Rusya ve Fransa: Afrika'da açık savaş

Rusya, kıtanın güneyinde ve batısında büyük bir kabul görürken, Fransa'nın askeri, ekonomik ve güvenlik varlığına yönelik geniş çaplı bir popülist düşmanlık patlak vermiş bulunuyor

Malililer, Fransız karşıtı protestolar sırasında Rus bayrağını dalgalandırdılar / Fotoğraf: AFP

Rusya ile Fransa'nın Afrika'daki çatışması sadece bir diplomasi veya medya savaşı değil, artık bu bir uzaklaştırma ve yerine koyma savaşına dönüştü.

Son olarak Burkina Faso hükümeti Fransa'dan topraklarındaki tüm kuvvetlerini çekmesini istedi. Bundan önce de Mali hükümeti Fransa'dan aynısını talep etmişti.

Sahel ve Sahra ülkelerinde büyük bir popülist dalga, Fransa'nın topraklarından tamamen çıkması konusunda ısrar ediyor ve ona karşı suçlamalarda bulunmaya devam ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Fransız karşıtı popülist dalga Mali Cumhuriyeti'ne de ulaştı ve etkisini göstermeye başladı.

Bu dalganın yakında Sahel-Sahra ülkelerinin önemli bir üyesi ve Fransa'nın önemli bir askeri ve ekonomik varlığa sahip olduğu Çad ve Nijer'e intikal etmesi ihtimal dışı değil.

Afrikalı politikacılar ve entelektüeller, kıtadaki Fransız sömürge geçmişinin dosyalarını açmak, bazılarının deyimiyle yeni bağımsızlık savaşına girişmek, dil dahil Fransızca olan her şeyden kurtulmak için çağrıda bulunmaya başladılar.

Burkina Faso'da Fransızca yayın yapan radyo istasyonunun kapatılması için çalışmalar sürüyor. Mali'de Arapça kullanımının yaygınlaştırılması ve Fransızca diline kısıtlamalar getirilmesi çağrısında bulunan sesler yükseliyor.

Terörle mücadele Fransa'nın Batı Afrika'ya, özellikle Sahel ve Sahra ülkelerine dönüşünün kapısıydı.

Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, hükümetinin talebi üzerine kuvvetlerini Mali'nin kuzeyine gönderdi ve kuzeyindeki Azavad bölgesinde barışı tesis etmek için BM ve bölgedeki bazı ülkelerle iş birliği yaptı.

Hollande, halk tarafından büyük bir sevinç gösterisiyle karşılandığı bölgeyi ziyaret de etti. Halefi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın askeri varlığını genişleterek Sahel ve Sahra ülkelerine müdahalesini dış politikasının temel direklerinden biri haline getirdi.

Ancak IŞİD ve el-Kaide liderliğindeki aşırılık yanlısı örgütler faaliyetlerini genişleterek Burkina Faso'dan Mali, Nijer ve Çad'a kadar uzanan bölgeleri kontrol altına aldılar.

Hükümetlerin otoriteleri başkentlerin sınırlarına kadar çekildi, siyasi ve ekonomik başarısızlık durumu büyüyüp genişlemeye başladı, ülkelerin sınırlarını aşan güçlü bir olguya dönüştü.

Fransa'yı terör hareketlerini bu ülkelerin zenginliklerini yağmalamak için bir bahane olarak kullanmakla suçlayan şiddetli bir popüler söylem doğdu ve sol eğilimli seçkinler, Afrika'daki Fransız sömürge geçmişinin dosyalarını açma talebinde bulundu.


Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı ve NATO ülkelerinin desteği, Rusya'yı savaşın cephesini genişletmeye ve Afrika'da da bir cephe açmaya sevk etti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen hafta Güney Afrika'ya yaptığı ziyarette, Fransa'yı ateşli bir şekilde hedef alarak onu Afrika'ya sömürgeci bir şekilde dönüş yapmakla suçladı. 

Lavrov, Fransa'nın 2011'de Libya'ya müdahalesinin, Libya topraklarını Afrika kıtasına nüfuz etmek için bir sıçrama tahtası olarak kullanmayı amaçladığını da sözlerine ekledi.

Fransa'nın Afrika'dan çıkmasını isteyen yaygın popülist kampanyalara karşılık, genişleyen bir karşı dalga var ve bu dalga Rusya'nın Sahel ve Sahra ülkelerindeki varlığını memnuniyetle karşılıyor ve talep ediyor.

Bu ülkelerde ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile Mozambik Cumhuriyeti'nde Rus "Wagner" unsurlarının varlığı artık bir sır değil.

Aksine havaalanları, madenler, bazı kamplar ve hatta bazı devlet daireleri gibi hayati ve önemli yerlerde açıkça görülüyor.

Bugün Afrika kıtasında ekonomik ve güvenlik nüfuzu konusunda bir mücadele var.

Çin, güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor ve kıtanın merkezinde ve güneyinde büyük bir kabul görüyor, Rusya, Sahel, Sahra ve Kuzey Afrika ülkelerinde "Wagner" güçlerinin varlığını genişleterek güvenlik ve askeri olarak ilerliyor.

Amerika Birleşik Devletleri ise kıtada etkili bir ekonomik varlığa sahip değil. Başlangıçta Fransız kuvvetlerine terörle mücadele için destek sağladı, ancak Fransızların geri çekilmesinden sonra bu varlığını azalttı.
 


Kıtanın merkezinde ve batısında devletlerin aşınması, bunun sosyal doku, ulusal uyum ve ekonomik güç üzerindeki yansımalarıyla, Rusya, Fransa veya diğerlerinin dış müdahalesi yoluyla mücadele edilemez.

Terör örgütleri geri adım atmayacak ve insan kaçakçılığından faydalanarak altın, manganez madenleri ve diğer zenginlikleri yağmalayarak güçlerini artıracaklar.

Rusya-Ukrayna savaşı, Afrika sahnesinde Rusya ile Fransa arasındaki çatışmanın genişlemesine ve tırmanmasına katkıda bulunacak ve Rusya, Afrika topraklarındaki varlığını destekleyen popüler arzu ve coşkuyu kullanmaktan çekinmeyecek.

Rusya, Afrika topraklarında "Wagner" güçleriyle var olmakla mı yetinecek yoksa kıtada ve özellikle de Sahel ve Sahra ülkelerinde kültürel ve ekonomik varlığını Fransa'nın yerini alacak şekilde genişletecek mi?

Zira, Fransa'nın Afrika kıtasındaki çoğu ülkeyi doğrudan sömürgeleştirdiği dönemden beri ektikleri bu ülkelerde solmaya başladı.

Afrika yeni türden bir boşluktur. Topraklarının üstünde ve altında muazzam bir zenginlik var. Temiz, yenilenebilir enerji bugün uluslararası emellerin itici gücü ve Afrika bu konuda yaklaşmakta olan uluslararası çatışmaların itici gücü olacak muazzam bir potansiyele sahip.

Rusya, kıtanın güneyinde ve batısında büyük bir kabul görürken, Fransa'nın askeri, ekonomik ve güvenlik varlığına yönelik geniş çaplı bir popülist düşmanlık patlak vermiş bulunuyor.

Büyüyen Avrupa bölünmesi, Afrika kıtasındaki Rus varlığının gücüne katkıda bulunuyor. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz günlerde Fransa'ya yönelik şiddetli eleştirileri, Afrika kıtasındaki Fransız sömürge geçmişinden, kendi deyimiyle bu ülkelerin zenginliklerinin aralıksız yağmalanmasından bahsetmesi, AB tarafları arasındaki Afrika anlaşmazlığının boyutlarını ortaya koyuyor.

Kabile, Afrika kıtasının çoğu ülkesinde devleti kurumsallaştırma çabalarını felç eden virüs, yolsuzluğun girdiği delik, terörist grupların devinimleri için yakıttır.

Kıtanın merkezine ve çevresine ilk kolonyal girişinden bu yana Fransa, ateşlediği anlaşmazlıklar ve çatışmalarla bu kabile olgusunu kullandı.

Ancak bugünün Afrika'sı geçmişte Fransa'nın işgal ettiğinden farklıdır. Rusya ise kıtaya kurtuluş hareketleri yıllarında ve özellikle Sovyetler Birliği döneminde, güçlü bir giriş yaptı.

Bu dönemde Rusya'da oryantalistler gibi "Afrikalist profesörler" diyebileceğimiz bir grup ortaya çıktı ve tüm eski, modern sosyal ve kültürel bileşenleriyle Afrika toplumlarını incelemeye girişti.

Bu, yenilginin tozunun yükseldiği bir ortamda hızla geri çekilen Fransa karşısında Rusya'nın Afrika kıtasındaki varlığını genişletmesine yardımcı olan ilave bir silahtır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU