ABD Güney Kuvvetleri Komutanı Laura Richardson, "Southern Seas 2024" kapsamında ABD ile Brezilya donanması arasında ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirmek üzere bu hafta Brezilya'daydı.
"Southern Seas 2024" nükleer güçle çalışan uçak gemisi SS George Washington (CVN 73), USS Porter (DDG 78) ve USNS John Lenthall'ın (T-AO-189) katıldığı; Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, Ekvator, Peru ve Uruguay deniz kuvvetleriyle aylar süren, denizde geçiş tatbikatları ve operasyonlarından oluşan dev bir askeri hareketlilik.
Güney Amerika'daki en büyük ordu ve en güçlü donanmaya sahip Brezilya ise ABD'nin en önem verdiği askeri ortağı.
Brezilya ordusu 1964 askeri darbesinden bu yana ABD askeri kuvvetinin kıtadaki en istikrarlı ortağı.
Bu kapsamda USS George Washington'un (CVN 73) Brezilya deniz kuvvetleriyle Brezilya açıklarında birlikte manevralar gerçekleştirdi.
USS George Washington'a bu tatbikatta Arleigh Burke sınıfı füze muhribi USS Porter (DDG 78) ve ABD Sahil Güvenlik gemisi James (WMSL 754) eşlik etti.
Bu birimler Brezilya firkateynleri Niteroi Independência (F44) ve União (F45) ile uçaksavar ve su üstü tatbikatları gerçekleştirdi.
USSOUTHCOM'un Latin Amerika'da Brezilya ile "Southern Vanguard", Kolombiya ile "Relámpago" ve "UNITAS", "Tradewinds", "PANAMAX", "Southern Cross" gibi çok uluslu kara, deniz ve hava, farklı türlerde askeri tatbikatları var.
Merkezi Miami'de bulunan ABD Güney Komutanlığı "USSOUTHCOM" aslında 1200 asker ve sivilden oluşan bir komuta merkezi:
Kuzey Komutanlığının sorumluluk alanı olan Meksika hariç 31 Latin Amerika ülkesinde 24 milyon 900 bin kilometreye yayılıyor.
Orta ve Güney Amerika, Karayipler ve Küba için acil durum planlaması, operasyonlar ve güvenlik işbirliğinin yanı sıra, bu yerlerdeki ABD askeri varlıklarının korunmasından, Panama Kanalı'nın ve ona ait bölgelerin savunmasından da sorumludur.
Güney Komutanlığı, 1963'te Küba ve Türkiye'ye karşılıklı yerleştirilen nükleer füze krizinden hemen sonra Kennedy başkanlığı sırasında kurulan; ABD "imparatorluğunun" dünyayı egemenlik alanlarına bölen 6 müşterek muharip komutanlığından biridir.
Fakat diğer komutanlıklardan daha özerk politika ve diplomasi yapma özelliğiyle öne çıkıyor.
Güney Komutanları her yıl tüm Latin Amerika ülkelerini ziyaret ederek devlet başkanları ve bakanlarla görüşüyor.
Güney Komutanlığı sadece askeri ve diplomatik konularla da ilgilenmiyor: Su ve enerji yönetiminden balıkçılığa, ekonomiyle alakalı her konuda teknik yardım başlığı altında Latin Amerika ülkeleriyle işbirliği yaptığını görüyoruz.
SOUTHCOM'un görev belgesinde su idaresine ve egemenliğine özellikle önem verdiği yazılı: Zira Latin Amerika dünya içme suyu rezervinin 3'te 2'sine sahip.
Arjantin-Brezilya-Paraguay sınırında yoğunlaşan su kaynaklarının yönetimini Missisipi suyunu idare eden ABD Ordusu Mühendisler Birliği (USACE) yapıyor.
Brezilya ile SOUTHCOM arasında 2013'te, Arjantin'le ise 2024'te bu konuda anlaşmalar imzalandı.
Haziran 2022'den beri Kosta Rika, Panama, Kolombiya ve Ekvator ile "Doğu Tropikal Pasifik Deniz Koridoru (ETPMC) Mutabakat Muhtırası" yürürlükte.
2020'den bu yana Kolombiya, Ekvador, Peru ve Şili Pasifik alanında yasadışı balıkçılığa karşı ABD Sahil Güvenliği görev yapıyor. Fakat aynı şey Arjantin'in Atlantik kıyıları için geçerli değil.
Çünkü esas olarak ABD'nin denizlerdeki egemenlik mücadelesi Çin'e karşı geliştirilen bir politika. Arjantin kıyılarında genelde Japon ve İspanyol balıkçılık şirketleri faaliyet sürdürüyor.
Bu anlamda ABD Güney Ordusu ekonomik faaliyetleri de askeri alanla ilişkilendirme stratejisi yürütüyor.
Kendisine birinci görev olarak da Çin'in Latin Amerika'daki varlığını sınırlamayı belirlemiş durumda.
General Richardson, her ziyaretinde olduğu gibi, Brezilya'daki bir röportaj sırasında da Çin'in bölgedeki rolüne değindi.
Çin'in Latin Amerika'da artan etkisine ilişkin endişelerini dile getirdi.
"Kuşak ve Yol" girişiminin anlaşmalardaki gizli koşullar nedeniyle kendisine katılan ülkeler için risk oluşturduğu konusunda uyardı.
Bu amaçla, Çin etkisine karşı koymak için Latin Amerika'da daha fazla ABD yatırımı yapılması çağrısında bulundu.
USSOUTHCOM komutanı, Çin'in Latin Amerika'da kritik altyapı inşasında etkinliğinin güvenlik endişelerini artırdığı uyarısında bulundu.
General ayrıca, bölgenin Çin'in çıkardığı hammaddeden neredeyse hiç faydalanmadığını vurguladı.
Çin'in büyük boyutlu limanlar gibi kritik altyapılar inşa ederek artan nüfuzuna dikkat çekerek liman kargo tarama sistemleri gibi kritik altyapıları Çinlilerden uzak tutmalarını istedi.
Özellikle siber güvenlik alanında insan haklarını ve gizli verileri koruyan demokratik alternatiflerin teşvik edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Bölgede 21 ülkenin farklı anlaşmalara sahip olduğunu bildiren komutan "demokrasiyi kullanan ve daha sonra onu yok eden" manevralara karşı uyarıda bulundu.
Her ne kadar ABD'li General "demokrasinin" tehdit altında olduğu uyarısı yapsa da gerçek kaygısının Latin Amerika ile Çin arasında son 15 yılda katlanarak büyüyen ekonomik ilişkiler olduğu herkes tarafından biliniyor.
2023 yılında Çin, Brezilya'dan 122 milyar dolar değerinde ürün satın alan tek ülke oldu.
Bu rakam Brezilya'nın bu dönemdeki ihracatının yüzde 33'ünü temsil ediyor ve geçen yıl verilen rekor ticaret fazlasının yüzde 52'sine denk düşüyor.
2018'den bu yana Brezilya, ihracatının 4'te 1'inden fazlasını Çin'e yaparken; soya fasulyesi, petrol ve demir cevheri iki ülke ticaretinin ana kalemlerini oluşturuyor.
Dahası BRICS'te ortak olan iki ülke ilişkileri Başkan Lula döneminde diplomatik ittifaka dönüştü.
Önceki hafta Brezilya ve Çin, Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesis edilmesi için ortak bir öneri sundu.
General Richardson Latin Amerika'nın dünyanın besin ve hammadde deposu olduğuna dikkat çekiyor:
Soya fasulyesi, mısır, şeker, ki bunlar zaten dünyayı besliyor, petrol, nadir elementler, lityum ve Amazonlar bunlara başka kimse sahip değil.
Latin Amerika'dan Çin'e ihracatta Şili 43 milyar dolar ile ikinci ve Peru 25 milyar dolar ile üçüncü sırada.
Çin-Latin Amerika ticaret hacmi geçen yıl 480 milyar doları aştı.
ABD'li general, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in bu yıl içinde Brezilya'ya yapacağı ziyaret sırasında Brezilya'nın "Kuşak ve Yol" girişimine katılma ihtimalinden duyduğu rahatsızlığı da saklamıyor.
USSOUTHCOM komutanı; "Öğrendiğimiz kadarıyla Kuşak ve Yol Girişimi ilk bakışta çok iyi görünüyor ama içinde bir sürü ince ayrıntı var. Tüm koşulları ve krediler ödenmezse zaman içinde egemenliğinizi nasıl kaybedeceğinizi ve bunun gibi şeyleri görmek için o ince yazıları okumanız gerekiyor" diyor.
Richardson, ABD ve Çin yatırımları arasında bir "kalite" farkı olduğunu da iddia ediyor:
ABD yatırımı ne getiriyor? Şeffaflık, yolsuzlukla mücadele önlemleri, çevre standartları, çalışma standartları, işgücünün çeşitlendirilmesi, daha yüksek pozisyonlara sahip ülkelerden gelen çalışanlar. Oysa Kuşak ve Yol Girişimi kendi işçilerini getiriyor ve topluma yatırım yapmıyor.
Geçen ay Başkan Lula, Çin'e giderek 15 işbirliği anlaşması daha imzaladı ve altını çizdi:
Hiç kimse Brezilya'nın Çin ile ilişkilerini geliştirmesini engelleyemeyecektir.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de "Lula'nın ilgisi ve desteği sayesinde Çin-Brezilya ilişkileri ileriye doğru büyük bir sıçrama yaptı" dedi.
Çin ile Brezilya arasındaki bu yakınlaşmanın ABD'yi ne ölçüde rahatsız ettiği ise General Richardson'un sözlerine yansıyor.
Yazıyı Çin Brezilya Büyükelçiliğinin USSOUTHCOM komutanına verdiği "Amerikalı bir yetkilinin Çin'le ilgili hatalı yorumlarına ilişkin açıklama" yanıtıyla (yorumsuz) bitirelim:
"ABD Güney Komutanlığı şefi General Laura Richardson, Brezilya basınına verdiği son röportajda Çin ve Çin-Brezilya ilişkileri hakkında doğru olmayan yorumlarda bulunmuştur.
ABD'nin bu tür hatalı iddiaları temel gerçekleri göz ardı etmekte, tipik bir Soğuk Savaş zihniyetini benimsemekte ve hegemonyacı bir mantığa uymaktadır. Kamuoyu algısını çarpıtmayı, Çin'in imajını zedelemeyi ve Brezilya ile dostluk ve işbirliğine zarar vermeyi amaçlayan bu iddialar tamamen siyasi yalanlardan ibarettir. Açıkça diğer devletleri taraf tutmaya zorlamaya çalışan bu sözler, egemen ülkeler olarak Çin ve Brezilya'ya gösterilmesi gereken asgari saygıdan yoksundur ve ABD'nin kibirli ve zorba tutumunu ve güven eksikliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bu açıklamaları şiddetle reddediyor ve itiraz ediyoruz. Çin ve Brezilya sırasıyla Doğu ve Batı yarımkürenin en büyük gelişmekte olan ülkesi ve en önemli yükselen ekonomisidir. İki ülke halkları arasındaki dostluk uzun süreli ve köklüdür.
Diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana geçen 50 yılda, iki ülke arasındaki stratejik karşılıklı güven sürekli olarak derinleşmiş ve çeşitli alanlardaki işbirliği verimli olmuş, bu da her iki tarafın da kalkınmasını ve refahını teşvik etmiş ve hem Çinlilerin hem de Brezilyalıların refahını artırmıştır.
Bu durum, gelişmekte olan büyük ülkeler arasındaki ortak kalkınmanın örnek bir vakası haline gelmiştir. Çin-Brezilya ilişkileri artık ikili alanın ötesine geçerek stratejik ve küresel bir etki kazanmaktadır.
Birkaç yıldır Çin, Brezilya'nın en büyük ticaret ortağı, en büyük ticaret fazlası kaynağı ve Brezilya topraklarına en çok yatırım yapan ülkelerden biri olmuştur. Gerçekler, Çin-Brezilya işbirliğinin her iki taraf için de özerk ve gönüllü bir seçim olduğunu, başarı arayışında karşılıklı yardıma dayandığını, üçüncü tarafları hedef almadığını ve onlardan etkilenmemesi gerektiğini kanıtlamaktadır.
Kuşak ve Yol Girişiminin ortak inşası, Çin'in dünyaya açıklığını derinleştirmek için attığı önemli bir adım ve ekonomik küreselleşmenin kapsayıcı ve evrensel olarak faydalı gelişimini teşvik etmeyi amaçlayan uluslararası işbirliği için bir platformdur.
Dünya ülkelerinin dörtte üçünden fazlasının katılımını sağlamış, bir trilyon dolar tutarında yatırımı artırmış, 3 binden fazla işbirliği projesini mümkün kılmış ve katılımcı ülkeler için 420 bin istihdam yaratmıştır; bu da yerel ekonomik kalkınmayı somut olarak teşvik etmiş ve insanların refahını artırmıştır.
Bu gerçekler, Kuşak ve Yol Girişiminin üstünlük arayışı yerine kapsamlı istişareleri, ortak katkıları ve ortak faydaları savunduğunu; bölünme ve ayrışma yaratmak yerine birbirine bağlılığı teşvik ettiğini; çatışma ve karşıtlık yerine işbirliğini ve karşılıklı faydaları teşvik ettiğini kanıtlamaktadır. Bu gelişmekte olan ülkelerin 'borç tuzağından' ve 'yoksulluk tuzağından' kurtulmalarına yardımcı olan ilgili bir kamu girişimidir.
Demokrasi tarihsel, somut ve sürekli gelişen bir olgudur. Her ülkenin demokrasisi kendi tarihi ve kültürel geleneklerine dayanır ve halkının pratiği ve yaratıcı bilgeliği ile gelişir. Çin, bütüncül bir halk demokrasisini sürekli olarak geliştirmekte, insan hakları için hukukun üstünlüğünün güvence altına alınmasını teşvik etmekte ve eşitlik ve sosyal adaleti kıskançlıkla korumaktadır.
Çin halkının kazanç, mutluluk ve güvenlik duygusu daha önce görülmemiş seviyelere ulaşmıştır. Buna karşılık ABD kendisini demokrasi şampiyonu ilan etmekle birlikte hem geçmişte hem de günümüzde kirli bir sicile sahiptir.
ABD, Latin Amerika'da 'demokrasi' ve 'insan haklarını' bölge ülkelerine saldırmak, yaptırım uygulamak ve müdahale etmek için bir bahane olarak kullanmış, birçok ulusa kaos ve trajedi getirmiş ve yerel halka büyük acılar yaşatmıştır.
Örnekler saymakla bitmez. Uluslararası arenada ABD, kendi demokratik sistemindeki yapısal kusurları ve iç demokrasi uygulamalarındaki eksiklikleri göz ardı ederek, 'demokratik standartları' kendi modeline göre tanımlamakta, 'otoriterliğe karşı demokrasi' gibi sahte söylemler üretmekte ve özünde klik oluşturmayı ve bölünmeler yaratmayı amaçlayan 'demokratik uluslar ittifakı' gibi bir oluşumu savunmaktadır.
İdeolojik değerleri diğer ulusları bastırmak ve kendi hegemonyalarını savunmak için araç olarak kullanmaktadırlar. Bu demokrasi için bir zafer değil, bir felakettir. Günümüz dünyasında küresel sorunlar birbiri ardına ortaya çıkmaktadır.
Dünyanın ihtiyacı olan şey küçümseyici tek taraflılık ya da çatışmayı körükleyen hegemonyacılık değil, uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu gerçek sorunları ele almak için dayanışma ve işbirliğidir.
Çin, Brezilya ile diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıldönümünü, üst düzey değişimleri güçlendirmek, karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini pekiştirmek ve iki ülke arasındaki ilişkilerin bir sonraki 'altın 50 yılını' başlatmak için bir fırsat olarak kullanmak istemektedir. Bu, Çinliler ve Brezilyalılar için daha da iyi bir yaşama yol açacak ve dünyada barış ve kalkınma için daha fazla pozitif enerji katacaktır."
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish