Macron, Şi'den Putin'in "aklını başına getirmesini" istiyor, Rus lider bu noktayı çoktan geçti

Gerçek şu ki Pekin, hem Avrupa'dan hem de Rusya'dan istediklerini ısrarla talep edebilecek konumda

(AFP)

Emmanuel Macron, Pekin'e yaptığı ziyarette Ukrayna istilası hakkında Rusya'nın "aklını başına getirmede" Çin'in lideri Şi Cinping'e güvenebileceğini söyledi. Hiç sanmıyorum.

Öncelikle, Başkan Vladimir Putin'in bu noktayı çoktan geçtiği söylenebilir. NATO'ya, Batı'ya ve Ukrayna yönetimine yönelik tekrarlanan saldırıları, dinlemeye istekli birinin söylemleri değil. Rus liderin istilası Ukrayna'nın doğusundaki bataklığa saplanmış, Kiev güçlerinin şiddetli direnişi karşısında ilerleyemezken Putin, Batı'nın ittifaklarının ülkesinin varlığını tehdit ettiği yönünde bir anlatı geliştirmek zorunda kaldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Buna bir de Moskova'nın en üst düzey yetkililerini korumakla yükümlü Federal Koruma Servisi'nde (FSO) görev yaparken firar eden, üst düzey Rus güvenlik yetkilisi Gleb Karakulov'un sözlerini ekleyin. Karakulov geçen hafta, Putin'in "dünyayla olan bağını kaybettiğini" iddia etti.

Sürgündeki Rus milyarder Mihail Hodorkovski tarafından finanse edilen Londra merkezli araştırma grubu Dossier Center'a konuşan Karakulova, "Kendisini aşılmaz bir bariyerle çevreliyor... Sadece kendisinin, ailesinin ve arkadaşlarının hayatını önemsiyor" dedi.

Sadece en yakın çevresinden bilgi alıyor, bu da dışarıdan bilginin giremediği bir yerde yaşadığı anlamına geliyor.

Bu sadece tek bir açıklama olsa da konuşularak ikna edilmeye hazır bir adam tablosu çizdiği söylenemez.

Macron, Çin ve Şi'nin Putin'e söz geçirebildiği konusunda haksız değil. İkili yakın ilişkilerinden bahsediyor ve kamuoyu önünde birbirlerini açıkça dost olarak nitelendirdiler. Putin ve ülkesinin Batı karşısında sahip olduğu parya statüsü göz önüne alındığında, Moskova'nın Pekin'in sunduğu diplomatik desteğe de ihtiyacı var. Batı'nın uyguladığı yaptırım rejimi yüzünden Pekin'in sunduğu ticarete de ihtiyacı var. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde Şi'nin artık üstünlüğü elinde tuttuğuna şüphe yok.

Fakat Moskova'nın ihtiyacı daha şiddetli olsa da Pekin'le ticari bağlar kurmak isteyen başka ülkeler de var. Macron, daha sonra kendi ülkesinde de yüksek sesle gündeme getirebileceği anlaşmaları güvence altına almak amacıyla, aralarında Airbus, Alstom ve EDF'nin CEO'larının da bulunduğu iş dünyası liderlerinden oluşan bir heyeti de yanında götürdü. Bu, Macron'a uluslararası devlet adamı rolünü oynama fırsatı da veriyor.

Tüm bunlar Şi'yi kıskanılacak bir konuma getiriyor. Şi, ülkesinin dünya meselelerinde ön saflarda yer aldığını herkese göstermek istiyor, Ukrayna'da barışın nasıl olabileceğine ilişkin makalesini de bu yüzden yazdı. ABD, ziyaretini Çin'i Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmaktan vazgeçirmeyi denemesi için kullanması yönünde Macron'a baskı yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı, ilk görüşmelerinin ardından Şi'nin Ukrayna konusunda "önemli sözleri" olduğunu açıkça ifade ederken, Paris ve Pekin'in nükleer silahların çatışmanın dışında tutulması gerektiğinde hemfikir olduğunu söyledi. Nükleer çatışma ihtimali Rus yetkililerin defalarca gündeme getirdiği bir konu.

Macron'un davetlisi olarak Pekin seyahatine katılan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Washington'ın daha sert tutumuna daha yakın duruyor. Ursula von der Leyen, Rusya'ya silah sevkiyatı yapmanın AB'yle ilişkilere "ciddi zarar" vereceğine dair Şi'yi uyardı. ABD, Çin'in söz konusu eylemi düşündüğüne inanırken Pekin bunu reddediyor.

Ukrayna ve ticaret meselelerinden sonra ABD'yle bozulan ilişkileri göz önüne alındığında Çin, Avrupa'yla bağlarını geliştirmeye hevesli ve açıkça Rusya'yla sahip olduklarını da kaybetmek istemiyor. Şi'nin Ursula von der Leyen'e, Çin ve AB'nin doğru bir karşılıklı anlayış oluşturmaları, yanlış anlama ve yanlış değerlendirmelerden kaçınmaları gerektiğini söylediği belirtiliyor.

Gerçek şu ki Pekin ikili oynamak isterse bunu yapabilir. Bu aynı zamanda Pekin'in fikrini değiştirebileceği anlamına da geliyor fakat şu anda Şi'nin Putin'i Ukrayna konusunda hızlı bir geri adım atmaya zorlamaya çalışmaktan kazanacağı pek bir şey yok.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU