"İçinden yemek geçen kitaplar o ülkenin yeme içme aynasıdır"

Sayım Çınar, Independent Türkçe için Ömer Özgüner ile konuştu

Gazeteci, kanal yöneticisi, yapımcı ve yazar... Ömer Özgüner tüm bu şapkaları takmış, şimdilerde ise dizi yapımcılığına odaklanmış durumda.

Gastronomi alanına da ilgi duyan Özgüner ile lezzet tutkusunu ve geçmişten bugüne kariyer yolculuğunu konuştuk.
 

 

Sizinle uzun yıllardır kültür sanat eksenli ortamlardan tanışıyoruz. Hem gazetecilik yaptınız hem de bir taraftan saygın televizyon kanallarında çalıştınız. Şimdi de dizi yapımcılığı yapıyorsunuz. Bu tecrübeler size ne kazandırdı?

Evet Sayım, arkadaşlığımız uzun yıllara; benim dergicilik dönemime kadar uzanıyor. Ki bu da nereden baksan 30 sene demek.

Bu uzun süreçte saydığın işleri yapmanın bana, benim de çok farkında olmadığım katkıları oldu kuşkusuz. En temelinde farklı deneyimler insanın görüş açısını genişletiyor. Birbirine akraba işler olması da bir avantaj, bu sayede çok dağılmamış oluyorsun. 
 

Ömer Özgüner (8).jpeg
Ömer Özgüner, Independent Türkçe için Sayım Çınar'ın sorularını yanıtladı

 

Yıllar öncesinde Sokak dergisinde çalıştığınızı da biliyorum. Tuğrul Eryılmaz ve İpek Çalışlar'la çalışmak size ne kattı?

Sokak dergisi bizim gazetecilik olarak elbette Tuğrul ve İpek'ten çok şey öğrendiğimiz bir yerdi. Ama aynı zamanda o kadar zengin ve yaşam tarzı olan bir ekipti ki, hayata bakışımızda bize birkaç seviye birden atlattı. Bu "seviye atlama" konusu tamamen kültürel anlamda tabii ki.

"Eminönü'ndeki küçük köfteciye gidelim", "Balık için harika bir yer var", "Bu deri montu Londra'da ikinci el pazarından aldım" gibi. (Gülüyor)  
 

Gazeteci, yönetici, yapımcı ve aynı zamanda roman yazarısınız. "Başkasını Seviyorum" adlı romanınız yayınlandığında epeyce bir ilgi görmüştü. Yeniden bir roman yazma isteğiniz oluştu mu? 

Yeni bir roman... Evet, cümlesi güzel geliyor ama saydığın diğer bütün şeylerin yoğunluğu engelliyor. Ama bir yandan da elimde olmadan notlar alıyorum. Hatta birinde biraz yol adım da. 
 

 

"Eşimle iyi yemeğin kokusunu alıyoruz"

Yemekle sahici bir ilişki içinde olduğunuzu ve sokak lezzetlerini çok sevdiğinizi biliyorum. Gastronomi, hayatınızda tam olarak nerede? 

Gençlik zamanımdan itibaren dışarıda yeme alışkanlığı olan biriydim. Arkadaş çevrem de öyle. Bahçelievler'de 80'lerin sonu, 90'ların başında harika kebapçılar olurdu. Her fırsatta ve öğrenciliğin el verdiği ölçüde oralarda yemek yerdik.

Aynı arkadaş grubu hâlâ o doğal, sade ama lezzetli kebapların peşinde olduğumuzu anladık. Son gittiğimizde yediğimiz kebaplar asla o yıllardaki gibi değildi ama hâlâ lezzetliydi. 
 

 

Evde yemek yaptığınız oluyor mu? Mimar eşiniz Aslı Özgüner'le nerelere yemeğe gidiyorsunuz?

- Ömer Özgüner: Yemek değil ama salata yaparım. Aslı'yla da sık sık gittiğimiz yerler var. Yeni açılan yerleri takip eder, gitmeye çalışırız.

O da lezzetli yemek sever. Merak ettik, Michelin adayları listesine baktık, bu yerlerin neredeyse hepsine en az bir kez de olsa gittiğimiz gördük. Ya iyi koku alıyoruz ya da yerler sınırlı. 


"O kitaplar bana geleneği hatırlatıyor"

Peki unutamadığınız mekânları sorsam, ilk beşte hangilerini sayarsınız?

En sık gittiklerimi yazarsam biraz gastronomi eğilimim de ortaya çıkar. "Gece" ve "gündüz" diye ayırarak söyleyeyim.

Gece için sırasıyla Çok Çok Thai, Dragon Hilton, Cuma Beyoğlu, Karaköy Lokantası ve Da Mario.

Gündüzleri ise daha esnaf lokantası yerleri tercih ediyorum; Lades, Hünkar, Karadeniz Döner, Gezi Pastanesi ve Şahin Lokantası. Bütün bu saydıklarıma ya çok sık gider ya da gittiğimde memnun ayrılırım.
 

 

İçinden yemek geçen çok sayıda kitap var. Bu kitaplar size neyi hatırlatıyor?

Geleneği. İçinden yemek geçen kitaplar o ülkenin yeme içme aynasıdır.
 

 

"'Yemeği izlemek' diye bir kültür var"

Yapımcı olduğunuz dizilerde de yemek konusu göze çarpıyor. "Cam Tavanlar" dizisi örneğin. Senaryolara müdahale ediyor musunuz?  

Cam Tavanlar"ı yaptığımızda dünya pandemiden yeni çıkıyordu. İnsanlarda dışarıda yeme isteği tavan yapmıştı. Artık görsel olarak olsa bile insanların yemeği izlemek diye bir kültürü olduğu biliniyor. Aşçı film ve dizileri dünyada da büyük bir şevkle izleniyor.


Yaptığınız diziler halen YouTube'dan izleniyor. En çok ilgi görenler hangileri? 

"Hekimoğlu" ve "Annemizi Saklarken" çok izleniyor. Birinin 51 bölümü vardı, diğeri 8 bölümdü.
 

 

Son olarak dostlarınızla ilişkiniz de bana göre çok sahici. Cengiz Semercioğlu, Selim Akçin ve müzik yapımcısı Murat Doğan'la uzun yıllara dayanan bir arkadaşlığınız var. Bu ekiple gezmek eğlenceli mi? 

Evet, bu saydığın ekip başta söylediğim Bahçelievler grubu aynı zamanda. 40 yıldır beraberiz, genelde lezzete bakışımız aynı. Son zamanlar dördümüz gezme turlarımızı artırdık da.

Son gezimizde sanki gençlik zamanımızdaymışız gibi hesapsızca gülmek, vakit geçirmek hepimize iyi geldi. Bunların bir kısmı ekonomik elbette. Ama kaliteli vakit geçirmek biraz da istek ve inatla oluyor bu zamanda artık.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU