Türkiye'de gerçekleştirilen merkezi sınavlar, hayati önem arz ediyor.
Çünkü her yıl milyonlarca insan bu sınavlara katılıyor. Gençlerin hayat akışı bu sınavlarda aldıkları puanlarla belirleniyor.
Ancak son yıllarda Yükseköğretim Kurumu'na bağlı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan sınavlara gölge düştü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Daha önce ÖSYM tarafından yapılan üniversite sınav sorularının Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından çalındığı ortaya çıkmıştı.
Benzer durumun, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soruları için de yaşandığı iddia ediliyor.
31 Temmuz Pazar günü yapılan sınavdaki soruların pek çoğunun bir yayınevinin test kitaplarında çıktığı iddialarının yol açtığı tartışma sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iddiaların araştırılması için Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) talimat verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da konu hakkında soruşturma başlattı.
Birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu da sınavın "şaibeli" olduğunu belirterek görevden alınan ÖSYM Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Yeni başkan sınavı iptal etti
Bunun üzerine ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün görevden alındı. Aygün'ün yerine Prof. Dr. Bayram Ali Aksoy atandı.
Prof. Dr. Bayram Ali Aksoy, göreve başladı ve yaptığı ilk icraat sınavı iptal etmek oldu.
Ancak tartışmalar bitmedi ve uzun bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.
Son olayda gözler tekrar FETÖ çevrildi. ÖSYM dahil devlet kurumlarının FETÖ'cülerden tam olarak temizlenip, temizlenmediği yine sorgulanmaya başladı.
Uzmanlar, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Sınavlar adaletin tecelli ettiği yerdir"
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMOD) Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, kamuoyuna bilgi paylaşılmadığı için kurumlardan FETÖ'cülerin tam olarak temizlenip temizlenmediği konusunda bir yorum yapamayacağını söyledi.
ÖSYM'nin yıllardır şaibeli iş yaptığını ve devletin tavrının da sıkıntılar yaşandığına işaret ettiğini kaydeden Akdur, "Sınav bir kantardır. Dünyanın tüm ülkelerinde sınav meselesi adaletin tecelli ettiği yerdir. Bu tür yerlerde şaibeler ortaya çıkıyorsa tuz kokmuş demektir. Tuz kokunca da büyük sıkıntılar olur" dedi.
Her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin bu konularda sürekli adalet sağlayabilen bir ülke konumunda olduğunu ifade eden Akdur, "Yeter ki dürüst ve liyakatli kadrolar atansın. Ayrıca bu kurumların ticaret ile bağlantısının olmaması lazım. Çünkü ticaret bağlantısı bu kurumlarda her zaman sızıntıya neden olur" diye konuştu.
"'Birileri belli bir gruba soru mu satalım' dedi"
Eski Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, konunun çok karmaşık olduğu görüşünde.
Bu seferki olayın FETÖ ile bir bağlantısının olmayabileceğine değinen Prof. Dr. Özcan, "Adı geçen yayınevinin 20 sorusunun kullandığı ifade ediliyor. Niye kullanıyor? Bir zaruret mi var? Bir bakan veya yüksek merciden biri ‘bu 20 soru çok önemlidir bunları soracak mısınız' dedi. Birileri ‘belli bir gruba soruları satalım mı' dedi. İnsanları töhmet altında bırakmak istemiyorum ama meselenin pek çok bilinmeyeni var. Bir şeyler olduğu gerçek ama nasıl olduğu bilinmiyor" yorumunda bulundu.
"Başkanın ‘bu çetrefilli bir iş' demesi beni ürküttü"
Merkezi sınav sisteminin kaldırılarak yerine başka formüllerin denenmesi gerektiğini savunan Özcan, bunun ilk olmadığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
Çünkü bu çalınma ve sızdırma bir defaya mahsus bir şey değil. Daha önce de pek çok defa olmuş. Sadece bu dönemde değil, daha önce de birçok defa sorular çalındı. O kadar sofistike olmaya başladılar ki evvelden ÖSYM'den sorular çalınırdı, şimdi ise ÖSYM soru çalar duruma geldi. DDK bu konuda bilgi verirse ne olduğunu daha iyi anlayacağız. Başkanın ‘bu çetrefilli bir iş' demesi gerçekten beni ürküttü. Bence her dönemde böyle ufak faaliyetler oluyor ama yakalanmadıkları için bilmiyoruz. DDK bir an önce konu hakkında kamuoyuna aydınlatmalıdır.
"Özel sektör ile bu iş yapılmamalı"
Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) ve Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) Genel Başkanı Antropolog Dr. Vahdet Özkoçak ise özellikle eğitim ve yükseköğretim de FETÖ'nün tam temizlenmediği görüşünde.
Yaklaşık 2 aydır sosyal medya dahil birçok platformda, akademisyen ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle ÖSYM, yükseköğretim ve üniversiteler başta olmak üzere eğitim kurumlarında FETÖ'cülere yönelik tam anlamıyla bir temizlik yapılmadığını tartıştıklarını aktaran Dr. Özkoçak, "Aman dikkat! Eli kalem tutan, eli silah tutandan daha tehlikelidir. 2023 seçimleri öncesi gladyonun gençlerimizi provoke edecek adımlar atabilir' uyarısında bulunuyorduk ki KPSS sorularının sızdırılması olayıyla karşı karşıya kaldık" ifadelerini kullandı.
ÖSYM Başkanı'nın görevden alınması ve yerine başka ismin atanmasının bir şey değiştirmeyeceğini, önemli olan kurumdaki amir ve memurların değişmesi olduğunun altını çizen Özkoçak, "Kurum içerisinde köklü bir değişiklik yapmazsanız, sadece baştakileri değiştirerek alttakilerin oynadığı oyunlara son veremezsiniz. Sınavlarda mutlaka havuz sistemi konulmalı ve tekrar ÖSYM kampları yapılmalı. Eskiden kamplar çok daha fazla ve katı bir şekilde yapılırdı. Kamplardan bir çöp bile dışarı çıkmıyordu. Matbaasından soru hazırlanmasına kadar tamamı özel sektörden alınmalı, çalışmalar minimize edilmeli" çağrısında bulundu.
"Her şeyden önce içeride temizlik yapılmalı"
Olayın FETÖ ve gladyo tarafından 2023 seçimleri öncesi devlete küskünler ordusu oluşturmak için atılmış bir adım olarak gördüğünün altını çizen Dr. Vahdet Özkoçak, "Bu iş sadece başkanın değişmesiyle olmuyor, gerekli önlem ve tedbirler de alınmalıdır. Çünkü aileleriyle beraber ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlarda etkilenenlerin oranı 30 milyondan fazla. Bu kadar vatandaşı etkileyen ÖSYM hala özel sektör ile çalışıyor. Hayır, Türkiye gibi bir coğrafyada özel sektör ile bu iş yapılmamalı" dedi ve sözleri şöyle tamamladı:
Konu çok önemli ve hassas bir mesele. Her şey devletin kontrol ve gözetiminde olmalı. Dediğim gibi başkanın değişmesiyle bu işler düzelmez, gençlerimizin emeklerini emanet ettiği bu sınavlar için zihinsel dönüşüm şart. Bunu başaracak güçteyiz. Bu saatten sonra köklü bir düzenleme yapılmalı ve Sayın Cumhurbaşkanı'mıza çağrıda bulunuyorum; eli silah tutan kadar eli kalem tutan da tehlikelidir. Soruların sızdırılmasıyla ilgili DDK raporu çok önemlidir. Her şeyden önce içeride temizlik yapılsın. Bu milattır ve fitil ateşlendi. Bu saatten sonra yükseköğretim kurumlarındaki temizliğe hızlı bir şekilde başlanmalıdır. Bu temizlikte devletimizin yanındayız.
© The Independentturkish