Kölelik tarih boyunca insanlığın en büyük utançlarından biri oldu. "Kötü niyetlilerin" ele geçirdiği insanlar, yaşadıkları yerlerden koparılıp para karşılığı satılarak başkaları için zorla çalıştırıldı.
Göçler, karma evlilikler gibi kölelik de toplumların karışmasında etkili faktörlerden birisiydi. Türlü nedenlerle özgürlüklerini kazanan köleler, kendi vatanlarına dönemediği için yeni toplumun bir parçası oluyordu.
Örneğin bugün ABD ve Latin Amerika ülkelerindeki siyahilerin ezici çoğunluğu da bir zamanlar ataları köle olarak getirilen kişilerin torunları olarak biliniyor.
Bilindik anlamda kölelik, Batı ülkelerinde ve Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. yüzyılda bitse de kimi Asya ve Afrika ülkelerinde yasal olarak 20. yüzyılın ortalarına kadar sürdü.
Kölelik resmi olarak bitmiş olsa bile fırsatını bulduğunda insanları köle gibi kullanma, iradesi dışında zorla ve karşılıksız çalıştırma olayları bitmedi.
Bu tür olaylar halen resmi kurumların açıklamalarına da yansıyor.
Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı'nın verilerine göre 2022'nin ilk 7 ayında yapılan operasyonlarda 73 kişi, kurtarıldı.
Açıklamada, bunlardan 42'sinin zorla fuhuş yaptırıldığı, 31'inin ise zorla çalıştırılan ve hizmet ettirilen insanlardan oluştuğu kaydedildi.
Jandarma dışında zaman zaman polis operasyonlarında da benzer vakalara rastlanılıyor.
2 Şubat 2022'de Osmaniye'de bir polis operasyonu yapıldı. Operasyonda Türkiye'ye kaçak yollarla gelen 25 kişi kurtarıldı. Bunların atık ve hurdalık alanlarında baskı ve tehditle çalıştırıldığı tespit edildi. Kurtarılan bu kişiler arasıda 2 de çocuk bulundu.
Gözden kaçırılan sorun: Zorla çalıştırma
Kimi kadınların zorla fuhuşa sürüklenmesi veya çoğunlukla çocuk olmak üzere kimi insanların zorla dillendirilmesi sık karşılaşılan asayiş olayları arasında yer alıyor.
Ancak bunların yanında pek dikkat çekmese de zorla çalıştırılan insanlar da bulunuyor.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi'nce hazırlanan yıllık raporlarda bunlara dair verilere yer veriliyor.
Raporlarda zorla çalıştırma veya hizmet ettirme "işgücü sömürüsü" adı altında değerlendiriliyor.
4 yılda zorla çalıştırılan 249 kişi kurtarıldı
Jandarma ve polis ekiplerinin yaptıkları operasyonlarla benzer durumdaki birçok kişiyi kurtardıkları bir gerçek.
2020'de insan ticareti mağduru 282 kişi kurtarıldı. Bunlardan 160'ı cinsel sömürü (fuhuşa zorlanan) mağduruyken, 73'ü işgücü sömürüsü (zorla çalıştırılan), 43'ü de zorla dilendirildi.
2019'da ise 215 insan özgürlüğüne kavuşturuldu. Mağdurlardan 144'ü cinsel, 55'i işgücü sömürüsü, 4'ü ise zorla dilendirilen kişilerdi.
2018'de ise 134 kişi kurtarıldı. Bu mağdurlardan 95'i cinsel sömürü, 39'u işgücü sömürü kurbanıydı.
2017'de 303 mağdurun 186'sı cinsel sömürü, 52'si işgücü sömürüsü, 65'i de zorla dilendirme mağduruydu.
2016'da 181 mağdurun 143'ü cinsel sömürü, 30'u işgücü sömürüsü ve sekizi ise zorla dilendirilen mağdur insanlardı.
Yani 2016 ile 2020 yılları arasındaki dört yıllık süreçte zorla çalıştırılan veya hizmet ettirilen resmi kayıtlardaki adıyla işgücü sömürüsü kurbanıyken kurtarılan insan sayısı 249 oldu.
2021 raporu henüz açıklanmadığından bu yıla dair veriye yer veremedik.
Ancak sadece jandarmanın 2022'nin ilk 7 ayına dair veriyi de ekleyince rakam 280'i buluyor.
İstatistikleri henüz açıklanmayan süreleri ve kurtarılamayan insanları da ekleyince bu sayının daha yüksek olduğunu tahmin etmek zor değil.
Mağdurların çoğunluğu göçmen
Bu kişiler bir nevi "modern çağ köleleri" diye adlandırılabilir. İstemleri dışında belki kısa belki de uzun süre çalıştırılıyorlar.
Tahmin edileceği üzere zorla çalıştırılan insanların çoğu genellikle düzensiz göçmen veya çalışma amacıyla gelen yabancılar.
2020 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu'nda bu soruna dair detaylı bilgiler var.
Raporda zorla çalıştırma "Herhangi bir kişinin tehdit altında yapmaya mecbur edildiği tüm iş veya hizmetlerdir" diye açıklanıyor.
Bir insan hakkı ihlali olan insan ticareti suçu (zorla çalıştırma), Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 80. maddesinde düzenlenmekte.
Bu konuda suçu kesinleşmiş kişilere 8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adlî para cezası veriliyor.
1982 Anayasası'nın 18'inci maddesine göre de zorla çalıştırma yasak. Türkiye aynı zamanda zorla çalıştırmaya karşı olarak kabul edilen uluslararası sözleşmelerde de imzası olan ülkelerden biri.
2020'deki mağdurların yarısına yakını kadın
Raporda işgücü sömürüsünün farklı biçimlerde ortaya çıkmakla birlikte en yaygın görülme biçimi ise borç köleliği olduğu, diğer görülme biçimi olarak ev içi hizmetler olduğuna vurgu yapıldı.
2020 yılı içerisinde kurtarılan 73 işgücü sömürüsü mağdurundan 37'sinin kadın olduğu belirtilerek, bunlara dair şu bilgilere yer veriliyor:
Mağdurların yaş dağılımı incelendiğinde ise 36'sının 18 yaş ve altı, 8'inin 18-25, 17'sinin 26-35 yaş aralığında olduğu, 12'sinin ise 36 yaş ve üstü olduğu görülmektedir. Uyruk dağılımına bakıldığında ise 36 Suriye, 11 Özbekistan, 6 Namibya, 5 Afganistan, 3 Türkiye, 2 Endonezya, 2 Kırgızistan, 2 Rusya, 1 Azerbaycan, 1 Fas, 1 Gürcistan, 1 İran, 1 Nijerya, 1 Zambiya vatandaşıdır.
Türk vatandaşları da mağdur olabiliyor
Raporda Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) Türkiye'deki İnsan Ticareti Eğilimleri: Kesişen Sorunlara Dikkat Çekme Raporu'na atıf yapılarak ev içi hizmet sektöründe istihdam edilen çalışanların işverenleri tarafından pasaportlarına el konulduğu, özel mülklerde istihdam edilmelerinden kaynaklı mağdurlara erişimin güç olduğundan bahsedildiği belirtiliyor.
Raporda çocukların tekstil, ayakkabı ve geri dönüşüm sektörlerinde çalıştırıldığı kaydediliyor.
Düşük ücret, uzun çalışma saatleri, pasaporta el koyma, işyerlerinde kısıtlı alanlarda yaşama, güvenli olmayan sağlıksız koşullarda çalışma gibi nedenlerle çalıştırılan kişiler sömürüye maruz bırakıldığına dikkat çekilirken, Türk vatandaşlarının da aynı biçimde sömürüye maruz kaldığına dikkat çekiliyor.
Borçlandırılarak ve seyahat belgelerine el konarak çalışmaya zorlanıyorlar
Raporda zorla çalıştırma olaylarının nasıl geliştiği de şöyle anlatılıyor:
Yasal olarak ülkesinden aracı firmalara başvurarak çocuk veya yaşlı bakım hizmetlerinde ya da temizlik işlerinde çalışmak için Türkiye'ye gelen yabancı kadınlar, firmalar tarafından seyahat masraflarının karşılanması yoluyla borçlandırılarak ya da seyahat belgelerine el konularak çalışmaya zorlanmaktadır.
"Filipinli bakıcıyı hem evde hem de fabrikasında zorla çalıştırdı"
Raporda Türkiye'ye çocuk bakmak için gelen ancak ismi açıklanmayan bir Filipin vatandaşının işverenlerince nasıl adeta köleleştirildiği şu şekilde yer alıyor:
İl Göç İdaresi Müdürlüklerince tanımlanan Filipin uyruklu A kişisi ülkesinde yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle daha iyi imkânlarda çalışmak amacıyla internet üzerinden eriştiği bir firma ile anlaşarak Türkiye'de çocuk bakımında çalışmak için gelmiştir. Kişinin seyahat masrafları aracı firma tarafından ödenmiş, havaalanında firmanın çalışanı tarafından karşılanmış ve ertesi gün iş için gönderildiğini düşündüğü Gaziantep şehrine doğru yola çıkarılmıştır. Gaziantep'te Suriyeli bir ailenin yanında sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar hem ev içi hizmetlerde hem de ev sahibinin fabrikasında aynı gün içerisinde aralıksız çalışmaya zorlanmıştır. Çalıştığı süre boyunca pasaportu ve cep telefonuna aracı firma tarafından el konulmuş olup dışarı çıkması yasaklanmıştır. Mağdur bir yıl boyunca farklı birkaç ailenin yanında da ağır şartlar ve maaş ödemesi olmadan zorla çalıştırılmıştır.
Önce eve hapsedildi, günlerce şiddet gördü, sonra fabrikada ağır koşullarda çalıştırıldı
Yine raporda düzensiz yollarla Türkiye'ye gelen çoğunlukla Afganistan ve Pakistan uyruklu vatandaşların göçmen kaçakçılarına ödeyemedikleri para dolasıyla borçlandırılarak çalışmaya zorlandıkları da hatırlatılarak buna dair şu bilgilere yer veriliyor:
Bu duruma bir örnek verilecek olursa; İl Göç İdaresi Müdürlüklerince tanımlanan yirmi bir yaşındaki B isimli Afganistan uyruklu mağdur, Türkiye'ye gelmek amacıyla göçmen kaçakçıyla parasının bir kısmını yola çıkmadan diğer yarısını ise Türkiye'ye geldikten sonra ödemek koşuluyla iki bin ABD dolarına anlaşmıştır. Türkiye'ye geldikten sonra göçmen kaçakçısına borcunun tamamını ödeyememesi nedeniyle mağdur öncelikle bir eve hapsedilerek günlerce göçmen kaçakçısı tarafından şiddet görmüştür. Daha sonra zorla bir naylon fabrikasında işe başlatılarak on altı gün boyunca ağır ve sağlıksız koşullarda çalıştırılmıştır. Kazandığı paraya ise göçmen kaçakçısı tarafından el konulmuştur. Aynı zamanda şahıs zorla çalıştırıldığı dönemde kaçmasını önlemek amacıyla geceleri fabrikada tutsak bırakılmış ve parası ödenmeyerek mağdur edilmiştir."
"3-5 yıl modern köle gibi çalıştırılıyorlar"
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır'a göre, zorla çalıştırma, insan ticareti içerisinde yaygın görülen bir sorun.
Çorabatır, en yaygın görülme şeklinin şu olduğu kanaatinde:
İnsan kaçakçılığı ile insan ticareti arasındaki fark şu: İnsan kaçakçılığı yapanlar, seni belli bir para karşılığı vaat ettikleri ülkenin sınırına götürüp parasını da almışsa bırakıyor. İnsan ticareti yapan şebekeler ise yol parasını ödeyemeyen kişilerle hukuki geçerliliği olmasa bile şöyle bir anlaşmaya varıyor. Örneğin 'seni ABD'ye götüreceğim ancak karşılığındaki 5 bin doları ödemek için bir süre bana çalışacaksın' diyor. Gerçekten o ülkeye götürmekle kalmıyor, insan kaçakçılığı yapanların tersine sınırda bırakmayıp işverene kadar ulaştırıyor. Sonra bu kişiler orada büyük ama gözden uzak çiftliklerde çalışmaya başlıyor. Ancak gözetim altında oluyorlar. Bir yere de gidemiyorlar. Aldıkları paranın boğaz tokluğuna yetecek kısmı dışındaki bölümü şebekede kalıyor. Bu şekilde 3-5 sene modern köle gibi çalıştırıyorlar.
Çocuklar madenlerde çalışmak zorunda kalıyor
Zorla çalıştırmanın alt türleri arasında zorla fuhuşa sürükleme ve çocuk işçilik de olduğunu kaydeden Çorabatır, insanların pasaportlarına el konularak istemleri dışında cinsel sömürüye zorlandıklarını kaydetti.
Metin Çorabatır, yine özellikle kimi Afrika ve Asya ülkelerinde ailelerin çocuklarını vermeye mecbur bırakıldığını ve bu çocukların başta altın olmak üzere kimi madenlerde ağır şartlarda çalıştırıldığını sözlerine ekledi.
© The Independentturkish