Avustralya'da yapılan bir araştırma, beslenme ve fiziksel aktivite gibi yaşam tarzıyla bağlantılı değişikliklerin, depresyon tedavisinde terapi kadar etki yaratabileceğini gösterdi.
Fiziksel sağlığın ruh sağlığıyla yakından ilişkili olduğu biliniyor. Fakat depresyon gibi rahatsızlıkların tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri genellikle destekleyici bir rol üstleniyor.
Beslenme biçimi ve egzersiz yapmanın depresyon hastalarında tek başına yaratacağı etkiyi gözlemlemek isteyen araştırmacılar Kovid-19 pandemisi döneminde küçük bir çalışma yürüttü.
The Lancet Regional Health adlı hakemli dergide 31 Temmuz'da yayımlanan çalışmada, hafif veya orta derece depresyondan muzdarip 182 kişinin yarısı yaşam tarzı terapisi, diğerleri de bilişsel davranışçı terapi aldı.
Diyetisyen ve egzersiz fizyologlarının yürüttüğü yaşam tarzı terapisinde katılımcılara Akdeniz diyetinin düzenlenmiş bir versiyonu üzerinden beslenme tavsiyeleri verildi. Ayrıca düzenli egzersiz yapmaya da yönlendirildiler.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Katılımcılara sağlık durumlarını takip etmeleri için akıllı bileklik de verildi.
Psikologlarla yürütülen bilişsel davranışçı terapideyse katılımcıların depresyonla ilişkili olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını belirleyip değiştirmeleri amaçlandı. Konuşarak yapılan bu terapi, faydası kanıtlanmış bir tedavi biçimi.
Bütün katılımcılar 8 hafta boyunca her biri 90 dakikalık 6 seansa katıldı. Çalışma pandemi döneminde yapıldığı için bütün seanslar görüntülü aramayla gerçekleştirildi.
Bu sürenin sonunda yaşam tarzı terapisi alanların depresyon semptomlarında yüzde 42, bilişsel davranışçı terapi alanlarda da yüzde 37 azalma kaydedildi.
Bulgular beslenme ve egzersiz alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerin, düşünülenden daha büyük fayda sağlayabileceğine işaret ediyor.
Avustralya'daki Deakin Üniversitesi'nden, çalışmanın başyazarı Prof. Adrienne O'Neil, yaşam tarzı değişikliklerinin diğer tıp alanlarının aksine ruh sağlığında ikincil bir rol üstlendiğini söyleyerek ekliyor:
Ancak son yıllarda ve bu çalışmanın yayınlanmasıyla birlikte, iyi bir psikiyatrik bakımın tam kalbinde yer aldıklarından artık daha emin olabiliriz.
Öte yandan uzmanlar, bulguların terapi almadan sadece beslenme veya egzersiz alışkanlıklarını değiştirmenin tek başına faydalı olacağı anlamına gelmediğini vurguluyor.
Sydney Üniversitesi Matilda Ruh Sağlığı ve Madde Kullanımı Araştırma Merkezi'nden Scarlett Smout, içinde yer almadığı araştırma hakkında şöyle diyor:
Bu çalışma ruh sağlığı hizmeti arayan kişilerin yaşam tarzı değişiklikleriyle ruh sağlıklarını kendi kendilerine yönetmeye yönlendirilmesi gerektiğini öne sürmüyor.
Çalışmanın önemli sınırlılıklarından biri, katılımcı sayısının azlığı. Smout, Kovid-19 kısıtlamaları olmadan daha geniş bir grupla yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.
Bulguların yine de umut verici olduğu söyleyen Smout, iki terapi yönteminin beraber uygulanmasının daha iyi olacağı görüşünde.
Prof. O'Neil ve ekibi bulguların, ağır depresyon hastaları için de geçerli olup olmadığını öğrenmek adına yeni çalışmalar yürütmeyi planlıyor.
Independent Türkçe, Guardian, Study Finds, The Lancet Regional Health
Derleyen: Büşra Ağaç