ABD ve Birleşik Krallık (BK) öncülüğündeki güçlerin Yemen'de İran destekli Husilere ait hedeflere saldırı düzenlemesi, Kızıldeniz'de gerginliğin yeniden tırmanmasına neden oldu.
ABD ve BK'ye ait savaş uçakları, Yemen'in başkenti Sana'nın yanı sıra Hudeyde ve Taiz şehirlerinde yer alan Husi hedeflerine dün gece saldırı düzenledi.
1 - ABD ve BK ne dedi?
ABD Hava Kuvvetleri'nin paylaştığı bilgilere göre söz konusu şehirlerde Husilere ait 16 askeri üste yer alan 60 hedef vuruldu. Bu hedefler arasında füze fırlatma sistemleri, mühimmat depoları, silah üretim tesisleri ve hava savunma radarları yer alıyor.
Ayrıca saldırılarda 100'den fazla hassas güdümlü mühimmat kullanıldığı ve operasyonda bir denizaltının yanı sıra muhriplerin de yer aldığı bildirildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD Başkanı Joe Biden, saldırıların Husilerin uluslararası ticaret gemilerini hedef alması nedeniyle düzenlendiğini belirterek, "Halkımızı ve uluslararası ticaretin serbest şekilde yapılmasını korumak için gerekirse daha fazla tedbir almaktan da tereddüt etmeyeceğim" dedi.
Öte yandan Kongre'den onay alınmadan operasyon düzenlendiği için bazı Demokratlar, Biden'a tepki gösterdi. Temsilciler Meclisi Üyesi Ro Khanna, Biden'ın saldırıyı düzenlemeden önce Kongre'yi bilgilendirip siyasilerden onay alması gerektiğini söyledi. Temsilciler Meclisi Üyesi Val Hoyle da "Bu saldırılar Kongre'nin onayından geçmedi" diyerek Biden yönetimini eleştirdi.
BK Başbakanı Rishi Sunak ise Kızıldeniz'de Husilerin eylemlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyerek, "meşru müdafaa kapsamında sınırlı, gerekli ve orantılı bir hamle" yaptıklarını savundu.
BK Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "sivillere yönelik risklerin en aza indirilmesi için özen gösterildiği" belirtildi. Husi yetkililer, saldırıda 5 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.
Beyaz Saray'dan Yemen'e karşı düzenlenen saldırılarla ilgili yapılan ortak açıklamada, ABD ve BK'nin yanı sıra Avustralya, Bahreyn, Kanada, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda ve Güney Kore'nin de imzası yer aldı.
2 - Husiler nasıl yanıt verdi?
Husilerin sözcülerinden Nasraldin Emir, WSJ'ye "Bu acımasızca bir hamle. Kesinlikle bedelini ödeyecekler. Sonu ne olursa olsun Filistin halkına verdiğimiz destekten geri adım atmayacağız" diye konuştu.
Husilerin lideri Abdulmelik Husi de "Bunun bedelini ödeteceğiz. Halkımız büyük ve uzun çatışmalara dayanabilecek güçtedir" dedi.
Öte yandan Husiler, misilleme olarak Kızıldeniz'deki ABD ve BK savaş gemilerine saldırı düzenlendiğini duyurdu. Ancak kimliğinin paylaşılmasını istemeyen bir Pentagon yetkilisi bunu yalanladı.
3 - Ne tepkiler geldi?
Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles, Husi hedeflerine düzenlenen saldırıları desteklediklerini duyurdu.
Almanya ve Fransa'dan yapılan açıklamalarda da operasyonun bölgedeki tanisyonu düşürmek için düzenlendiği savunuldu.
Suudi Arabistan ise taraflara itidal çağrısı yaptı ve bölgedeki gelişmelerin "büyük endişeyle takip edildiğini" bildirdi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasıl Kenani, Yemen'deki hava saldırılarını kınayarak, "Bunlar bölgede güvensizlik ve istikrarsızlığı körüklemekten başka bir işe yaramayacaktır" dedi.
Hamas ve Hizbullah da ABD ve BK öncülüğündeki güçlerin Husi hedeflerine saldırılarını kınadı.
Rusya ise saldırıların ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni olağanüstü toplantıya çağırdı.
4 - Kızıldeniz'deki olaylar nedir?
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti.
Bunun ardından Gazze'deki savaşta Hamas'a destek veren Husiler, Kızıldeniz üzerinden İsrail'e giden ticaret gemilerine saldırı düzenlemeye başladı.
WSJ'ye konuşan ve kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir Husi yetkili, Türkiye'deki İranlıların da söz konusu gemilerle ilgili istihbarat sağladığını öne sürdü. Yetkili, iddiayla ilgili başka detay paylaşmadı.
Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa'yla Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atıyor. Çok sayıda gemicilik şirketi de Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı almıştı.
Pentagon, saldırılara karşı 6 Aralık'ta uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık'ta da "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurmuştu.
İran, Tüpraş'a petrol taşıyan tankere el koydu
Öte yandan Kızıldeniz'de gerginlik tırmanırken, İran da Türkiye'ye petrol taşıyan bir gemiye Umman açıklarında el koydu.
Tüpraş'tan dün yapılan açıklamada, Irak'tan alınan 140 bin ton ham petrol taşıyan gemiyle iletişimin Umman açıklarında kesildiği bildirildi.
İran Donanması da Yunan armatör firması Empire Navigation'a ait Marshall Adaları bayraklı St. Nikolas tankerine el konduğunu doğruladı.
İzmir'deki Aliağa rafinerisine petrol getirmek üzere yola çıkan gemide 19 mürettebat vardı. Tüpraş bunlar arasında Türk bulunmadığını açıklarken, yabancı ajanslar gemide 18 Filipinli ve 1 Yunan mürettebat olduğunu duyurdu.
ABD, İran petrolü taşıyarak yaptırımları deldiği gerekçesiyle geçen yıl aynı gemiye el koymuştu. Beyaz Saray, İran'ın hamlesini "hukuka aykırı" diye niteleyerek kınadı.
Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian, AFP, CNN, AP, AA, BBC Türkçe, New York Post
Derleyen: Yasin Sofuoğlu