Sanki gördüğü şeyden şüphe ediyormuş gibi gözlerini ovuşturdu.
Sahne inanılmaz. Korkunç ve beklenmedik.
Şans ona hiç bu kadar cömert davranmamıştı.
Görevliden yeterli miktarda buz ve benzeri görülmemiş bir kutlamaya yakışır bir şişe istedi.
Görevli şaşırdı. Saray'ın efendisi genellikle içmezdi.
O, kondisyonundan ödün vermeyen bir sporcuydu.
Adam emredildiği gibi yaptı ve kapıyı kapattı.
Kadehi yeterli miktarda doldurdu.
Sanki kutlamaya katılıyorlarmış gibi buzların çatırdama seslerini duydu.
Bir kez daha izledi. İster inan, ister inanma.
Gözlerini kapattı.
Binyamin Netanyahu'nun Hasan Nasrallah'a yaptığı gibi, Volodimir Zelenski'yi de füzelerle öldürmemekle veya yine Netanyahu'nun Tahran'da Hamas lideri İsmail Heniyye'ye düzenlediğine benzer bir suikast girişimi ile ona başka bir başkentte suikast düzenlemeyerek gerçekten iyi yapmıştı.
Böyle yapmış olsaydı Zelenski'ye bir sembol veya kahraman olarak mezara gitme fırsatı vermiş olurdu.
Heykelleri Batı'nın meydanlarını dolduracak, tarih ona balkonunda bir yer ayıracaktı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Düşmanını yaralı ve kanlar içinde görmek ne kadar güzel bir şey!
Bıçak darbelerinin babasının evinden, ülkesinin damarlarına silah ve milyarlar pompalayan ülkenin efendisinden gelmesi zevki iki katına çıkarıyor.
Bıçak darbelerini indirenin davasının haklılığından ve dürüstlüğünden şüphe duyması, cömertçe yapılan bağışların geri verilmesini talep etmesi ne zevkli!
Ülkesinin topraklarında bulunan nadir elementlerle ilgili bir anlaşmaya imza atmasını, miras aldığı ve sıkı sıkı tutunduğu sınırların bir kısmından açıkça vazgeçmeye hazır olmasını istemesi ne güzel!
Hasmınız olması gereken birinin, düşmanınızı sarsmaya gönüllü olması ne kadar harika!
Bu sahnenin "küresel köyde" hızla yayılması, ziyaretçinin sanki sizi kışkırtan ve ülkenizi işgal etme girişiminde bulunan kişiymiş gibi gösterilmesi ne hoş!
Öldürücü darbede sizin parmak iziniz olmadan alınan intikamın tadı ne kadar tatlı!
Ruhunuzda biriken yaraları yıkayan bir his.
Kızıl Ordu'nun Afganistan'dan yenilmiş bir şekilde çekilmesi yarası ve Dresden'de gizli belgeleri imha ettiği gün aldığı şahsi yara gibi.
Berlin Duvarı'nın taşlarının kırılıp dağıldığı gün, sanki parçaları ruhunun üzerine düşüyordu.
İhanet kokusunun yayıldığı ve cumhuriyetlerin son yüzyılın gördüğü en büyük nankörlükle Sovyet treninden atlamak için yarıştığı gün de yeni bir yaraydı.
Bir yudum daha aldı.
Charles de Gaulle'ün ofisinde oturan adamın hayal kırıklığını hayal etti.
Margaret Thatcher'ın ofisinde oturan adamın şaşkınlığını.
Angela Merkel'in ofisinde gidip gelen adamın üzüntüsünü.
Daha da ileri gitti.
Tayvan ve Japonya ve Güney Kore'de karar saraylarındaki şaşkın ve telaşlı atmosferi hayal etti.
Avrupa Birliği baronlarının ve NATO generallerinin yüzlerinin aldığı hali hayal etti.
ABD, Putin'in Ukrayna'dan ciddi bir kısmını koparma hakkını tanıdığında NATO ittifakının prestijinden geriye ne kalıyor?
Mao Zedong'un tahtında oturan adam da, Kremlin'in efendisinin Beyaz Saray ile "tango" zamanlarına geri döneceği korkusuna rağmen, muhtemelen neşeli hissediyordur.
Bir an aklına garip bir düşünce geldi.
Ya Zelenski'nin yerinde kendisi oturuyor olsaydı ve Donald Trump, Ukraynalı konuğuna söylediklerini kendisine söyleseydi?
Büyük olasılıkla dünya tam bir nükleer şölen yaşamaya yaklaşırdı.
Güldü. Böyle bir şey olamaz.
Ne Rusya Ukrayna ne de Vladimir Putin, Zelenski gibi.
Neyse ki Beyaz Saray'daki adam adamımız demeyelim de dostumuz.
Bardağın içindeki buzlar, Zelenski ve destekçilerinin hayalleri gibi kırılıyor.
Son 3 yıl çok acılıydı.
Tankları Ukrayna haritasında, Batı'nın ülkesinden çaldığı haritada ilerlediğinde Kiev'in efendisi devrilmedi...
Batı'dan Ukrayna'ya yardımlar aktı ve Rusya'ya çok sayıda tabut gelmeye başladı.
Tabutların gelişi ve Batı'nın Rusya'yı askeri ve ekonomik olarak yıpratma ısrarı canını acıttı.
Kim Il-Sung'un torunundan yardım almaya zorladı.
Kremlin'in efendisinin askerleri ve generalleri nedeniyle hayal kırıklığına uğraması kendisi için ne kadar zor!
Atlantik generallerinin çok sevindiğini biliyor.
Kızıl Ordu, Ukrayna ordusunu dize getiremediyse NATO ordularıyla karşı karşıya gelse ne yapardı?
Tarihin en iyi askeri makinesi olan ABD ordusu ile karşı karşıya gelseydi ne olurdu?
Trump'ı sabırsızlıkla bekledi.
Avrupalıların entrikalarına rağmen o da dostunu hayal kırıklığına uğratmadı.
Kendisi de ABD'ye hediyeler vermekten kaçınmadı.
Keza İsrail'e de.
İran'ın Suriye'deki askeri varlığını hedef aldığında, peşine düşüp onu bölgeden çıkardığında İsrail uçaklarını engellemeye çalışmadı.
Daha önce yaptığı gibi Beşşar Esad'ı kurtarmaya çalışmadı.
Kendisine sadece "insani" sebeplerle sığınma hakkı tanıdı.
Ortadoğu'daki büyük devrimi engellemeye çalışmadı.
Avrupalıların ne dediğini biliyor.
Ukrayna'daki zaferinin, Sovyet topraklarını geri alma iştahını kabartacağını söylüyorlar.
Macron, Putin'in "kesinlikle Moldova'ya, hatta belki de Romanya'ya kadar ilerleyeceğini" söylüyor.
Ayrıca, Ukrayna'ya güvenlik garantileri verilmeden ateşkes sağlanması durumunda ABD'nin "Rusya, Çin ve diğerlerine karşı jeostratejik caydırıcılık kabiliyetinin aynı gün ortadan kalkacağını" belirtiyor.
Kendisi Avrupa'nın yaşlı olduğunu ve mücadele ruhundan yoksun olduğunu biliyor.
Zelenski'ye sunacağı yardım ve bandajların, Trump'ın bıçak darbesi sonucu açılan büyük yarayı iyileştirmeye yetmeyeceğini biliyor.
ABD'nin muazzam gücü olmadan Batı, ne Ukrayna'da ne de başka bir yerde zamanı geri alamaz.
"Yoldaş" Trump misyonunu büyük bir ustalıkla yerine getirdi.
Daha sonra Nobel Ödülü veya Lenin Madalyası ile ödüllendirilirse fena olmaz.
O bunu hak ediyor.
Çar'ın gençliğinde ve KGB'nin kapısını çalıp girdiği günlerde hayran olduğu James Bond'un bile başaramayacağı bir misyonu başardı.
Özellikle yaralı kaplan gibi davrandığında Trump ile dans etmesi gerekiyor.
Bugün Çar'ın gecesi ve kutlanmayı hak ediyor.
Oval Ofis'in efendisinin adı Donald Trump olunca, dünya hemen emniyet kemerlerini bağlamalı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.