S-400 ve F-35: Dengeden dengesizliğe mi?

Prof. Dr. Hasan Ünal Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Hafta sonu bir Yunan gazetesinde, Amerika ve Türkiye arasında S-400'ler ve F-35'lerle ilgili yeni bir uzlaşma aşamasına gelindiğine dair ciddi bilgiler yer aldı.

Gazeteye göre, Amerikan tarafı Türkiye'ye bir öneride bulunmuş. Öneri, Türkiye'nin elindeki S-400'lerin topraklarında kalması şartıyla, bu füzelerin Amerikalı askeri personel kontrolüne verilmesi. Böylece "Türk tarafına, durumu kurtarma fırsatı verilmiş olacakmış".
 


Akla ziyan bir öneri

Ancak bu öneri, akla ziyan bir yaklaşım. Zira S-400'lerin Rusya'dan alınması sırasında imzalanan protokoller gereği, bu füzelerin başka bir ülkenin kontrolüne verilmesi mümkün değil.

Böyle bir adım, Rusya ile ilişkilerimizi ciddi şekilde sarsar ve stratejik otonomimizi sorgulama durumunu beraberinde getirir.

Sadece Rusya'yla değil, diğer ülkelerle ilişkilerimizde de stratejik otonomi sahibi olup olmadığımız tartışmasını beraberinde getirir, çok ciddi bir güvenlik sorunu yaratır.

Örneğin BRICS'e üye olmak istiyoruz. Şimdi BRICS ülkeleri bizi niye alsın?

Diyelim ki BRICS bizi aldı. Batı karşısında bu kadar kolay geri adım atabilen bir ülkeyle önemli şeyler paylaşırlar mı? Veya önemli iş birlikleri yaparlar mı? Yapmaya kalkışırlar mı?

Bunların hepsi büyük soru işaretleri haline gelir.
 

S-400'lerin önemi: Stratejik bir Koz

Teknik açıdan bakıldığında, diyelim ki bu S-400'leri incelikte Amerikan personelinin kontrolüne verdik; Peki, biz bu S-400'leri ne diye aldık?

Bence en önemli hedefler Yunanistan ve Kıbrıs, Kıbrıs Rum tarafı. Yani Yunanistan'la aramızda çıkacak bir çatışma ihtimali var. Bazen kuvvetli de bir ihtimale dönüşebilir hızlı bir şekilde.

S-400'ler bizim çok önemli bir artımız olacak. S-400'lerin Amerikan kontrolüne verilmesi, en önemli askeri kozlarımızdan birini kaybetmemize yol açar.


F-35'lerin geleceği: Yetenek mi, yük mü?

F-35'ler ise, özellikle İsrail'in son günlerde Hizbullah'a karşı gerçekleştirdiği uzaktan patlatma eylemleriyle birlikte düşünüldüğünde, gerçekten işimize yarayacak mı?

F-35'lerin, Amerikan silah şirketleri tarafından üretilen ve uzaktan kontrol edilebilen uçaklar olduğunu unutmamak gerekir.

Bu uçaklar, kullanıcıların hareketlerini kısıtlayabilir. Eğer F-35'leri aldığımızda Yunanistan'a veya Kıbrıs Rumlarına karşı kullanamıyorsak, bu uçakları neden alıyoruz?

F-35'ler, beklenen performansı ve başarıyı gösteremiyor. Amerikan sayıştayı, bu uçaklarda birçok imalat hatası ve sorun tespit etti.

Hatta bazı kongre üyeleri, operasyonel haldeki F-35'lerin oranının yalnızca yüzde 29 olduğunu belirtti.


Alternatiflere yönelme zamanı: Farklı stratejiler

Diğer yandan, kendi yerli uçağımız TUSAŞ Kaan üzerinde çalışmalar hızla ilerliyor. Bu uçağın envantere geçiş süresi de hızlanıyor.

Eğer bir uçağa ihtiyacımız varsa, F-35 almak yerine alternatiflere yönelmemiz gerekiyor. Örneğin, F-16'nın son modellerine yönelmek mantıklı olabilir.

Mısır'ın uçak alımında rotayı Batı'dan Çin'e çevirmesi, bu durumun ciddiyetini gösteriyor. Biz de S-400 ve F-35 meselelerini birbirine karıştırmadan, net bir yol haritası belirlemeliyiz.


Sonuç olarak, S-400'lerin alınmış olduğu gerçeğiyle yüzleşip, F-35'lerle ilgilenmediğimizi belirterek rotamızı alternatiflere çevirmemiz gerekiyor.

Denge politikası izlemek istiyorsak, bu tür belirsizliklerden kaçınmalıyız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU