Döviz kurunda yaşanan dalgalanma ve bu dalgalanma karşısında TL'nin hızla değer kayıp etmesi en çok tarım sektörünü etkiliyor.
Günümüz teknoloji koşullarında ağırlıklı olarak tarlalarda makinelerin kullanılması, haliyle akaryakıt ihtiyacını da beraberinde getiriyor.
Ancak bu yıl akaryakıta yapılan yüksen oranlı zamlar çiftçiyi tarlada çaresiz bıraktı.
Tarım makineleri kontak kapatırken tarladaki iş, makine gücünden insan gücüne yüklendi.
Makine masraflarının maliyeti çıkaramadığını belirten tarla sahipleri, buna göre beden gücünün çok daha ucuza mal olduğunu belirtiyor.
Sabahın ilk şafağında evinden çıkıp gün boyunca çalışan bir insanın günlük maliyeti 4 litre mazota fiyatına tekabül ettiği ifade ediliyor.
Ekonomik zorlukların, beraberinde işsizliği de getirdiğini söyleyen tarla işçileri de yaşadıkları durumda şikâyetçi.
Bazıları çaresizlikten bu şartlarda çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Bazıları da aldıkları paranın günlük geçimlerini bile yetmediğini ifade ederek, "Çocuklarımızın istediklerini alamadığımız için onların yüzüne bakmaya utanıyoruz" dedi.
"Fakir daha da fakirleşiyor, zengin ise zenginleşiyor"
Türkiye'nin ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu ve bunun somut göstergesinin ise tarıma uygulanan politikalardan kaynaklandığına dikkat çeken Tekin Hezer, "Kendim Tarım Kredi Kooperatifi'ne başvurdum. Kesinlikle bize hiçbir imkân tanınmıyor. Görmüş olduğunuz araziyi elle biçiyoruz. Makine olsa makineyle biçeriz. Maalesef imkânlar bize tanınmıyor. Bu süreçte fakir daha da fakirleşirken zengin yine zenginleşiyor" diye konuştu.
"Günlük 4 litre mazot parasına çalışıyoruz"
Günlük aldığı yevmiyenin 4 litre mazot fiyatıyla eşdeğer olduğunu dile getiren Cemal Çelebi de işsizlik nedeniyle bu rakamı kabul etmek zorunda kaldıklarını anlattı.
Çelebi, insanca yaşamanın artık mümkün olmadığını ifade ederek, "ortaçağda olan kölelik dönemine geri döndüklerini" söyledi:
Aldığım yevmiye ile nasıl geçimimi sağlayacağım? Üniversite okumuş fakat atamamış bir oğlum var, onun ihtiyaçlarına mı cevap olayım, ya da ailemin ihtiyaçlarına mı? Sabah 6'da akşam altıya kadar tırpan sallıyorum. Kazandığım parayla bir iki karpuz ancak alırım. Halimiz gerçekten zor. Allah yardım etsin.
"Atatürk ve İsmet İnönü dönemine geri döndük"
Tarımla birlikte hayvancılığında bittiğini ifade eden Bilal İştay, el attıkları her işin bittiğini belirtti.
İştay, daha önce inşaatlarda çalıştığını ancak tükenen emek bedeliyle birlikte burada günlük kazandıkları yevmiyenin ancak günlük yemeklerine yettiğini ifade etti.
Son çareyi tarlada çalışmakta bulduğunu dile getiren İştay, Türkiye'nin "Kurtuluş Savaşı'nda çıktığı döneme döndüklerini" söyledi:
Yemin tonajını alıyorsun 7 bin liraya, koyunu satıyorsun 2 bin TL'ye. Bir litre mazot olmuş 30 TL. Eskiden merkezden buraya bir araba naklite ücreti 200 TL'ydi. Şimdi 2 bin liraya kimse gelmiyor. Geçen yıl biçme makineleri 60-70 TL'ye çalışıyordu. Şimdi saatine 200 TL isteniliyor. Bu yüzden herkes beden gücüne döndü. Artık öküzlerle tarla sürüyoruz. Şu anki iktidar diyor ya 'Biz ekonomiyi uçuruyoruz';öyle bir şey yok. Biz Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün zamanına geri döndük. 21'inci yüzyıl teknolojisinde tarlalar tırpanla biçilip öküzle sürülüyorsa, bu ekonominin içler acısı halinin açıklamasıdır.
"Çocuklarımın yüzüne bakmaya utanıyorum"
Daha önce nakliye taşımacılığını yapan Mahacır Tunç, artan vergi maliyeti ve akaryakıttaki zamlar nedeniyle maliyeti çıkaramadığı için aracını sattığını anlattı.
Yaşanan zamların altında dayanacak gücünün kalmadığını belirten Tunç, son olarak şu ifadeleri kullandı:
İnanın dayanacak gücümüz kalmadı artık. 20 yıl nakliyecilik yaptım, son yapılan zamlar nedeniyle mesleğimi bırakmak zorunda kaldım. Şimdi tarlada çalışıyorum. 100-200 TL ile evime ne götürebilirim ki? İnanın bana akşam eve gidince çocuklarımın yüzüne bakmaya utanıyorum.
© The Independentturkish