10 yıl öncesi...
The Economist'in 2013 Noel kapağında "Cehenneme Giden Bir Rehber" yazıyordu.
İllüstrasyonda dikkat çeken, iki paramotorun altında savaşan Netanyahu ile Hamas...
Bu İsrail ile Hamas'ın ilk kez karşı karşıya gelişi değil.
2008'in son günlerinde başlayan "Dökme Kurşun Harekatı" sonunda bin 133 sivil hayatını kaybetmişti.
14 Kasım 2012'de Hamas askeri kanadının baş amiri olan, Ahmed Jabari’nin, Gazze’de İsrailli bir hava saldırısı esnasında ölmesiyle "Bulut Sütunu Operasyonu" başlamış, 167 Filistinli sivil yaşamını yitirmişti.
2014'ün yaz aylarında Hamas militanları tarafından üç İsrailli gencin kaçırılıp öldürülmesi sonucu İsrail Savunma Kuvvetleri'nin başlattığı "Koruyucu Hat Operasyonu" ise 50 güne yayılmış, 2 bin 210 Filistinli ölmüştü; bu sayının yüzde 80'ini Filistinli siviller oluşturuyordu.
2023'ün son günleri de savaşla geçiyor.
Dokuz yıl önce Gazze'nin kuzeyinden 8 bin askerle kara operasyonu düzenleyen İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik yine bir kara harekatı düzenleyip düzenlemeyeceği konuşuluyor.
Eğer bu olursa ne zaman ve nasıl gerçekleşecek?
Savaş ortamında herkes bu soruların yanıtını merak ediyor.
Kara harekatından kaçınmak maalesef üzerine pek konuşulan bir konu değil.
Gazze'de şehir savaşı ihtimali
Uzmanlar şehir savaşlarının ne denli kanlı olabileceğine işaret ediyor.
Şehrin üzerindeki gökyüzü, savaş jetleri ve dronelarla iyice kalınlaşıp kasvetli hale geliyor.
Bu zaten son günlerde yaşananların kısa özeti niteliğinde.
Ancak asıl endişe verici olan barış zamanı bir kentin ana arterlerini oluşturan yollar, sokaklar ve patikaların savaş zamanı için her iki taraf için ama daha çok Gazze'den ayrılamayan siviller için bir nevi kafes niteliği teşkil edebileceği.
Zira önümüzdeki günlerde İsrail Savunma Güçleri, Gazze Şeridi'ni işgale başladığında zaten bombardımanlar sonucu yerle bir olan bölge çok daha büyük risk altına girecek.
Bununla birlikte onca teknolojik altyapıyı içinde barındıran İsrail ordusunun önünde de büyük bir engel var.
O da şehrin tünelleri.
Hamas'ın Gazze'de eli çok güçlü, son 16 yıldır tünel inşa ediyor.
Birçok stratejist ve güvenlik uzmanının hem fikir olduğu ise bölgede tabiri caizse bir yeraltı kasabasının oluşturulduğu yönünde.
İsrail'in hava hakimiyetine dikkat çekilirken Hamas'ın da yerde elinin güçlü olduğu ihtimali göz ardı edilmiyor, hatta yer altında.
Yeraltı savaşı korkutucu, sıkıştırıcı, yavaş ve kanlı bir savaş.
İşte tam da bu yüzden İsrail'in Gazze'ye yönelik süregelen bombardımanında Hamas'a ait gizli tüneller ağını vurmaya çalıştığı belirtiliyor.
"Gerilla taktiklerinin kullanıldığı bir savaşa dönüşebilir"
Gazze'nin altındaki sayısız tünel, en çok Mısır'dan malzeme kaçırmak ve İsrail'e saldırılar düzenlemek için kullanılan geçitler olarak biliniyor ama İsrail Savunma Kuvvetleri'nin "Gazze Metro" olarak nitelendirdiği ikinci yeraltı ağının bir bakıma geniş labirentleri andırdığı söyleniyor.
Sadece mühimmat deposu olarak kullanılmıyor, Hamas'ın komuta ve kontrol merkezlerini barındırmak için kullanıldığı da düşünülüyor.
Söz konusu tünel ağının 40 kilometre uzunluğunda, genişliğinin ise 10-11 kilometre civarında olduğu tahmin ediliyor.
Güvenlik uzmanı ve siyasi analist Hasan Selim Özertem'e göre Hamas'ın Gazze'deki tünel yapılanması bir nevi "sinir ağları" şeklinde hazırlanmış.
Benzer bir tünel çalışmasının PKK tarafından Suriye'de de yapıldığını anımsatan Özertem, Türk unsurlarının bu tarz tünellere yönelik daha rahat hareket edebildiklerini, PKK'nın bölgedeki tünel oluşumunda Hamas'ın Gazze'de olduğu gibi uzun soluklu bir maziye sahip olmadığı ifade ediyor.
Özertem, 67 ve 73 savaşlarına işaret ediyor ve İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik bir kara operasyonunda karşılaşması muhtemel manzarıyı tarif ediyor:
Şimdiye kadar İsrail'in Araplarla yapmış olduğu gerek 67 gerek 73 savaşlarına ve hazırlık kapasitesine baktığımızda mekanize tugaylar ile ilerleyen düzenli bir ordu hüviyetine sahip olduklarını görüyoruz. İsrail savunma güçlerinin hava desteğiyle düzenli ordulara yönelik bir savunma veya saldırı kapasitesine sahip olacak şekilde teşkilatlandırıldığını söylemek mümkün. Öte yandan Gazze'de yürütülecek bir savaş ise bir şehir muharebesi niteliğinde olacak. Bu açıdan baktığınızda daha çok gerilla taktiklerinin kullanıldığı, bubi tuzaklarıyla karşı karşıya kalınacak ve keskin nişancı atışlarıyla, belli patlayıcılarla mücadele edilmesi gereken bir gerçekliği beraberinde getirecek. İsrail'in elindeki insan kapasitesi ve mevcut teşkilatlanmasının buna uygun olmadığını ifade edebiliriz. Bu bu yönüyle Gazze'de göğüs göğüse sokak sokak, apartman apartman yürütülecek bir mücadele pek tabii ciddi anlamda kayıplara da neden olacaktır"
"İsrail Hamas'ın yeraltı tünellerinin güncel durumunu bilmiyor"
"İsrail açısından bakıldığında istihbarat çok net bir şekilde yetenek olarak karşımızda duruyor. Hamas'ın neyi var? Hamas'ın gizlilik ve örtülülük yeteneği var"
Bu tespit ise eski NATO Şube Müdürü ve Beykent Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kemal Olçar'a ait.
Olçar, Gazze'deki yeraltı tünellerine dair güncel haritanın Mossad'ın henüz eline geçmediğine dair işaretler olduğunu söylüyor.
Yani yeraltında gizlilik net bir şekilde sürüyor:
Hamas'ın yer altında üretim merkezleri var. Özellikle bomba yapımı, mühimmat yapımı, basit silahların yapımı ya da basit füze sistemlerinin inşasıyla ilgili sistemler var. Muhafaza ettikleri depolar var. Birliklerini tamamen yer altında koruma amaçlı, kalkan şeklinde kullandığı tesisleri var. O yüzden İsrail'in tünelle ilgili tespitleri, teşhisleri ya da haritası tamamen ortaya çıksa bile yer altında adama adama yani birebir markajla çok uzun yıllar ve çok kanlı bir yeraltı savaşlarına sebep olabilir. Yer üstünde siviller var. Henüz tahliye edemediler. Dolayısıyla özel birliklerle, özel kuvvetlerle nokta operasyonları yapsalar bile bina bina, tesis tesis sürecek çatışmalar. Bubi tuzakları kurulacak. Tuzaklar bir şekilde yolları kapatacak. Mayınlar kullanılacak. El bombaları kullanılacak ve tank avcı birlikleri kullanılacak. Her bir bina bir mevzi olacak. Gazze'de teker teker her odayı temizlemeniz çok mümkün gözükmüyor"
Dr. Olçar, İsrail'in havada üstünlüğünün sadece sivillerin zarar görmesine sebep olacağı, yer altındaki Hamas'ın silahlı kanadı üzerinde çok büyük etki yaratmayacağı tespiti yapıyor.
Bu sebeple savaşın çok uzun sürebileceğini, hayli kanlı geçeceğini "İsrail tüm gücüyle saldırsa bile uzun sürecek, neticesi tam belli olmayan bir savaş karşımızda" görüşüyle ifade ediyor.
"İsrail sınırlı bir kara harekatı düzenleyebilir"
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'den Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı Ünal Atabay'ın kanaati ise İsrail'in Gazze'ye yönelik düzenleyeceği kara harekatı sınırlı-kontrollü çerçevede şekillenecek.
Emekli Kurmay Albay Atabay, "Eğer bir kara harekatına kalkışırlarsa Gazze'yi iki veya üçe bölecek şekilde bir şerit halinde ortadan bölüp bir yarma gediği açacak şekilde bir operasyon yapacağını düşünüyorum" diyor.
Yani İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne zırhlı birlikler ve tanklarıyla meskûn mahalin derinliklerine girme olasılığını dışarıda bırakıyor:
Zırhlı birliklerini elbette kullanacaktır ama ateş destek vasıtası gibi daha çok kritik yerlerde, meskûn mahalin giriş ve çıkış noktalarını kontrol edecek alanlarda kullanır. Daha ziyade özel kuvvet harekatını içereceğini düşünüyorum. Bir de çok fazla zayiat vermek istemeyecektir İsrail. Çünkü meskûn mahal çatışması sevk ve idaresi açısından hem zor, zayiat verme riski de çok yüksektir. Fazla zayiat verdiği takdirde İsrail hükümetİ kendi iç kamuoyuna dönük bir başka hesap vermek gibi bir sorunla karşı karşıya kalabilir. Arazinin ele geçirilmesi yani Gazze'nin tamamını işgal edilen bir alanın ele geçirilmesi şeklinde bir operasyon yapmayacaklardır"
Operasyonun rehineleri kurtarma odaklı olabileceğini öne süren Ünal Atabay'a göre İsrail ordusunun Gazze'deki tünellere angaje olmayacak bunun en önemli nedeni ise yine zayiatın artma olasılığı, bunun yerine tünel ve giriş çıkışlarını etkisizleştirecek.
Bununla beraber tünellerir Orta Çağ'dan beri savaşın etkili bir aracı olduğu biliniyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Söz konusu tünellerin Hamas gibi militan gruplara simetrik olmayan savaşta avantaj sağlayabileceği düşünülüyor.
Gazze'deki tünellerin Afganistan'ın dağlarında bulunan El Kaide'nin veya Güneydoğu Asya'nın ormanlarında bulunan Viet Kong'un tünellerinden farkı dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden birinde bir yeraltı ağı hüviyetinde oluşturulmuş olması.
Muhtemeldir ki; İsrail ordusu da bunun farkında olduğunda dolayı Hamas tünellerini doğru simüle edebilmek için sanal gerçeklik teknolojisi üzerinden eğitim tatbikatları düzenliyor.
Gazze Kuşatması, Leningrad Kuşatması'na döner mi?
872 gün.
Gazze'ye yönelik kuşatma ne kadar sürecek, savaş pek çoğunun dediği gibi hayli uzun soluklu mu olacak orasını şimdiden kestirmek güç ama II. Dünya Savaşı'nın en kanlı anlarının yaşandığı Leningrad Kuşatması 872 gün yani yaklaşık 2 buçuk yıl sürmüştü.
Modern tarihin en uzun süreli ve en yıkıcı kent kuşatmalarından biriydi, büyük kayıplarla sonuçlanmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e göre şu anda yaşanan benzer bir durumun habercisi olabilir.
Geçen hafta Kırgızistan'da Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Devlet Başkanları Zirvesi sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Putin, Gazze ablukasıyla ilgili şu benzetmeyi yapmıştı:
Olayların gelişimi için II. Dünya Savaşı sırasında Leningrad'ın kuşatılması sırasında olduğu gibi, Gazze Şeridi'ne ilişkin olarak aynı türden askeri ve askeri olmayan önlemlerin alınabileceği fikri de dahil olmak üzere çeşitli seçenekler ortaya çıkıyor. Ancak bunun neyle bağlantılı olduğunu anlıyoruz. Ve bence bu kabul edilemez"
Benzer fikre sahip kişilerden biri de Pulitzer ödüllü ABD’li araştırmacı gazeteci Seymour Hersh.
Hersh'e göre İsrail kara harekatı düzenlemek zorunda kalmamak için Gazze Şeridi’ndeki Hamas güçlerini aç bırakmak üzere Leningrad yaklaşımı üzerinde düşünüyor olabilir.
Hersh'e konuşan ancak ismini vermek istemeyen İsrailli bir ulusal güvenlik uzmanı Netanyahu hükümetinin söz konusu yaklaşımla abluka altındaki bölgede yaklaşık 100 bin sivilin ölümüne neden olma konusunda kararsız kaldığını söylüyor.
Aynı kaynak Hamas lider kadrosunun yeraltı tünellerinde yaşadığına inanıldığını tam da bu nedenle Leningrad yaklaşımının kara harekatını önleyeceği için daha etkili olabileceğini öne sürüyor.
Gazze elektriksiz, internetsiz, yakıtsız, gıdasız.
İsrail ilaç gibi çok sayıda hayati kaynağın bölgeye girmesine engel oldu.
Mısır üzerinden abluka altındaki bölgenin güneyine ise insani yardım ulaştırılmasına engel olmayacaklarını duyurdu.
Peki gerçekten de İsrail, II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası'nın yaptığı Sovyetler Birliği'ndeki Leningrad kentini kuşattığı gibi Gazze'yi kuşatarak ölüm, açlık ve acının çoğalmasını mı tercih edecek?
Güvenlik analisti ve siyaset bilimci Hasan Selim Özertem, bu durumun salt Leningrad Kuşatması'na benzetilmesini doğru bulmuyor onun yerine Plevne'yi hatırlatıyor.
Zira söz konusu örnekte o dönem Sovyetler Birliği'ne öyle ya da böyle gıda ve cephane yardımında bulunulduğunu ve bu yardımların da kuşatma boyunca ulaştırılabildiğini söylüyor.
Özertem, Gazze'nin şu anda bulunmuş olduğu ablukanın zorluğunu ise şöyle yorumluyor:
Üç tarafının kara sınırlarının kapandığı, denizden de bir ablukanın olduğu 360 kilometrelik bir alandan bahsediyoruz. Bu yönüyle Türkiye'nin hatırında olan Gazi Osman Paşa'nın 145 süren Plevne kuşatmasıyla da karşılaştırılabilir. 93 Harbi aslında Gazi Osman Paşa'nın bir kahramanlık hikayesiydi. Fakat savaşın bitmesinin temel nedenlerinden biri gerek soğuk kışın gelmesi gerekse içeride cephane ve gıdanın bitmesi ve yarma harekatına kalkışan Gazi Osman Paşa'nın bundan sonra Rus birliklerine teslim olmak zorunda kalmasıydı. Bence benzer bir durumu İsrail şu anda bölgede dizayn etmeye çalışıyor. Baktığınızda 1 milyonu aşkın sivil nüfusun güneye doğru ittirilmesi söz konusu. Bu Hamas'ın kuzeyde daha kısıtlı imkanlarla kalmasına neden olacak. Ama savunmasını insan kalkanları kullanarak yapmasını engelleyecek bir durum değil. Eğer güneye doğru iterseniz kuzeyde daha zor şartlarda mücadele etmek zorunda kalacak bir Hamas olacak. İsrail sanki buna hazırlanıyor gibi. Uzun soluklu bir yıkıma hazırlanıyor ama aklında daha kısa sürede bitirmeye çalıştığı bir plan var"
"21. yüzyılda Leningrad tarzı bir kuşatma söz konusu olamaz"
Yukarıdaki tespit ise terör uzmanı Ünal Atabay'a ait.
Atabay, "Artık insanlık bu tür kuşatmalara karşı tepki gösteriyor, uluslararası kamuoyu tepkisi yüksek oluyor. O tarihlerdeki kamuoyuyla, bu tarihlerdeki kamuoyu aynı değil" diyor:
Zaten Gazze bir nevi açıkcezaevi gibi. Dünyayla ilişkisi, irtibatı kesilen, kendi kendine yeterli aile olmaya çalışan bir bölgeden bahsediyoruz. Uzun süreyle oradaki insanların lojistiğini, gıdasını temel ihtiyaçlarını ortadan kaldıracak şekilde bir kuşatma yaptığınızda ilerleyen süreç içerisinde uluslararası kamuoyunun baskısı artar, dolayısıyla ambargo vs gibi kısıtlamaları çok uzatacaklarını zannetmiyorum"
"ABD desteklese dahi uzun süreli kuşatma olamaz"
Peki Gazze için uzun sürecek bir kuşatma söz konusu olursa hem bölgede hem çevrede "radikalleşme" eğilimleri daha çok artmaz mı?
Dr. Kemal Olçar bu soruya "Elbette" cevabı veriyor.
Gazze'ye giren çıkan her türlü madde, materyal, insan, hayvan, ne varsa bunların hepsinin zaten kontrol altında olduğunu bu denli uzun süreli bir kuşatmayı İsrail'in tek başına hatta Amerika da desteklese bile kaldıramayacağını söylüyor:
Uluslararası kamuoyu Leningrad tarzı uzun sürecek bir kuşatmayı derhal ortadan kaldıracak tedbirler alır. Burada bir muhasara var. Giriş-çıkış yolları kapatıldı.Orada iki milyonluk bir halk var. Bu halkı ne yapacaksınız? Mutlaka beslemek zorundasınız. Su vermek zorundasınız. Öyle uzun süreli muhasaralar artık günümüzde geçerli değil. Havadan, karadan, denizden Gazze topraklarına giriş çıkışı engellendiğinizde herkesi radikalleştirirsiniz"
© The Independentturkish