"Erdoğan, işlerin kontrolden çıkmasını ve Esad'ın düşmesini istemiyor"

Rus basını, Batı'daki Rusça yayın yapan medya ve İsrail'deki Rusça basın, Suriye'deki son durumu nasıl görüyor?

Fotoğraf: Hassan Ammar/AP

Suriye'de yaşanan gelişmeler, özellikle Rusça dilli Batı medyasında farklı açılardan irdelenirken, Rusya'nın kendi basını gelişmeleri ağırlıklı olarak haberler biçiminde yansıtmayı sürdürüyor.

Beşşar Esad'ın BM Güvenlik Konseyi'ne başvurusu üzerine 30 Eylül 2015'te Suriye'ye giren Rus askeri birliklerinin şimdiye kadar orada yaptığı çalışmalar Batı medyasında sorgulanırken, İsrail'deki Rusça dilli basın, Türkiye'nin gücünü pekiştirmesinden endişe ediyor.


BBC Rusça Yayınlar Servisi:

BBC Rusça'da İlya Barabanov ve Sergey Goryaşko'nun birlikte kaleme aldıkları makale özetle şu şekilde:
 

 

Terfilerin yapıldığı yer: Suriye'deki Rus askeri birliklerinin akıbeti ne olacak?

Ellerinde Rusya'nın uzun menzilli Smerç füzelerinin bulunduğu İslamcı grupların Beşşar Esad ordularına taarruzu sürerken, Rusya askeri gemileri, Suriye'nin Tartus limanındaki üssünü uzun süredir terk etmiş durumda. Son yıllarda Suriye, Rus generaller için hızlı terfi, yeni rütbeler ve madalyalar alma yeriydi. Şimdi ise durum, Rus askerleri için büyük bir poligon olarak görünen yerde, hassas askeri ve itibar kaybı yaşanabilir.

Heyet Tahrir aş-Şam (Rusya'da terör örgütü olarak görülüyor) başta olmak üzere, muhalif İslamcı grupların birkaç günlük hızlı saldırısından sonra Suriye ordusu, ülkenin en büyük kentlerinden biri olan Halep üzerindeki kontrolünü kaybetti. Rusya propaganda makinesi, son 10 yılda Suriye diktatörü Beşşar Esad'ın baş müttefiki olan Rusya'nın yenilgisi olmadığını anlatmak zorunda kaldı.

Savaşın filyatta, Suriye, Rusya askerleri ve paralı savaşçıları için Afrika'ya lojistiğin sağlandığı esas lojistik merkez haline gelmişti. Askeri uçaklar Rusya'dan Hmeymim'e gelirken, paralı askerler oradan Sudan, Libya, Mali, Ukrayna'ya karşı düzenlenen geniş çaplı operasyonların başlamasına kadar Vagner grubunun başarıyla çalıştığı ülkelere uçuyorlardı.

Ukrayna'yla savaşın sürdüğü, Novorossiysk limanında saklanmak zorunda kalan ve her halükarda Rusya askeri gemilerine kapalı Türkiye boğazlarından geçemeyen Karadeniz filosunun gemi sayısı bir hayli azalmışken, Moskova'nın bu grupların sayısını neyin hesabına hızla yükselttiğini anlamak zor. Veya General Çayko emrindeki çok büyük olmayan askeri birlikle durumu istikrara kavuşturmak için Cumhurbaşkanı Esad'a nasıl farklı bir destek verebilir?

Beyaz Saray temsilcisi Matthew Miller, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Esad'ın tüm kilit müttefikleri son zamanlarda uzaklaşmışlar. Rusya, İran, bağımsız bir yapı olmasına rağmen İran'ın finanse edip desteklediği bir yapı, onların tamamı farklı çatışmalarla uğraşıyor. Muhalefetten bu saldırıyı başlatmış tek terörist grup fırsatı görerek yararlandır" dedi.

Miller, Suriye'deki durumun Rusya ve ABD arasındaki ortak görüşmelere sebep teşkil edebileceğinden kuşkulu:

"Biz (Moskova ile) Heyet Tahrir aş-Şam'ın terörist örgüt olması konusunda hemfikiriz, ancak biz savaşının sonucu konusunda hemfikir değiliz. Biz Suriye'nin içindeki farklı fraksiyonların barıştığını gösteren barış süreci görmek istiyoruz. Moskova, Esad rejiminin tam biçimde pekişmesini isterken biz bunu kabul edemeyiz."


Detaylar (İsrail):

İsrail'de Rusça yayın yapan Detaylar gazetesindeki Aleksandra Appelberg'in yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Erdoğan'ın Suriye macerası planlandığı gibi gitmeyebilir

Son birkaç ay içinde Erdoğan, barışması için Esad'a baskı yaparken, Suriye lideri önce Türkiye'nin 100 binlerce askerini ve finanse ettiği militanları Suriye topraklarından çıkarmasında ısrarcı olmuştu. Şimdi bir kısım gözlemciler, saldırıyı, ilişkilerin normalleşmesi ve iç savaşın siyasi yollardan çözüme kavuşturulması yönünde görüşmelerin başlaması için Ankara'nın, Esad'a baskı girişimlerinin bir parçası olarak görüyor. Bu durum, Erdoğan'a, Türkiye'de yaşayan ve ülkenin iç meselesine dönüşen 4,7 milyon Suriyeli mültecinin geri dönüşünü gerçekleştirme fırsatı sağlayacak.

Erdoğan işlerin kontrolden çıkmasını ve Esad'ın düşmesini istemiyor. Ancak Hayat Tahrir el Şam'ın, İdlib'de olduğu gibi, Halep'te birleşmemeye ve orada İslamcı tarzda bir hükümet kurmaya odaklanmaya karar vermesi ve Hama'nın güneyine giderek hükümet birliklerini giderek daha fazla bölgeden sürmesi durumunda bu gerçekleşebilir.

 

İzvestiya:

İzvestiya'da Albert Kalaşyan'ın yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Felaketin sınırında: Irak, Suriye'den gelen tehditleri püskürtmeye hazır

Irak Cumhuriyeti, sadece teröristlerin işgalinden değil, aynı zamanda El Hol Kampı'ndan militan ailelerinin sızmasından da korkuyor

Irak Başbakanının siyasi müşaviri Fadi Aş-Şamri, İzvestiya'ya verdiği röportajda, "Suriye'deki Heyet Tahrir aş-Şam grubunun saldırısıyla başlayan gerilim yükselirken, komşu Irak'ın güvenliği için de tehdit oluşturuyor. Buna rağmen Irak Cumhuriyeti silahlı kuvvetleri, terörist girişimlere karşı koymaya hazır" dedi.

Şamri, "Terörist grupların Suriye'nin Kuzey Batısında faallaşması, teröristlerin belirlediği zaman, savaş hazırlığı ve silah teminatı bakımından tehlikeli olup bu durum ihtiyatlılık ve savaş hazırlığı talep etmektedir" diye ekledi.

Fadi Şamri, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halkımızın güvenliğini tehlikeye atabilecek her terörist faaliyete karşı, silahlı kuvvetlerimiz tam biçimde hazırdır. Nerede olurlarsa olsunlar, biz teröristleri darmadağın eder ve topraklarımızı kirletmeye izin vermeyiz"

Irak parlamentosundan bir kaynak, İzvestiya'ya yaptığı açıklamada, Suriye'deki genel istikrarsızlık ortamında IŞİD mensubu militanların ailelerinin ülkeye girme tehlikesinin olduğunu belirtti:

"Biz Al Hol kampından bir çok insanın geri dönme ihtimalinden tedirginiz. Bu durumun terörist gruplarca kullanılmaması için konunun takip edilmesi gerekir"

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU