Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Tunceli'de partisinin 4’üncü Olağan Kongresinde açıklamalarda bulundu.
Konşmasına "Hızır günlerinde insan-ı kâmiller diyarı, derviş ve direniş toprakları Dersim’de olmak benim için büyük bahtiyarlık. Bu vesileyle, Hızır orucu ve lokmasının bütün insanlığa ve halklarımıza barış, mutluluk ve bereket getirmesini diliyorum" ifadeleriyle başlayan Sancar, partisinin "Demokratik İttfak" çalışmasına değindi.
Sancar şunları kaydetti:
Demokrasi ittifakını bütün ezilenlerin, mağdurların ortak mücadelesi olarak tanımladık ve bunu inşa etmek için elimizden gelen çalışmaları yürütmeye başladık. Demokrasi ittifakına ihtiyacımız var. Bu demokrasi ittifakını ortak mücadele temelinde oluşturmaya ihtiyacımız olacak. Ayrılıklarımız, fikri farklılıklarımız şüphesiz olacak, dünyaya bakışımızda ayrılıklar olacak ama hedefi ortak olarak belirlersek yan yana yürümekten bizi alıkoyacak hiçbir gerekçe olamaz. Farklılıklarımızla birbirimizi güçlendirerek bu ülkeye eşit ortak yaşamı demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı getirmek zorundayız, başka yolu yoktur.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Cemevi ibadethane olarak tanınmadığı için faturaları kendileri karşılamak zorunda kalıyor"
Galip Dede Cemevi’ne 30 bin liralık elektirik faturası gönderilmesini de eleştiren Sancar, "Şahkulu Dergahı'na gelen fatura daha yüksek çünkü buralar ibadethane olarak kabul edilmiyor. Eğer ibadethane olarak tanınsaydı suyu ve elektriği vergilerden karşılanacaktı. Tıpkı camilerin, kiliselerin, sinagogların karşılandığı gibi. Cemevi ibadethane olarak tanınmadığı için faturaları kendileri karşılamak zorunda kalıyor. Cemevlerini ev olarak bile kabul etmiyorlar. Hangi tarifeden yazılmış bu faturalar? Ticarethane tarifesinden. Cemevlerini ticarethane statüsüne sokmuşlar. Faturayı buna göre kesmişler. Bu ayrımcılıktır, Alevi inancına karşı yürütülen ayrımcı politikaların en rezil örneklerinden biridir. Bu faturalar ödenmezse cemevleri faaliyetlerine devam edemeyecek. Bir inanç merkezi faturalarını ödeyemediği için kapanırsa bunun adı ayrımcılıktır, zulümdür" ifadelerini kullandı.
"IŞİD’in yeni lideri sınırın 1.5 km ötesinde öldürüldü"
IŞİD lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi'nin ABD tarfından öldürülmesi de Sancar'ı gündemindeydi. Sancar şunlar kaydetti:
Suriye'de yaşananlar bu iktidarın politikalarının ne olduğunu gözler önüne seriyor IŞİD’in önceki lideri El Bağdadi sınırın 4 km ötesinde barınıyormuş, öldürülünce bu gerçek ortaya çıktı. Ondan sonra IŞİD’in başına geçen lider de sınırın 1,5 kilometre ötesinde yaşıyormuş. Yani bu iktidarın sorumluluk alanı içinde barınmışlar, karargah kurmuşlar. IŞİD gibi tarihin gördüğü en zalim zihniyetin yaşamasına zemin sunmuşlar. Bu iktidarın zihniyetinin, politikalarının, ülkeye ve bölgeye yerleştirmek istedikleri düzenin ne olduğunu bu örnekler ortaya koymuyor mu? O nedenle IŞİD zihniyetine karşı bizim ilkemiz halkların eşitliği, inançların özgürlüğü, ortak ve eşit yaşam, demokratik ve özgürlükçü bir düzendir. Bunu hep birlikte başarmak da boynumuzun borcudur.
"Muhalefet olmak için demokrasiyi, özgürlüğü ve eşitliği talep etmek gerekiyor"
Sancar, HDPli Semra Güzel'in öldürülen bir PKK'lı ile fotoğrafının çıkmasının ardından başayan dokunulmazlık tartışmalarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Sancar, "Muhalefette de iktidarın dili ile konuşan, zihniyeti ile hareket eden kim varsa dokunulmazlıklar ve parti kapatma konusunda iktidarla aynı çizgiye düşüyorsa kendini bin kez sorgulamalıdır. Muhalefet olmak için demokrasiyi, özgürlüğü ve eşitliği talep etmek gerekiyor, çünkü iktidar bunun tam tersini yapıyor. İktidara muhalefet ancak bu şekilde demokrasi, barış vaadinde topluma inandırıcı mesajlar verebilir. Aksi takdirde bu iktidar fırsatçılıkla ülkenin başına yeni belalar açabilir. Bunlara hepimizin dikkat etmesi gerekiyor" dedi.
Independent Türkçe