5 soruyla Pakistan'daki hükümet krizi

Güvensizlik oylaması nereden çıktı? Şimdi ne olacak? Ordu hâlâ etkili mi? İmran Han, ABD'yi neyle suçluyor? Dünya siyaseti nasıl etkilenecek?

İmran Han’ın güvensizlik oylamasını kaybetmesine kesin gözüyle bakılıyordu (AP)

220 milyonu aşkın nüfusuyla Güney Asya'da önemli bir yeri olan Pakistan, dün sıcak gelişmelere tanıklık etti. Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Rusya ve Çin'le yakınlaşan Başbakan İmran Han'ın çağrısının ardından meclisi feshetti. Ordunun etkisini sürdürdüğü ülkede darbe söylentileri arttı. 

Yüksek Mahkeme, muhalefet partilerinin başvurusu üzerine, Han'a yönelik güvensizlik oylamasının Meclis Başkanlığınca reddedilmesini bugün ele alsa da sonuç çıkmadı.

Ülke tarihindeki hiçbir başbakanın 5 yıllık görev süresini dolduramadığı Pakistan'daki mevcut durumu 5 soruyla açıkladık.

Güvensizlik oylaması nereden çıktı?

Eski milli kriketçi İmran Han'ın partisi Pakistan Adalet Hareketi (PTI) 2018 yazında yapılan seçimler sonucunda 342 kişilik parlamentodaki 149 sandalyeyi ele geçirdi. Meclisteki Birleşik Halk Hareketi (MQM) ve Avami Ulusal Partisi (ANP) gibi bazı partilerin yanı sıra bağımsız adaylar da destek verince meclisteki oylamada 176 oy alarak Pakistan'ın 22. başbakanı seçildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yolsuzluk ve kayırmacılığı bitirme vaadiyle seçilen Han enflasyonun yükselmesi, döviz rezervlerindeki azalma, rupinin değer kaybetmesi, ülkenin borcu ve hayat pahalılığı yüzünden kendisine verilen desteği sürdürmekte zorlandı.

Bazı analizciler, Han'ın ülke siyasetinde önemli bir rolü olan ordunun desteğini de yitirdiğini söylüyor. 

Bütün bunlar, hükümetin ittifak kurduğu partilerin güvensizlik oylamasında muhaliflerin yanında yer alacağını açıklamasına neden oldu. Han’ın partisinden de onu aşkın kişi muhalefete geçti.

Meclis üstünlüğünün muhalefet bloğuna geçmesiyle Han'a karşı güvensizlik oylaması önergesi, 28 Mart'ta ülkenin parlamentosunda 161 "evet" oyuyla kabul edildi.

Cumartesi günü 69 yaşındaki Han, dış basına güvensizlik oylamasının sonuçlarını tanımayacağı yönünde açıklamalar yaptı:

Beni görevden alma girişimi, ABD'nin iç politikamıza açık müdahalesidir.

Pazar günü yerel saatle 12.00'de parlamentoda başlayan oturumda, Pakistan Bilgi ve Yayıncılık Bakanı Çaudri Favad Hüseyin, Meclis Başkan Yardımcısı Kasım Suri'yi güvensizlik oylamasının Anayasa'ya uygun olup olmadığı konusunda karar vermeye çağırdı. Suri de Anayasa'nın 5. maddesine aykırı olduğunu öne sürerek oylamayı reddetti.

Anayasa'nın ilgili maddesinde şu ifadeler yer alıyor: 

Devlete bağlılık her yurttaşın temel görevidir. Anayasa'ya ve yasalara itaat, nerede olursa olsun her vatandaşın ve Pakistan'daki diğer herkesin yükümlülüğüdür.

Daha sonra da Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Başbakan İmran Han'ın çağrısının ardından meclisi feshetti.

Pakistan'da Anayasa'nın 58. maddesine göre, cumhurbaşkanı, başbakanın tavsiyesiyle meclisi feshedebiliyor. 1977'de Zülfikar Ali Butto, 1993'te Navaz Şerif'in tavsiyesiyle dönemin cumhurbaşkanları meclisi feshetmişti.

Navaz Şerif destekçisi
Muhalif bir milletvekilinin taşıdığı fotoğraftaki Navaz Şerif ve ailesi, Pakistan'daki muhaleti önemli ölçüde yönlendiriyor (AFP) 


Şimdi ne olacak?

Parlamentonun feshedilmesinin ardından Başbakan İmran Han'ın görevi resmen sona erdi. 

Anayasa'ya göre meclisin feshedilmesinin ardından 90 günde seçime gidilecek. Seçim öncesinde ülkeyi muhalefet partilerinin de katkısıyla oluşturulacak geçici hükümet yönetecek. Han ise geçici hükümet, geçici bir başbakan atayıncaya kadar görevine devam edecek. Han'ın görevini en az 15 gün daha sürdürmesi bekleniyor.

Muhalefetse Anayasa'ya göre güvensizlik oylamasıyla karşı karşıya kalan bir başbakanın meclisin feshini talep edemeyeceğini belirterek hukuksuzluk vurgusunda bulunuyor.

Muhalif liderler bugün bir araya gelerek 3 Nisan'ı "Pakistan tarihinin en karanlık günü" olarak niteledi. Şahbaz Şerif, meclisin feshi için "sivil sıkıyönetim" derken Han yönetiminin "faşist ve totaliter" olduğunu öne sürdü

reuters-muhalefet.JPG

Han’ın karşıtları, onun göreve gelmesiyle sonuçlanan seçimlerin şaibeli olduğunu söylüyor (Reuters)


Muhalefet, Meclis Başkan Yardımcısı Suri'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini ve muhalefet bloğunun avukatlarının güvensizlik oylamasının gerçekleştirilmesi için Yüksek Mahkeme'ye gittiğini belirtti.

Associated Press'e konuşan Anayasa Hukukçusu Ali Zafar, mahkemenin önce bu konuda karar vermeye hakkı olup olmadığını görüşeceğini söyledi. Han'ın partisi de meclis başkanlığının kararlarının mahkemelerde sorgulanamayacağını ifade ediyor. 

Eğer Yüksek Mahkeme, Suri'nin yetkisini aştığına karar verirse meclisin tekrar toplanıp güvensizlik oylamasını gerçekleştirmesi ya da seçime gidilmesi bekleniyor. Han'ın Anayasa'ya aykırı davrandığı tespit edilirse seçimlerde tekrar yarışması engellenebilir. 

Han da muhalefetin seçimlerden korktuğunu ifade ederek sandık çağrısında bulunuyor. 

5621239016296649.jpg
Han'ın destekçileri pazar günü meclisin önünde toplandı (AFP)


Bugün Yüksek Mahkeme bu itirazı ele aldı. Muhalefetin savlarını üç saat boyunca dinleyen 5 kişilik mahkeme, duruşmanın ardından karar veremedi ve yarın tekrar toplanılacağını açıkladı. 

Ordu hâlâ etkili mi?

Ülkedeki aktivistler, görünürde bağımsız olan mahkemenin askerin ve siyasetin etkisi altında olduğunu belirtiyor. 

1947'de bağımsızlığını kazandıktan sonra 4 askeri darbenin gerçekleştiği Pakistan'da yönetim toplamda 30 yılı aşkın bir süre boyunca askerlerdeydi. 

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan bazı uzmanlar, ordunun bilgisi ya da desteği olmadan Han'ın pazar günkü hamleleri gerçekleştiremeyeceğini öne sürüyor. 

Pakistan Ordusu Sözcüsü Tümgeneral Babar İftikhar ise ordunun ülkede dün yaşanan siyasi gelişmelerle hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi.

Pakistan
Güvenlik güçleri olası şiddet olaylarına karşı teyakkuzda (AFP)


Han, ABD'yi neyle suçluyor?

Bu süreçte en dikkat çeken iddia, iktidarın ABD'yi doğrudan suçlaması oldu. Güvensizlik oylaması da, "hükümeti devirme girişiminin arkasında dış güçlerin olduğu" iddiasıyla reddedildi. 

Ary News televizyonu, Başbakan Han'ın partilileriyle yaptığı toplantıda, hükümeti devirmek için oluşturulan komplonun arkasında ABD Dışişleri Bakanı'nın Güney ve Orta Asya İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Donald Lu'nun olduğunu söylediğini aktardı. 

donald-Lu.jpg

Muhalefet, iktidarı tehdit ettiği öne sürülen Donald Lu'nun mektubunun 7 Mart tarihli olduğunu belirterek, bugüne kadar niye gündeme getirilmediğini sorguluyor (khabarhub)


Rusya ve Çin'e karşı ABD'yle birlikte hareket etmediği için kuyusunun kazıldığını bildiren Han, Washington'ın kendisini güvensizlik oylamasıyla başbakanlıktan düşürmeye çalıştığını iddia ediyor. Elinde "tehdit mektubu" gibi kanıtların olduğunu söylese de bunları henüz kamuoyuyla paylaşmış değil.

Washington ise bu iddiaları reddediyor. 

"Dış güçler" nasıl etkilenecek?

Nükleer güç Pakistan'ın komşuları İran, Afganistan, Çin ve Hindistan. İktidara geldiğinden bu yana ABD karşıtı söylemlerini artıran Han'ın hamleleri dünyayı da yakından ilgilendiriyor. Reuters haber ajansı, hangi ülkenin nasıl etkilenebileceğini derledi.

Afganistan: Pakistan'ın askeri istihbaratıyla Taliban arasındaki ilişkiler son yıllarda eskisi kadar kuvvetli görülmüyor. İki ülke arasındaki sınırda meydana gelen çatışmalarda pek çok askerini kaybeden Pakistan'la Taliban arasında gerginlikler de yaşandı. 

İslamabad yönetimi, Taliban'ın sınırdaki radikal örgütleri bastırmasını istiyor. Taliban yönetimi de bu konuda harekete geçmiş durumda. 

Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi (Center for a New American Security) isimli düşünce kuruluşundan Lisa Curtis, ABD'nin Taliban'la ilişkiler konusunda artık Pakistan'a ihtiyacı kalmadığını zira maddi yönden güçlü Katar'ın bu sorumluluğu üstlendiğini ifade etti.

Çin: Han, Çin'in ülkesine ve dünyaya yönelik olumlu etkilerini sürekli olarak vurguluyor. 

Pekin yönetimi, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) projesi aracılığıyla ülkeye 60 milyar dolardan fazla yatırım yapıyor.  

Diğer yandan bu proje, Han'ı şimdi iktidardan düşürmeye çalışan iki siyasi parti tarafından başlatıldı. 

Pakistan'da ana muhalefet partisi Pakistan Müslüman Ligi-Navaz'ın (PML-N) lideri Şahbaz Şerif'in, Pencap Eyalet Başbakanlığı sırasında Çin'le doğrudan yaptığı anlaşmalar da var. Yolsuzluk suçlamalarıyla 2017'de başbakanlıktan alınarak ömür boyu siyasetten mahrum edilen Navaz Şerif'in 70 yaşındaki kardeşi de Pekin yönetimiyle iyi anlaşabilecek biri olarak görülüyor. 

Han
Han'ın hamleleri, çevredeki ülkeler tarafından yakından takip ediliyor (AFP)


Hindistan: Bağımsızlıktan bu yana üç kere savaşan komşular arasındaki sınır gerginlikleri sürse de şu aralar 2021'den bu yana en sakin günlerin yaşandığı söylenebilir. 

Han, mevkidaşı Narendra Modi'nin Hindistan'da Müslümanlara saldırılmasına yönelik tutumunu sert bir şekilde eleştiriyor. İki ülke arasındaki diplomasinin yıllardır neredeyse sıfır noktasına gelmesinde, karşılıklı suçlamalar da rol oynadı. 

En büyük iktidar adaylarından Şerif ailesi, Hindistan'a yönelik barışçıl jestler yapmıştı. Han'ın gidişi, iki ülke arasındaki ilişkilere yeni bir soluk getirebilir.

ABD: 24 Şubat'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya saldırı emri vermesinden yalnızca saatler önce Moskova'ya giden Han, bu ziyaret yüzünden Washington'ın kendisini hedef aldığını söylüyor. 

Amerikalı Güney Asya uzmanları, Hindistan'la ya da kendi içinde büyük bir sorun yaşamadığı sürece, şu an Ukrayna kriziyle uğraşan Joe Biden yönetiminin Pakistan'daki sorunları önemsemeyeceğini ifade ediyor. 

Eski Başkan Donald Trump döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bölgesel danışmanı olarak görev yapan Lisa Curtis, bu ziyaretin ABD'yle ilişkiler açısından "felaket" olduğunu ve İslamabad'da yeni bir yönetimin ilişkileri bir nebze onarabileceğini ifade etti:

ABD'nin gerçekten önemsediği Afganistan, Hindistan ve nükleer silahlar gibi konularda ipler ordunun elinde olduğu için, Pakistan'ın iç siyasetiyle ilgili gelişmeler ABD için büyük ölçüde önemsiz.

 

Independent Türkçe, AA, AP, AFP, Reuters, CNN International, Geo.tv, NY Times

Derleyen: Eren Umurbilir

DAHA FAZLA HABER OKU