Eksenler politikasının ölüm duyurusu

Bu ülkeler artık kararlarını içinde bulundukları eksene göre almıyorlar, tam bir bağımsızlıkla kendi çıkarlarına göre alıyorlar

İllüstrasyon: Ingram Pinn/FT

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, yeni dünya düzeninin özelliklerini veya kendi deyimiyle dünya düzeninde meydana gelen "değişiklikleri" birden fazla toplantıda tanımlamayı başardı.

Başta Suudi Arabistan Krallığı, Körfez ülkeleri, Mısır Cumhuriyeti ve Hindistan olmak üzere birçok ülke, bu değişikliklere ABD ve Avrupa ile ilişkileri sürdürme ancak arkasında durmama -ki ikisi arasında fark var- şeklinde hızlı bir reaksiyon gösterdiler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Günümüzde artık askeri güçlere dayalı kutuplaşmayı temel alan eksenler siyasetine yer yok.

Batılı güçler diğer ülkelere hep şu geleneksel soruyu soruyor:

Bizim eksende mi, yoksa diğer eksende misiniz?


Burada diğer eksen eskiden Sovyetler Birliği bugün Rusya ve Çin gibi herhangi bir eksen olabilir.

Ama bu soru artık etkisiz ve bu değişkenlerden sonra sorulmasının kabulüne izin verilemez bir soru.

Hindistan Dışişleri Bakanı Jaishankar, şöyle diyor:

Avrupa ve ABD, kendi sorunlarının dünyanın sorunları olduğunu sanmalarına yol açan zihniyetten vazgeçmeliler. Hayır, bu doğru değil, dünyanın sorunları sizinkinden farklı. Sorunlarınız bizi ilgilendirmiyor ve herkes sorunlarını çözmek için kendisi açısından en iyi olan çözümü arıyor. O yüzden bize 'Kiminlesiniz?' diye sormayın.


Dahası kendi pozisyonlarınız nedeniyle ülkelerinizde yaşanan bir sorun, problem veya krizde bizi dünyanın diğer ülkelerine veya güçlerine karşı bir siyasi pozisyon belirlemeye, sizin pozisyonunuzu benimsemeye zorlamanız, sizinle aynı fikirde olmamamız durumunda ise diğer eksenden olduğumuza hükmetmeniz hikayesi ve dengesi, eskide kaldı. Artık çağa uygun değil.

Bloklar artık askeri olmaktan çok ekonomik. Örneğin, G20 örgütü önem olarak G7 örgütünü yerinden etmeyi başardı.

Bu değişkenin diğer ülkelerin dış politikaları üzerindeki etkisini göz ardı edemeyiz.

Dolayısıyla ekonomik çıkarları iç içe geçmiş bu 20 ülkeden hiçbirine nerede durduğunu, sizin mi yoksa Çin ve Rusya'nın mı yanında durduğunu soramazsınız.


Batı ekseni dışındaki ülkelerin ekonomik yükselişi tamamen farklı bir siyasi düzen dayattı. Ekonomi, bloklaşmaların gerçek cazip noktası haline geldi.

Tehditler nedeniyle tesis edilen kutuplaşmaların da tarihi geçti; Batı'nın on yıllardır kendi çıkarlarını ve değerlerini empoze etmek için benimsediği bir silah olan ekonomik yaptırımlar artık etkili değil.

Bu, Batı'nın dikkatini çekmesi gereken alarm zilini çalan yeni bir gösterge, ancak Batı henüz onu duymaktan uzak.

Batı, Rusya'dan petrol satın alanlara yaptırımlar uyguluyor ama Rusya hâlâ petrolünü dünyaya satıyor.

Hatta bazı Avrupa ülkeleri yaptırımların etrafından dolanarak Rus petrolü satın alıyor.
 


Yine petrol üretimini artırmaktan kaçınanlara yaptırımlar uygulanacağı ima edildi, ancak OPEC+ ülkeleri Batı'nın siyasi diktalarından uzak bir karar aldı.

Üretimi artırmak yerine azalttılar ve bu da öfkelenmelerine, yaptırım tehditleri savurmalarına yol açtı.

Ekonomi artık siyasete tabi olmayıp tam tersi geçerli olduğu için, dünya ülkeleri artık Batı'nın pozisyonlarına bağlı olmak zorunda değil, Batılı ülkelerin bilmesi gereken de bu.

Batılıların kendi çıkarlarıyla ilgili her sorunda ima ettikleri yaptırımlara karşı uluslararası duruşta bunu açıkça gösterdi.

Denklem artık çok basit; siyasi pozisyonu ekonomik çıkar belirliyor, tersi değil. Batılı ülkelerin, özellikle de ABD'nin anlamadığı bu.


Özetle, iki eksen politikası artık kararlı ve sarsılmaz değil, keza yaptırımlar dayatması da mümkün değil.

Batı bu değişiklikleri bir an önce görmeli. Daha önce onunla birlikte ekseni etrafında dönen ülkelerde karar alma bağımsızlığı alanındaki yükselişin boyutunu görmeli.

Çünkü şu anda Suudi Arabistan Krallığı, Hindistan ve diğer pek çok ülkede olduğu gibi, bu ülkelerin ekonomik gerçekleri ve uluslararası etkileri, siyasi gerçekliklerinin içinden yükseldi.

Şimdi yeni olan, bu ülkelerin Batı'nın dayatmalarına boyun eğmeseler de ABD ve Avrupa ile ilişkilerini kesmemeleri ve onlara karşı durmamalarıdır.

Bu ülkeler artık kararlarını içinde bulundukları eksene göre almıyorlar, tam bir bağımsızlıkla kendi çıkarlarına göre alıyorlar.

Batı bu değişiklikleri ne kadar çabuk kabul ederse, stratejisini o kadar gerçekçi verilere dayandırır. Bu da onun çıkarına.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU