Dünya ile Mars arasında gidip gelen uçan otomobiller düşün.

Gezegenler arasında gidip gelen uçan otomobiller düşün.

Otomobillerle şehirlerarası, ülkeler arası yolculuk yaptığın gibi, uçan otomobillerle gezegenler arası yolculuk yaptığını düşün. 

Bu düşün gerçekleştiğini düşün.

İşte bilim insanları bu düşü gerçekleştirmek için çalışıyor.

Bilim insanlarının gerçekleştirmek istedikleri sınırsız düşleri bulunuyor.

Bilim insanları bu düşlerini gerçekleştirmek için gecesini gündüzüne katıyor.

Henüz kullanımı yaygınlaşmasa da, uçan otomobil yapıldı.

Henüz gezegenler arasında uçacak türde olmasa da, şehirlerin üstünde uçacak türde uçan otomobil yapıldı.

Ancak bilim insanları bununla da yetinmiyor.

İnsanları ışınlayarak bir yerden bir yere götürmenin düşlerini kuruyor.

Bilim insanlarının düşleri bitmiyor.

Bu düşlerini gerçekleştirmek için bilim insanları kütüphanelerden, laboratuvarlardan, bilim hanelerden çıkmıyor.

Robot yapıyorlar, yetinmiyorlar.

Yapay zeka yapıyorlar, yetinmiyorlar.

Robotların hissetmelerini nasıl sağlarız; insan gibi hisseden robotlar nasıl yaparız diye düşler kuruyorlar.

Nitekim robotların hissetmelerini sağlayacak yöntemi de buldular.

Bu yöntemle yapay zeka teknolojisinde eksik görülen hislerin ortaya çıkmasını sağlayacaklar.

Bu gidişle insandan farksız robotlar yapacaklar.

Yapay deri üretildi; yapay kalp üretildi.

Hangi insanın ne zaman öleceğini bilen yapay zeka programı dahi gerçekleştirildi.

400 bin insanın kalp akım grafiğinin incelenmesi sonucunda, yapay zeka bir sene içinde ölecek insanları doğru olarak bildi. 

İşte bunlar üzerinde çalışıyor elin insanları.

Biz daha Kars’a gidecek yerli otomobil yapamazken, neredeyse Mars’a gidecek uçan otomobil yapacak elin insanları!

En gelişmiş Müslüman ülke denilen Türkiye bu durumdayken, siz düşünün geri kalan Müslüman ülkelerin vaziyetini.

Deve çağının zihin yapısı şimdiki çağın zihin hızıyla yarışabilir mi?

Deve çağının zihin yapısıyla şimdiki çağın hayli gerisinde kalmak kaçınılmaz değil mi?

Bakın kısa süre önce bir insanı uçuracak motor gücünde elbise icat edildi.

Bu elbise İngiliz Ordusu’ndan bir askerin üzerinde denendi.  

Bin beygir gücündeki motora denk bu elbiseyi giyen asker başarıyla uçmayı gerçekleştirdi.

Başarıyla sonuçlanan bu denemenin ardından bu elbisenin seri üretimine karar verildi.

Evet, bilim insanları pek yakında uçan otomobiller, uçan insanlar çağının açılışını yapmaya hazırlanıyorlar.

Bilimsel, teknolojik, tıbbi buluşlar yapmaya doymuyorlar.

Bu yolda hız kesmiyorlar.

Bilimde ışık hızında ilerliyorlar. 

Zihnen deve çağında yaşayanlar, bu gelişmelerden acaba ne kadar haberdarlar?

Zihnen deve çağında yaşayanlar, dünyanın hangi çağa gittiğini nasıl anlasınlar?

Zihinleri hurafelerin işgali altındayken bunu nasıl başarsınlar?

Bunu başarmak için önce zihinlerini hurafelerin işgalinden kurtarmalılar.

Zihinlerini bilimsel düşüncenin ışığıyla aydınlatmalılar.

Kendilerine “Elin insanı uçan otomobiller çağındayken, biz hala niye zihnen deve çağındayız” diye sormalılar.

Soran, sorgulayan insanlar olmalılar.

Bunun için de çok okuyup çok araştırmalılar.

Bakın dünyanın en gelişmiş ülkeleri, dünyanın en çok okuyup araştıran insanlarının ülkeleri.

Dünyanın en gelişmiş ülkeleri, ellerinden kitap eksik olmayan, kütüphanelere sık sık uğrayan insanların ülkeleri.

Günde beş vakit ibadethaneye gidip de yılda bir vakit bile kütüphaneye gitmezsen gelişemezsin.

Ömür boyu dua okuyup da ömür boyu bir kitap bile okumazsan gelişemezsin.

Eller uçan otomobiller, uçan insanlar çağında yaşarken, sen hala zihnen deve çağında yaşayıp gidersin!

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.