İmamoğlu'nun yolu

Dr. Kerem Yavaşça Independent Türkçe için yazdı

2019 yerel seçimlerinde CHP ve İYİ Parti arasında yapılan iş birliği sayesinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bazı illerde ortak adaylar belirlenmişti.

Aday belirleme sürecinde Beylikdüzü belediye başkanı olan İmamoğlu ülke çapında pek bilinen bir isim değildi.

Bu sebeple, İstanbul büyükşehir belediyesi (İBB) başkan adaylığı için ismi duyurulduğunda birçokları tarafından dudak bükerek karşılanmıştı ve seçimleri kazanması konusunda pek şans tanınmamıştı. 

Keza karşısında yıllarca bakanlık ve başbakanlık yapmış oldukça güçlü bir aday vardı. Ancak İmamoğlu, tahmin edilenden daha iyi bir iş çıkararak dikkatleri kendi üzerine çekmeyi başardı.

Halkla olan güçlü diyaloğu iyi bir siyasetçi imajı çizmesinin en temel sebebiydi kuşkusuz.

Halktan biri gibi görülen, coşkusunu ve heyecanını toplumla paylaşabilen ve dahası bu duyguları topluma aktarabilen bir siyasetçi profili toplumda ilgiyle karşılanmıştı. 

İmamoğlu özellikle belediye seçimlerinin tekrarlanma sürecinde verdiği mücadele ile ismini tüm Türkiye'de duyurdu.

Bu dönemde, siyasette yıldızı en hızlı yükselen kişi haline geldiği söylenebilir. Zira bir siyasetçi olarak lider kumaşı taşıdığı kamuoyunda ve özel olarak siyasi çevrelerde görünür-bilinir hale gelmişti. Bu sebeple hem iktidar hem de muhalefet cenahında faaliyetleri yakından takip edildi. 

Seçimlerden sonra Türkiye'nin farklı bölgelerine düzenlediği gezileriyle Anadolu'da bir etki alanı yaratmayı başardı.

Geleceğin yeni lideri olacağı konusunda dillendirilen görüşler ve onu bu hususta destekleyenlerin sayısı giderek arttı.

Siyasetin yükselen yıldızı olarak, cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken adaylık için ismi geçenler arasında en çok konuşulanların başında geliyordu.

Bu süreçte "ahmak davası" olarak bilinen dava nedeniyle siyaset yasağı konusu gündeme geldi. Buna rağmen İmamoğlu adaylık için iddiasını son ana kadar sürdürdü. 

3-6 Mart krizi sonucunda, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı netlik kazanmış oldu. İmamoğlu ise seçimlerin kazanılması durumunda yedi cumhurbaşkanı yardımcısından biri olacaktı. Bu süreçte yurt içinde düzenlenen mitinglere katıldı, konuşmalar gerçekleştirdi. 

Ne var ki, cumhurbaşkanlığı seçimi İmamoğlu için yıpratıcı bir süreç oldu. Seçim gecesi millet ittifakının seçimleri önde götürdüğüne dair yaptığı açıklama hala zihinlerde tazeliğini koruyor.

Keza seçim sürecinde İstanbul'da belediye işlerinin aksadığı iddiaları da isminin yıpranmasına neden oldu. 

Seçimlerden yenilgiyle çıkılmasının ardından CHP'de kazan kaynamaya başladı. Kılıçdaroğlu'nun istifası konusunda kamuoyunda oluşan beklenti nedeniyle yeni genel başkanlık için gözler büyük oranda İmamoğlu'na çevrilmişti. 

Bu süreçte, CHP'de İmamoğlu'nun da katıldığı parti içi bir toplantının basına sızdırılması önemli bir dönüm noktası oldu.

İmamoğlu'nun CHP genel başkan adaylığı için parti içindeki faaliyetlerinin mevcut yönetimi oldukça rahatsız ettiği anlaşıldı.

Nihayetinde İmamoğlu geçtiğimiz hafta içinde 2024 yerel seçimlerinde İBB başkan adaylığını açıklayarak, CHP genel başkanlığı iddiasını sürdürmeyeceğini ilan etmiş oldu.

Esasen, bundan fazla değil altı ay öncesine kadar, siyasetin yükselen yıldızı ve geleceğin lideri olarak görülen İmamoğlu'nun büyük oranda bir prestij kaybına uğradığı söylenebilir.

Dahası 2024'te İBB seçimlerini kaybetmesi durumunda siyasi kariyerinin bitme noktasına gelmesi bile ihtimal dahilindedir. 

İmamoğlu'nda düşüşün temel sebebin ise hedeflerini net biçimde belirleyememesinde ve bu hedeflere ulaşmak için seçtiği yollarda yani stratejisinde olduğu söylenebilir.

Örneğin parti içinde gizli toplantılarla genel başkan adaylığı için çalışmak yerine, aleni biçimde yönetime bayrak açarak CHP seçmenini ve genel olarak toplumu ardına almayı ve siyaseti halk nazarında yapmayı seçmesi mevcut dengeleri önemli ölçüde değiştirebilirdi.

Sonuç olarak, yerel seçimlere yaklaşık yedi ay kaldığı bugünden bakıldığında, İmamoğlu'nun aday gösterilmesi durumunda seçimlerde işinin oldukça zor olduğu söylenmelidir.

Zira Millet İttifakı'nın genel seçimler sonucunda uğradığı prestij kaybı oldukça büyük.

Ayrıca ittifakın yerel seçimlerde devam edip etmeyeceği belirsizliğini korumakla birlikte HDP'nin (YSP) seçimlerde nasıl bir yol izleyeceği de henüz netleşmiş değil. 

Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde İmamoğlu'nun tüm muhalefetin kendi ismi üzerinde uzlaşmasını sağlaması pek kolay görünmemektedir.

Tabii Cumhur İttifakı'nın ortak aday çıkartıp çıkartmayacağı da belirleyici bir husus olacaktır.

Son analizde, İmamoğlu'nun işinin en az 2019 Mart seçimleri kadar, yıpranan ismi düşünüldüğünde belki 2019'dakinden daha da zor olacağı ifade edilebilir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU