İmamoğlu: Başımıza musallat olan bu kötü yönetimin gidişidir esas hedefimiz

“Bizim menzilimiz belli. Cumhurbaşkanı adayını CHP belirleyecek. Ben o yolculuğa talibim. O yolculuğa talip olduğumda milyonlarca insanla bu yolculuğu yürümek istiyorum“

CHP’nin 23 Mart’ta cumhurbaşkanı adayını belirlemek için gerçekleştireceği ön seçime tek aday olarak girecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İzmir'de ön seçim için startını vermek üzere kentte geldi.

Yoğun sis nedeniyle Adnan Menderes Havalimanı’na bir saat geç inen İmamoğlu, burada Efes selçuk Belediyesi Halk Oyunları Kadın Zeybek Ekibi'nin gösterisi ve partililer tarafından karşılandı.

İmamoğlu, havalimanındaki karşılamanın ardından Üçkuyular Vapur İskelesi'nden feribotla Karşıyaka'ya geçti. Feribotta basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İmamoğlu, ilk defa yapılacak bir cumhurbaşkanı adayı ön seçiminin başlangıcını İzmir'den yapılacağını belirterek "İzmir, çok güçlü başlangıçların şehri ve büyük zaferlerin son gününü bize yaşatmış önemli bir şehrimiz, canımız, moralimiz, renkleriyle, insanlarıyla ve ülkeye milletimize bakışıyla en zor anlarda çok özel bir şehrimiz. İzmir'de CHP'nin demokrasi devrimi olan ön seçimin kampanyasının başlangıcını bu duygularla buradan ilk adımı atma niyetiyle yola çıktım. Bu güzel ev sahipliği için İzmirlilere çok teşekkür ediyorum" dedi.

İzmir'in özel; cesur başlangıçların ve güzel finallerin şehri olduğunu ifade eden İmamoğlu, "Değerli dava arkadaşlarım, yoldaşlarım, ön seçimde atacağınız her oy demokrasinin, milli iradenin değerini gösterecek. Sandıktan kaçanları zangır zangır titretecek” diye konuştu. 

İmamoğlu, “Bizler cumhuriyetçiyiz, bizler demokratız. Biz kendini devletin sahibi görüp devletten itaat bekleyenlere benzemeyiz. Bizim anlayışımıza göre millet devletin efendisidir, millet büyüktür” ifadesini kullandı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Bu zor yolculuğun sonu aydınlık ve güzel olsun"

İmamoğlu, sözlerinin devamında ise "İstanbul'dan buraya gelirken bu kadar sıcak, bu kadar ışıl ışıl bir güneşli günü beklemiyordum. Her şey bir mesaj. Biraz sisli, puslu bir havada, biraz zor bir iniş yaptık. O da yolun aslında kolay olmayacağını bize gösteriyor ama yol ne kadar zor olursa olsun sonucunun aydınlık olacağını, güzel güneşli günleri bize yaşatacağını simgeleyen bir İzmir'e geliş yaşadık. Bu bakımdan çok mutluyum. İzmir'in iki yakasını birlikte geçeceğiz. Bir tarafta Göztepe atkısıyla başladık. Karşıya geçeceğiz. Orada Karşıyaka'nın atkısıyla yolumuza devam edeceğiz. Zaten temel amacımız yakaları birleştirmek, renkleri birleştirmek, insanlarımızı birbiriyle sevgi, saygı ve tutkuyla yaşam sürdükleri bir ülke var etmek. Bu duygularla yolculuğumuz çok güzel bir yolculuk. Yolumuz açık olsun. Bu zor yolculuğun sonu aydınlık ve güzel olsun. Temennimiz bu" ifadelerini kullandı.

"Barış mesajının bugünkü temsilcileriyiz"

Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşunun bağımsızlık mücadelesindeki önemine vurgu yapan İmamoğlu, ""Hasan Tahsin'in ülkenin kurtuluş mücadelesi için attığı ilk kurşunu biz bugün bir maraton koşusunun ilk fişeği diye tarifleyelim. Allah bu ülkenin her insanını kurşunlardan korusun. Şiddetten korusun, zulümden korusun. Hasan Tahsin o ilk kurşunu sıkarak yaşamına mal olan mücadeleyi başlatarak vermiş olduğu mesaj bu ülke barış ülkesi olsun mesajıydı. Biz de o barış mesajının bugünkü temsilcileriyiz" diye konuştu.

"Kadınlar bizim yol haritamızda en ön sıralarda"

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü de kutlayan İmamoğlu, "Kadın varlığının, gücünün, ülkemizin geleceğinde bizim yol haritamızdaki en ön sıralarda duran bir maddemiz. Türkiye'nin geleceğinde eşitlikçi duygularla hiçbir sorun, hiçbir ayrımcılık yaşamayan bir geleceği var ettiğimiz günleri birlikte yaşarız" dedi.

"Yoksa onlara hesap veremem"

Kadın politikalarına da değinen İmamoğlu, yöneticilik anlayışının kadınlara karşı sorumluluk taşıdığını belirterek, "Ben siyaset yaşamımın birçok sahnesinde Allah'ım beni güzel anneme, güzel eşime, güzel kızıma, güzel kız kardeşime mahçup etmesin diyerek çok dua etmişimdir. Onlara mahçup olmamak demek bütün kadınlara mahcup olmayan bir yönetici olmak demektir. Yoksa onlara hesap veremem. İnşallah en güzel kadın politikalarını bu ülkede var edeceğiz" şeklinde konuştu.

"Cesur bir biçimde yolumuza devam ediyoruz"

İmamoğlu, geride kalan yaklaşık 6,5 yılın her anının zorluklarla dolu olduğunu belirterek şunları söyledi:

Şu anda giderek zorlaşıyor. Belki süreç ama bu benim şahsımda vücut bulacaksa da ülkemizde kimin hayatı zor değil ki şu anda? Emeklinin mi kolay? Ya da gazetecinin mi? Ya da iş insanın mı? Ya da fikrini özgürce söylemek isteyenin hayatı kolay mı? Herkesin çok zor bir hayatı var. Öğrencinin hayatı kolay mı? İlkokula giden bir çocuk bile geleceğim ne olacak diye soruyorsa, daha bundan acı bir soru sorulabilir mi bir yöneticiye? İlkokuldaki çocuğun gelecek kaygısının yaşandığı bir başka ülke var mı? Bu kadar umutsuz ve geleceğe bu kadar karamsar bakan bir toplumun yaşadığı bugünlerin sorumlusu olan bir avuç insanın bana yaşatacağı zorlukların açıkçası benim bünyemde, vücudumda, ruhumda saçımın telini bile titretecek kadar gücü yok.

Elbette tedbir alacağız. Elbette güçlü bir tedbir konusunda yoğun çalışacağız. Bu tedbirin en büyük güç kaynağı da halkımız. Olabildiğince halkımızı bilgilendireceğiz ve ben Türk toplumunun vicdanına, adaletine, haksızlığa, zulme karşı duruşuna yürekten inanıyorum. Dünyada çok nadir milletlerde böyle bir duruş vardır en güçlü duruşa sahip milletin yüce Türk milleti olduğuna inanıyorum. O duygularla çok cesur bir biçimde yolumuza devam ediyoruz

"23 Mart bizim için bir endişe eşiği ne de bir başka tarih"

23 Mart’ta CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğini hatırlatan İmamoğlu, şunları kaydetti:

23 Mart'a kadar her şey olabilir. Bazen siyasette şöyle cümle kuranlar var. O zamana kadar kim öle, kim kala? Yani hayat fani zaten. Yarını bile bilmiyoruz ama Yaradan’ın bize güzel bir emri var. Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyanın güzelleşmesi için mücadele etmeye yarın ölecekmiş gibi de Yaradan’ın bize sunduğu bu yaşamı en ahlaklı, en güzel bir biçimde yaşamaya kararlı insanlarız bizler. O bakımdan 23 Mart'a kadar şu olacak, bu olacak diye bir bakışımız asla olmaz. Bizim menzilimiz belli. Cumhurbaşkanı adayını CHP belirleyecek. Ben o yolculuğa talibim. O yolculuğa talip olduğumda milyonlarca insanla bu yolculuğu yürümek istiyorum. On milyonlarca insanın desteğini almak istiyorum. Ama günün sonunda yarınlarda o oldu, bu oldu, şu oldu değil. Bu bayrak yarışıdır günün sonunda bugün başımıza musallat olan bu kötü yönetimin gidişidir bizim esas hedefimiz. Bu büyük bir yol arkadaşlığıdır. Yoldaşlıktır. Dava yolculuğudur. Meseleye böyle bakıyoruz. Onun için de ne 23 Mart bizim için bir endişe eşiği ne de bir başka tarih. Allah yolumuzu açık etsin.

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sürece mutlak müdahil olması gerekir"

Suriye’deki çatışmalara da değinen İmamoğlu, "Üzücü bir Suriye gündemi yaşıyoruz. Ne yazık ki Suriye bölgesinde çatışmalar özellikle Lazkiye ve Tartus bölgelerinde çatışma ortamlarının var olma endişesini taşıyarak ilk günden itibaren Suriye'de demokratik her kesimi kapsayan ve gerçekten Suriyeli insanlara ki özellikle bu ülkede yaşayan şu anda var olan mülteci tekrar ülkelerine dönebilecekleri kapsayıcı bir devletin oluşması konusunda uluslararası bir işbirliğinin şart olduğunu defalarca dile getirmiştim. Bugün de aynı duygularımızı ifade ediyoruz. Aksi takdirde Suriye'de çok sıkıntılı gün oluşabilir. Zaten ülkemizin çevresinde oluşan bu ateş topu gibi gündemlerin her birisinde insanlara bu yönüyle hem yol gösterici, hem moral hem ilham kaynağı olan bir ülke olmalıyız. Bu konuda da sıkıntılarımız var ama temelde bugün yaşanan çatışmalarda ve ölen insanların varlığı bizi endişeye sürüklemektedir. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sürece mutlak müdahil olması gerekir. Bu sürecin öncelikli olarak en tehlikeli duruma götürdüğü ülkemizdir. Bu farklı sorunlara neden olabilir. Başta yeni mülteci akınları gibi. O bağlamda endişeyle takip ediyoruz. Umarım Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak en doğru biçimde, en doğru şekliyle sürece müdahil oluruz" ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu, Karşıyaka'ya gelmesinin ardından burada beraberindeki belediye başkanları, partililerle birlikte Zübeyde Hanım'ın Anıt Mezarı ziyaret etti.

''Korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım

Daha sonra Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’ndaki toplantıda konuşan İmamamoğlu, son dönemde artan soruşturmalar üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek ''hodri meydan'' dedi.

Soruşturmaların kendilerini sindirmeyeceğini vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:

'İktidar, zalimliğine yeni bir sayfa ekledi. Dün öğrendim ki aralarında kimi yol arkadaşım kimi tanıdığım kimi hiç tanımadığım insanların mal varlıklarına, banka hesaplarına el koymuşlar. Aralarında tanımadıklarım da var. Herhalde selam verdim diye ya da geçerken bana dokundu diye onları da yaktılar. Her geçen gün her saat bana ve arkadaşlarıma yeni bir saldırı uyduruyorlar. Son günlerde sizlerin karşısına çıkarak defalarca söylediğim bir şey var. Bu haktan ve hukuktan nasibini almamışların hiçbir saldırısından korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım. Ben bu yolda önce yüce Allah’a sonra da milletime güveniyorum. Kumpaslarla, entrikalarla, fitne ve fesatla kurdukları oyunu başlarına yıkacağız. Sanıyorlar ki malına, mülküne, aparasına çökerlerse korkar kaçarız, onların zulmünden korkarız, milletimizi yalnız bırakırız. Sanıyorlar ki ben yalnız kalırım. Yahu siz milletin malına mülküne el koyarak beni yalnız bırakacağınızı mı sanıyorsunuz! Millet benimle. Varsa yoksa koltuk. O koltuk senin değil, milletin. O koltuk bir saltanatın değil. O koltuk bir ailenin değil, milletin evlatlarının.

''Ey ilgili şahıs! O biliyor kendini. Kafanı kuma gömerek gerçeklerden kaçamazsın''

Ey ilgili şahıs! O biliyor kendini. Kafanı kuma gömerek gerçeklerden kaçamazsın. Gerçekler seni kovalıyor. Gerçekler senin peşinde. Bir yere kadar kaçabilirsin ama kurtulamazsın. Sanıyor ki ben sineceğim, korkup kaçacağım. Ey ilgili şahıs… Sana kötü bir haberim var. Rüyalarından çıkmayacağım. Korkmayacağım, sinmeyeceğim. Sen benim bir köşeye çekilip susacağımı sanıyorsun. Ben birilerinin yaptığı gibi şantaj, montaj demiyorum. Daha net bir şey söylüyorum. Eğer benim arkadaşlarım en ufal bir haksızlığa hukuksuzluğa karışmışsa gelin bütün soyaları açın, bütün belgeleri paylaşın, kamuoyunun önüne koyun. Sana sesleniyorum. Hodri meydan! Uydurma belgelerle, gizli tanık beyanlarıyla belediye başkanlarını, yol arkadaşlarımı… O şekilde değil. Mertçe! Mert ol! Hatta gelin hepimizin vergileriyle ayakta duran TRT canlı yayın yapsın. Senin savcıların sorsun, benim arkadaşlarım yanıtlasın. 86 milyon görsün duysun.

''Kusura bakma Erdoğan. Atı alan Üsküdar’ı geçti''

İzmir’den soruyorum. Var mı yüreğin? Eğer meydan okumama verecek yanıtın varsa bekliyorum. Yoksa yine Saray odalarına mı saklanıp konuşacaksın? O yalanları medyanda boy boy yayınlayarak bu milleti kandıracağını sanıyorsun. Bu millet sana inanmıyor. Senin medyana zaten inanmıyor. Kusura bakma Erdoğan. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Senin dönemin bitti. Mertsen, yiğitsen, ufacık da olsa vidan kırıntın varsa bu meydan okumama yanıt verirsin. Hodri meydan! Millet, senin alicengiz oyunlarından bıktı. Derdiniz varsa ben buradayım. Bana gel, başkasına yürüme. Ben buradayım, bekliyorum. Millet de burada. Millet sandığı bekliyor. Bırakın milletin banka hesaplarını bloke edip mağdur etmeyi. Gel millete gidelim. Ne istiyorsun belediyelerden, belediyelerin şirketlerinden. Ne istiyorsun! Neymiş ‘ahmak davasıymış.’ Millet bunu biliyor. Savcıya tehdit, bilirkişi davası… Bir de kendinde olmayan diploma davası. Ben milletime sesleniyorum. Mesele ciddi. 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışan bu kişi yarın sizin 40 yıllık evlerinize, arabalarınıza, banka hesaplarınıza diploma gibi çöker. Ben biliyorum, millet de biliyor ne istediğinizi. Ekrem İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorsunuz. Korkuyorsun. Korkuyor. Benden millete yanlış yapan korkar. Çünkü karşısında dimdik Ekrem İmamoğlu var.

''Milletin demokrasi tokadını yiyeceksin''

Soruşturma ve davaların ardında kendisinin adaylığını engelleme çalışması olduğunu kaydeden İmamoğlu, şunları kaydetti:

'Bir de sözde suç icat ediyorlar. 2019’dan beri bir belediyeye 5 senede bin 200 teftiş ve soruşturma olur mu? 2 bin 200 yapsan ne olur? 11 sende bulup buluşturduğunuz biri ahmak biri bilmem ne davanız. 2014’ten beri benim tek bir suçum var. Sandıkta yenemedikleri İmamoğlu olmak. Bizde buldukları esas suç bu. Bu cümleleri aklına kazı. Bize yenilgiyi öğretemeyeceksin! Dört kere yaşattığım gibi 5'inci ve son yenilgiyi tadacak ve evine gideceksin. Çok korkuyorlar o sandıkta karşısında olurum diye. Beni bertaraf etmeye çalışıyorlar. Bir Ekrem’e bir şey olacakmış…Milyonlarca Ekrem var bu ülkede. Şimdi de devleti yönetmeye, milletimize hizmet etmeye talip olduk diye bize yapmadıklarını bırakmıyorlar. Milletin iradesini tanımayacaksınız öyle mi! Milletin demokrasi tokadını yiyeceksin. Ne yapsan nafile. O sandık gelecek Millet seni o sandıkta evine gönderecek. Yıkılmadık, korkmadık, yorulmadık. Cesaretiniz varsa karşıma çıkın. 23 Mart’ta önce CHP’liler yağa kalkacak. Sonra bu umut dalga dalga büyüyecek ve iktidar olacağız. Bir avuç insan kaybedecek, Türkiye kazanacak. Güler yüzlerimize, temiz kalplerimize, tevazuumuza, hoşgörümüze, sımsıcak kalbimize, sevgimize yenilecekler. Yeter ki bizler enerjimizle, cesaretimizle  bu millete daha büyük umut olalım. Yeter ki bizler kazanmaya odaklanalım. Yeter ki tam dayanışma içinde olalım. Haydi herkes 23 Mart’ta sandık başına.'

 

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU