Cambridge Üniversitesi'nden akademisyen Partha Dasgupta, Kanada'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konferansı'nda (COP 15) alınan kararların uygulanmaması halinde doğanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.
Profesör Dasgupta, bugün Guardian'da yayımlanan röportajında ekonomi politikalarının doğaya zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Doğanın ürün ve hizmetlerine olan talep, doğanın arz etme kabiliyetini aşmayı sürdürürse çöküş meydana gelecek. Bu bir gerçek" diyen ekonomist, balıkçılık örneğini verdi. Dasgupta, aşırı avlanma nedeniyle balıkçılığın büyük zarar gördüğünü hatırlatarak "Şimdi bunu biyosfer ölçeğinde hayal etmeye çalışın" diye konuştu.
Dasgupta sözlerini şöyle sürdürdü:
Doğaya yönelik bu aşırı talep sadece 50 yıllık geçmişe sahip. II. Dünya Savaşı'ndan bu yana talep büyük ivme kazandı. Bu durum politikaya yol gösteriyor. Bu gerçek bir hata çünkü doğal sermayeye büyük zarar verdi. Söz konusu zarar istatistiklere kaydedilmedi. Ulusal bilançolarda gözükmüyor.
Yoksul bölgelerin toprak, su, hava ve canlıları içeren doğal sermayeye derinden bağlı olduğunu belirten uzman, buraları incelemenin doğayla ilgili çok veri sağladığını savundu:
Bu tür toplumların çoğu çökmüş durumda. Bunu Sudan'da yağmursuz alanlar, cılız sığırlar ve kilometrelerce göç eden insanlarla gördük. Doğa çöktüğünde neler olduğunu biliyoruz.
Aralık 2022'de Montreal'de düzenlenen COP15'te 2030'a kadar kara ve denizlerin yüzde 30'unun korunması, 2030'a kadar doğanın kritik eşikten dönmesi ve küresel ısınmayı 1,5 derecede tutulması gibi kararlar alınmıştı.
Dasgupta, yüzde 30 hedefine dikkat çekerek "Geri kalan yüzde 70'e ne olacak?" diye sordu:
Biyosfer birbiriyle bağlantılı. Yüzde 30 ve yüzde 70'in bağlantısı kesilmemiş.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Direktörü Inger Andersen ise Guardian'a devletlerin ve şirketlerin harekete geçip anlaşmayı hayata geçirme zamanının geldiğini söyledi:
Başarılan şeyle gurur duymalıyız. Bunlar bir kağıt parçası üzerindeki kelimeler. Bunları gerçeğe dönüştürmemiz gerekiyor. Herkesin hedeflerini ayarlaması ve bunu çevre bakanlığının ötesinde tüm sektörlere taşıması gerekiyor. Toplumun tamamına ihtiyaç var. Eylem artık sadece sözde kalmamalı, gözle de görülmeli.