Yazmasak olmaz

İsmail Müftüoğlu Independent Türkçe için yazdı

Gençses Türk Müziği Ses Yarışması, TRT Müzik

19 Ekim 2022 tarihinde, TRT Müzik kanalında icra edilen 'Gençses Türk Müziği Ses Yarışması'na, kanal değiştirirken, rastladık.

Muhteşem bir salonda icra edilen bu yarışmanın jürisinde, maalesef Sayın Ahmet Özhan'ın da yer aldığını gördük.

Herkesin bildiği gibi, Sayın Ahmet Özhan Türk Sanat Musikisi icrasında en başta gelen isimlerden birisidir. Onu radyo konserlerinden ve TV programlarından hep zevkle dinledik.

Her ne kadar herkesin gençliğinde yaptığı yanlışlar gibi, Ahmet Özhan'ın da yanlışları olmamış değildir.

Ancak bu husus, Ahmet Özhan'ın sanatına itibar göstermemize, elbette ki mani değildir. Hepimiz gibi, o da, herhalde tövbesini yapmıştır.
 

aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

Uzun yıllar Cerrahi Dergâhı'na devam ederek, kademe kademe ilerleyip, gönüllerde makes buldu. Bunun sonucunda da Cerrahi Tekkesi'nin yeni 'Postnişin'i oldu.

Gıpta edilecek bir durum. Kendisini yürekten tebrik ediyoruz. Ancak yukarıda ismini zikrettiğimiz programda görünmesi ve jüri üyeliği yapmasını da alkışlayacak değiliz.

Çünkü potnişinlik maneviyat kazanında kaynaya kaynaya elde edilir. Böylece binlerce ihvanın önderliğine ulaşılır. Bu nevi makamlar, herkesin kolay kolay elde edebileceği, erişebileceği makamlar değildir.

Bu iş önce nefsi emmarenin isteklerine geçit vermemekle başlar, ardından 'Emir bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münker'e riayetle ilerler.

Postnişin olduktan sonra da, nefsi şımartan ve Allah'ın asla onaylamadığı yanlışların icra edilmemesi gerekir. Zira postnişinler örnek insanlardır.

Onların değil üryan yerlerde jüri üyesi olması, o mekânlarda asla bulunmaması gerekir. Sakallı hali ile kimlerin alkışlanacağını, kimlerin de alkışlanmayacağını bilmesi gerekir.

Bu açıdan Sayın Ahmet Özhan'a manevi not verilecek olursa, sınıfta kalacağı kanaatindeyiz. Çünkü postnişinler herkesten önce diline, gözüne, kulağına, eline, beline dikkat etmekle mükelleftir.

Bunlara riayet etmeyen postnişinlerin, manevi sorumlulukları ziyadesiyle artar. Nitekim Allah buyuruyor ki;

Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar…

(Nûr/30)

Yani haram olarak tarif edilen her şeyden uzak durmak gerekir.

Sayın Ahmet Özhan bu emri ilâhîye dikkat etmediği için, ziyadesiyle üzüldük. Malumdur ki, hiç kimsenin, insanların fıtratıyla ilgili eksikliklerinden dolayı taanda bulunması asla doğru değildir ve onaylanamaz da.

Ama kişinin diyanetinden kaynaklanan kusurlarını ve eksikliklerini dillendirmek gerekir ki, diğer Müslümanlar kendilerini korusunlar. Kutsi hadis böyle emretmektedir.

Bu hususa herkes gibi, Ahmet Özhan da uymalıdır. Hele hele postnişin olduktan sonra, çok daha temkinli olmalıdır.

Biz bu satırları hiç kimseyi kınamak için ve töhmet altında bırakmak için değil, dikkat çekmek için yazdık. Bir ağabey olarak ikaz da bulunmak istedik.

Malum, eşrefi mahlûkatın en değerlisi insandır. Bu değere ulaşmak da, tarik-i müstakimden ayrılmamakla mümkün olur.

Aynı programda başörtülü bir hanımın da bağıra çağıra şarkı okuduğuna şahit olduk. Buna da son derece üzüldük. Zira ömrümüz boyunca ve siyasetimizde, başörtüsü için ciddi mücadele verenlerden birisi olarak, bu hanıma da sitem etmek en tabii hakkımızdır.

O başörtülü hanım belki insanların alkışını ve hediyesini almaya hak kazanmış olabilir ama asla Allah'tan geçer not alamamıştır. Çünkü Allah, şer olan hiçbir şeye geçit vermez, onaylamaz.

Başörtüsünün manevi hassasiyetini dikkate almayanları, en güzel sesli de olsalar, inananlardan hiçbirisi alkışlayamaz. Tam aksi buğuz eder.

Nefsini terbiye edememiş insanlar, bu nevi programlarda, güzellik yarışmalarında, podyumlarda görünseler de, akıl ve izan sahipleri tarafından hoş karşılanmazlar. Çünkü elan insanlarımız bu derece yozlaşmamış, inanç disiplinini muhafaza etmektedir.

Bunları yazmasak olmaz. Zira bir yanlışı görüp, yazmamak vebale neden olur. Bu hal de kendimizi mahveder. Çünkü hiç kimse harama helal diyemez. Biz de onun için konuya dikkat çekmeye çalıştık.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, makalemizde bahis konusu olanlar kendilerini hangi kelamı kibarla, hangi hadisi şerifle veya hangi ayetle savunabileceklerdir, merak konusudur. Bizden yazması… Gereği ve takdir ise sayın okuyucularındır.

Kalın selametle.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU