Yeni Trump dönemi ve woke kapitalizm

Dr. Ufuk S. Yüksel Independent Türkçe için yazdı

İllüstrasyon: Lex Villena/NP/AdMedia

1968 seçimlerinden bu yana ABD'de kutuplaşmanın en belirgin olduğu başkanlık seçimlerini geride bıraktık.

Kuşkusuz bu sonuçların küresel siyasetteki etkileri ve neden olacağı ideolojik kırılmalar üzerine yazılacak çok fazla şey var. 

Önümüzde yıllarda bu tartışmaların kar topu gibi büyüdüğüne tanık olacağız.

Washington D.C.'deki hegemonya mücadelesinin şok dalgalarından, Meksika'dan Tayvan'a hiçbir ülke muaf kalmayacak.

Özellikle Asya-Pasifik bölgesi, önümüzdeki yıllarda büyük gerginliklere gebe.

Ancak 6 Kasım 2024 itibarıyla şiddetlenen bu tartışmaya başlamadan önce Demokratların nasıl oldu da bu kadar avantajlı durumdayken bu seçimleri kaybetmeyi başardığını anlamak gerekiyor.

Çünkü bugün, sonuçlar nedeniyle büyük bir umutsuzluğa sürüklenen bazı Demokrat Parti taraftarlarının, bütün suçu halka yıkarak yaşanan büyük hezimetle yüzleşmekten kaçındıklarını görüyoruz.

Bu yüzleşme ve öz eleştiri en kısa zamanda gerçekleştirilmezse; Demokratlar ve küresel siyasette onların yörüngesinde hareket eden siyasi partiler bu adımı atmazlarsa ne Amerika'da ne de Avrupa'da yükselen otoriter dalgaya karşı bir direnç noktası kalmayacak.

Normal koşullarda Demokratların bu seçimleri kaybetmesi için çok fazla parametrenin bir araya gelmesi gerekiyordu.

Çünkü Cumhuriyetçiler, Trump'ın arkasında konsolide olamamışlardı ve Trump'ın onay oranı yüzde 40 seviyelerinde seyrediyordu.

Biden'ın 2020 seçimlerini bıçak sırtında kazandığı düşünüldüğünde, Demokrat Parti'nin yapması gereken kamuoyunda en çok karşılık bulan adayı, ön seçimlere başvurarak "demokratik" yöntemlerle seçmek olmalıydı. Ancak Demokratlar bu ihtimali bir seçenek olarak dahi değerlendirmediler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Demokrat Parti'nin kontrolünü elinde bulunduran klik, başkan yardımcılığı döneminde bazı anketlerde onay oranı yüzde 35 seviyelerine gerileyen Kamala Harris'i hiçbir kamuoyu yoklamasına başvurmadan tek aday olarak dayattı.

Bu noktada, Trump karşıtları için Harris'i desteklemek dışında bir seçenek kalmamıştı. 

Yine de düşük onay oranına rağmen Harris, ilk başlarda Trump'a karşı çok fazla avantaja sahipti. Harris'in kaybetmesi, çok fazla olumsuz parametrenin birleşmesiyle mümkün olabilirdi.

Ancak Harris'in ekibi, öyle başarısız bir seçim kampanyası yürüttü ki bütün bu parametrelerin bir araya gelmesi mümkün oldu. 

Siyasi partiler ve seçmen psikolojisi üzerine çalışmayı düşünen lisansüstü öğrenciler için "Harris'in 2024 seçim kampanyası" temasının bulunması zor bir örnek olduğunu düşünüyorum.

Baştan sonra zincirleme hatalarla dolu bu kampanyada, Harris'in ekibinin bütün eylemlerinin zıddını bir araya getiren bir "örneklem uzayı" oluşturursanız, ideal seçim kampanyası için gerekli koşulları tespit etmiş olursunuz.

Independent Türkçe'de ABD seçimleri üzerine yazdığım son iki yazıda şu noktalara vurgu yapmıştım:

  • Harris'in ekibi seferberlik duygusu yaratarak kitleleri harekete geçirmeyi başaramıyor.
     
  • Demokratların, alt ve orta sınıfların aleyhine olacak biçimde merkeziyetçi geleneksel finans sermayesinin çıkarlarını savunması, organik tabanıyla bağını zayıflatıyor.
     
  • Siber alanın en mobilize ve dinamik çevrelerinden olan kripto ekosisteminin siyasi tavrı, kazananın belirlenmesinde önemli rol oynayacak. Çünkü bu kitle, adayların bu alandaki tavrına göre oy kullanacak. Harris, Bitcoin'i sözcük olarak dahi telaffuz etmekten kaçınıyor.
     
  • Demokrat Parti, sosyal medya platformlarında hegemonik üstünlüğü tümüyle Trump cephesine kaptırmış durumda.
     
  • Seçim kampanyasının Trump karşıtlığına indirgenmesi, Trump'ın medya görünürlüğünü artırarak ona avantaj sağlıyor.
     
  • Adaylıktan çekilmeden önce yüzde 5 düzeyinde bir desteğe sahip olan Kennedy'nin muhatap alınmaması tek başına seçim kaybettirebilecek kadar büyük bir hata.
     
  • Demokratlar, onları kazanmayı öncelikli hedef olarak görseler de Latin Amerika kökenli seçmen tabanını konsolide edemiyorlar.
     
  • Demokrat Parti taraftarlarının seçimin kazanılabileceğine yönelik inancının sarsılmaya başlaması, seçimin son günlerinde Demokratlar için çok tehlikeli bir durum oluşturuyor.

Bu listeyi daha da uzatmak mümkün.

Peki nasıl oldu da bu hataların bir tanesi bile kabul edilemezken hepsinin bir araya gelmesi mümkün oldu?

Tarihsel olarak Demokrat Parti, ABD'de alt ve alt-orta sınıfların ve azınlık gruplarının temsilcisi olarak  konumlandırılmıştır.

ABD'deki iki partili siyaset, iki blokun da siyasi statükonun dışına çıkmasına izin vermese de Demokratlar bireysel özgürlüklerin korunmasında, sosyal eşitliğin sağlanmasında her zaman daha duyarlı taraf olarak algılanmışlardır.

Soğuk Savaş sonrası dönemde, Demokrat Parti içinde Hillary Clinton ile Bernie Sanders arasındaki başkan adaylığı mücadelesinde tepe noktasına çıkan ideolojik bir bölünme yaşandı.

Sonuç olarak Sanders'ın antidemokratik yöntemlerle devre dışı bırakılıp Hillary Clinton'ın aday olarak belirlenmesiyle büyük sermayenin Demokrat Parti üzerindeki nüfuzu güçlendi

2016'da Clinton'ın yenilgisine rağmen Demokratlar öz eleştiri yapmaktan kaçındılar ve woke kapitalizmin ideolojik yörüngesine sürüklendiler.

ABD'deki sosyal, ekonomik ve kültürel problemlere yanıt üretme yeteneğinden yoksun bu ideoloji, bu sorunlara kapitalist paradigma içerisinden "çözüm" bulma iddiasında oldu.

Sosyoekonomik tabanı olmayan woke kapitalist politikalar, bu sorunları çözmekten öte toplumsal tabakaları pasifize ederek kapitalist sistemle bütünleştirme ve büyük bir iş gücü ordusu oluşturma amacına hizmet ettiler.

Woke kapitalist siyasetçilerin vurgu yaptıkları meselelerin, post-endüstriyel kapitalizmle ve onun uzantısı olan kültür endüstrisiyle yüzleşmeden çözülmesi mümkün değildi.
 


Sonuç olarak Detroit ve Philadelphia gibi şehirlerin gettolarına sıkıştırılmış, geleceğe dair umudu olmayan toplumsal tabakaların hayatını iyileştirmeye yönelik hiçbir adım atılmazken; dar kimlik siyasetinin içine sıkıştırılmış post-kolonyalist eğilimli örtülü ırkçı argümanlar, ABD'de ırkçılığı ve bağnazlığı daha da tırmandırdı.

Yoksulların, azınlık unsurlarının ve alt kültür gruplarının yaşam koşullarında bir iyileşme olmadığı gibi bu kesimler geniş kitlelerin "nefret nesneleri" haline getirildiler. 

Harris'in woke kapitalizmin dar sınırlarına hapsedilmiş bir seçim kampanyasını kazanması mümkün değildi.

Seçimin gerçekleşmesine birkaç gün kalmışken Harris'in ekibi tutarlı bir program ortaya koymak yerine hangi pop ve rap yıldızlarının Harris'e destek açıkladığını duyurmakla ilgileniyordu.

Küresel siyasetin en itibarsızlaşmış figürlerinden olan Dick Cheney'nin desteğine sürekli vurgu yapılması ise faciaydı.

Eğer bu seçim, Demokratların temsil ettiği değerler için bir ölüm kalım seçimiyse Harris'in seçimden birkaç gün önce reality show tarzı programlara katılarak renksiz muhabbetlerin parçası olmak yerine halka dönmesi gerekiyordu.

Bir hegemonya savaşı ancak coşkulu yürüyüşlerle, kitleleri harekete geçiren sembollerle ve bu seferberlik duygusunun şehirden şehre dalga dalga yayılmasıyla kazanılabilirdi.

Demokratların seçim kampanyası boyunca bu süreci yakından takip eden birisinin anlamlandıramadığı birçok adım atıldı:

  • ABD kamuoyunda karşılığı olan Robert F. Kennedy, Jr. ve Tulsi Gabbard gibi siyasetçilerin neden Trump cephesine adım adım sürüklenmesine seyirci kalındı? 
     
  • Cumhuriyetçiler birçok popüler figürden oluşan "gölge kabine" oluşturarak sempatizanları nezdinde güçlü bir görüntü çizerken, Demokratlar neden Obama ve kısmen Walz dışında sahada varlık gösteremediler? 
     
  • Cumhuriyetçiler, Twitter ve diğer sosyal medya platformları üzerinden çok uzun vadeli bir propaganda stratejisi geliştirirken, Demokratlar eğitim düzeyi daha yüksek bir seçmen tabanına sahip olmalarına karşın neden bu platformlarda bu kadar zayıf kaldılar? Harris'in sosyal medya varlığının Trump karşısında ezilmesinin kararsız seçmenleri zamanla Cumhuriyetçilere yaklaştıracağı neden düşünülemedi?
     
  • Kripto ekosistemi seneler öncesinden bu seçimdeki oy tercihini sadece adayların kriptoya yönelik tavrına göre belirleyeceğini duyurmuşken, Harris'in ekibi bu meseleyi neden tümüyle yok sayma yoluna başvurdu? Bu yönde çağrılar yapan Demokrat Parti'ye mensup Kongre üyeleri neden dinlenmedi?
     
  • Siyasi tarihte ötekileştirme stratejisinin tartışmalı figürleri daha da güçlendirdiğini gösteren sayısız örnek varken neden bütün seçim kampanyası anti-Trumpizm'e sıkıştırıldı?

Woke kapitalist politikaların nüfuz ettiği her coğrafyada, toplumsal tabakalar kaçınılmaz biçimde radikal siyasi alternatiflere ve otoriteryanizme doğru sürüklendiler.

Söylemsel düzeyde kendi dogmalarını inşa eden bu anlatı, daha tutucu ve otoriter kuşakların ortaya çıkmasına zemin hazırlayarak otoriter siyasi hareketlere alan açtı.

2024 ABD başkanlık seçimleri; kendisini demokrasinin, sosyal devlet anlayışının, bireysel özgürlüklerin ve sağduyunun yanında konumlandırma iddiasında olan siyasi partiler için tarihi bir fırsat ortaya çıkardı.

Bu partiler, artık tabandan gelen tepkiye daha fazla sessiz kalmamalı ve woke kapitalizmle yüzleşerek statükoya karşı halkın yanında saf tutmak zorundalar.

Halkı suçlamak yerine, halkı anlamaya çalışmak, onların taleplerine saygı duymak ve lider kadrolarını tabandan demokrasiyle seçmek zorundalar. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU