Gazze savaşının 236. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?
Independent Türkçe için 29 Mayıs Çarşamba günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
Kommersant:
Elnar Baynazarov'un haberi özetle şu şekilde:
Refah'ın bedelini ödeyecekler
ABD ve AB, İsrail yönetiminin eylemlerini eleştirmekten yaptırımlara geçebilir
İsrail Savunma Ordusu'nun, Filistin'in Refah bölgesindeki mülteci kampına saldırısı AB ve ABD'de sert tepkiye neden oldu.
Brüksel, BM Uluslararası Mahkemesi'nin kararına uymayıp Refah'taki operasyonu durdurmaması halinde İsrail'e yaptırım uygulanabileceğine ilişkin uyarı yaptı.
ABD ise İsrail askerlerinin "kırmızı çizgi"yi geçip-geçmediğini araştırıyor: Daha önce Başkan Joe Biden, Refah'a geniş kapsamlı saldırı başlatması durumunda İsrail'e silah sevkiyatını kısıtlamakla tehdit etmişti.
Bu arada soruşturmanın ilk sonuçlarını açıklayan İsrail ordusu şu husustan eminlik ifade etti: Saldırı Hamas'ın üst düzey komutanlarının bulunduğu yere düzenlenmiş olup çıkan yangın ise orada mühimmat deposunun bulunduğunun kanıtıdır.
İsrail şunun altını çizdi: Onlar bölgede kadınların ve çocukların bulunmadığına tam emin olarak gereken adımı attılar. Burada neyin kastedildiği anlaşılmıyor. Gazze Sağlık Bakanlığı hayatının kaybeden 45 kişiden en az 23'ü kadın ve çocuk olduğunu onaylıyor.
Ne olursa olsun yaşanan olay İsrail'in unvanına yeni bir eleştiri dalgasını getirdi. Onlarca ülke bu veya diğer sertlikte kampa saldırıyı kınadı. Cezayir BM Güvenlik Konseyi'ni olağanüstü toplantıya çağırdı.
ABD ve AB ise İsrail'e karşı sözlü ithamlardan gerçek ceza tedbirlerine geçebileceklerinin sinyalini verdiler.
BBC Rusça Yayınlar Servisi:
İsrail tankları Refah'ın merkezinde: Uluslararası toplum öfkeli
BM Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin, İsrail'e Refah'a askeri saldırıyı sonlandırması yükümlülüğü getiren kararına rağmen İsrail savunma ordusu kentteki operasyonunu sürdürüyor.
Son zamanlarda Birleşik Krallık ve Avusturalya, Filistin Devleti'ni tanıyabileceklerine ilişkin açıklama yaptılar.
Ancak buna rağmen yorumcular diplomatik açıdan devlet olarak tanınmanın Filistin topraklarındaki mevcut durumu değiştireceğinden pek emin değiller.
Детали (Detaylar):
Suudi Arabistan İsrail'i sert bir şekilde kınadı
Suudi Arabistan Refah'taki mülteci çadır kampındaki patlamalardan dolayı 29 Mayıs Çarşamba günü İsrail'i soykırım ve toplu katliamlar yapmakla suçladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "Refah'taki insani bölgenin nokta atışıyla imhası sonucunda onlarca insanın ölümünün sorumlusu olarak Krallık, İsrail hükümetini görmektedir" denildi.
Açıklamada, "Krallık, Filistin halkının toplu şekilde katledilmesinin ve suçluların soruşturmaya tabi tutulmasının sorumluluğunu uluslararası camianın üstlenmesini gerektiğinin altını çiziyor" ifadelerine yer verildi.
Ahlak ve pratik: İsrail savaşta hangi stratejik hataları yaptı?
Doğrudan suç ve sorumluluk henüz hayattayken rehinelerin eve dönmesine ilişkin hızlı karar almayan, bizim savaşı kaybetmemize dair olguyu kabullenmeyen ve ilk zaferin kaçırılanların geri döneceğine ilişkin bir itirafta bulunmayan hükümetin üzerine düşüyor.
Ancak geç olması hiçbir zaman olmamasından daha iyidir. Önemli partnerimiz ABD ve birçok diğer müttefikimizle sorunu katılaştırmak, Refah'ı kendi kontrolümüze almak, intihar yolundan yürümeyi sürdürmek yerine bakanlar kabinesi ne pahasına olursa olsun, karar almalı ve kaçırılanları bir an önce evlerine geri getirmelidir.
İkinci kritik stratejik hata Gazze'deki kara operasyonunun yürütülüş tarzıydı. İsrail'in aynı anda iki yönde savaşı sürdürmesi gerekirdi. Yani dünyanın bizimle olduğu ve bizi koşulsuz desteklediği harekatın başlarında hem Kuzeydeki Gazze'ye ve hem de Güneydeki Refah'a girmesi elzemdi.
Siyasi yönetim ve İsrail Savunma Ordusu'nun kendi amaçlarına ulaşmak için alternatifleri öğrenmeleri gerekir. Onlardan bir tanesi Gazze'deki sivil çalışmalarda yabancı güçlerle işbirliği sırasında İsrail'in güvenlik alanındaki kontrolünü sağlayacak Hamas'a bir alternatif oluşturulmasıdır. Cesetlerin sayılması zaferin reçetesi değil. Kısmen olmadığı gibi "kesin olarak" hiç değil.
© The Independentturkish