Tiyatro kökenli bir oyuncu olan, ekranların ve sahnenin tanıdık yüzü Salih Bademci; yer aldığı projelerde oynadığı karakterlerle kendisine hayran bırakan başarılı bir oyuncu olsa da hikayesi 1955 yılının İstanbul'unda geçen Netflix'in izlenme rekorları kıran yeni yerli dizisi Kulüp ile birlikte dizide canlandırdığı Selim Songör karakteri sosyal medyada gündem olunca bir anda herkesin kadrajına yeniden giriverdi.
Bu yıl İlk ve Son, Yalancı ve Kulüp dizilerinde rol alan oyuncu, başarılı performanslarıyla hem hayranlarından hem de otoriterlerden tam not aldı ve ünlü oyuncu için 2021 tabiri caiz ise şanslı bir yıl oldu.
Bu vesileyle, bu yapım öncesinde de sessiz sedasız pek çok başarılı işe imza atmış olan Salih Bademci'nin kariyer yolculuğunu sizin için özetlemek istedim.
Kariyerinde şahlanarak zirveye uzanan bir oyuncu; Salih Bademci
15 Ağustos 1984 tarihinde İzmir'de doğan Salih Bademci, İzmirli memur bir ailenin tek çocuğu.
Hem annesi hem de babası Boşnak olan Salih Bademci Alaçatı Boşnakları arasında büyüdü.
İlkokulda İzmir Devlet Tiyatrosu'nun açtığı kurslara giderek oyunculuğa başlayan Salih, liseyi de İzmir Bornova Lisesi'nde tamamladı.
Oyunculuğa karşı her zaman ilgisi vardıysa da ciddi anlamda oyuncu olmayı hiç düşünmemişti.
Bu yüzden oyunculuk macerası biraz tesadüf biraz da cesaretli davranması sayesinde başlayan Salih'in aslında lisedeyken hayali reklamcı olmaktı.
Bir mesleği yapacaksa hakkıyla yapmak için onun eğitimini almanın en iyi başlangıç olduğunu düşünen Salih Bademci, bu hedefle Mimar Sinan Üniversitesi'nde sosyoloji okumaya başladı.
Ancak aynı yıllarda bir arkadaşının ona verdiği motivasyonla iki ay boyunca drama dersleri alan Salih, sonrasında konservatuvar sınavlarına girdi ve kazandı.
On kişinin alındığı yetenek sınavını geçerek konservatuvarda okumaya hak kazanan oyuncu İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nden mezun oldu ve bu yolda ilerleyebileceğine kanaat getirerek oyunculuğa adım attı.
Hayatın içinde
Tiyatro, televizyon dünyası ve sinema derken peş peşe başarılı yapımlarda rol alan ve her projede farklı bir karaktere hayat vererek dikkatleri üzerine çeken Salih Bademci, içinde bulunduğu tempo ve çalışma sürecinin onu besleyen şeyler olduğunu söylüyor.
Herkes tarafından beğenilmenin güzel bir şey olduğunu düşünse de yine de kendimizle barışık bir şekilde, aynada gördüğümüz yansımayı sevip kabullenmemiz gerektiğine dikkat çekiyor.
Neşeli, sevimli, konuşkan ve hiperaktif bir karaktere sahip olan oyuncu yine de her insan gibi karanlık bir tarafının olduğunu, neşeli olduğu kadar deli, biraz hoyrat, düşünmeden hareket eden, çoğu zaman içine kapanık bir tarafı olduğunu da belirtiyor.
Kriz anında mükemmel bir strateji geliştirip alternatif üretebilme gibi bir yeteneğe sahip olan Salih Bademci empati gücünün oldukça yüksek olduğunu söylüyor.
Salih, birbirinden başarılı dizilerde rol alsa da iyi bir dizi izleyicisi olmadığını, çünkü sezonlarca dizi takip etmek yerine daha çok film izlemeyi tercih ettiğini dile getiriyor.
Yer aldığı yapımlarda yıldızı parlayan bir oyuncu olsa da her zaman mütevazı yaşayan oyuncu hayatın içinde olmayı çok sevdiği için pandemiden önce, bindiğiniz bir toplu taşımada, yürüdüğünüz bir caddede, oturduğunuz bir kafe ve restoranda, gittiğiniz bir spor salonunda onunla yolunuz kesişebilir hatta aynı yerde tatil yaptığınızı bile görebilirdiniz.
Pandemi ile birlikte farklı dinamiklere adapte olduğumuz şu süreçte Salih Bademci de eskisi gibi kendi hislerine odaklanmaya vakit bulamadığını, artık olaylar karşısında ne hissedeceğini şaşırdığını, kendi düşünceleriyle ilgili tahlil yapmanın neredeyse imkansızlaştığını belirtiyor.
İşin daha da kötüsü her geçen gün hissizleşmeye başladığını itiraf eden Salih, en çok korktuğu şeyin de bu duyarsızlaşmaya alışmaya başlamanın olduğunu itiraf ediyor.
20 Ağustos 2015 tarihinde kendisi gibi oyuncu olan İmer Özgün ile evlenen Salih Bademci'nin İklim adında bir de kız çocuğu var.
Daha önce de İstanbullu Gelin dizisinde birlikte kamera karşısına geçen ikili, mutlu evlilikleri ile parmakla gösterilen ünlü çiftler arasında yer alıyor.
Filmografisi
Mıymıntılar Kralı
Yönetmen: Ümit Volkan / Oyuncular: Salih Bademci, Cengiz Sezici, Erol Tezeren, Burak Sarımola, Hakkı Kıvanç, Suzan Avcı, Ferdi Akarnur, Sinan Bengier, Rukiye Göreç, Metin Yıldırım, Akif Kilman, Salih Karadeniz, Merih Gürlük, Nur Kolcu, Olcay Çilenti, Erol Özkök, Ajlan Aktuğ, Settar Tanrıöven, Toygun Ateş, Ethem Temizkan, Mustafa Özkaya / Süre: 95 dakika
Kemal Sunal'ın Kılıbık adlı filminden uyarlanarak 1994 yılında Star TV'nin komedi fırtınası kuşağı için çekilen ve çekimleri Lüleburgaz'da gerçekleşen Mıymıntılar Kralı adlı bu televizyon filmi; tesadüfen azılı bir katile benzetilen bir adamın başından geçen trajikomik olayları anlatıyor.
Kariyerinin henüz çok başında olan Salih Bademci bu filmin kadrosunda konuk oyuncu olarak yer almıştı.
Barda
Yönetmen: Serdar Akar / Oyuncular: Salih Bademci, Nejat İşler, Doğu Alpan, Melis Birkan, Burak Altay, Meltem Parlak, Nergis Öztürk, Serdar Orçin, Sezen Aray, Erdal Beşikçioğlu, Hakan Boyav, İsmail İncekara, Şebnem Köstem, Şamil Kafkas, Eray Özbal, Volga Sorgu, Sarp Aydınoğlu / Süre: 92 dakika
Senaryosu, çok benzeri gerçekten yaşanmış bir olaya dayanan, çekimleri Beykoz'da eski Sümerbank Deri Fabrikası'nda yapılan, 2007 yılına ait Barda adlı bu filmde; şehrin banliyölerinden fırlamış, uyuşturucu etkisindeki bir grup lümpen genç, ait olmadıkları, dışlandıkları merkeze iner ve kendilerine tanınmayan hakları ele geçirmek için vahşi ve acımasız bir yöntem benimserler.
Olayların geçtiği yer futbol ile eğlencenin iç içe geçtiği bir eğlence mekanıdır.
Buraya gelen müşteriler saat 21.00 ile 23.00 arasında futbol oynayabilmekte, küçük iddialarla maçlar içkisine yapılmaktadır.
Arkadaşlarının işlettiği barda son biralarını içip eve dönecekken, bara bir gece yarısı gelen beş kişilik bir grup, yaşları 18 ile 25 arasında değişen sekiz kişilik bir arkadaş grubunu silahla rehin alır.
Başına geleceklerden habersiz, neşeli ve hali vakti yerinde; kimi evlilik, kimi mezuniyet, kimi de düzenli bir hayata adım atma hayali içinde olan bu gençler, eğlendikleri barda birdenbire hayatlarının tam ortasına giren 'nedensiz şiddetle' büyük bir yıkıma sürüklenir.
Hayatlarında eksik kalan her şeyin hesabını hiç tanımadıkları bu gençlerden çıkartmak üzere bara baskın yapan bu eli silahlı güruhun karşısında çaresizce, tecavüz, işkence ve dayak eşliğinde adeta yeryüzü cehennemini yaşayan gençler korkunç bir trajedi içerisinde kalır.
Aslında gençleri rehin alıp işkence eden grubun görünürde hiçbir amacı yoktur ama o geceden sonra iki grup için de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Serdar Akar'ın bu filmi, bir film olmasının ötesinde, sert ama bir o kadar da gerçek bir durumu anlatan sinematik bir şamar olarak nitelendirilmişti.
Şiddet duygusunun nereden kaynaklandığını, neden böyle olduğunu, yaşadığı her ortamda insan yerine koyulmayan alt sınıfı öç almaya doğru iten şeylerin ne olduğunu, bu olaylara nasıl bakmalıyız, şiddeti uygulayanları ya da şiddete maruz kalanları nasıl değerlendirmeliyiz gibi şeyleri sorgulayan ve sosyolojik olarak da pek çok tartışma yaratan filmin bu hikâyeyi bu kadar sert, umutsuz ve doğrudan anlatmasının nedeni olarak da bu derece ağır olmadıkça kimsenin bu tür konulara ilgi göstermeyişi olarak belirtilmişti.
Bu açıdan Barda filmi kural tanımayan ve topluma saygısı olmayan böylesi cani ruhlu canavar insanların var olduğunu ve aramızda yaşadığını, günümüzde yaşanmakta olan ağır şiddetin aslında insanın doğasında zaten var olduğunu ve eğer sistem bunu engellemek için gerekli ve yeterli önlemi almazsa bu acı gerçeğin yaşanmaya devam edeceğini söylüyor.
Muhteşem oyunculukları, görüntü yönetimi, tamamen dekor olduğu halde hiç hissedilmeyen ve öykünün anlatılmasına büyük katkıda bulunan sanat yönetimi ile film nihayetinde, suç, ceza ve adalet kavramlarını tartışmaya açarken, Türk sinemasında benzeri görülmemiş bir şiddet anlatımıyla, sorunlu merkez-çevre ilişkisinin korkunç ve çelişkili yanlarını ortaya seriyor.
Filme damgasını vuran ve yaşanan her şeyi her zaman gözden geçirmeliyiz fikrini savunan TGG (Tekrar Gözden Geçirme) tezi, belki böylece hata yapmayı önleyebiliriz diye düşündürüyor ama yine de insanlar başlarına gelecek felaketlerden kaçamıyor.
İlk kez bir sinema filminde yer almasına ve filmin ağır geçen sahnelerine rağmen sergilediği çarpıcı oyunculukla rolünün hakkını veren Salih Bademci bu filmde Cenk adlı bir üniversite öğrencisini canlandırıyor.
Arkadaşlar Arasında
Yönetmen: Gökhan Horzum / Oyuncular: Salih Bademci, Fırat Albayram, İbrahim Kendirci, Sertan Erkaçan, Zeynep Anacan, Mehmet Özgür, Ayhan Aktaş, Açelya Topaloğlu, Canan Atalay, Deniz Alan, Elif Verit, Destan Batmaz, İskender Bağcılar, Ferit Aktuğ, Seda Oğuz, Toprak Ali Evcil, Arda Tuğra Aşık, Salih Nazım Peker, Erdoğan Türksever, Orçun Baştürk, Özgür Yılmaz / Süre: 81 dakika
"Rakı Masası" olan ilk ismi alkol yasasına takılan, uzun süre "İsmi Söylenemeyen Film" olarak anılan ve sonrasında da başka bir isimle vizyona giren Arkadaşlar Arasında adlı bu filmde; yakın zaman içerisinde doğum gününü kutlayacak olan Ayhan için güzel bir sürpriz planlanır ve kutlama için ıssız bir koyda rakı masası hazırlanır.
Otuz yaşına basacak olan Ayhan hayatla ilgili kaygılar taşımakta ve yaşamını sorgulamaktadır.
Arkadaşları Deniz, Cenk ve Barış da ondan farklı bir durumda değildir.
Her birinin gerek ailevi gerekse kişisel, çözümleyemedikleri bazı sorunları vardır; kimi baba olmaya hazır değildir, kimiyse ailesini geçindirmek ya da sevdiği kadından ayrılmak zorundadır.
Ayhan'ın doğum günü akşamı bu dört yakın arkadaş bir araya gelir ve gece eğlenceli başlar, ancak alkolün ve bir arada olmanın etkisiyle herkes o güne dek anlatamadığı şeyleri dışa vurmaya başlar.
Sarhoşluk bu dört erkeğin içlerine atmak zorunda kaldıkları bütün dertlerin su üstüne çıkmasını sağlar ve sorunlarından kurtulmak için bir çıkış yolu arayan arkadaşların sohbeti gün doğumuna dek devam eder.
Geçmişin üzücü hatıralarının ya da bugünün dertlerinin paylaşıldığı bu sohbet, gelecek planlarıyla sona erer.
O günden sonra hayatlarını yoluna koyma ve her sene bu etkinliği yineleme sözü vererek ayrılırlar, ama hayatlarının o gece rakı masasında planladıkları gibi ilerlemesi tam bir muammadır.
2013 yılında ikinci defa bir sinema filmi için kamera karşısına geçen Salih Bademci bu filmde Barış adlı karakteri canlandırmıştır.
Eksik
Yönetmen: Barış Atay / Oyuncular: Salih Bademci, Nur Sürer, Barış Atay, Özgür Emre Yıldırım, Toprak Sağlam, Uğur Polat, Şebnem Sönmez, Funda Eryiğit, Sarp Akkaya, Caner Erdem, Sermet Yeşil, Salih Bademci, Bülent Çolak / Süre: 110 dakika
Malatya Film Festivali'nden "En İyi Senaryo Ödülü" ile dönmüş olan Eksik adlı bu film; 1980 darbesi sonrası parçalanan bir ailenin otuz yıllık ayrılık sürecine ışık tutarak bir anne ve birbirinden ayrı büyümek zorunda kalan iki kardeşin aralarındaki ilişkiyi irdeliyor.
Çekimleri Antakya'da gerçekleşen filmde, 80 darbesinden sonra hayatı parçalanmış olan ailenin yolları yıllar sonra kesişir.
Birbirlerini hiç tanımayan ve ayrı büyümek zorunda kalan Deniz ve Devrim isimli iki kardeş ile anneleri Melek böylelikle otuz yıl sonra yeniden bir araya gelir.
Her birinin yıllarca içinde tuttuğu bir öfkesi ve özlemi vardır.
Film izleyicisinin, geçmişi tekrar gözden geçirip hayatlarında ilk kez birbirleriyle yüzleşip kırılan parçaları yeniden birleştirmeye çalışan iki kardeş ve annelerinin yıllarca derinlerde sakladıkları özlemle karışık öfkelerine, geçmişte kalmış kırılmanın parçalarını birleştirme çabalarına ve hayatlarında ilk kez yüzleşmelerine tanıklık etmesini amaçlıyor.
Yaşanılanlar, yaşandıkları dönem büyük etkiler bırakmış gibi görünse de bu travmaların, ailelerin birkaç kuşağına etki ettiği ve yıllar süren vicdan hesaplaşmaları, cevap arayışları yarattığı gerçeği ile darbenin bütün bir ülke üzerindeki etkilerini bu aile üzerinden resmeden 2015 yılına ait bu filmde Salih Bademci konuk oyuncu olarak oyuncu kadrosunda yer almıştır.
Köpek
Yönetmen: Esen Işık / Oyuncular: Salih Bademci, Oğuzhan Sancar, Bekir Sevenkan, Beren Tuna, Barış Atay, Cemal Toktaş, Çağla Akalın, Hakan Karsak, İbrahim İris / Süre: 100 dakika
Filmin yönetmenliğini üstlenen Esen Işık'ın, 2008 yılında barış adına gelinlik giyip otostopla dünyayı dolaşırken Gebze'de tecavüze uğrayıp öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca'ya ithaf ettiği, İsviçre Türkiye yapımı olan Köpek adlı bu film; özgün ve özenli bir bakış açısıyla, yirmi birinci yüzyılın başında aşk, ölüm ve Türk toplumu hakkında şefkatli ve üzücü hikayeler anlatıyor.
İstanbul'da bir gün içinde geçen ve paralel olarak anlatılan üç hikâye, acıları benzer olan birbirinden farklı birkaç karakteri kadrajına alırken İstanbul'un da başka bir yüzünü gözler önüne seriyor.
Filmde, küçük bir köpeği sahiplenen iki çocuğun, topluma ötekileştirilmiş bir transseksüelin ve kocası tarafından şiddete maruz kalan bir ev kadınının yaşadıkları anlatılır.
Mega kent İstanbul'da sıradan bir günde, on yaşındaki Cemo, okula gitmek yerine ailesine destek olmak için sokakta kâğıt mendil satmaktadır, o sırada yetim bir köpek bulur ve onunla ilgilenir. Köpek aracılığıyla, sonunda iyi bir aileden gelen sevilen kızla konuşmaya başlar, ancak bir güvenlik görevlisi tarafından kovalanır.
Aynı şehrin bir başka ferdi olan Hayat, şüpheli ve saldırgan bir adamla evlidir. Öldüğüne inanılan çocukluk aşkı haber verdiğinde, onunla bir çay evinde buluşur.
Aralarında başka bir şey olmamasına rağmen, dönüşünde kocasının baskılarına maruz kalarak kendini ona açıklamak zorunda kalır.
Kamuoyuna itiraf etmek istemeyen, hali vakti yerinde bir eczacıyla gizli bir ilişkisi olan ama diğer tarafta geçimini sağlamak için seks işçisi olarak çalışan transseksüel Ebru ise, homofobik hakaret ve saldırılara karşı sürekli kendini savunmak zorundadır. Eski erkek arkadaşını geri kazanmak için her şekilde savaşır, ancak o artık orta sınıf bir yaşamı ve başka bir kadını seçmiştir.
Gizli arzuları olan ve bir anlığına da olsa bu arzuyu tatmin edip aşk özlemlerini gidermek için her şeyi yapan üç kişi hakkında heyecan verici bir hikâyeye sahip olan, 2016 yılında İsviçre Film Ödülleri'nden En İyi Film, En İyi Kurmaca ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında ödüle layık görülen filmde Salih Bademci yardımcı bir rolle Hakan adlı bir eczacıyı canlandırmıştır.
Cereyan
Yönetmen: Mert Dikmen / Oyuncular: Salih Bademci, Murat Yatman, Pınar Bibin / Süre: 78 dakika
Salih Bademci'ni konuk oyuncu olarak yer aldığı, çekimlerinin çoğu Sapanca'daki bir dağ evinde gerçekleşen 2017 yılına ait Cereyan adlı bu psikolojik gerilim türündeki film; psikoloji öğrencisi Aylin'in verdiği online terapiler sonrası gelişen bir hikâyeyi ele alıyor.
Üniversitede, ikinci sınıfta okuyan psikoloji öğrencisi Aylin, geceleri tanımadığı kişilere online terapi yapmakta ve bunun kendisini geliştireceğini düşünmektedir.
Bir gece onu Cavit Demir isimli tuhaf bir adam arar.
Kanser hastası olan yedi yaşındaki oğlunun ölümüne sebep olduğunu ve depresyondan kurtulamadığını söyleyen bu adamın gizlediği bazı gerçekler vardır.
Aylin Cavit'i bilgileri doğrultusunda telkin etmeye çalışırken, onu yanlış yönlendirir ve kafasına kendisini öldürme fikrini sokar.
Tam onu vazgeçirmek için çabalarken internet bağlantısı kesilir ve Aylin'in ekranında Cavit'in kafasına dayadığı silahlı görüntüsü donup kalır.
Bunun üzerine Cavit'in ölüp ölmediğini öğrenmek isteyen Aylin, terapi sırasında aldığı bilgiler doğrultusunda internetten araştırmalar yapar ve sonunda Cavit'in Sapanca'daki dağ evine gitmeye karar verir.
Eve ulaştığında Cavit'in kendisini öldürmeye cesaret edemediğini gören Aylin rahatlasa da onun bunu hala yapmaya kararlı olduğunu öğrenir.
Cavit'i bu intihar düşüncesinden vazgeçirmeyi görev edinen Aylin, o evde kaldıkça Cavit'in geçmişi hakkındaki gerçeklerin daha farklı olduğunu anlar ve işler iyice karmaşık bir hal alır.
Diğer çalışmaları
İlk olarak profesyonel oyunculuğa 1994 yılındaki Mıymıntılar Kralı ile başlayan Salih Bademci'yi Türkiye, bir dönem dizi sektörüne damgasını vuran Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde canlandırdığı "Hakan" karakteriyle tanıdı.
Sonrasında Serdar Akar'ın yapımcılığını üstlendiği Elveda Rumeli dizisinde ve akabinde Fatih Aksoy'un yönettiği Fatih isimli dizide "Şehzade Beyazıd" rolünde yer aldı.
2014 yılında canlandırdığı "Akın" karakteri ile Zeytin Tepesi isimli dizi ile televizyon izleyicisinin karşısına çıktı, ancak reyting sonuçları beklenildiği gibi çıkmayınca bu dizi yayından kısa sürede kaldırıldı.
Kariyerinde hızla ilerleyen Salih Bademci, önce Ulan İstanbul, ardından Kiralık Aşk gibi projelerin yanı sıra eş zamanlı olarak tiyatro sahnelerinde de boy göstermeye devam etti.
Dijital platformların özgün dizilerle atak yaptığı bir dönemde ekranların aranan erkek oyuncularından biri haline gelen Salih Bademci, önce BluTV'de yayımlanan ilk ve Son, ardından Netflix'te yayınlanan Kulüp dizileriyle kariyerinde resmen şahlanarak zirveye doğru uzandı.
Zirveye doğru uzandı diyorum çünkü doğru projelerde onun içindeki cevheri açığa çıkaracak daha çok fazla potansiyeli olduğunu düşünüyorum.
- Sadece Aşk (2007, Kısa film)
- Elveda Rumeli (2007-2009, Televizyon dizisi)
- Cimri (2009, Tiyatro oyunu)
- Ateş Yüzlü (2010, Tiyatro oyunu)
- Öyle Bir Geçer Zaman ki (2010-2011, Televizyon dizisi)
- Şark Dişçisi (2011, Tiyatro oyunu)
- Veda Makamı (2012, Kısa film)
- Annemin Cinayet Listesi (2013, Tiyatro oyunu)
- Fatih (2013, Televizyon dizisi)
- Zeytin Tepesi (2014, Televizyon dizisi)
- Ulan İstanbul (2014-2015, Televizyon dizisi)
- Tesir (2014-2015, Tiyatro oyunu)
- Big Shoot (2015, Tiyatro oyunu)
- Hansel ve Gretel'in Öteki Hikâyesi (2015, Tiyatro oyunu)
- Şeref Meselesi (2015, Televizyon dizisi)
- Kiralık Aşk (2015-2017, Televizyon dizisi)
- İstanbullu Gelin (2017-2019, Televizyon dizisi)
- Senaryo (2018, Tiyatro oyunu)
- Fanatik (2020, Tiyatro oyunu)
- Kırmızı Oda (2020, Televizyon dizisi)
- Varlık (2020, Tiyatro oyunu)
- Yalancı (2021, Televizyon dizisi)
- İlk ve Son (2021, Dijital platform dizisi)
- Plastic Dream (2021, Kısa film)
- Kulüp (2021, Dijital platform dizisi)
Ödüller
- 2015 20. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri: Seçici Kurul Drama Özel Ödülü (Tesir)
- 2016 2. Türkiye Gençlik Ödülleri: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Kiralık Aşk)
- 2016 Pantene Altın Kelebek Ödülleri: En İyi Televizyon Komedi Dizisi (Kiralık Aşk)
- 2017 Altın Şemsiye Televizyon Ödülleri: En İyi Televizyon Komedisi (Kiralık Aşk)
- 2018 FMV Işık Okulları Spora Sanata Tasarıma Işık Tutanlar Ödülleri Tiyatro Kategorisi
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
