'Montrö' bildirisi yayımlayan amirallere ilişkin iddianame kabul edildi: 12 yıla kadar hapis ceası isteniyor

İddianamede, şüphelilerin Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde emir komuta dışında hareket edilmesini hedefledikleri aktarıldı

Fotoğraf: AA

Kamuoyunda "amirallerin Montrö bildirisi" olarak bilinen açıklamada imzası bulunan 103 şüpheli hakkındaki iddianame, Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin, ADMEK-2 isimli WhatsApp grubunda söz konusu bildirinin taslağının paylaşılmasından itibaren metnin oluşturulmasına kadar katkı sundukları, altını imzalamayı kabul ettikleri ve yayımlanması için anlaştıkları belirtildi.

103 şüphelinin seçilmiş hükümeti hedef aldıklarına ve muvazzaf askeri personel ile toplumun muhalif kesimlerini birlikte harekete geçirmek üzere anlaştıklarına dikkati çekilen iddianamede, bildiride geçen Montrö vurgusunun da "araç" olarak kullanıldığı, bunun WhatsApp grubunda yer alan şüphelilerin yazışmalarından anlaşıldığı vurgulandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İddianamede, şüphelilerin ortak bir iştirak iradesiyle hazırlanan bildiriyi kamuoyuyla paylaşarak, meşru iktidara karşı harekete geçmek üzere ve hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellenmesi amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde emir komuta dışında hareket edilmesini hedefledikleri aktarıldı.

Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, 103 şüpheli hakkında, "Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Soruşturmanın geçmişi

Başsavcılık, 4 Nisan 2021'de bir grup emekli amiralin yayımladığı "Montrö bildirisi"ne ilişkin soruşturma başlattığını duyurmuştu.

Şüpheliler, ifadelerinin alınmasının ardından adli kontrolle serbest bırakılmıştı.

Sözkonusu bildiri şöyle:

Yüce Türk Milletine,

Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir. <

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız. 

 

 

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU