Rus basınında Gazze savaşı: "Türkiye, gerçekten çözüme yardımcı olabilir"

Rus basını, 17. gününde İsrail-Hamas savaşını nasıl gördü?

Görsel: İzvestiya

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının 17'nci gününde Gazze Şeridi'nde ölenlerin sayısı 387 artarak 5 bin 87'ye, yaralananların sayısı da 15 bin 273'e yükseldi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail saldırıları nedeniyle abluka altındaki Gazze'de artan can kaybı ve yaralılara ilişkin basın açıklaması yaptı.

Bakanlığın Telegram hesabından paylaşılan açıklamada, 7 Ekim'den bu yana devam eden İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 55'i çocuk, 1119'u kadın, 217'si yaşlı olmak üzere 5 bin 87'ye, yaralananların sayısının da 15 bin 273'e ulaştığı belirtildi.

Rusya da Hamas-İsrail savaşını yakından takip eden ülkerin başında geliyor.

Peki, Rus basını yaşananları nasıl gördü?

Independent Türkçe için Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik.
 

İzvestiya:

İzvestiya, Şarkiyatçı Grigori Lukyanov'un görüşlerine yer veriyor:
 

 

"ABD'nin bu krizde artık güvenilirliği kalmadı"

Şarkiyatçı Grigory Lukyanov, Ortadoğu krizinin yeniden şiddetlenmesi bağlamında İran'ın hedefleri ve Netanyahu hükümetinin geleceği hakkında görüşleri

İran'ın şu anda aldığı pozisyonu 'örtülü stratejik sabır' olarak nitelendirebiliriz. Zira senelerden beri İsrail ve İran'ı çok karmaşık çelişkiler kompleksi ayırıyor: Fikir bakımından, temel bakımından, ilkeler bakımından; bölgenin geleceği ve belirli ölçüde Filistin'in kuruluşunun ilkeleri. 

İran'ın Hamas’ın arkasında bulunmamasına rağmen (İsrail'de de olduğu gibi böyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar), Tahran bu harekatın ana ilkelerini destekliyor. 

Bunun yanı sıra, son yıllarda İran'ın Hamas ile ilişkileri aşırı karmaşıktı. İşte bundan dolayı, örneğin Suriye'deki iç savaşta Hamas, Suriye muhalefetini destekledi ve üyelerinin askeri operasyonlara katılmasından önemli rol oynadı. 

Ancak daha sonra durum yavaş yavaş değişti ve Hamas’ın Şam ve Tahran ile ilişkileri büyük ölçüde onarıldı. İşte bundan dolayı İran bugün de yarın da hem Filistin harekatını ve hem de Hamas’ı desteklemeye hazır. 

Ancak bu ortamda-ve hem de böyle bir tecrit durumunda-İsrail'e karşı savaşmanın imkansız olduğunu ve bunun ülke çıkarlarıyla örtüşmediğini İran'da çok iyi anlıyorlar. 

Ve en önemlisi Tahran var olan çelişkinin çözümüne askeri gücünün yetmeyeceğini de anlıyor. Onun için Tahran yalnız başına 'Barış güvercini' olarak ortaya çıkmayı hem istemiyor hem de bunu beceremiyor. 

"Türkiye'nin girişimi gerçekten sorunun çözümüne yardımcı olabilir"

Şimdi Arap liderler İran’la birlikte Hamas ile Filistin sorununun eşleştirilmesine karşı çıkıyorlar. Daha önce bir dizi Arap devleti İsrail ile barış anlaşması imzaladı. İran bunu kınıyor ancak buna rağmen halihazırda onların İsrail üzerinde avantajı vardır: İsrail onları dinlemeye hazır.

Daha bir oyuncu -İslam İşbirliği Örgütü'ne hem İsrail'in ve hem de Filistin'in güvenlik teminatı olan ülkelerin çalışma mekanizmasını sunan Türkiye var. Ve bu girişim gerçekten sorunun çözümüne yardımcı olabilir.

Bugün İsrail'e ne lazım? Şimdi ülke yönetimi ağırlıklı olarak intikamı konuşuyor. Netanyahu'nun ve bakanlarının sözüne inanırsak Gazze Şeridi'ndeki operasyon cezalandırma niteliğinde olacak.

Altı Gün Savaşı’nda (1967) sonra İsrail kendi toprakları 3,5 misli genişletti ve ahalinin çoğu Ürdün'e gitti. Ve bugün Ürdün Krallık nüfusunun en az yüzde 60'ı Filistinliler ve onların evlatlarından oluşuyor. Onun için Kral Abdullah'ın ortaya koyduğu gerekçeleri anlamak mümkün.

İsrail toplumunda açılmış yara daha uzun süre kanayacaktır. Birkaç gün içinde ikinci intifada hayatını kaybetmiş İsraillilerden daha çok İsrailli öldü. Bu kadar kurbanı İsrail'de hiçbir zaman görmediler ve küçük bir ülkede bu tür olayların etkisi daha sert oluyor.

Sorunun Netanyahu'yu doğrudan ilgilendiren yanı bunun kendisinin son hükümeti olması. Muhalefete hükümete girme önerisi götüren Netanyahu onların da sorumluluğu paylaşmasını istiyor. Ancak hatta bu durumda bile herkes Başbakanın ekibine katılmayı arzu etmiyor.

İsrailli siyasetçiler sürekli Filistinli politikacıları aşağılamış ve aralarına husumet tohumları atarak Filistinlilerin gözünde onların itibarını düşürdüler. Ve bugünkü durumda sade Filistinliler kimin peşinden gidecek: Gazze Şeridi'nde kök salarak mücadele veren Hamas'ın mı, yoksa düşmanların saygı duymadığı Filistin Kurtuluş Örgütü’nün mü?

Rusya son yıllarda Filistin Kurtuluş Örgütü ve Hamas’ın aynı pozisyonda koordineli hareket etmesi için çok şey yaptı. Zira sadece bu yaklaşım, yani bir yandan Hamas’ın radikal talep ve enstrümanlardan vazgeçmesi, öte yandan ise Filistin Kurtuluş Örgütü'nün faaliyetlerinin artması İsrail'e güvenlik, Filistin'e ise uluslararası belgelerde teminat altına alınmış hakları verebilir. Ancak İsrail'in buna yanaşmaması durumunda Hamas’ın ne yapması gerekir? Bugünkü durumda Hamas’ın tüm Filistinlilerle eşit duruma gelmesi süreci  kendiliğinden, doğal yoldan yaşanıyor."


İzvestiya'da Valentin Loginov imzalı analiz ise özetle şu şekilde:
 

 

Her şeyin kendine göre bir yükü var: İsrail iki cephede bir savaşla mı karşı karşıya?

Kara operasyonu Hizbullah militanları için kırmızı çizgi mi olacak? 

Gazze Şeridi’ne kara operasyonu düzenlemesi durumunda İsrail iki cephede savaş tehdidiyle karşı karşıya kalabilir, yorumculara düşüncesine göre radikal Hizbullah harekatı militanları Hamas’ı savunmaya kalkabilir. Artık İsrail hükümeti Gazze'de operasyonla ilgili karar almıştır ancak operasyon başlaması tarihinin belirsiz olmasının yanı sıra ahalinin bölgeden tahliye edilip-edilmeyeceğine ilişkin hiç kimsenin kafasında da somut bir şey bulunmuyor. Birçok yorumcu sivil ahali arasındaki kayıplar kaçınmanın imkansız olduğu düşüncesindedir.

(…)

Genel olarak Şii harekatı temsilcileri İsrail ile gerilim yaşama yanlısı olmadıklarını hemen ifade ederken bu örgütün belirli kırmızı çizgileri de mevcut: Örneğin, İsrail savunma ordusunun doğrudan Lübnan'a saldırması gibi.

Bu arada Washington'un savaşa hazırlanmasına ABD'nin askeri güçlerini İsrail'e doğru sevk etmesi de işaret ediyor. Bu bağlamda artık USS Mount Whitney ve USS Gerald Ford artık Doğu Akdeniz'de. USS Dwight Eisenhower nükleer uçak gemisinin de bölgeye hareket etmesi söz konusu. Washington Post bölgede sayısı çoğalan ABD Filosuna 4 bin deniz piyadesinin bulunduğu Bataan gemisi de katılabilir. Çatışma alanlarının genişleme ihtimaline karşı ABD artık 2 bin askerini hazır hale getirmiştir.

Rusya Federasyonu'nun Kudüs Büyükelçisi Anatoli Viktorov, İzvestiya'ya şunları söyledi:

"HAMAS'ın askeri ve siyasi yönetimi imha etmek için İsrail liderliği artık Gazze'ye operasyon düzenleme niyetinde olduğunu açıklamıştır. Bu operasyonun sivil halka bir dizi tehlike oluşturacağı, insan ölümlerini ve yıkımları getireceği bellidir. Bunun dışında çatışmanın büyümesi ve bizim dediğimiz bölgesel nitelik kazanma ihtimalleri de mevcuttur."

Program koordinatörü İvan Boçarov, şu açıklamada bulundu:

"Hizbullah'ın işin içine girmesi riski mevcut ve bu, İsrail'in yapmayı planladığı operasyonla doğrudan orantılı. Başıbozuk bombardımanların, ağır silahların kullanılacağı sert operasyonların  medyaya da yansıyacak şekilde çok sayıda ölüme neden olması durumunda bu, Hizbullah'ın çatışmanın içine dahil olma ihtimalini daha da güçlendirecektir."

Roland Bidjamov, şu ifadeleri kullandı:

"Bölgede durum kritik nitelik kazanırken ülkeler çatışmaların daha da şiddetlenmesi ve daha global bir savaşa geçilmesinin çizgisi üzerindeler. Ancak bu, olabilir de olmayabilir de. Ancak ben gerilimin belirli ölçüde tırmanacağını düşünüyorum. Hizbullah'ın en az bir cephe açmasıyla çatışmanın bölgesel nitelik kazanması tandansı mevcuttur. Ancak ben kıyamet senaryoları üretmekten uzağım ve durumun kontrol altında tutulacağı gibi bir izlenim var. Çünkü Ortadoğu'daki geniş çaplı bir çatışma fiiliyatta yeni bir aşamaya- farklı tiyatrolarda sahnelecek dünya savaşına evrilecektir." 

Hizbullah'ın, Lübnan hükümetinden özerk şekilde hareket ettiğinin not edilmesi gerekir. Bu durum Kuzeyde bir cephenin açılmasının Lübnan'ın otomatikman savaşa girmesi anlamını taşımayacak. Gerilim kısa sürede düşmeyeceği gibi savaş da en az birkaç ay sürebilir."

 

Kommersant

Kommersant muhabiri Marianna Belenkaya'nın Tel Aviv'den bildirdiği haber özetle şu şekilde:
 

 

Yakın Gazze, uzak Gazze

İsrail'in, Hamas’a karşı yapmayı öngördüğü operasyon başlamıyor

"Amaç bölgenin silahsızlandırılması Gazze'nin dini-ideolojik bir yönetim yerine uluslararası güçlerle işbirliği içinde olan sivil-profesyonel yönetiminin oluşturulmasıdır. Dış dünyayla ilişkisini kurması için Gazze'nin kendi limanı olacaktır. Öte yandan Gazze ile sınırını güçlendirecek olan İsrail 1-3 kilometre eninde güvenli bölge oluşturacak. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde kalmamasına rağmen 'Teröristlere sıcak takip operasyonu yapma hakkını'da saklı tutacaktır."


Ria Novosti: 
 

 

Güvenlik tehdidi nedeniyle İsraillilere Mısır ve Ürdün'ü terk etmeleri çağrısında bulunuldu

İsrail, vatandaşlarına güvenlik tehdidi nedeniyle Mısır ve Ürdün'ü terk etmeleri çağrısında bulundu

Ajansın Kahire'den geçtiği haberin metni şu şekilde:

"İsrail Milli Güvenlik Konseyi Mısır'a (Sina Yarımadası da dahil) Ürdün'e seyahat etme uyarısını dördüncü aşamaya kadar (yüksek tehdit) çıkarıyor ve bu ülkelere gitmemeyi tavsiye ediyor. Bu ülkelerde bulunanların oraları mümkün en kısa sürede terk etmeleri gerekmektedir."

Fas'a gidişlerle uyarı ise üçüncü aşamaya (aşırı gerekli olmayan seyahatlerden kaçınılması) çıkarıldı.
 

 

"Şimdi zaman onların lehinde ilerliyor, İsrail savunma ordusu hava akımlarından azami sonuç elde etmeyi hedefliyor. Zira karadaki dövüşlerde yüz yüze gelineceği için kayıplar yaşanacaktır...İsrail'e karada hiç kimsenin dudak bükemeyeceği bir zafer gerekir çünkü komşular bu savaşı dikkatle izleyecek. Başarısızlık durumunda (komşuların) savaşa girmesi için cazibe oluşabilir. İki Amerika uçak gemisinin bölgeye hareket etmesinin altında bu cazibelere kapılmaların önlenmesi yatıyor... İsrail, Ukrayna savaşında kendini kanıtlamış darbe dronlarına karşı koymaya hazır değilmiş. Ancak bu olmadan her pencerede bir militanın saklanma ihtimali yüksek olduğu için aşırı sıkı kent yapılanması ortamı kara harekatı için çok kötü bir yerdir" (Emekli general, Military Russia internet sitesi sahibi Dmitri Kornev.)
 

TASS:
 

 

Bangkok'taki İsrail Büyükelçiliği önünde Filistin'e destek protestosu düzenlendi

Savaş karşıtı miting kanun ve düzeni ihlal etmeden gerçekleşti

Binin üzerinde insan Tayland'ın başkenti Bangkok'un merkezindeki İsrail Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi yaptı. Gösteriye Tayland başkenti merkez mahallesinden ve aynı zamanda Müslümanların yoğunlukta yaşadığı Güney bölgesinden insanlar katıldı. Ellerinde Filistin bayrakları taşıyan katılımcılar İsrail yönetiminden Gazze Şeridi'nde insan ölümlerine neden olan ve 'soykırım' diye nitelendirdikleri bombardımanların durdurulmasını talep ettiler.

Katılımcılar çocuklar da dahil olmakla Gazze Şeridi'ndeki İsrail bombardımanları sonucunda hayatını kaybedenlerin resimlerini ellerinde taşıdılar. TASS Ajansı muhabirinin gözlediğine göre yasalar ihlal edilmeden gerçekleştirilen gösterilere ailecek katılanlar da oldu.

Katılımcılar İsrail Büyükelçiliğine Filistin-İsrail sorununun barış yoluyla çözümünü ve silahlı müdahalelerin bir an önce durdurulmasını talep eden bildiri metni sundular.

 

Lenta.ru:
 

 

"Araplarla göğüs göğüse savaştık" 

"İsrail istihbaratında çalışan bir Rus, Hamas işgalinin sırlarını anlattı"

Ravid Gor, Kırım'da doğdu ve ailesiyle birlikte 1997'de İsrail'e taşındı. İSrail Savunma Kuvvetleri'nda (IDF) tanker olarak görev yaptı ve ülke sınırları ve Gazze Şeridi dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. Gore, ordudan sonra önce Toplu Taşıma Güvenlik Hizmetinde, ardından İsrail Bakanlık Güvenlik Hizmetinde çalıştı. Ravid, 2016 yılında Rusya'ya taşındı ve vatandaşlık aldı.

Hamas militanlarının İsrail sınır bölgelerine saldırısı, Ortadoğu'daki durumun yeniden tırmanmasına neden oldu. Gazze Şeridi'nden yapılan büyük bir roket saldırısının ardından radikal Filistin hareketinin birimleri İsrail'e girdi; bu işgal 1973'ten bu yana görülen en büyük işgaldi. Filistinlilerin Mescid-i Aksa adını verdiği operasyonda 1.300 kadar İsrailli öldürüldü, 200'e yakın sivil de rehin alındı. Üstelik dünyanın en iyi istihbarat servislerinden biri olarak kabul edilen İsrail istihbaratının, Hamas'ın planladığı belli olan bir saldırıya nasıl izin verdiği sorusunun da hala bir cevabı yok. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) eski bir askeri ve İsrail özel servislerinin bir çalışanı olan Rus Ravid Gore, Lenta.ru ile yaptığı röportajda, Yahudi devletinin güvenlik güçlerindeki çalışmaları ve olası nedenleri hakkında konuştu. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU