Analistlerin değerlendirmelerine göre İsrail, Hamas hareketini ortadan kaldırma hedefini gerçekleştirirse Filistin Yönetimi'nin Gazze'yi "İsrail tankları gölgesinde" yönetmeye geri dönmesi ihtimal dışı. Her ne kadar ABD böyle bir öneriyle gelmiş olsa bile.
Geçen ekim ayının sonunda, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada, savaş sona erdikten sonra Gazze'nin kontrolünü Filistin lideri Mahmud Abbas'ın ele geçirmesinin gerekli olduğunu söyledi.
Blinken bu geçiş sürecinde uluslararası toplumun kendilerine yardımcı olabileceğini vurguladı.
Filistin Yönetimi'nin şu anda Batı Şeria'da sınırlı yetkisi var.
2007'de Hamas hareketi, iki taraf arasındaki çatışmaların ardından Filistin Yönetimi'ni Gazze'den çıkardı ancak Abbas, 5 Kasım'da Blinken ile yaptığı son görüşmede, Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ne dönüşünü kapsamlı bir siyasi süreçte gerçekleşebileceğini söyledi.
Abbas, "Gazze Şeridi, Filistin Devleti'nin ayrılmaz bir parçasıdır ve Doğu Kudüs dahil Batı Şeria ve de Gazze Şeridi için kapsamlı bir siyasi çözüm çerçevesinde üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz" dedi.
Blinken, aynı senaryoyu birkaç gün sonra yeniden gündeme getirdi ve savaştan sonra Gazze'yi Batı Şeria ile birleşik görmek istediğini belirtti.
İsrail, Gazze Şeridi'ni yoğun bir şekilde hava saldırılarıyla vuruyor ve 27 Ekim'den bu yana kara operasyonlarını Gazze'nin kuzeyinde sürdürüyor.
Gazze'nin merkezinde İsrail ordusu ile Hamas arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor ve İsrail'in savaşın başından beri taahhüt ettiği şey Hamas'ı yok etmek.
İsrail operasyonu, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrailli yerleşimcilerin topraklarına düzenlediği saldırıya cevap olarak geldi.
İsrail yetkilileri tarafından güncellenen rakamlara göre, saldırının gerçekleştirilmesinden bu yana en az bin 200 kişi öldürüldü; bunların çoğu, İsrail devletinin 1948'de kurulmasından bu yana benzeri görülmemiş Hamas saldırısının ilk gününde öldürülen siviller.
Ayrıca İsrailli ve yabancı 239 kişi kaçırılarak Gazze Şeridi'ne götürüldü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Öte yandan Gazze Şeridi'nde, Hamas hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan en son verilere göre, 4 bin 506'sı çocuk olmak üzere 11 bin 78 kişi hayatını kaybetti.
Filistin Yasama Meclisi Başkan Yardımcısı Hasan Harise, AFP'ye yaptığı açıklamada, Gazze'deki savaşın sona ermesinin ardından durumun "sivil ve askeri idarenin uluslararası toplumun varlığıyla gerçekleşeceğini Filistin otoritesinin ise bu harap olmuş bölgenin yönetiminin bir parçası olacağını" belirtti.
Ancak Harise, "Bu koşullarda kimse Gazze'yi yönetmeyi kabul etmez; ne bir Filistinli ne de aklı başında bir kişi. Amerikan veya İsrail Merkava tankı eşliğinde geri dönmeyi kim kabul eder?" dedi.
Uluslararası Kriz Grubu yakın zamanda yayınladığı bir açıklamada, zaten sevilmeyen Filistin Yönetimi'nin İsrail işgalinden sonra Gazze'ye dönebileceğine ve ona "düşman muamelesi yapılmayacağına" dair çok az umut olduğunu söyledi.
Hamas vesayeti kabul etmiyor
Lübnan'daki Hamas hareketinin lideri Usame Hamdan, hareketin Gazze Şeridi üzerinde "vesayeti kabul etmeyeceğini" açıklayarak "Hamas'ı tecrit etme" planlarını kabul etmediklerini söyledi.
Hamdan düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Hamas'ın gideceğini düşünenlere şunu söylemek isterim ki Hamas, halkımızın vicdanı ve özlemleri olarak kalacaktır ve yeryüzünde hiçbir güç onları elinden alamaz veya ötekileştiremez.
Ayrıca Hamdan, "Amerika'nın ve işgalin planları birer hayaldir ve kimsenin bulaşmayacağını umduğumuz psikolojik bir savaşın parçasıdır" diye ekledi.
Hamdan, "Biliyoruz ki Filistin Hükümet liderleri 'Hamas sonrası dönemi' tartışıyorlar. Bu, İsrail'in sahada yürüttüğü savaşın bir parçası, hem Gazze'de hem de Batı Şeria'da devam eden savaşın bir parçası" ifadelerini kullandı.
"Eğer Hamas' sonrası hakkında konuşmak istiyorsanız, bu Filistin halkı sonrası bir dönem anlamına gelir, yani Filistin sonrası bir dönem demektir" diyen Hamdan, Filistin topraklarındaki gelecekle ilgili endişelerini dile getirdi.
Gazze'de Hamas'ı destekleyen İslami Cihad hareketi de gelecekte Gazze'de dayatılacak olan herhangi bir yönetimi reddettiğini açıkladı.
Hamas Genel Sekreteri Muhammed el-Hindi ise Beyrut'tan yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Gazze'yi yönetmek için uluslararası veya Arap güçlerden bahsediyorlar. Bu kadar acı ve yıkımın olduğu bir şehri kim yönetebilir? Ve sonra uluslararası güçler Gazze'yi işgalin lehine yönetmeye gelirse, Filistin halkı onları kesinlikle işgal güçleri olarak kabul eder ve onlara karşı savaşır.
El-Hindi, Filistin Hükümeti'ne de değinerek, "Tüm bu katliamların ardından İsrail tankları eşliğinde Gazze'yi yönetmek için Filistin otoritesi mi gelecek? Nasıl? Hangi şehirleri yeniden inşa edecekler? Yeni bir Marshall Planı'nı kim oluşturacak?" dedi.
Bu ifadeyle II. Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa'ya yardım etmek amacıyla oluşturulan Amerikan Marshall Planı'na gönderme yaptı.
Uzlaşı Hükümeti
Filistin eski Başbakanı Selam Feyyad, Hamas ve İslami Cihad hareketlerini Filistin Kurtuluş Örgütü'ne dahil etme ve ardından genişletilmiş Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından onaylanacak bir uzlaşı hükümeti kurma önerisini sunuyor.
Onun önerisine göre söz konusu hükümet, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın yönetimini geçiş döneminde üstlenecek ve İsrail ile sıkı güvenlik anlaşmaları aracılığıyla işbirliği yapacak.
Gazze Üniversitesi'nde siyaset ve uluslararası ilişkiler alanında uzman olan Cemal El-Fadi, "Şu anki savaşın nasıl başladığını biliyoruz, ancak ne zaman biteceğini kimse bilemiyor" dedi.
Filistin otoritesinin, Gazze için Hamas ile bir arada veya en azından onayını alacak bir çözüm istediğini ve başka bir senaryo durumunda iç savaş veya yeni bir iç çatışma riski olduğunu söyledi.
Filistin Bağımsız Yargı Kurumu'nun Direktörü Macid el-Aravi ise, "Savaştan sonra Gazze'de nasıl bir yönetim olacağı hakkında şu anda tartışmanın anlamsız olduğunu" belirtti.
Aravi, "Savaşın nasıl başladığını biliyoruz, ancak nasıl ve ne zaman biteceğini ve nerede sona ereceğini kimse bilmiyor" diye konuştu.
Son olarak Aravi, "Şu anda pastayı nasıl böleceğimiz hakkında konuşmak, özellikle Filistinliler arasında, sonuçları bilinmeyen varsayımsal konulara dalmak politik bir hatadır" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe, AFP