Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), 2016'da o zamanki ismi Özgür Suriye Ordusu olan silahlı muhalif yapılarla birlikte gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Harekâtı ile Irak ve Şam İslam Devleti'nin elinden aldığı Bab kentinde Muhammed Abdullatif (Ebu Ganum) adında bir gazeteci öldürüldü.
Aynı zamanda muhalif bir aktivist olan Abdullatif'e yapılan saldırıda gazetecinin hamile eşi de hayatını kaybetti.
Abdullatif, Esad rejimine muhalif bir gazeteciydi ama muhalefet ettiği başka bir konu daha vardı.
Ona göre, tıpkı Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgelerde olduğu gibi, Bab'daki kaçakçılık, adam kaçırma, yağma gibi bir dizi hukuksuzluğun kaynağı, bölgede savaş lordu haline gelen muhalif komutanlar ve bu isimlerin yönettiği yapılardı.
Cinayette, muhalif silahlı grubun parmağı çıktı
Gazeteciye yönelik saldırının, muhalif Hamza Tümeni'ne bağlı kişilerce yapıldığı artık kesin. Bununla ilgili deliller de bulundu.
Yerel polisin, cinayeti organize edenleri gözaltına almak için düzenlediği operasyonda bölgeyi etkisi altına alacak çatışmanın ilk kurşunları atıldı.
Çatışma, olayda yaralanan kişilerin yattığı hastanenin önüne kadar sıçramıştı. Şüphelilerden biri Hamza Tümeni'nin bölge komutanı, diğeri ise yerel polisin sorumlusuydu.
Bölgede en kurumsal silahlı muhalif yapı olan Cephe Şamiye, ÖSO'nun ardılı olan Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Azez-Mare hattındaki dominant gücü.
Diğer yapılara nazaran Arap karakteri olan Cephe Şamiye, muhalif gazetecinin öldürülmesi nedeniyle bölgedeki diğer muhalif yapılara yönelik bir operasyon başlattı.
Yerel kaynaklara göre Cephe Şamiye ile diğer yapılar arasında zaten var olan gerginlik son olayla tırmanışa geçti. Cephe Şamiye böylece aradığı "bahaneyi" bulmuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bölgedeki etkisiyle birlikte Suriye içindeki, Esad, YPG ya da HTŞ bölgelerine açılan sınır kapılarından dönen ticaretteki payını da arttırmak isteyen Cephe Şamiye'nin bu operasyonu, bölgenin geneline yayılmış olan muhalif yapılar arasında yeni bir çatışma dalgasına neden oldu.
"Gazeteci için mi bu kavgayı çıkardılar, hadi canım sen de…"
Bölgede, sihirbaz şapkasından çıkan ve ucu bir türlü gelmeyen mendiller gibi birbirine tutturulmuş aktör ve örgüt isimlerinin, birbirleriyle adeta iç içe geçmiş silahlı yapıların içinde kaybolmamak elde değil.
Bunun için de olayın ciğerinden "bir bilene" sormak gerekiyor.
Çünkü güç haritasının her gün değiştiği bu topraklarda bugün söylediğinizin yarın herhangi bir hükmü kalmayabiliyor.
Suriye iç savaşının ilk günlerinde cephelerde yatıp kalkmış 40'lı yaşlarda bir Suriyeli kaynağım Cephe Şamiye'nin asıl derdini, lafı biraz da dolandırarak söylüyor.
"Sorsak muhalif gazetecinin intikamını aldıklarını söylerler. Hadi canım sen de. Hamran kapısını (YPG'nin kontrolünde olan Menbiç'e açılan bir "sınır bölgesi"- Independent Türkçe) onlardan alıp Süleyman Şah ve Hamza gruplarına verdiler. Azez'deki Babüsselam Kapısı'nın (Kilis'e açılan sınır kapısı- Independent Türkçe) Çobanbey ve El Bab'daki kapıların açılmasıyla eskisi kadar önemi kalmadı. Bu da Cephe Şamiye'yi sinirlendiriyor. Yani meselenin özü para."
"Arapçılık meselesi"
Cephe Şamiye ile birlikte diğer silahlı yapılarla savaşan grupların profili de savaşın bir tarafında asılı duran "asabiye" meselesiyle ilgili fikir veriyor.
Ülkenin güneyinde ve başkent Şam'da kurulan, Esad rejimi oralardaki kontrolü geri kazanınca Suriye'nin kuzeyine gelen gruplar Cephe Şamiye ile birlikte savaşıyor. Bu yapılar da Arap karakterli ve içlerinde Türkmen ya da Kürt savaşçı yok.
Bu savaş, TSK'nın 2018'de PKK'nın Suriye kolu olan YPG'den aldığı Afrin'de şiddetlenince, İdlib'i kontrol eden Heyet Tahrir Şam (HTŞ) Afrin'e kadar geldi ve çatışmalara Cephe Şamiye'nin aleyhine dahil oldu. El-Kaide'den koptuğunu açıklayarak kendini fesheden Nusra Cephesi'nin eski savaşçılarının yönettiği HTŞ, bir askeri konvoyunu Azez'den geçirerek Fırat Kalkanı bölgesinde de dolaştırmak ve bir gövde gösterisi yapmak istiyor. Tabi bunu, Cephe Şamiye'yi ezerek yapmak istiyor.
Dün akşam (17 Ekim 2022), Cephe Şamiye'nin merkezi olan Azez'de, HTŞ'nin bölgedeki etkinliğini arttırmak istemesi nedeniyle bir protesto gösterisi düzenlendi. Cephe Şamiye yanlısı gruplar, Türkiye'nin Suriye kuzeyindeki güvenli bölge projesinin pilot merkezi olan Azez'de sokaklara döküldü, sokaklarda lastikler yakıldı.
"Çok kişinin bildiği sır"
Yani İdlib'in patronu ile Azez'in patronu arasında bir kavga yaşanıyor. HTŞ'nin yeni ve geçici ortakları ise aralarında keskin ideolojik ayrımların da bulunduğu muhalif yapılar.
Bu garip denkleme HTŞ'nin nasıl dahil olduğu, zaman zaman Türkiye'nin canını da sıkacak işler yapan Cephe Şamiye'nin karşısına askerlerini nasıl diktiği ise kimsenin konuşmak istemeyeceği bir sır… Ama, az önce bahsettiğim kaynağımın da söylediği gibi artık yüksek sesle konuşulan bir şey daha var: "Devrimi içeriden çürüten yapılar, Suriye kuzeyinde HTŞ'nin tanklarının gelmesine neden oldu."
© The Independentturkish