin çekilip sinemalarda gösterime girdiğini gördüm rüyamda. Kedilerin insan yüzleri vardı, bir tanesi derisini yüzüp açıyordu hatta ve hepsi insan büyüklüğündeki hamam böceklerinin kol gezdiği bir dünyada yaşıyordu. Ve buna "Cats" deniyordu.
Rüya yeterince korkunç değilmiş gibi hemen ardından başka bir rüya daha gördüm. Bu sefer de ülkenin resmen tanınmış kilisesi, yani İngiltere Kilisesi, 2020'de, cinsel ilişkiye izin verilen tek durumun tarafların sadece heteroseksüel olduğu değil, aynı zamanda hem heteroseksüel hem de evli olduğu durum olduğuna dair bir açıklama yapıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Uyanınca ikinci rüyanın aslında gerçek olduğunu, 1812'de yaşanmadığını ve açıklamanın kilisenin karma cinsiyetli medeni birlikteliğe tepki mahiyetinde sunduğu bir "yol gösterme şekli" olduğunu fark ettim. Çok şükür ilki kimsenin şahit olmak zorunda kalmayacağı dehşet verici bir kabustu.
Kilisenin son resmi bildirisi, yani “İngiltere Kilisesi Piskoposlar Evi'nin verdiği ruhani demeç”, kilisenin bu ülkedeki geleceğinin Rolf Harris'inkinden daha kısa olduğunun kanıtı. ( Müzisyen, şarkıcı-söz yazarı, besteci, komedyen, aktör, ressam ve televizyon kişiliği Rolf Harris, 2014'te reşit olmayan kız çocuklarına cinsel saldırıdan mahkum oldu -ed.n.) Kurum bir utanç kaynağı ve sadece kendi mezarını kazmakla kalmayıp, arada kendi suratına kürekle vurmak için de mola veriyor. Eğer kilise şu ana dek birilerini içtenlikle temsil etmişse, bunun nüfusun en gerici ve kapalı fikirli kesimi olduğunun daha bariz ortaya çıktığı bir zaman var mıydı acaba?
İngiltere Kilisesi ve Katolik Kilisesi gibi kurumlar için bu kadar zor olmamalı bu.
Eğer gerçekten Tanrı'nın resmi temsilcileri olsaydınız işinizde daha iyi olacağınızı düşünürdünüz. Ama şu ana kadar girdiğim her işte P45 formumu (İngiltere'de işten ayrılırken işverenden alınan form, çn.) homofobi, cinsiyetçilik ve çocuk istismarı suçlamalarıyla karşılaşmamış bir şekilde edinmeyi başardım. Bu hiç de zor olmadı. Tanrı'nın bilgeliğini aktaran bir oluk olduğunu iddia eden bir işe de girmedim hiç. Ama kilise hem cemaatini hem de gerçeklikle bağını kaybediyor ve bu bağı sağlamlaştırmaya çalışacağına yangına körükle gidiyor.
Neden son yıllarda gençler kiliseye gitmez oldu? Bunun nedeni Tanrı'nın var olmaması değil, ki bu kilise için yeterince büyük bir darbe. Aynı zamanda bir ritüel ve şarkı yumağına sarılı kilisenin, insanların gerçekte nasıl yaşadığı karşısında inanılmaz derecede kör olması nedeniyle. İnsanlar değişmez ama toplum değişir.
Eşcinsellik her zaman vardı, hayvanlar aleminde olduğunu da biliyoruz ve asla da yok olmayacak. Değişen tek şey dünyanın birçok yerinde bu tartışılmaz gerçeğin daha çok kabul görmesi.
Fakat bu garip "ruhani demeç" kilisenin geçmişe duyduğu özleme takılıp kaldığını doğruluyor. Kilise bir şeylerin ileri gitmediği zamanların daha iyi olduğunu düşünüyor. Mesela eşcinsellerin evlenemediği zamanların daha iyi olduğunu düşünüyor çünkü bu aynı zamanda eşcinsellerin cinsel ilişkiye girmekte güçlük çektiği anlamına geliyor. Kilisenin, görevi insanların nasıl yaşaması gerektiğine dair yol göstermek olan sayılı kurumdan biri olduğu düşünülürse hala bu kadar bağnaz olması etkileyici.
Eşcinsel olduğu için rahip olması engellenen Hristiyanlık tarihi profesörü Diarmaid MacCulloch'a konuyla ilgili düşüncelerini sordum. Şöyle dedi:
“Piskoposların evlilik hakkındaki yorumlarının evlilik tarihine dair kayda değer bir cehaleti sergilediğini söyleyebiliriz."
Ruhani demecin bir anlamı şu: Medeni birliktelik (Batı ülkelerinde önce eşcinseller için yürürlüğe konan daha sonra heteroseksüelleri de kapsayan evlilik dışı yasal birliktelik biçimi ed.n.) içindeki iki Hristiyansanız asla çocuk yapamayacaksınız zira kilise sizin seks yapmaya layık olmadığınızı düşünüyor.
Şimdi bir saniye durun ve bunu söylemek için gereken kibri düşünün.
"Birbirinizi seviyor musunuz? Harika. Hristiyan mısınız? Harika. Çocuk sahibi olmak ister misiniz? Hey, orada durun, hayır, teşekkür ederim. Medeni birliktelikten doğduğunu bilerek büyüyen çocuklardan iyi Hristiyan olmaz."
Tıpkı Katolik Kilisesi gibi İngiltere Kilisesi de seks saplantılı. Bunu biliyoruz ama bunu hatırlatan şeyler yine de canımızı yakıyor. İç karartıcı olansa kilisenin herkes bunlara uysun diye değil, sırf kendileri ve başkaları alkışlasın diye bu acınası cinsel beyanlarda bulunması. Neredeyse kimse dinsel nedenlerden dolayı cinsel açıdan perhizkar olma üzerine verilen bu vaazları dinlemeyecektir. Vaazları ciddiye alanlarsa suçluluk ve kendilerine duydukları nefret içinde kıvranma tehlikesiyle karşı karşıya. Seksi utanmayla ilişkilendirmek son derece tehlikeli ve tarih bunu destekleyen kanıtlarla dolup taşıyor.
Demeçteki bir satır özellikle çok dokunaklı. “Kilise, toplumdaki bütün yakın ilişkilerin muhakkak cinsel faaliyet içerdiği yönündeki mevcut varsayımlara göz yummamalıdır."
Bütün bunlar kilisenin umutsuzca geçmişe ait kalmaya kararlı olduğunun, kulaklarını tıkayıp bağırarak ulusal marşı söylediğinin itirafından başka bir şey değil. Eğer kilise bir spor salonu olsaydı herkes üyeliğini iptal ederdi. Bu hiç iyi değil.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral
© The Independent