DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
"31 Mart seçimlerinden hemen sonra yapmış olduğumuz ilk konuşmamızda herkesin halkın iradesine saygı göstermeye davet etmiştik” diyen Bakırhan özetle şunları söyledi:
Halkı karşısına alan halkın iradesini yok saydığı için bu seçimleri kaybedenler; yine geçmişteki tehdit ve kirli kumpaslarla dolu dillerini konuşmaya devam ediyorlar. Bizzat Cumhurbaşkanının kendisi ‘sandıklardan çıkan sonuçlara saygı göstereceğiz’ demişlerdi. Ama aradan geçen zamana bakılırsa orada da Kürtler hariç demek istedi sanırım. Çünkü kirli kumpaslar, algı operasyonları bizim yerel yönetimler üzerinden devam etmeye çalışıyor.
“Belgenin de takipçisi olacağız”
Tabii ki bu saldırılar yeni değil. Geleneğinden geldiğimiz partilerin tamamı birçok defa benzer saldırılarla karşı karşıya kaldı. Daha geçen günlerde bir katı atık emekçisinin deposundan milli güvenlik kuruluna ait bir belge ortaya çıktı. Bu belgede 90’lı yıllarda Kürtlere karşı uygulanılan kirli politikaların nasıl tezgahlandığını ve nasıl hayata geçirildiğini Türkiye kamuoyu olarak şahitlik ettik. Kürt halkına dönük psikolojik harp dairesinin yürütmüş olduğu planlar, aslında o belgenin kendisinde vardı. Halklarımız biraz hafızalarını yoklarsa on binlerce faili meçhul cinayetin nasıl yapıldığını anlatıyordu o belge. Bugün Kürt illerinde hemen hemen ziyaret ettiğimiz bütün ailelerimizin baş köşeye fotoğraflarını koydukları insanlarımızın failleri bu belgelerde saklıdır. Bu belgelerdeki planlarla katledildiler. Evet, biz bunları unutmadık, unutmayacağız. Bu çöpten çıkan belgenin de takipçisi olacağız.
“Elçi’nin katillerinin ortaya çıkması için çalışmalarımıza devam edeceğiz”
En son işte Tahir Elçi davasını hep birlikte gördük. Güpegündüz Diyarbakır’ın caddesinde işlenen bir cinayetin failleri ortada yok. Tutuklananlar da savcı bey tarafından beraat ettirilmek isteniyor. Karıncayı, kuşu dahi kameralarla, Mobeselerle gören Amed’in her karışını kontrol edenler Tahir Elçi’nin katillerini bulamadılar ya da bulmak istemiyorlar. Bu yetmiyor yargılananları da beraat ettirmek istiyorlar. Bu kararın da takipçisi olacağız. Tahir Elçi’nin katillerinin ortaya çıkması için hep birlikte çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tüm bu olanlara karşı kılını kıpırdatmayanlar kalkmış bizi tehdit ediyorlar.
"Halkın iradesini gasp etmesine izin vermeyeceğiz"
Birileri adaleti sağlamakla görevli olmaları gerekirken, kayyımlarla bizi tehdit ediyor. Teyakkuzdalarmış! Vallahi sen teyakkuzdaysan bizim halkımız çoktan teyakkuzda. Artık o dönemler kapandı. Halkın iradesine, halkın iradesi olarak gördükleri belediyelere kayyım atayacağınızı düşünüyorsanız yanılırsınız. Bu halk size aslında Van’da çok büyük bir ders verdi. Evet, biz de teyakkuzdayız. Bu sefer irademizi asla gasp ettirmeyeceğimizi bir kez daha sizin huzurunuzda belirtmek istiyorum. Anamızın ak sütü kadar helal, hakkımız ve emeğimizle kazandığımız yerel yönetimlerimizi ne pahasına olursa olsun koruyacağız.
Değerli arkadaşlar; hiç bir dönem belediyelerin üzerine büyük pankartlarla bu kadar büyük borç tablosu çıkarılmamıştı. Belediyelerde yolsuzluk diz boyu. Belediyeler borç batağına batırılmış en küçük belediyenin dahi yüz milyonun üzerinde borçları var. Kimi ilçelerimiz büyükşehirle yarışacak borçlara sahip. Kayyımlar talan etmiş yok etmiş büyük usulsüzlükler yapmışlar ama bunların tekine bir soruşturma açılmamış. Bizim için teyakkuzda olanlar 8 yıldır yerel yönetimleri borç batağına batıran usulsüzlükleri ve yolsuzlukları aleni bir şekilde ortada olan yönetimler hakkında tek bir soruşturma açmamış. Ama söz konusu biz olunca semboller ve değerler üzerinden bizi tehdit etmeye çalışıyorlar. Bakın son kez burada söylüyorum. Biz geleneğinden geldiğimiz partilerin bu konuda tavrı çok nettir. Sadece Türkiye halklarının değil, hiçbir halkın dünyada yaşayan hiçbir halkın sembolleri ve değerleriyle sorunumuz yok, olmaz. Şimdi de yoktur. Basit algı operasyonlarıyla sembollere karşı olduğumuzu kamuoyuna lanse ederek kirli oyunlarını hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Meclis’e 10 maddelik çağrı
Bu kriz döneminde de DEM Parti’nin tek parolası krize karşı emekçileri ve halklarımızı korumak olacaktır. Halkı ve emekçileri korumak için meclisin irade göstermesi için acil yerine getirilmesi gereken hususlara ilişkin 10 çağrı yapmak istiyoruz huzurlarınızda.
Asgari ücreti her ay sendikaların belirlemiş olduğu yoksulluk sınırının yarısına eşitleyelim. Asgari ücreti 3 ayda bir gelin güncelleyelim.
En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çıkaralım, kademeli emeklilik sistemi ile birlikte sosyal adaleti gelin sağlayalım.
Esnaflara ucuz kredi imkanı sağlayıp sigorta primlerinden kolaylık sağlayalım ki istihdama katkı sunulsun.
Küçük esnafın 100 bin liraya kalan borçlarını silelim. Milyar dolar kazananlara vergi muafiyeti sağlayanlar ve borçlarını silenler esnafın 100 bin liraya kadar olan borçlarını gayet rahat silebilir.
Vergi adaleti için çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacak düzenlemeler yapalım. Allah aşkına yani küçük bir işletmenin sahibi olan insanlar dahi bunu bilmez mi? Ya çok kazanandan çok alınır. Biz bile devlet yardımı almadığımız zaman zengin esnafımızdan daha fazla partiye bağış yapmasını isterdik. Şimdi tam tersi oluyor. Çok kazanana vergi muafiyeti, az kazananın çorbasındaki KDV’yi bile arttırıyorlar. Evet, bunu değiştirelim. Vergi muafiyet ve istisnalara artık son verelim.
Çiftçilerin temel giderler kalemlerinden olan mazot gübre elektrik gibi girdilerin ucuza teminini sağlayarak üretimi teşvik edelim. Ailem Kars’ta yaşıyor Çiftçi girdiler pahalı olduğu için üretim yapmadığı için dönem samanı bile İran'dan ithal etmek durumunda kalıyoruz. Çiftçiye destek sağlamadığın zaman dışarından ithal bir ekonomik anlayışa mahkum kalıyorsun. Yine küçük çiftçilerin 10 bine kadar olan borçlarını gelin silelim.
Bireysel borçlanma sorununu ortadan kaldırmak için hane geliri 50 bin liranın altında olan vatandaşların ihtiyaç ve bireysel borçlarının borç faizlerini silip borç faizlerini yeniden yapılandıralım.
Engellilerin KPSS kapsamında hemen 20 bin kişinin işe alımını gerçekleştirelim. Kamuda engelli istihdam kotasını yüzde 6ya yükseltelim.
Gençlere temel gelir desteği sağlayalım. Öğrencilerin burslarını insani şartlarda eğitim görebilecekleri bir seviyeye yükseltelim. Geçim sıkıntısı çekmeyecekleri olanakları gençlerimize yaratalım.
Son olarak barınamayan öğrenciler için bir atılım başlatarak öğrencilerin barınma sorununu tarihe gömelim
"Taksim’de olacağız"
"Bizim için Newroz da 1 Mayıs da aynı mücadeledir. Kürt halkının direnişi ile 1 Mayıs’ın devrimci ruhu kardeştir. Emeği sömürülen ve katledilen işçilerin emekçilerin kadınların gençlerin bütün ezilenlerin sesi ve umudu olmak için DEM Parti Eş Başkanları olarak biz de Van ve İstanbul’da alanlarda olacağız. Yarın ben de İstanbul’daki emekçilerle işçilerle dayanışmak için omuz omuza vermek için Taksim’de olacağım. Bu vesile ile tüm işçileri emekçileri kamu emekçilerini kadınları gençleri partimize gönül vermiş bütün halkımızı halklarımızı 1 Mayıs’ta Taksim’de işçilerle emekçilerle dayanışmaya çağırıyorum."
Hilvan seçimleri
Biliyorsunuz Hilvan’da da belediyeyi kazandık. Orada çeşitli oyunlarla birlikte Hilvan belediyesi seçimi iptal ettirdiler. 2 Haziran’da tekrar seçim yenilecek. Buradan onurlu Hilvan halkına seslenmek istiyorum. Hilvan halkı gerçekten onurlu bir halktır. Hak arama mücadelesini verildiği ilk topraklardandır. Hilvan halkını 7’den 70’e bu haksız ve hukuksuzluğa karşı DEM Parti çalışmalarına katılmaya ve DEM Partinin tekrar belediyeyi alması için çalışmaya çağırıyorum
Independent Türkçe