Honduraslılar, yolsuzluk ve uyuşturucu çetelerinin kuşattığı bir ülkede yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gitti.
Orta Amerika ülkesi Honduras'ta ayrıca başkanlık ve yasama seçimleri gerçekleşti.
Honduraslılar tek meclisli Ulusal Kongre'nin 128 üyesini, 298 belediye başkanını, 2 bin 142 belediye meclisi üyesini ve Orta Amerika Parlamentosu'nun 20 üyesini de seçti.
Seçim öncesi anketlerde favori olan solcu Xiomara Castro, Sandık çıkış anketlerine göre yüzde 57 üzerinde oy almış görünüyor.
Castro'nun rakibi sağcı Nasry Asfura'nın ise yüzde 35 oranında oy aldığı "iddia ediliyor".
Kesin sonuçlar, 'usulsüzlük ve siber saldırı yüzünden' halen açıklanmadı!
Bu bağlamda hükümet ve muhalefet taraftarları karşılıklı olarak "zafer açıklamaları" yapıyor.
Ancak nihai karar için Honduras Ulusal Seçim Konseyi!nin (CNE) bir açıklaması bekleniyor.
Honduras, 2009'da Manuel Zelaya'yı görevden alan darbeden bu yana ülke, ABD'de uyuşturucu kaçakçılığına adı karışmakla suçlanan ve görev süresi sona eren Başkan Juan Orlando Hernandez'in sağcı Ulusal Partisi (NP) tarafından yönetiliyor.
Zelaya'nın karısı ve solcu LIBRE partisinden Xiomara Castro Zelaya, çeşitli kamuoyu yoklamalarında ve sandık çıkışlarında önde gidiyor.
Ancak Tegucigalpa Belediye Başkanı ve sağcı aday Nasry Asfura tarafından temsil edilen 12 yıllık iktidar partisinin hükümeti kolayca bırakmayacağından herkes korkuyor!
Bu durum ülkede demokrasi ve meşruiyet açısından ciddi olumsuzlukları da beraberinde getiriyor.
Latinobarómetro'nun 2021 raporuna göre Honduraslılar, Latin Amerika'da seçime en düşük katılım gösteren ülkesidir (yüzde 30). Dolayısıyla Honduraslıların seçime katılımı ve demokrasi konusundaki coşkusu oldukça düşük.
Türkiye ve Batı ülkelerinde solcu Castro'nun zaferinden emin bir durum olsa da (ki ben de Castro'nun kazandığına inananlardanım); kimse Ulusal Parti teşkilatını ve ABD etkisini hafife almamalı; zira birçok güçlü çıkar grubu, Castro'yu engellemek için ellerinden geleni yapacaktır.
Nitekim Ulusal Parti, Castro'yu komünist olarak tasvir ederek; muhafazakar Honduras'ın hassas meseleleri olan kürtaj ve eşcinsel evliliği yasallaştırma planlarını vurgulayarak popülist bir kampanya yürüttü.
Bu bağlamda Başkan Hernandez, seçimlerdeki usulsüzlük iddiaları yüzünden gölgelenen iki seçimi daha önce kazandı. Mesela 2013'te Castro'yu kıl payı yendi.
2017'de televizyon sunucusu Salvador Nasralla'yı geride bıraktı; ancak bu seçim ülke de ciddi bir toplumsal huzursuzluğa neden oldu ve ABD'ye göçler başladı.
Başkan adayların hepsi sorunlu
Başkan adaylarından Xiomara Castro Zelaya, ABD destekli bir darbeyle görevden alınan eski cumhurbaşkanı Mel Zelaya'nın karısıdır.
Xiomara Castro, 12 yıllık muhafazakar Ulusal Parti'nin yönetimine son vermeye çalışıyor; diğer bir ifadeyle eşinin intikamını almaya geliyor.
Nitekim Xiomara Castro'ya göre Kapitalizmin Honduraslıların işine yaramadığı ve ülkenin "başarısız neoliberal modelinin" radikal bir şekilde elden geçirilmesi gerektiğini söyleyerek bazı yatırımcıları şimdiden korkuttu.
Bu bağlamda Castro'nun anketlerde açık ara fark atıp ivme kazanması, Honduras'ın 2030 dolarlık tahvilinin dolar karşısında 99,7 sent gibi düşük seviye de işlem görmesine neden oldu.
Castro, büyük servet sahiplerini vergilendirmek, yoksul haneler ve yaşlılar için refah ödemesi getirmek ve merkez bankasının acil durumlarda hazineye borç vermesine izin vermek istiyor.
Honduras, Çin Halk Cumhuriyeti yerine Tayvan ile tam resmi diplomatik ilişkileri olan 15 ülkeden biridir.
Castro, seçimi kazanırsa Pekin'in tezlerini kabul edebileceğini açıkladı. Castro, Honduras'ın katı kürtaj yasalarını gevşetmeyi ve anayasayı daha kapsayıcı olacak şekilde yeniden yazmak için Ulusal Meclisi toplamayı önerdi.
Sağcı başkan adayı Nasry Asfura Filistinli bir göçmen ailenin oğlu ve Başkent Tegucigalpa belediye başkanıdır.
Asfura kendisinden "Papi a la orden", İspanyolcada "Baba hizmetinizde" olarak bahseder ve akıllı telefon kullanmamakla övünür.
Binlerce kilometre yol yapmayı; ve tarım işlerini, ticareti ve turizmi artırmayı vadediyor.
Asfura, bir yandan yeni iş alanları/sektörleri yaratmayı ve Hernandez'in güvenlik politikalarını sürdürmeye odaklanıyor, diğer yandan kendisini Fernandez'den uzak tutmaya ve ayırmaya çalışıyor.
Asfura, Ulusal Parti'deki görevinde "1 milyon dolarlık kamu fonunun zimmete geçirilmesiyle" ilgili bir soruşturmayla karşı karşıya kaldı.
Ayrıca Asfura, Pandora Belgelerinde offshore vergi boşluklarını kullanmakla suçlandı.
Başkent Tegucigalpa'nın 2014'den beri belediye başkanı olan ve İspanyolcada "Baba" anlamına gelen "Papi" olarak bilinen 63 yaşındaki Nasry Asfura, aynı zamanda eski bir iş adamıdır.
Pazar günkü oylamada da "Baba Farklıdır" sloganı ile seçim kampanyasını sürdürdü.
62 yaşındaki Xiomara Castro, özellikle muhalefeti adaylığı altında birleştirdikten sonra; anketlerde, sandık çıkışlarında ve sayılan oyların yüzde 50'sinde açık ara öne geçti.
Sağcı iktidar, Castro'yu; "ülkeyi, Venezuela ve Küba ile müttefik olacak komünistler" olarak gösteriyor ve Zelaya'nın iktidardayken rüşvet almakla suçlandığını iddia ediyorlar.
Diğer bir aday liberal partiden Rosenthal, kara para aklamak suçundan ABD'de üç yıl hapis yattı.
Sonuç olarak yolsuzluk iddiaları, başkan adaylarının etrafında da dönüyor.
Narko-diktatör Hernandez
Juan Orlando Hernandez (JOH), 2013'te Honduras başkanı seçilmeden önce, dünyanın en çok şiddetle anıldığı ülkelerinden birini istikrara kavuşturabilecek kanun ve düzen adayı olarak görüldü ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nı etkiledi.
Ancak Hernandez, on binlerce Honduraslının daha iyi yaşamak için ABD ve başka yerlere göç ettiği sırada ülkeyi harabeye çevirdi.
JOH, son yıllarda da kitlesel göçü teşvik etti. Başkanın iktidardaki yılları, insan hakları ihlalleri, yargısız infazlar, çalınan kamu parası, yoksulluk ve hükümeti uyuşturucu kaçakçılığı ve suç ortaklığıyla anıldı.
İktidardaki Ulusal Parti'nin uyuşturucu parasına ve elit askerlere olan bağımlılığı, Honduraslıların kendi topraklarını "Narko-diktatörlük" olarak adlandırmasına neden oldu.
Bu atmosfer, Nikaragua'daki Daniel Ortega'dan El Salvador'daki Nayib Bukele'ye ve Guatemala'da Alejandro Giammattei gibi bölge ülkelerindeki demokrasilerde de gerilemeye neden oldu.
ABD tarafından yakalanan insan kaçakçıları, Hernandez'i yasa dışı faaliyetlere bulaştırdı ve cumhurbaşkanının kardeşi Tony Hernandez, mart ayında 185 ton kokain kaçakçılığı yapmaktan ABD'de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Başkan Hernandez, özellikle erkek kardeşinin ABD'de hapis cezasına çarptırıldıktan sonra, organize suçla bağlantı suçlamalarla boğuşuyor.
Hernandez, suçlamaların "çirkin" olduğunu ve "itirafçı katillerin yanlış ifadelerine" dayandığını söyledi.
İşsizlik, pandemi sırasında neredeyse iki katına çıkarak 2019'da yüzde 5,7'den 2020'de yüzde 10,9'a yükseldi.
IMF'ye göre, ekonomi 2020 yılında yüzde 9'luk düşüşün ardından 2021'de yüzde 4,9 büyüyecek.
Muhalif Castro, "On iki yıllık yasa dışı hükümet Honduraslılar için hiçbir şey yapmadı" dedi ve ekledi:
Onlar kendilerini yalnızca kendi işlerine adadılar ve devlet parasını dolandırdılar… halk ise sefalet ve güvensizliğin kurbanı olarak yaşıyor.
Honduras'ın GSYİH'si 2020'de yüzde 9 daraldı ve nüfusun yaklaşık üçte biri 2021'in başlarında şiddetli açlıkla karşı karşıya kaldı.
Honduraslı seçmenler, işsizlik (yüzde 70) ve yoksulluğu (yüzde 50) ülkenin en önemli iki sorunu olarak görüyor. Yolsuzluk (yüzde 55) bir diğer sorunu olarak algılanıyor.
Nüfusun yalnızca yüzde 36'sının aşılanmış olmasıyla Covid-19'u endişe kaynağı görüyor.
Muhalefetteki Libre Partisi'nin kongre üyesi Lenín Laínez, "Juan Orlando bizi kırık bir ülke ile baş başa bırakıyor" dedi.
Laínez, "Borç içinde, ciddi narko-yolsuzluğun olduğu, suç oranının yüksek olduğu ve Latin Amerika'daki en eşitsiz nüfuslardan biri olan bir ülke" şeklinde konuştu.
Başkan Hernandez, yanlış ata oynadı; Trump gitti, Biden geldi
Hernandez 2019 yılında, Honduras'ı ABD'ye bağlı bir kokain merkezi haline getirmek ve Kolombiya ve Meksika'dan insan tacirleriyle birlikte çalıştığına dair bir davadan mahkum edildi.
2019'da Manhattan'daki federal mahkemede kokain kaçakçılığından hüküm giyen kardeşi Tony'in; ABD Adalet Bakanlığı'na göre Sinaloa karteli lideri Joaquín "El Chapo" Guzmán'dan Hernández'e 2013 yılında 1 milyon dolar rüşvet verildiğini açıkladı.
Başkan, bu iddiayı ve uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili diğer iddiaları reddetti.
Bu yüzden geçen yıl boyunca, Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi tarafından olası iade söylentileri artıkça Hernandez, alternatif ittifaklar kurmaya çalıştı.
Nisan ayında Çin ile ilişkilerin güçlendirilmesini önerdiği bir konuşma yaptı. Ekim sonunda Daniel Ortega ile komşu Nikaragua'da beklenmedik bir toplantı gerçekleştirdi.
Uyuşturucu kaçakçılığına adı karışan ve sıkı bir Trump taraftarı olan Honduras Başkanı, Biden'ı da kazanmaya çalıştı.
Dört yıl boyunca Hernández, yönetim programını Trump'ın talepleri etrafında inşa etti. Ancak bu düzen bitti.
Hernández, dünyadaki diğer liderler gibi, Amerikan dış politikasındaki paradigma değişikliğine hazırlanıyor ve kendisini Trump taraftarlığından Biden'a nasıl şekillendireceğini anlatmaya çalışıyordu.
Bu yüzden Hernández, 2015 yılında Biden ile çekilmiş bir fotoğrafını Twitter hesabından paylaştı ve "Umarım birlikte çalışabiliriz; geçmişteki gibi" diye yazdı.
Hernández için riskler, belki de diğer tüm dünya liderlerinden daha yüksek. Çünkü ülkesinin siyasi ve ekonomik serveti sadece ABD'ye bağlı olmakla kalmıyor, aynı zamanda Hernández, ABD Adalet Bakanlığı tarafından uyuşturucu kaçakçılığına adı karışan az sayıdaki başkanlardan biri oluyordu
Honduraslı muhalefet "Juanchi, Juanchi, Juanchi" ve "Juanchi New York'a gidiyor. Gringolar onu bekliyor" şeklinde, başkanı küçük düşürücü şarkı nakaratı yaparak, Başkan Hernandez'in ABD'ye olası iadesini çağrışım yapıyordu.
Hernández, aleyhindeki iddiaları, "organize suçu ortadan kaldırma çabalarının intikamını almak isteyen uyuşturucu kaçakçıların karalamaları" olarak nitelendirdi.
ABD açısından Honduras'ın önemi
Honduras, on yıllardır ABD'nin yakın bir müttefiki. Ülkenin en büyük ticaret ortağı olan ABD'ye, kahve, tekstil ve muz ihraç ediyor. Honduras ayrıca bir Nike fabrikasına sahip.
Ayrıca ABD'deki Honduraslılar, Honduras ekonomisinin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan milyarlarca dolarlık havale gönderiyor. Bu durum önemli bir ekonomik güç ve bağımlılık yaratıyor.
ABD'deki Honduraslıların çoğu, mevcut hükümeti, binlerce kişiyi kaçmaya zorlayan şiddet, yolsuzluk ve işsizliği körüklemekle suçluyor.
1980'lerde ABD Savunma Bakanlığı, Honduras'taki birkaç ABD askeri üssünü bölgedeki solcu isyanlara karşı kalkan görevi yapacak şekilde genişletti.
Halen Orta Amerika'nın en büyük üslerinden birine ev sahipliği yapıyor ve sözde uyuşturucu savaşıyla mücadele etmek için bugün de faaliyet göstermeye devam ediyor.
Castro'nun Çin ile diplomatik ilişkiler kuracağı ve ABD destekli "Tayvan ile ilişkileri gözden geçireceğini" söylemesinin ardından Honduras, Pekin ve Washington arasında diplomatik çekişmeye de yol açıyor.
Biden yönetimi, Honduras'da favori bir adayı olmadığı konusunda ısrar ediyor. Ancak birçok Honduraslı Washington'u sağcı Ulusal Parti'nin uzun süredir destekçisi olarak görüyor.
Çünkü Washington, istikrarı koruduğu, solcuların isyanını bastırmak ve bölgesel nüfuzu sürdürmek için 1980'lerde yüzlerce muhalifi idam eden ordu ölüm mangasına, yargısız infaz yapan güvenlik güçlerine desteğini sürdürmeye devam ediyor.
ABD'nin Honduras'taki vekillerinin bir göç dalgasını önleyip önleyemeyeceği belli değil. Washington, Honduraslı güvenlik güçleriyle on yıllardır işbirliği yaptı; ve son yıllarda göçmenlerin ABD'ye yasa dışı yollardan girmesini durdurmak için bu işbirliğine giderek daha fazla bağımlı hale geldi.
Son yıllarda Hernández'in Trump yönetiminin gözüne girmek için kabul ettiği ve ABD'nin Honduras güvenlik güçleriyle yaptığı işbirliğine rağmen yasa dışı göçü durduramadılar.
Trump görevdeyken, Hernández yönetimi Orta Amerikalı göçmenlerin ABD'ye sığınma talebinde bulunmalarını engellemeyi kabul etti.
Trump yönetiminin İsrail'deki ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasının ardından Hernández, Honduras'ın büyükelçiliğini taşıyacağını duyurdu.
Sonuç olarak seçim sürecinde Honduraslılar arasındaki güvensizlik o kadar yüksek ki; birçok kişi kim kazanırsa kazansın sokaklarda kargaşa çıkabileceğinden korkuyor.
Eğer seçimi solcu Xiomara Castro kazanırsa, onun için son derece karmaşık olacak. Honduras'daki yozlaşmış güç yapıları; onun, çıkarlarını elinden almasına izin vermeyecek; ve ona karşı savaş açacaktır.
Bu bağlamda darbeyi gerçekleştiren, ağır insan hakları ihlalleri ve seçim hileleri yapan, iktidarda kalmak için anayasayı çiğneyen kişilerin; bugün demokratlaştıklarını ve iktidarı kaybetmeyi kolayca kabul edeceklerini düşünmek biraz saflık olur.
Seçimlerle ilgili asıl soru, ocak ayında görevi bırakacak olan Hernandez'in uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla ABD'ye iade edilen diğer Honduraslı politikacılar gibi iade listesine yer alıp almayacağıdır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish