Ukrayna Savaşı ve Rus petrolü, ABD'yi Venezuela ile yakınlaştırıyor

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Luis Robayo/AFP

ABD, Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'nın petrol gelirine engel olmak için eski düşmanı Veneuzela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile temas kurdu.

Yani ABD, hem kendi ülkesinin petrol ihtiyacını karşılamak hem de Rusya'nın petrol gelirinden mahrum olmasını istiyor.

Joe Biden yönetimi, Rus petrolüne karşı ambargo uygulamak için çabalarken, geçtiğimiz hafta Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile görüşmek üzere başkent Caracas'a resmi yetkililer gönderdi.

İsviçreli diplomatların aracılığıyla gerçekleştirilen geziye, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Batı Yarımküre Kıdemli Direktörü Juan Gonzalez, rehine işlerinden sorumlu özel elçi Roger Carstens ve Venezuela Büyükelçisi Jimmy veStory katıldı. 

ABD ve Venezuela arasında 5 yıldan fazla bir süredir üst düzey görüşmeler yapılmadığı düşünüldüğünde, bu görüşme beklenmedik bir durum oldu.

Esasında Meksika'da geçtiğimiz yıl başlayan görüşmeler ve Norveç'in yürüttüğü farklı müzakere masaları vardı; ancak bu son görüşme doğrudan sağlanmış bir temas oldu.

Amerikalıların Maduro ile sağlamış olduğu bu temastan hemen sonra Maduro'nun ABD karşıtı konuşma tonu bile değişti.  

Venezuela, aralarında eski bir petrol yöneticisinin de bulunduğu iki Amerikalıyı, dört yıldan uzun bir süre sonra serbest bıraktı.

Ukrayna'daki savaşın ortasında Maduro hükümetinin aldığı bu karar; ABD ambargosunun kaldırılma ihtimali açısından önemli bir jest olarak algılandı.

Venezuela'da uzun süredir tutuklu bulunan iki Amerikalıdan ilki Venezuela milli gaz şirketi Citgo'nun yöneticisi Gustavo Cardenas, 2017'de bir iş gezisi sırasında tutuklandı.

Diğeri ise Küba asıllı Amerikalı Jorge Alberto Fernandez, geçen yıl yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandı.


Venezuela'nın petrol endüstrisi, ABD'nin Caracas'a yönelik ekonomik ve siyasi yaptırımları nedeniyle ülkenin petrol ticareti Rusya ile iç içe geçmiş durumda.

Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'nun hükümetiyle yapılan görüşmelerin sonucu henüz ortaya çıkmadı.
 

Matias Delacroix AP.jpg
Fotoğraf: Matias Delacroix/AP

 

Ancak Washington, son yıllarda Başkan Nicolas Maduro'nun zayıf demokrasi ve insan hakları sicili üzerine Venezuela'nın petrol sektörüne yaptırımlar uygulamıştı.

Ayrıca, ABD narko-terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı ve yolsuzlukla suçlanmasının ardından Maduro'nun başına 15 milyon dolar ödül koymuştu.

Başkan Maduro ise, ABD'yi sömürgecilik, zorbalık ve Venezüella'nın iç işlerine karışmaya çalışmakla suçluyordu.

Dolayısıyla Venezuela-ABD ilişkilerinde dünden bugüne bir iyileşme söz konusu değil; ancak bir irade beyanı olması ilişkilerin geleceği açısından olumlu bir sinyal veriyor.
 

pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

Venezuela, Rus petrolünü telafi edebilir mi? Zorluklar nelerdir?

Venezuela petrolünün uluslararası pazarlara ulaşmasını sağlayacak ve ABD-Venezuela ilişkilerin yumuşamasının önünde bazı engeller de söz konusu.

Bunlardan en önemlisi ve gözden kaçırılanı Venezuela petrol sahalarında Rusya'ya ait bir şirketin varlığıdır.

Venezuela devlet petrol devi PDVSA ile beş ortak girişimde yüzde 40 hisseye sahip Roszarubezhneft adlı şirket ve  ikisi birlikte günde yaklaşık 120 bin varil ham petrol; yani ülkenin mevcut üretiminin yüzde 15'ini karşılıyor. Ukrayna'nın Rus işgalinin ardından ham petrol fiyatları varil başına 100 doların üzerine çıktı.

Bu bağlamda Biden yönetimi, Rusya ham petrolünün yerini alacak yeni arzlar bulmak, Venezuela petrolüne oluşan ihtiyacı gidermek, yıllarca ambargo yaptırım ve suikastlar düzenlediği Nicolas Maduro ile görüşmek için Caracas'a resmi bir heyet gönderdi.

Dolayısıyla ABD'nin Maduro ile muhalefet arasında yapılacak görüşmelerin sonucuna bağlı olarak Venezuela üzerindeki ekonomik baskıyı gevşetmeye istekli olduğunu anlaşılıyor.  

Ancak Başkan Joe Biden'ın Venezuela'nın petrol ihracatını artırmasına izin vermeden önce demokratik yönetimi yeniden kurma yolunda ilerleme görmek istiyor.

Maduro'nun, bir zamanlar Venezuela petrolünün önemli bir ithalatçısı olan ABD'nin bu teklifine sıcak baktığı Amerikalı 2 esiri serbest bırakmasından anlaşılıyor.

Rus şirketleri, Venezuela'nın Rusya ve Çin'e yaklaşmasının ardından ülkedeki varlıklarını artırdı.

Yani Venezuela'nın müttefikleri olan Rusya ve Çin; askeri teçhizat ve petrol endüstrisine kredi ve yatırım sağlayarak Washington'un bıraktığı boşluğu doldurdu.
 

Seth Wenig  AP.jpg
Fotoraf: Seth Wenig/AP

 

Rusya'nın Venezuela'da yatırım yapan şirketleri, Rosneft, Gazprom PJSC ve Lukoil PJSC, ülkenin Karayip kıyısındaki petrol sahalarında ve ağır ham petrol tesisinde hisse sahibidir.

Rusya'nın en büyük petrol şirketi Rosneft, PDVSA'ya 7 milyar dolardan fazla kredi yatırımı yaptı ve beş kara girişiminde operasyon gerçekleştirdi.

Ancak PDVSA ile ortaklık yapmanın bir bedeli oldu. Rosneft'in ticaret şirketlerinden biri, 2020 yılında Maduro ve PDVSA ile bağlarını sürdürdüğü için ABD tarafından yaptırıma tabi tutulmuştu. Ekstra oluşan bu hasarı önlemek için Rosneft, tüm varlıklarını Roszarubezhneft'e sattı. 

Venezuela petrol endüstrisinin günde yaklaşık 800 bin varil olan üretimi, bir zamanlar 3 milyon varilin üzerindeydi. Üretimin artması, petrolünün sadece serbestçe ihraç edilmesinden geçmiyor; ayrıca üretim tesisinin yenilenmesi, parça ve ekipmanlarının modernize edilmesinden de geçiyor.

Dolayısıyla Venezula'nın, günlük 10 milyon varil petrol üretimi gerçekleştiren Rusya'nın açığını kapaması mümkün gözükmüyor.

Venezuela, Rusya ile güçlü bağları olan birkaç Latin Amerika ülkesinden biridir. Ancak Chevron gibi ABD'li petrol şirketlerinin bir kez daha Venezuela'ya dönmesi, uzmanlık ve teknik yardım alması için bir anlaşma olabilir.

Nitekim Chevron, Schlumberger ve diğer ABD şirketleri Venezuela'ya geri dönmekle ilgileniyorlar. Çünkü Venezuela dünyada keşfedilmiş en büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip.

Her ne kadar Venezuela, petrol üretim endüstrisi eski ve verimsiz bir teknolojiye sahip olsa da; en azından kağıt üzerinde rezervlerinde yeterli yakıta sahiptir.
 

EFE.jpg
Fotoğraf: EFE

 

Ancak pratikte, Venezuela'nın ABD taleplerini hızla karşılama kapasitesi mümkün değil. Çünkü ABD, Venezuela'nın ekonomisini ve enerji altyapısını neredeyse çökertti.

Mesela ABD, 2019 yılında sadece Rusya'dan günde 650 bin varil petrol ithal etti. Oysa Venezuela'nın kapasitesi 800 bin civarında.

Üstelik Venezuela'nın üretim kapasitesinden Çin, Hindistan, Karayipler ve Türkiye…vb. ülkeler de ihtiyaçlarını karşılıyor.

Dolayısıyla ABD'nin Venezuela piyasasını tamamen kapatması ve kendisine bağlaması realist ve kapitalist bakış açısıyla mümkün gözükmüyor.

ABD'nin yaptırımlarından önce Venezuela'nın devlete ait petrol şirketi PDVSA, günde 1 milyon varilin üzerinde üretim yapabiliyordu.

2021 yılında Venezuela ham petrol üretimi günde 600 bin ila 650 bin varile çıktı (2020'de 560 bin varildi) dolayısıyla iyileştirme marjları var.

Fakat Rusya'nın oluşturacağı küresel boşluğu karşılaması teknik açıdan mümkün değil. Ancak ABD, Venezuela'nın petrol kapasitesini geri kazandırmak için muhtemelen Venezuela'nın petrol endüstrisinin yeniden inşasına yardım etmek zorunda kalacaktır.
 

Putin Maduro AFP.jpg
Fotoğraf: AFP

 

Biden yönetimi artan petrol ve doğalgaz fiyatlarının dengelenmek için İran, Suudi Arabistan ve Venezuela ile işbirliğine gidebilir. Fakat bu hükümetler Batı'ya yaklaştırarak Rusya ve Çin'den uzaklaştırabilir.

En kötü ihtimalle Biden, hak ihlalleri ve şiddet uygulamakla suçlanan hükümetlere işbirliği yaptığı için kınama riskiyle karşı karşıya kalır.

Suudi Arabistan, küresel petrol ve doğal gaz arzını mütevazı ve fiyatları yüksek tutmak için Rusya ile birlikte hareket ederek son birkaç yılda ciddi karlar elde etti.

İran ve Venezuela'ya gelince, olumlu diplomatik sonuçlara göre ilişkilerin seyri önemli ölçüde genişleyebilir.

Ancak Biden yönetimi üç petrol devi Venezuela, İran ve Suudi Arabistan'a da ihtiyatlı destek veriyor.
 

 

Venezuela ile yakınlaşma Biden'a iç siyasette maliyet ödetebilir

Elbette Maduro, ABD ile uzun zamandır bir anlaşma yapma arzusundaydı. Hatta Maduro'ya muhalif olan Guaidó da Ocak ayında Washington'a Maduro'yu yeniden müzakere masasına oturtmak için yaptırımları hafifletecek bir plan sundu.

Ancak Rusya'nın Ukrayna işgali ABD'nin Maduro ile temas kurmasına neden oldu. 

Başkan Biden'nın Maduro ile görüşmesi için Caracas'a resmi bir heyet göndererek direk görüşmelere başlanması ABD iç siyasetinde şimdiden tartışmalara yol açtı.

Zira ABD'nin Maduro üzerindeki baskıyı azaltması Güney Florida'da yaşayan Hispaniklerde kızgınlığa neden oldu. 

Miami'deki Küba ve Venezuela diasporası, gerek Latin Amerika'da gerekse ABD iç siyasetinde hatırı sayılır bir çoğunluğa ve etkiye sahip.

Dolayısıyla Biden'ın Maduro ile görüşmelere başlaması; demokratlara destek veren Venezuelalılarda hayal kırıklığına, Cumhuriyetçilere destek veren Venezuelalılarda da kızgınlığına neden oldu.

Üstelik kasım ayında da ABD'de ara seçimler var. Biden'ın Maduro ile müzakerelere başlamasının ABD iç siyasetinde bir yansıması kuvvetle muhtemel.

Görüşmelere devam edilmesi ve Maduro'nun iki Amerikalı mahkumu serbest bırakması, görüşmelere devam edileceğine dair bir irade beyanı olarak okursak, Biden yönetimi bu siyasi maliyeti üstlenmiş gözüküyor. 
 

Chevron AFP.jpg
Fotoğraf: AFP

 

Chevron, Rus petrolüne karşı Venezuela petrollerini takas etmeye hazır

Reuters'in haberine göre Chevron, ABD'nin Caracas'a uyguladığı yaptırımları hafifletmesi halinde Rus petrol ithalatı karşı Venezuela petrolünü takas etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Venezuela'da halen faaliyet gösteren son ABD'li petrol üreticisi Chevron Corp (CVX.N), Maduro yönetimiyle anlaşma sağlanması halinde ilk istifade eden şirket olacaktır.

Zira Chevron, 2020'den bu yana ortak girişimlerinden Venezuela petrolü sevkiyatından men edildi ve yasağı iptal etmek için bastırdı.

Kaliforniya merkezli şirket, sadece tesislerinin bakımını ve güvenliğini sağlamak için ülkede düşük seviyeli bir varlık sürdürmesine izin veren özel bir lisansa sahip. 

Chhevron'un Bu lisansının süresi haziran ayında doluyor. Chevron, yenilenmiş bir muafiyet yoluyla Venezuela petrolünü borç geri ödemesi karşılığında ABD Hazine Bakanlığından takas yetkisi istedi.

Chevron, PDVSA ile yaptığı ortaklıklardan yüzlerce milyon dolar geri borç ödenmesini tahsil etmek için izin istiyor.

Washington'un yaptırımları hafifletmeye karar vermesi halinde, Chevron'un Venezuela'daki üretimi kısmen geri kazandırabilir.

ABD'nin PDVSA'nın ortaklarının Venezuela ham petrol ticareti yapma taleplerine izin vermesi halinde Venezuela'nın petrol üretiminin günde en az 400 bin varil artabileceği belirtildi.

Venezuela Petrol Odası Başkanı Reinaldo Quintero, artışın OPEC üyesinin Ocak ayında resmi rakamlara göre ortalama 755 bin olan petrol üretiminin yaklaşık 1,2 milyona yaklaşmasına olanak sağlayacağını söyledi.
 

Federico Parra AFP.JPG
Fotoğraf: Federico Parra/AFP

 

Sonuç olarak Beyaz Saray, Rusya'nın Venezuela'da bıraktığı/bırakacağı boşluğu doldurmaya çalışıyor. ABD, yaptırımların kaldırılması karşılığında Venezuela'dan petrol tedarikini talep ediyor.

Venezuela büyük petrol rezervlerine sahip olmasına rağmen, ABD'nin ambargosundan ötürü petrol üretimi muazzam bir şekilde düştü.

Venezuela'nın büyük petrol rezervleri var, ancak üretimde yaşanan yedek parça eksikliği ve modernizasyon için büyük miktarda yatırım gerektirecektir.

ABD, Venezuela da dahil olmak üzere alternatif petrol tedarikçilerine odaklanmaya neden oldu.

Rusya'nın petrol kaybını telafi etmek için Venezuela'ya yönelik yaptırımları kaldırabilir. Ancak Venezuela'daki Rus petrol kuyuları ABD'nin Maduro ile görüşmelerini karmaşık hale getiriyor.

Bu bağlamda, ABD yaptırımlarının tek başına kaldırılmasının Maduro'yu etkilemek için yeterli olamayacağı gözüküyor.

Biden, ABD mahkemelerinde, PDVSA, Maduro ve hükümetindeki bakanları hedef alan çeşitli davalar ve diğer konularda taviz verirse Maduro, ABD'ye karşı daha açık olacaktır.

Nakit sıkıntısı çeken Venezuela için yaptırımların hafifletilmesi bile Venezuela ihracatının bir kısmını Çin'den ABD'ye yönlendirmesine, böylece maliyetleri düşürmesine ve kamu maliyesini iyileştirmesine neden olabilir.

Eğer ABD'nin Venezuela ile yakınlaşmasına Moskova misilleme yapmayı seçerse, Rusya 2019'dan beri Venezuela'ya çok az yatırım yaptığı için Caracas'ın kaybedecek nispeten az şeyi var. 

Venezuela son zamanlarda petrol üretimini biraz artırırken, Rusya'nın ihraç ettiğinin sadece yüzde 10'unu üretiyor.

ABD, Rusya'dan petrol ithal etmeyi tamamen bırakırsa, Venezuela ham petrol açığını büyük oranda yardımcı olabilir. Ancak küresel ihtiyacı karşılaması mümkün değil.

Elbette psikolojik faktörde çok önemli. Eğer uluslararası yatırımcılar ABD'nin Rus petrolüne karşı bir alternatif aradığını görürlerse, petrol fiyatlarının 200 dolar veya daha üstüne sıçraması gibi olumsuz bir olasılığı da beraberinde getiriyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU