James Webb Uzay Teleskobu'nun fotoğraflarından ne öğrendik?

"Teleskop düşündüğümüzden de iyi çalışıyor"

Webb'in görüntülediği Stephan Beşlisi, yaklaşık 290 milyon ışıkyılı uzakta (NASA)

NASA, 10 milyar dolarlık James Webb Uzay Teleskobu’nun kaydettiği ilk görüntüleri salı günü canlı yayımladı.

Beş görüntünün paylaşıldığı etkinlikte teleskobun derin uzayın sırlarını çözmedeki büyük potansiyeli vurgulandı.

Astronomi meraklıları fotoğrafları büyüleyici bulurken, bazıları da bunların bilim insanlarına çok önemli veriler sağladığını ifade etti.

İşte James Webb Uzay Teleskobu’nun ilk görüntülerinden öğrendiklerimiz…

Teleskop çok iyi çalışıyor

NASA araştırmacılarına göre ilk veriler her şeyden önce cihazın çok iyi çalıştığını gösteriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hubble Uzay Teleskobu ilk başta bulanık görüntüleri geri göndermişti. Bu da gelişmiş bilimsel araçların bazen amaçlandığı gibi çalışmadığı anlamına geliyordu. Astronotlar onarım için Hubble'a birden fazla kez yolculuk yapmıştı.

Ancak Webb, şimdiye dek herhangi bir insanın uzayda ilerlediği mesafeden çok daha uzakta yer alıyor. Yani bu tür onarımlar mümkün değil.

Teleskop ekibinden Jane Rigby, salı günkü basın toplantısında "'Aman Tanrım, işe yarıyor' gibi çok duygusal tepkiler aldım" dedi:

Düşündüğümüzden de iyi çalışıyor.

Evrenin geçmişini hiç görmediğimiz kadar ayrıntılı göreceğiz

NASA’nın basın toplantısından bir gün önce ABD Başkanı Joe Biden, Webb’in ilk görüntüsünü kamuoyuyla bizzat paylaştı.

NASA yetkilileri ve gökbilimciler bu görüntüyü kozmosun şimdiye kadar çekilmiş en derin fotoğraflarından biri diye niteliyor.

Fotoğrafta SMACS 0723 adlı uzak bir yıldız kümesi görülüyor. Bu galaksilerden gelen ışık, 13 milyar ışık yılından daha uzun bir yol kat etti. Yani aslında bu fotoğrafa bakanlar, evrenin 13 milyar yıl önceki halini görüyor.
 

13webb-explainer-smacs-superJumbo.jpg
(NASA)


Gökbilimciler, en uzak, en eski yıldızların bugün gördüğümüz yıldızlardan farklı olabileceği teorisini ortaya koyuyor. Buna göre ilk yıldızlar, Büyük Patlama'dan arta kalan saf hidrojen ve helyumdan oluşuyordu ve Güneş’ten çok daha büyük kütlelere ulaşıyordu. Daha sonra hızla ve şiddetle çökerek, şimdi çoğu galaksinin merkezini dolduran süper kütleli kara deliklere dönüşüyordu.

Webb verileri işte bu teorinin sınanmasını sağlayabilir.

Uzak gezegenlerin atmosferlerini inceleyebiliyoruz

Öte yandan, Webb verileri sadece fotoğraflardan ibaret değildi. Webb aynı zamanda Jüpiter boyutundaki ötegezegen WASP-96b'nin atmosferinde su buharı da keşfetti.

Yaklaşık 1150 ışıkyılı uzaktaki gezegen daha önce Hubble’la da incelenmişti. Ancak Webb teleskobu, gezegenin atmosferindeki su buharı, pus ve daha önce görülmemiş bazı bulutların kanıtlarını toplamayı başardı.

Gaz devi WASP-96b'nin koşulları yaşama ev sahipliği yapmasına pek uygun değil. Ancak bu keşif, aynı tekniklerle başka yıldızların yörüngesinde dönen daha küçük, kayalık gezegenlerin yaşanabilir olup olmadığını ortaya çıkarabilir.
 

FXfPU3SXkAErTwt.jpg
Görüntüde WASP-96b'nin spektrum verileri yer alıyor (NASA)


Bu ötegezegenlerin nispeten küçük olması, şimdiye kadar onları incelemeyi son derece zorlaştırdı. Webb ise gökbilimcilerin bu gezegenlere daha yakından bakmalarını sağlayacak.

Arizona Üniversitesi'nden gökbilimci Megan Mansfield’a göre Webb, "ötegezegenlerin atmosferleri üzerine yapılacak çalışmaların da hesaba katılmasıyla tasarlanan ilk büyük uzay teleskobu".

Halihazırda, yaşanabilir bölgesinde birden fazla gezegeni barından Trappist-1 yıldızı, Webb teleskobu için bir hedef. Teleskop ekibinden Knicole Colón, "Hikayeyi ortaya çıkarmak için sadece zaman gerek" diyor.

Beklenmedik özellikler keşfedeğiz

Veriler arasındaki en çarpıcı görüntülerden biri Samanyolu'ndaki en parlak ve patlayıcı yıldızlardan bazılarına ev sahipliği yapan Karina Bulutsusu’nun fotoğrafıydı.

Bulutsu veya diğer adıyla nebula, geniş alanlara yayılmış kozmik toz, hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlardan oluşan bulutsu yapılara deniyor. Nebulalar yıldızların ölüm ve doğum yeri olarak hizmet ediyor. Burada patlayan yıldızların savurduğu malzemeler başka yıldızlara hayat veriyor.

Webb, iki süreci de derinlemesine anlamak istiyor.
 

FXfPCARXwAMgY03.jpg
Karina, gökyüzündeki en büyük ve en parlak bulutsulardan biri (NASA)


Teleskobun kızılötesi kameralarıyla görüntülenen Karina Nebulası, gökbilimcilerin daha önce hiç görmediği yüzlerce yıldızla bezenmiş bir uçuruma benziyor.

Görüntü aynı zamanda bilim insanlarının açıklayamadığı yapıları da içeriyor. Bunlar arasında tuhaf, kıvrımlı bir şekil de yer alıyor.

Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'nden gökbilimci Amaya Moro-Martin, "Her zaman olduğu gibi, beklenmeyene yer var" dedi:

Bunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.

Güney Halka Nebulası

Yaklaşık 2 bin ışıkyılı uzaklıktaki Güney Halka Nebulası da görüntüler arasında yer alan bir diğer bulutsuydu. NASA bu yapıdan iki eşsiz fotoğraf paylaştı. İlki Webb’in yakın kızılötesi kamerasıyla, diğeri ise orta kızılötesi kamerasıyla çekilmişti.
 

FXfMPFDX0AALEQe.jpg
Soldaki görüntü yakın kızılötesi kamerayla, sağdaki ise orta kızılötesi kamerayla çekildi (NASA)


Görüntülerde nebulanın iç kısmında birbiri etrafında yörüngelenen iki yıldız göze çarptı.

Stephan Beşlisi

Stephan Beşlisi, aslında 4'lü bir oluşumun 5 galaksi olarak göründüğü, keşfedilen ilk yoğun galaksi grubu. Yaklaşık 290 milyon ışıkyılı uzakta yer alıyor.

Daha önce Hubble tarafından da görüntülenmişti ama yeni görüntü bilim insanlarına eşsiz ayrıntılar sağlıyor.

 

Independent Türkçe, New York Times

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU