Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız. İnşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar da Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız." dedi.
Erdoğan, Milli İrade Platformunca Bakırköy'deki bir otelde düzenlenen 9. Milli İrade İftarı'nda yaptığı konuşmada, katılımcılara teşekkür ederek, çarşamba günü bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen Kadir Gecesi'ni ihya ettiklerini söyledi.
Bu gece son sahura kalkarak, yarın da son orucu tutacaklarını dile getiren Erdoğan, bir yanda 11 ayın sultanına veda etmenin burukluğu, diğer yanda arınmış bir kalple bayrama kavuşmanın sevinci, coşkusu, heyecanı içerisinde olduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'tan, bu mübarek ayda kendi rızası için edilen duaları, yapılan ibadet ve hayırları kabul buyurması niyazında bulunduğunu belirterek, "Türk İslam mefkuresinin öncü isimlerinden merhum Seyyid Ahmet Arvasi, Ramazan-ı Şerif'i şöyle anlatıyor, milyonlarca müminin oruç tuttuğu, sahura kalktığı, iftar ettiği, omuz omuza namaz kıldığı, aynı dil ve kelimelerle yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okuduğu, teravih kıldığı ramazan ayı eşsiz bir fırsattır, ramazan bütün insanlar için bir yeniden İslam'da diriliş ayıdır." dedi.
Geride bırakılan 28 gün boyunca bu niyetle Ramazan-ı Şerif'i hep beraber idrak etmeye çalıştıklarını anlatan Erdoğan, "Sivil toplum tarafında vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü kuruluşlarımızla, siyaset tarafında teşkilat mensuplarımız, belediyelerimiz, üyelerimizle, cemiyet tarafında hayırseverlerimiz, ticaret erbabımızla, devlet tarafında Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bakanlıklarımız, Kızılayımız, AFAD'ımız, Diyanetimiz ve diğer resmi kuruluşlarımızla velhasıl 85 milyon olarak herkes imkanları dahilinde 'hayırda yarış' anlayışıyla rahmet iklimini Allah'a hamdolsun doya doya teneffüs ettik." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene ilk kez düzenlenen "Külliyede Ramazan" programına çoğu çocuk ve genç 450 binden fazla kişinin iştirak ettiğini belirterek, yine bu ramazanda Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarında zulme uğrayanlara el uzattıklarını anımsattı.
Yardımları artırmak suretiyle mazlum ve mağdurların yanında olmaya ihtimam gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız. İnşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar da Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız. Allah ömür verdikçe Filistin davasının yılmaz, yıkılmaz, bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bugün bir kez daha doğdukları, büyüdükleri ve inşallah üzerinde ebediyen yaşayacakları toprakları savunurken şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum."
Milletin iftihar vesilesi olan sivil toplum örgütlerinin de Gazze ve diğer İslam beldeleri için yardım kampanyaları tertiplediğini memnuniyetle müşahede ettiklerini belirten Erdoğan, Milli İrade Platformunda temsil edilen kuruluşlarla birlikte mazlumların imdadına koşan tüm hayırseverlere bugün bir kez daha şükranlarını sunduğunu söyledi.
"Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşların ramazandan sonra da Filistinlilerin acısını paylaşacağına, ekmeğini bölüşeceğine, hayır dualarını Gazze'nin izzet ve şahsiyet abidesi evlatlarından eksik etmeyeceğine yürekten inandığını vurguladı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün burada şu hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum, ülkemizde birileri, Türkiye'nin İslam aleminde ve dünyada neye tekabül ettiğini halen idrak edemiyor. Bu çevreler, kendi tarihlerini bilmedikleri, kendi atalarını tanımadıkları için Türkiye'nin tarihi ve kültürel derinliğinden de habersizler. Mesela Suriye'deki devrime Türk milletinin niçin bu kadar sevindiğini, Suriyeli kardeşlerimizin zafer kutlamalarında neden Türk bayrağı açtığını, yeni Suriye hükümetinde niçin bu kadar Türkiye'de eğitim görmüş bakan olduğunu bir türlü kavrayamıyorlar. Bunları bilmedikleri için de dış politikada çuvallıyor, iç siyasette kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Oysa biraz okuyup araştırsalar, biraz dünyayı gezseler, kendilerini hapis ettikleri ideolojik mahallelerden biraz dışarı çıksalar, bazı gerçekleri onlar da görecekler, Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır. Bizim neden 'Türkiye, Türkiye'den büyüktür.' dediğimizi onlar da öğrenecekler. Aynı şekilde 'cahil' diyerek, 'kitap okumuyor' diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, cesaret, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduğunu onlar da anlayacaklar. Ama bunu yapmaya cesaretleri yok. Ya cehaletlerinden dolayı ya da Batı'ya duydukları platonik aşk gözlerini kör ettiği için maalesef gerçekleri göremiyorlar. Böyle devam ederlerse korkarım hiçbir zaman da göremeyecekler."
"Kitap okumuyor diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi ve birikimi kendilerinden fersah fersah ileride"
AK Partili gençlerin çektiği Espressolab ve D&R'a destek videosuna gelen tepkilere dair de konuşan Erdoğan, "Cahil diyerek, kitap okumuyor diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, cesaret, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduğunu onlar da anlayacaklar" diye konuştu.
"LGBT belası gibi aile kurumunu hedef alan sapkınlıklarla mücadele eden iç cephemizi güçlendiriyoruz"
Konuşmasında LGBTİ+'lardan da "musibet" diyerek bahseden Erdoğan, şunları söyledi:
"Yönetimde istikrarın kurumsallaştığı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişten savunma sanayi alanında yaptığımız hamlelere, LGBT belası gibi aile kurumunu hedef alan sapkınlıklarla mücadele eden iç cephemizin güçlendirilmesi çabalarına, terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda atılan adımlardan dış politikada kurduğumuz yeni denklemlere kadar çok geniş bir yelpazede altyapı oluşturuyoruz. Toplumu ifsad eden popüler akımlar eskisi kadar rağbet görmüyor. LGBT musibetine yönelik tüm dünyada yükselen tepkileri bunun işaretleri olarak okuyoruz."
"Cumhuriyeti kurmakla övünen bir partinin genel başkanı siyasi mandacılık talep ediyor"
Erdoğan, ana muhalefet partisine şu sözlerle yüklendi:
"Hak arama bahanesiyle, demokrasiyle, hukukla, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Ancak polisimizin soğukkanlı ve kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı, zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sakin duruşu sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı. Bunların hiçbirinde muvaffak olamayınca bu sefer Türkiye'yi yabancılara şikayet etmeye, Türkiye'yi alenen kötülemeye başladılar.
23 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevim boyunca yüzlerce farklı ülkeden binlerce siyasi temsilci ile görüştüm. Bunların arasında pek çok muhalefet liderleri de vardı. Bakın şunu çok net söylüyorum. Bunlardan bir tanesinin bile bize kendi ülkesini şikayet ettiğini, kötülediğini, kendi ülkesine karşı bizden yardım istediğini görmedik, duymadık. Ama bizdeki muhalefet, uluslararası her platformda, kendilerine her mikrofon uzatıldığında bunu yapmaktan kaçınmadı, kaçınmıyor.
Ancak önceki gün, bizim de tahmin edemeyeceğimiz yeni bir eşik aşıldı. Son olarak, batıya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. Öyle büyük bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız ki, Cumhuriyeti kurmakla övünen bir partinin genel başkanı çıkıyor, resmen siyasi mandacılık talep ediyor."
"Yüzünü kapatan, polise saldıran kim varsa emniyet birimlerimiz gerekli müdahalelerde bulunacak"
Erdoğan, İmamoğlu protestoları hakkında da "Yüzünü kapatan, polise saldıran, işinde gücündeki insanlarımıza tebelleş olan kim varsa emniyet birimlerimiz gerekli müdahalelerde bulunacaktır" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe, AA