5 soruda Tahran ve Washington arasındaki "tutuklu takası" anlaşması

Tutuklular kim, anlaşmaya nasıl varıldı, iki taraf arasındaki ilişkiler iyileşecek mi?

18 Eylül 2023 tarihinde Siyamek Namazi, İmad Şarki ve Murad Tahbaz Doha Havalimanı'nda Katar uçağından inerlerken / Fotoğraf: AFP

İran'ın elinde tutuklu bulunan 5 ABD'linin serbest bırakılması karşılığında, ABD de 5 tutuklu İranlıyı serbest bıraktı.

Katar'ın arabuluculuğu ile gerçekleşen anlaşma kapsamında, İran'ın dondurulmuş 6 milyar dolar fonu da serbest kaldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki, tutuklu takası nasıl gerçekleşti?

Reuters'a konuşan güvenilir bir kaynak, Katar'ın fonların Doha'daki banka hesaplarına geçirildiğini duyurmasıyla anlaşmanın uygulanmaya başladığını söyledi.

Anlaşmaya göre İran'da tutuklu bulunan ve çifte vatandaşlığı olan 5 ABD'li ülkelerine götürülmek üzere Doha'ya ulaştı.

Buna karşılık ABD de elindeki 5 İranlıyı serbest bıraktı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü 18 Eylül Pazartesi günü yaptığı açıklamada, serbest bırakılan vatandaşlardan ikisinin İran'a döneceğini, ikisinin kendi talepleri üzerine ABD'de kalacağını, beşincisinin ise üçüncü bir ülkedeki ailesinin yanına gideceğini belirtti.

İran fonlarının transferi, ABD'li Cumhuriyetçilerin Demokrat Başkan Joe Biden'ın aslında ABD vatandaşlarının serbest bırakılması için fidye ödediği yönünde eleştirilerine yol açarken, Beyaz Saray anlaşmayı savundu.

Bu noktada, anlaşmanın gelecekte İran ve ABD arasındaki nükleer krizden tutun Tahran'ın İsrail sınırı boyunca Lübnan'da silahlarla donanmış Hizbullah'ın da aralarında bulunduğu vekilleri aracıyla Ortadoğu'nun dört bir yanındaki nüfuzuna kadar çeşitli anlaşmazlıkları çözecek başka anlaşmalar doğurup doğurmayacağı cevaplanmayı bekleyen önemli bir soru olarak ortaya çıkıyor.


Anlaşma nasıl müzakere edildi?

Konu hakkında bilgili kaynaklar ve yetkililer, aylar süren diplomatik temaslar, gizli görüşmeler ve hukuki hamleler sonrasında anlaşmaya varıldığını ve müzakerelerin Katar'ın arabuluculuğunda yapıldığını söylediler.

Doha, Mart 2022'den bu yana Tahran ile Washington arasında en az sekiz tur gizli ve dolaylı toplantıya ev sahipliği yaptı.

Önceki turlar aslında temel olarak Tahran ile Washington arasındaki nükleer anlaşmazlığa ayrılmıştı.

Ancak zamanla müzakereciler nükleer görüşmelerin karmaşık olması nedeniyle hiçbir yere varılamayacağını anlayınca, görüşmelerin odak noktasını mahkumlara kaydırdılar.

Anlaşma ilk kez 10 Ağustos'ta duyuruldu. Söz konusu tarihte İran, tutuklu dört ABD vatandaşının Tahran'daki Evin Hapishanesi'nden ev hapsine alınmasına izin vermiş ve beşincisinin ise zaten ev hapsine bulunduğunu belirtmişti.

Bir ay sonra Washington, İran fonlarının Katar'daki bankalara aktarılmasına izin vermek için yaptırımları kaldırdı. Katar'daki bankalar, İran'ın parayı yaptırımlara tabi olmayan mallara harcamasını sağlamak için denetleyici rolünü üstlenecek.


Tutuklular kimler?

Anlaşma kapsamında serbest bırakılan çifte vatandaşlı ABD'liler arasında, her ikisi de iş adamı olan Siyamek Namazi (51 yaşında) ve İmad Şarki (59 yaşında) ile İran-ABD-Birleşik Krallık vatandaşı olan çevre aktivisti Murad Tahbaz (67 yaşında) da yer alıyor. Dördüncü ve beşinci kişilerin kimliği ise açıklanmadı.

İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) misyonu, ABD tarafından serbest bırakılan 5 İranlının Mehrdad Muin Ensari, Kambiz Attar Kaşani, Rıza Serhengpur Kofrani, Emin Hasanzade ve Kave Lutfullah Afrasyabi olduğunu açıkladı.

ABD bu kişileri, başta "İran'a uygulanan ABD yaptırımlarını ihlal etmek" olmak üzere farklı nedenlerle tutuklamıştı.
 


İran fonları neden donduruldu?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2015 yılında altı dünya gücüyle imzalanan İran nükleer anlaşmasından 2018 yılında çekildi.

Trump, İslam Cumhuriyeti'ne yönelik "azami baskı" kampanyasının bir parçası olarak ham petrol ihracatını en aza indirmek amacıyla Tahran'a yeniden sert yaptırımlar uygulamaya başladı.

Güney Kore genellikle İran petrolünün en büyük alıcıları arasında yer alıyordu ve 2018'de ABD yaptırımlarından geçici olarak muafiyet almıştı.

Böylece birkaç ay daha İran petrolü almaya devam edebilecekti.

Ancak Washington'un 2019'da İran'ın petrol ihracatına ve bankacılık sektörüne tam ambargo getirmesinin ardından, İran'ın Seul'deki 7 milyar dolar değerindeki petrol gelirleri donduruldu.

İranlı yetkililer, Güney Kore para biriminin ABD doları karşısında değer kaybetmesi nedeniyle Tahran'ın Seul'de tutulan başlangıçtaki varlıklarının değerinin yaklaşık 1 milyar dolar azaldığını belirttiler.


İran-ABD ilişkileri iyileşecek mi?

İran'da iktidardaki dini müessese, Washington'un 1979 İslam Devrimi'nden kısa süre sonra Tahran'la bağlarını kesmesinden bu yana yaptırımlarla daha da kötüleşen siyasi izolasyon ve ekonomik sorunlara rağmen, ABD'ye yönelik düşmanlığı her zaman kitleler için harekete geçirici bir faktör olarak kullandı.

İran'ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkesindeki ekonomik sıkıntılar ve bunların sonuçları nedeniyle artan toplumsal bir öfke karşısında, İran tarafından "Büyük Şeytan" olarak tanımlanan ABD ile ilişkilerde kısıtlı bir iyileşmeye izin verebilir.

Ancak Reuters'ın analize göre İranlı kaynaklar, Washington'la ilişkilerin tamamen normalleştirilmesinin İslam Devrimi için kırmızı çizgiyi aşmak anlamına geleceğini söylüyorlar.

Kaynaklar, dini liderlerin, Washington'la ilişkileri normalleştirmenin İslam Cumhuriyeti'nin meşruiyetini ve bölgedeki etkisini zayıflatmasının yanı sıra Hamaney'in İran'daki otoritesine de zarar vereceğinden korktuklarını belirtiyorlar.

 

 

Independent Arabia, Reuters

DAHA FAZLA HABER OKU