Kahve tutkunu iki kardeş Müge ve Hande Cergel, 2016 yılında kurumsal hayatlarına nokta koyarak hayallerinin peşine düştü ve İstanbul-Akaretler'de üçüncü nesil kahveci Blum Coffee House'u açtı.
"Göze, damağa ve ruha hitap eden" bu mekân, kısa sürede bir müdavim kitlesi oluşturmayı başardı.
Cergel kardeşler; gıdaya erişim, iklim krizi, karbon ayak izi gibi, çevresel konularda da bilinçli ve sürdürülebilirlik adına çok çaba sarf ediyor.
Bir yandan da satışa sundukları hediyelik ürünlerle girişimci kadınlara destek sunuyorlar.
"Bravo kızlar!" diyerek sizleri keyifli sohbetimizle baş başa bırakıyorum...
- Farklı bir girişimcilik hikâyesine sahip Blum Coffee House. Mekânın felsefesinden ve sektörde ilerlemesini sağlayan motivasyonundan bahseder misiniz biraz?
Hande Cergel: Sektördeki motivasyonumuz; farklı ve sıra dışı atmosferinde konforlu bir şekilde kahvenizi yudumlayacağınız, salıncaklı köşesinde çocukluğunuza döneceğiniz bir mekân tasarlamaktı.
Misyonumuz ise kahve severlerin bir araya gelerek nitelikli kahvenin tadını çıkaracağı, kendilerini evlerinde hissedeceği sıcak ve huzurlu bir ortam yaratma fikri üzerinden şekillendi.
Kahveye olan tutkumuz ve misafirlerimizin mutluluğu en büyük itici gücümüz.
- Markanın kuruluş hikâyesini de anlatır mısınız? Sizin hakkınızda da bilgi alalım lütfen...
Müge Cergel: Nitelikli kahvelerle doğal, katkısız ve organik lezzetleri bir arada sunan, yaratıcı tasarımı, gurme lezzetleri ve farklı felsefesi ile kendine özgü bir mekân olan Blum Coffee House, Akaretler'de 2016 yılının aralık ayında açıldı.
Ben Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olduktan sonra iş dünyasına beyaz yakalı olarak başladım. Özel bir bankada müfettiş olarak başladığım bankacılık kariyerimi 12 sene boyunca sürdürdüm.
Kariyerime aynı bankanın yurt dışındaki bir şubesinde ülke müdürlüğü görevi ile bir nokta koymaya karar verdim ve istifa ettim.
Kardeşim Hande de Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden mezun olduktan sonra sigorta ve danışmanlık firmalarında uzun yıllar çalıştı.
İki kardeş olarak kendi işimizi kurmayı uzun zamandır hayal ediyorduk. Farklı sektörlerde uzun seneler çalıştıktan sonra kurumsal hayata nokta koyup birlikte iş kurmak için kolları sıvadık.
Avrupa Nitelikli Kahve Birliği'nin düzenlediği demleme, barista, tat analizi vb. eğitimleri başarıyla tamamlayarak sertifikalarımızı aldık ve Blum Coffee House'u açtık.
"Sağlıklı ürünler yaparken damak tadından ödün vermiyoruz"
- Blum Coffee House'un isminin anlamı nedir?
HC: Kahve demlerken; su ile kahvenin ilk teması sırasında kahve çiçeklenir. Bu sürece "blooming" denir.
Suyun üzerinde baloncukların oluştuğu bu aşama, kahvenin aromasının ortaya çıktığı, demlemedeki en önemli süreçlerden biridir. Biz de bundan yola çıkarak mekânımızın ismini 'Blum Coffee House' olarak belirledik.
- Peki, Blum Coffee House'u sektördeki muadillerinden ayıran en önemli özellik nedir?
MC: "Blum your day" (Gününüzü çiçeklendirin) sloganımızla fair-trade ve nitelikli kahve çekirdeklerinden yaptığımız kahveyi en yüksek standartlarda üçüncü nesil yöntemlerle sunmaktayız.
Espresso bazlı içeceklerden yeni nesil demleme yöntemlerine ve Blum imzalı spesiyallere kadar geniş bir kahve menüsünün yanı sıra nitelikli çaylar, su kefiri, kombucha, smoothie/milkshake gibi ürünleri içeren geniş bir içecek menümüz var.
Espresso bazlı içecekler için single origin kahve çekirdekleri, sütlü içecekler için ise Blum'a özel bir blend kullanıyoruz.
Gerek demleme, gerekse espresso içecekler için organik kahve çekirdekleri alternatifleri de sunuyoruz.
HC: Ürünlerimizle göze, damağa ve ruha hitap ederken, kahveden ötesini bekleyenlerin favorisi olma hedefiyle yola çıktık.
Sağlıklı ürünler yaparken damak tadından ve ev yapımı ürünlerin doğallığından asla ödün vermemek, sağlıklı atıştırmalıkların hakkını vermek, sunduğumuz her içeceğe ve yiyeceğe yuva samimiyetini katmak önceliklerimiz arasında oldu.
"Kendi meyve sebzemizi yetiştireceğiz"
- Geçmişte beyaz yakalı olduğunuzu söylediniz. Sizi bu hikâyeyi yaratmaya yönelten sebep neydi?
MC: Kahve, üniversite yıllarımızdan beri çok sevdiğimiz, hayatımızın rutin akışı içerisinde derin bir yeri olan, vazgeçemediğimiz bir içecek.
Bu nadide ürünü yaratıcılığımızı ortaya koyarak farklı şekillerde deneyimleme ve bu damak şölenini misafirlerimizle paylaşma isteği itici gücümüz oldu.
Kahve tutkumuzu işe çevirirken, gerek tasarım ve mekân konsepti, gerekse ürün açısından farklı bir şeyler sunarak yaratıcılığımızı ön plana çıkarmayı gaye edindik.
Ürünlerimizin birkaçı dışında hepsinin reçetesi bize ait, kendimiz geliştiriyoruz. Nasıl bir ürün yapmak istediğimizden yola çıkarak ekip olarak bir araya geliyoruz.
Örneğin elmalı bir kek yapacaksak, ortak kararlarla kullanacağımız malzemelere göre bir reçete oluşturuyoruz.
Bunu deneyip sonuçlarına göre üzerinde revizeler yapıyor, sürekli deniyor, istediğimiz lezzete ulaşana dek bu sürece devam ediyoruz.
- Sağlıklı ve katkısız gıdalar konusunda farkındalık yaratmak istiyorsunuz. Sürdürülebilirlik vizyonunuzu anlatır mısınız biraz da?
HC: Gıdaya erişim, iklim krizi, karbon ayak izi gibi çevresel konular sürdürülebilirlik adına çok yakından takip ettiğimiz ve kendi ölçümüzde önüne geçmek adına gerek bireysel gerekse kurumsal olarak çaba sarf ettiğimiz bir gündem.
Yaratıcı, yenilikçi, sağlıklı yaşam odaklı, evrensel standartlardaki hizmet yaklaşımıyla üçüncü dalga kahve sektöründe organik, yüzde 100 doğal, taze ve lezzetli yiyecek ve içecekleri sunarak yeni bir trend yaratmak ve en kaliteli kahveleri en yeni demleme yöntemleriyle müşterilerimize sunmayı hedefleyerek yola çıktık.
Müşterilerimize beslenme açısından zengin gıdalar sunarak, hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha sağlıklı bir toplumun yaratılmasına katkıda bulunmak istiyoruz.
MC: Sunduğumuz gıdaların sağlıklı ve doğal olması kadar sürdürülebilir kaynaklardan tedarik edilmesi de önemli. Hem sürdürülebilirlik hem de lezzet açısından sebze ve meyveleri mevsiminde kullanmayı tercih ediyor, direkt çiftliklerden ve üreticilerden satın alıyor, tarladan sofraya bir tüketimi hedefliyoruz.
Kuka Çiftlik, Rani Çiftliği, Kapra Çiftliği gibi ülkemizin nadide çiftlikleri ile çalışıyor, unumuzu Kaz Dağları'ndan direkt değirmenden alıyoruz.
Mutfağımızda yerel ürünler ve şu an çok sınırlı olsa da kendi bahçemizden ürünleri kullanarak karbon salınımını azaltmak ve yereli teşvik etmek bizim için çok önemli.
Bunu bir adım ileriye taşıyarak, İstanbul yakınında bir tarlada Blum'un kendi meyve ve sebzesini yetiştirmek, yakın zamanda hayata geçirmek istediğimiz hayallerimizden biri.
"Her adımda sürdürülebilirlik"
- Mutfağınızda israfı önlemek adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
HC: Haftalık ve günlük satın alma planları yaparak ürünlerde bozulma oluşmasının önüne geçiyoruz. Ürünleri cam ve kilitli kaplarda saklayarak gıdaların tazeliğini korumasını sağlıyoruz.
Mutfağımızda ürünleri gruplarına göre organize ederek kontrolünü sağlamak, su kullanımını en az indirmek için bulaşık makinesi kullanmak gibi prensiplere de dikkat ediyoruz.
MC: İşletmemizin mutfağı dışında da her adımımızda sürdürebilirlik prensiplerini uygulamaya gayret ediyoruz. Blum Coffee House olarak sürdürülebilirlik için Greenpeace'in içinde bulunduğu Plastiksiz Denizler Hareketi'ne destek veren "Plastik Çatal Bıçaksız" ve "Plastik Pipetsiz" mekânlar arasında yer alıyoruz.
Bu kapsamda Blum Coffee House'da plastik pipet yerine buğday sapı ve plastik çatal bıçak yerine de huş ağacından yapılan kaşık, çatal ve bıçak tercih ediyoruz.
Bunun yanı sıra, kraft pasta kutuları, kahve poşetleri ve kese kâğıtları kullanıyoruz.
Yine sürdürülebilir bir yaşam hareketi olan tek kullanımlık bardak yerine termosta kahve alanlara indirimi teşvik eden "Kahvem Termosta" uygulamasını destekleyen işletmelerden biriyiz.
"Sağlıklı ve katkısız gıdalar sunmak bizim için önemli"
- Menüde yer alan lezzetlerden hangileri öne çıkıyor? İmza reçeteleriniz ya da sadece size ait tarifleriniz neler?
HC: Misafirlerimizin iyi kahve içmeleri kadar sağlıklı ve katkısız gıdalar tüketmeleri de bizim için önemli. Yeni ürünler geliştirirken buna çok dikkat ediyoruz.
Blum'un ilk günden bu yana menüsünün en sevilenlerinden, patent süreci devam eden ve yalnız Blum'da tadabileceğiniz imza içeceklerimizden biri; "Blum keçiboynuzlu latte".
Herhangi bir katkı maddesi ya da rafine şeker içermeyen yöresel bir keçiboynuzu pekmezi ile hazırladığımız bu içecek, kahveyi tatlı tüketmek ama şekerin zararlarından uzak durmak isteyen kahve severlerin yüzünü güldürüyor.
Cappucino ile Antep fıstığının tutkulu buluşmasından doğan "Pistacchino-antep fıstıklı capuccino" da Blum Coffee House'un spesiyalitesi.
Rafine şekersiz Antep fıstığı kreması ve Antep fıstığı parçacıklarıyla herhangi bir katkı maddesi olmadan özenle hazırlanıyor.
Türüne göre dünyanın en iyi kahve çekirdeklerini yetiştiren Guatemala, Etiyopya, El Salvador, Küba, Honduras, Meksika ve Kolombiya başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde yetişen kahveleri tek çatı altında konuklarımızın beğenisine sunuyoruz.
Blum'da sunduğumuz çaylar da dünyanın nadide çiftliklerinden gelen nitelikli çaylardan oluşuyor. Tie guan yin-green tea, jasmine green tea, white tea, rooibos tea ve özel karışım çaylar, Blum'daki nitelikli çaylardan yalnızca birkaçı.
MC: İlk günden bu yana sunduğumuz rafine şekersiz ve glütensiz lezzetler ile sağlıklı beslenenleri mutlu etmeyi amaçladık.
Rafine şeker ve un içermeyen badem unuyla yaparak hurmayla tatlandırdığımız yaban mersinli 'Blummy Cake' ile tahin soslu elmalı fındıklı kek 'Nutting Hill' de en sevilen ürünlerimiz arasında yer alıyor.
Yine glütensiz beslenenlerin gözdesi olan çilekli, Antep fıstıklı mereng roll en hafif lezzetlerimizden biri olarak öne çıkıyor.
Yalnızca sebzelerden yaptığımız mevsim sebzeli glütensiz kiş, hafif bir öğlen yemeği tercih edenlerin favorisi. Antep fıstığı kremalı Belçika çikolatalı namıdiğer 'Blummy brownie', tahin ve badem dolgulu Belçika çikolatalı hurma ile yöresel lezzetlerimizden Antep fıstığı ekleyerek yeniden yorumladığımız 'Antep fıstıklı Basque cheesecake'in de müdavimlerimizin beğenisi kazanmış olması bizi mutlu ediyor.
Blum'da kendi ürettiğimiz, lezzetli olduğu kadar sağlıklı ve mümkün olduğu ölçüde organik yiyecekleri sunuyoruz. Şekersiz, glütensiz ve vegan beslenenler için de alternatif ürünlerimiz var.
"Vegan menülerle çevreye saygı"
- Yeni reçeteleriniz ve yüzde 100 doğal içeriklerinizle daha bilinçli ve sürdürülebilir bir sektör için vegan tarifleri teşvik ediyorsunuz. En çok tercih edilen vegan ürünleriniz neler?
HC: Vegan menülerimizle sektörümüzde çevreye saygıyı maksimumda tutmayı amaçlıyoruz. Doğa dostu, sağlıklı ve sürdürülebilir tariflere imza atıyoruz.
Vegan misafirlerimize birçok alternatif ürün sunuyoruz. Gerek kahvaltı için gerekse gün içinde; lezzetli olduğu kadar doyuruculuğu ile de damaklara hitap eden vegan sandviçimiz oldukça seviliyor.
İçeriğinde avokado humus, mevsim yeşillikleri, domates, bahçemizden zeytin ve avokado dilimleri bulunuyor. Çikolata çeşitlerimizin tümü vegan içerikli.
Muzlu ve kakaolu Hindistan cevizli vegan kek, namıdiğer Vegan Cococake, freeze dried meyveler ile birlikte sunuluyor.
Glütensiz ve rafine şekersiz olarak kaju fıstığı ve çilekle hazırlanan çilekli raw cheesecake ise vegan misafirlerimizin bir başka gözdesi. Tüm katmanlarında çilek bulunan raw cheesecake adeta damaklarda bir çilek şöleni yaşatıyor.
Veganların olduğu kadar diğer misafirlerin de favorilerinden olan limonlu vegan kek, ıslak yapısı ve üzerini süsleyen ev yapımı limonlu Hindistan cevizi kreması ile bir pasta kıvamında sunuluyor.
Unsuz ve rafine şekersiz olarak hazırlanan tahin ve badem dolgulu, Belçika çikolatalı kaplı Süper Hurmalar ve Antep fıstıklı yüzde 70 kakaolu bitter çikolata, kahvenin yanında güzel birer eşlikçi olarak servis ediliyor.
Kurabiye sever veganlar için yaptığımız fındıklı ve çikolata parçalı kurabiye hem glütensiz hem de rafine şekersiz üretildiği için sağlık çıtasını yukarılara taşıyor.
"Kadının gücünü öne çıkarıyoruz"
- Blum Coffee House el yapımı tasarım hediyeliklerinin geliri ile kadınlara da dokunuyor. Son olarak; kadınların iş yaşamında var olması için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
MC: Gurme lezzetlerimiz ve farklı felsefemizle girişimcilik hayali kuran kadınlara ilham verirken; kadınlarımızın el emeğiyle ürettiği çanta, şapka, sleeve (kahve tutacağı), bez bebek ve mum alternatiflerini içeren hediyelik eşya serisini kafemizde satışa sunarak onlara destek oluyoruz. Hediyeliklerimizle kadının gücünü öne çıkarıyoruz.
Kendi yolculuk hikâyesini yazan kadınların el yapımı tasarımlarını kullanıcılarla bir araya getiriyoruz.
Kadın üreticiler tarafından özel bir el işçiliğiyle örülerek tasarlanan bez bebekler farklı renk alternatifleri ve modelleriyle dikkat çekiyor.
Kız, erkek, hayvan figürleri ve melek gibi alternatifleriyle bez bebekler; ister kendiniz için isterseniz de sevdiklerinize anlamlı bir hediye olurken, desteğinizle güçlü kadınlara yol arkadaşı olma fırsatı veriyor.
Petrol bazlı olmayan doğal içerikli mum hediyeliklerimizle sürdürülebilir tasarım anlayışını benimseyen kadınların geleceğini kutluyoruz.
HC: Ayrıca, bu ay tasarımcı Elif Şimşek imzasıyla, organik ve pamuklu kumaş alternatifleriyle Blum marka tişört, sweatshirt, makyaj çantası, kol çantası gibi ürünleri içeren sağlıklı bir tekstil serisi de Blum raflarında yer alacak, bunun için çok heyecanlıyız.
Öte yandan Blum'da sosyal sorumluluk projesi kapsamında; "Her şeyin başı eğitim" düşüncesiyle ve eğitime katkı sağlamak amacıyla her ay ihtiyaç sahibi bir köy okuluna kitap gönderiyoruz.
İşletmemizde satışa sunduğumuz kendi tasarımımız olan kitap ayraçlarının tüm geliri de daha çok okula ulaşmak adına kitap bağışına ayrılıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish