İsanbul'un taksi sorunu hakkında bitmeyen tartışmalarla ilgili haber dizimizde, vatandaşların ve taksici esnafının düşüncelerini amtardıktan sonra, İstanbul Taksiciler Odası'nın yolunu tutuyoruz.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Burada görüştüğümüz İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu ve Yeni Nesil Taksiciler Kooperatifi Başkanı Kıyasettin Telli'nin hedefinde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Ekrem İmamoğlu var.
Her iki başkan da İmamoğlu'nun İstanbul'da vaatlerini yerine getiremediğini ve bunun üzerini örtmek için taksi sorununu gündeme getirdiği konusunda hemfikir. Ayrıca yeni taksi plakası konusunun da "Birilerine seçim öncesi verilmiş bir söz" olduğunu ileri sürüyorlar.
İstanbul'da 5 bin yeni taksi plakası teklifinin 10'uncu kez reddedildiği UKOME toplantısı öncesi konuştuğumuz Eyüp Aksu, oylamada Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu temsilcisi olarak yine 'ret' oyu vereceklerini söylüyor.
Aksu: Yerel seçimler öncesi bazı gruplara sözler verilmiş
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) hazırladığı "Taksi Analiz Raporu"na göre İstanbul'da teknolojiye geçilmeden ve trafik sorunu çözülmeden taksi sayısını artırmaya ihtiyaç olmadığını savunarak söze başlayan Eyüp Aksu, bazı bölgelerdeki soranların şoförlerin davranışlarından kaynaklandığını anlatıyor..
Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin yerel seçimler öncesi bazı gruplara sözler verdikği yönünde duyumlar aldıklarını ileri süren Aksu, "Bu sözünü yerine getirmek ve diğer sorunları örtbas etmek için taksi sorunu varmış gibi bir gündem oluşturuyorlar" diyor.
"5 bin yeni plaka tahsisi Bakanlar Kurulu kararına aykırı"
10553 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile mevcut taksi plakalarını ihale yoluyla satın adlıklarını söyleyen Aksu, Büyükşehir Belediyesi'nin Bakanlar Kurulu kararına uymadığını ve 5 bin yeni plaka tahsisinin de sözkonusu Bakanlar Kurulu kararına aykırı olduğunu söylüyor.
Bakanlar Kurulu kararına göre, şirket, vakıf ve kurumların taksi plakası sahibi oliamayacağını belirten Oda Başkanı, "Geçimini şoförlükten sağlayan herkes, hisseli de tam da taksi plakası alabilir. 'Hissesiz alamaz' diye bir hüküm yok" diyor.
İBB'nin taksi konusunda bir kaos yaratmaya çalıştığını savunan Aksu'ya göre, "İstanbul halkı ile şoför arkadaşların arasına nifak sokmaya çalışıyorlar"
"Taksinin böyle bir kazancı yok"
Ekrem İmamoğlu'nun taksiciler için açıkladığı çalışma koşulları için, "Afaki rakamlar" diyen Aksu, İBB'ye yönelik eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
Belediye başkanı ve arkadaşları ilk önce İETT ve BELTUR gibi iştiraklerde çalışan şoför, kaptan arkadaşlarımıza ve personelimize hakkını versinler, sonra taksiyle ilgili bir proje ortaya koysunlar. İETT'de veya BELTUR'da çalışan kardeşlerimiz 4 bin lira ücret alıyor. Neden bunu iyileştirmiyor da olmayacak duaya amin diyor
Bir şoföre 6 bin 622 lira net ücret ödendiğinde brüt maliyet 11 bin liraya yaklaşacak. Bir takside 4 şoför çalışacağını söylüyor. Yaklaşık 40 bin lira gibi bir para ödenecek. Takside böyle bir kazanç yok. Böyle bir kazancın olması için yüzde 200-300 taksimetre ücretlerine zam yapması lazım. Bu anlamda verilen vaatler boş, olmayacak şeyler.
Aksu, yıllardır İstanbul'da bir taksi sorunu yokken son 1 yıldır 'taksi sorunu' olduğunu savunarak "Burada bir algı meselesi var. Verilmiş sözlerin yerine getirilmesi için bir çalışma var" iddiasında bulunuyor.
İstanbul'da trafik sorunu ve teknoloji eksikliği bulunduğunu, taksimetre ücretlerinin ise toplu taşımaya göre çok ucuz olduğunu savunan Eyüp Aksu, yaşanan sorunu ise şöyle yorumluyor:
Bu olaylar İstanbul'da taksi sorunu varmış gibi lanse ediliyor. Vatandaşımız pik saatlerde toplu taşımayı kullanamadığı için taksiye yöneliyor ve trafik kilit olduğu için de taksi sayısının artışına ihtiyaç varmış gibi görünüyor.
Teknolojiye geçildiği zaman taksi sorunu kalmayacağını savunan Aksu, İBB'yi önerilerini dikkate almamak ve farklı fikirlere açık olmamakla suçluyor.
İmamoğlu'nun seçimlerden önce kendilerini ziyaret ettiğinde 'istişare ve ortak akılla yöneteceğiz' dediğini aktaran Aksu, "Kesinlikle ortak akılla yönetmiyor, istişare de etmiyor" diye belediye başkanını da eleştiriyor.
Telli: İBB şoför eğitimlerini durdurdu
Yeni Nesil Taksiciler Kooperatifi Başkanı Kıyasettin Telli de İstanbul'daki taksi sorununun belediyeden kaynaklı olduğunu savunanlardan.
Esnaf odalarının meslek odaları gibi üyelerini denetleme ve meslekten ihraç etme gibi yetkilerinin olmadığını ve taksicilere yetkiyi veren, denetimi yapan ve meslekten ihraç etme yetkisinin de kolluk ve idarede olduğunu belirten Telli, İBB'nin bu konuda görevini tam olarak yerine getirmediğini savunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin şoförlere verdiği QR kodlu "Şoför Kart" uygulamasının 2018 yılında kendilerinin talebi ile başlatıldığını söyleyen Telli, "Ben bu kartı alırken 4 farklı eğitime katıldım. Seçim zamanı bize Ulaşım Akademisi sözü veren sevgili başkanımız, bırakın Ulaşım Akademisi'ni zorunlu eğitimlerin hepsini durdurdu. Sadece belgeleri veren herkes 100 TL karşılığında bu şoför kartını alıyor. Kartı Taksiciler Odası vermiyor ki, neden sorumlu olsun" diyor.
Taksiciler arasındaki çürük elmaların ayıklanmasını kendilerinin istediğini, özellikle Sultanahmet, Eminönü ve Taksim bölgesinde en çok şikayet edilen taksicilerin meslekten atılmadığını öne süren Telli, "Orası sevgili belediye başkanımızın beslendiği vitamin deposu. Eğer o sorunlu kişilerin kartı iptal edilirse, 'Bak taksiciler ne kadar kötü. Ben size çok güzel bir taksi yapacağım' diyemeyecek çünkü" diyerek denetimlerin özellikle aksatıldığını ileri sürüyor.
Kendisinin daha önceki UKOME toplantılarına izleyici olarak katılmasına rağmen, Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla son 1.5 yıldır toplantılara alınmadığını söyleyen Telli, İmamoğlu'na da şöyle sesleniyor:
Demokrasi vurgusuyla çıkış yapan belediye başkanına demokratik yaklaşımın bu olmadığını hatırlatmak isterim
"İETT'de şikayet çok daha fazla"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kamyonculara ve tırcılara da plaka tahdidi vaadinde bulunduğunu hatırlatan Kıyasettin Telli, "Böyle bir anlayış bir tarafta var, bir tarafta da bedel ödemiş, yasal tahditli taksi, minibüs, dolmuş esnafının müktesep hakkını yok saymaya çalışan bir belediye bakanı anlayışı var aynı partiden" diyerek İmamoğlu'na tepki gösteriyor.
Taksilerle ilgili şikayet oranının yüzde 1'in altında olduğunu aktaran Telli, İETT'de ise bu oranın yüzde 15'in üzerinde olduğunu ileri sürüyor.
"Ömründe ilk kez taksiye binen yolcular görüyorum"
İstanbul Planlama Ajansı'nın hazırladığı rapora göre, taksilerle ilgili gelen 43 bin şikayet için taksi tarifesinin çok ucuz olduğu ve mesafeye göre ücret tarifelendirmesi yapılması gerektiği tespitinin yapıldığını söyleyen Telli, şunları söylüyor
Londra'da 15 Sterlin olan taksi ücreti pandemi sonrası aynı mesafede şu an 50 Sterlin. İmamoğlu göreve geldiğinde İETT 2 lira 60 kuruştu, şu an 4.5 lira. Metrobüs 2 lira 98 kuruştu, şu an 6 lira. Yüzde 80 trafik yoğunluğu olan bir kentte taksi, 2.5 kilometre 14 lira. Özellikle son dönemde İstanbul'da toplu taşıma hizmetinden yararlanamadığı için pik saatlerde ömründe ilk kez taksiye binen yolcular görüyorum.
Taksicilerin araç kalitesini yükseltmek istediklerini ancak mevzuat nedeniyle bir markanın bir modeline mahkum olduklarını savunan Telli, "Halk bunları bilmiyor" diyor.
Telli, İBB'nin sahip çıkmadığı için "i-Taksi" uygulamasının ise başarısız olduğunu söylüyor.
"Amacımız rant olsaydı plakaları satardık"
Esnaf temsilcilerinden sonraki durağımız ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi oldu.
İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürü Barış Yıldırım, özellikle İstanbul Taksiciler Odası'ndan kuruma yöneltilen eleştirilere yanıt verirken, taksi konusunda belediyenin yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Yıldırım da İstanbul'da artan nüfusa rağmen son 30 yıldır artmayan taksi sayısına dikkat çekiyor.
5 bin yeni taksi plakası teklifinin asıl nedeninin rant olduğu yönündeki eleştirilere de yanıt veren Yıldırım, "Eğer amacımız rant olsaydı plakaları satardık ve çok ciddi bir gelir elde edilirdi. Başkanımızın taksici esnafı ile yaptığı toplantıda ve daha sonra yapılan bir UKOME toplantısında da bir esnaf temsilcisi tarafından bu teklif edildi. 'Satın ama kiralamayın' diyorlar. Çünkü farklı kaygılar var" diyor.
İBB'nin taksilere yönelik denetim görevini yerine getirmediği yönündeki eleştiriler hakkında ise, "Bir denetim merkezi kurduk ve 80'in üzerinde personel istihdam ettik" diye yanıt veriyor.
"Biz taksiyi yatırım aracı olarak değil, ulaşım aracı olarak görüyoruz"
Sistemin en önemli sorunlarından birinin insanların taksiyi bir yatırım aracı olarak görmesi olduğunu kaydeden Barış Yıldırım, "Bir plakanın değeri bugün 2-2,5 milyon civarında. Bir teneke parçası diyoruz biz ona çünkü mal olarak görmüyoruz. Sayın oda başkanı sürekli 'malımıza çökmeye çalışıyorsunuz' diyor. Hayır. Taksi bir mal değil, bir ulaşım aracıdır" diyerek İBB olarak taksiyi ticari bir mal olarak değerlendirmediklerini söylüyor.
Yıldırım, asıl emeği sarf eden taksi şoförlerinin sistemin tüm yükünü çektiğini ve yüksek plaka kiraları nedeniyle bu parayı çıkarabilmek için ihlaller yaptıklarını söylüyor.
"İçinde tacizin de olduğu yaptırım maddelerinin iptali için dava açtılar"
UKOME kararı gereği toplu ulaşım ile ilgili tüm yaptırımları Toplu Ulaşım Hizmet Kalitesi Değerlendirme Sistemi (TUDES) kapsamında yaptıklarını kaydeden Yıldırım, sistem oluşturulurken esnaf temsilcilerinin de sürece dahil edildiğini belirterek işleyişi şu şekilde özetliyor:
160'ın üzerinde yaptırım maddesi olan bir yaptırım cetveli var. Her şoförün sisteme girdiğinde 100 puanı oluyor. Bir yıl içinde 100 puanı doldurursa şoförlük yapması engelleniyor. Biz çok ciddi yaptırımlar uyguluyoruz. Hatta uyguladığımız yaptırımlar neticesinde da temsilcileri söz konusu kişilerin zor durumda olduğunu söyleyerek kartlarını açmamızı istiyorlar. Öte yandan İBB'nin denetim yapmadığından şikayet eden İstanbul Taksiciler Esnaf Odası, TUDES'te içinde tacizle ilgili maddenin de olduğu onlarca iptali yönünde dava açtı
Şikayetler arasında kanıtlayamadıkları durumlar da olduğunu kaydeden Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürü Barış Yıldırım, "Ispatlayabildiğimiz her ihlalin yaptırımını uyguluyoruz. Eğer elimizde bir görüntü yoksa yaptırım uygulamamız çok da mümkün olmuyor. Biz onun çalışmasını engellediğimizde tazminat talebi ve görevi kötüye kullanma davası gibi hukuk sonuçları oluyor" diyor.
"Test yaptığımız 140 bin şoförden 4 binden fazlası bağımlı çıktı"
Kimin şoförlük yapacağına İBB'nin karar verdiğini söyleyen Yıldırım, İstanbul'da 140 bin şoför üzerinde test yaptıklarını ve bunlardan yüzde 3'ünün bağımlı çıktığını (4 binin üzerinde) ve bu kişilere şoförlük yaptırılmadığı bilgisini veriyor.
Bağımlılık testi dışında, adli sicil kaydı ve psiko-teknik belgesi şartlarının da istendiğini belirten Barış Yıldırım, tek eksiğin ise eğitim olduğunu söylüyor.
Ancak Yıldırım, daha önceki dönemde eğitim verilirken son dönemde bu eğitimlerin verilmediği yönündeki eleştirilere ise şöyle yanıt veriyor:
Ben bu kurumda bugün göreve başlamadım. Önceki dönemde de bu kurumdaydım ve geçmiş eğitimlerin organizasyonunun da içindeydim. 2018 Kasım-2019 Şubat arasındaki dönemde 3 bin kadar şoföre eğitim verildi. Bunlardan da yaklaşık 1700 kadarı taksiciydi. İstanbul'da 250 binin üzerinde ticari araç şoförü var. Bunların sadece 3 binine eğitim verildi ve bu eğitimler sadece bir gün süren günü birlik eğitimlerdi. O yüzden kimse 'geçmişte eğitim veriliyordu, şimdi verilmiyor' demesin
Son iki yılda pandemi nedeniyle eğitim verilmediğini kaydeden İBB yetkilisi, "Bu dönemde insanlar işlerine, okulların gidemedi. Bu düzeni kurmak çok kolay değil ama çalışmalarını yapıyoruz. Hem dijital hem de yüz yüze eğitimler planlıyoruz ve bununla alakalı bir ihale sürecinin de başladığını kaydederek eğitimlerin yakında yeniden başlayacağını aktarıyor.
"Bir taksinin aylık kazancı 50-60 bin lira"
Taksicilerin çalışma koşulları ve özlük hakları ile ilgili olarak Ekrem İmamoğlu'nun açıkladığı projenin uygulanamaz olduğunu ve şoförlere bu imkanların sağlanmasının ekonomik olarak mümkün olmadığı yönündeki eleştirileri yönelttiğimiz Barış Yıldırım, "Bu söylenenlerin hepsini yapmak mümkün. Takside şu an çok ciddi bir kazanç var. Geliri biz takip etmiyor değiliz. Son zamanlarda bir taksinin aylık gelirinin 50 ile 60 bin lira arasında olduğunu biliyoruz. Bu çok ciddi bir rakam" diyor.
Taksideki doluluk oranının yüzde 90 civarında olduğunu kaydeden Yıldırım, "Dünyada bu oranlara ulaşmanız pek mümkün değil" derken, İstanbul'daki taksi ihtiyacının çok açık olduğunu söylüyor.
Trafiğe çıkacak her yeni taksinin 7 özel aracı trafikten çektiğine dair araştırmalar olduğunu söyleyen Yıldırım'ın paylaştığı bilgi şöyle:
5 bin taksi daha piyasaya çıktığı zaman trafikten çekeceği araç sayısı 35-40 bin civarında. Dolayısıyla trafiği artırmayacak, biraz da olsa rahatlatacak
İBB olarak getirmek istedikleri sistemde kazancın sitemin içinde kalacağını ve şoförlerin daha fazla kazanacaklarını söyleyen Yıldırım, ayrıca İstanbul'a özgü yeni bir taksi tasarımı yaptıklarını ve bu taksinin de yüzde 100 elektrikli olacağını da aktarıyor.
Taksicilerin daha kaliteli araçlarla hizmet vermelerinin önünde bir engel olmadığını kaydeden Barış Yıldırım, sadece "C segment" araçlar için yüzde 51 yerlilik şartı aranması yönünde bir cumhurbaşkanlığının tavsiye kararı olduğunu ve bu segmentte de 3 farklı seçenek olduğunu ifade ediyor.
Öte yandan diğer segmentler için böyle bir durumun sözkonusu olmadığını belirten Yıldırım şunları anlatıyor:
Örneğin havalimanında geniş kabinli araçlar var. Farklı markalarda lüks araçlar da var. Station tipi araç istediklerini söylüyorlar. Bunun için de engel yok. Daha önce de zaten takside kullanılan araçlar arasında station araçların oranı yüzde 1'di. Aslında talep daha ucuz araçlarla bu işi yapmak yönünde..
"Sorunun nedeni tekelleşme"
İstanbul'daki taksi sorununun en önemli nedenlerinden birinin tekelleşme olduğunun altını çizen İBB yetkilisi Yıldırım, plaka sahiplerinin özel sözleşmeler yaparak mevzuatın etrafından dolandıklarını söylüyor.
"Aracının plakasını bilmeyen taksi sahipleri var"
Taksicilik yapmayacak kişilerin plaka sahibi olmaması gerektiğini savunan Yıldırım, "Aracının markasını, plakasını bilmeyen plaka sahipleri var. Biz bunun önüne geçmek istiyoruz. Gerçekten bu işi melek olarak seçmiş olanlar bu araçların sahibi olsun" diyor.
UKOME'den mevcut yapısı içinde sorunun çözümü konusunda bir karar çıkmasının mümkün görünmediğini kaydeden Barış Yıldırım, "Mevcut sistemi elimizden geldiği kadar daha iyi hale getirmeye uğraşacağız. Ancak bir yandan da UKOME engelini aşmamız gerekiyor. Ulaşımla ilgili tüm görev yasayla belediyelerin sorumluluğunda ama bununla ilgili bir karar almak için merkezi yönetime bağlısınız " derken, UKOME'nin değiştirilen yapısını yargıya taşıdıklarını ve Danıştay'ın kanuna aykırı yönetmelik değişikliğini iptal etmesini beklediklerini söyledi.
Oto Center Esnafı Coşkun Çağlayan: Bizim sektörde herkes mutlu
Konuştuğumuz taksicilerin pek çoğu, İstanbul'daki taksi sorununun çözülmesi için Oto Center'a el atılması gerektiğini söyleyince biz de son olarak taksi ve plaka piyasasının kalbi Oto Center'ın yolunu tuttuk.
İlk önce görüşmek istediğimiz bir oto galerinin yetkilisi, "Tüm gazeteciler belediyenin adamı oldu" diyerek görüşme teklifimizi kabul etmedi.
Daha sonra ulaştığımız Oto Center sitesinin yönetici ve aynı zamanda taksi plakası ticaretinin kalbinin attığı birkaç galeriden biri olan Coşkun Otomotiv'in sahibi Coşkun Çağlayan, sorularımıza yanıt verebileceğini söyleyince kendisi ile buluştuk.
İstanbul'daki ticari taksi alım-satım ve kiralama işlerinin Oto Center'da yapıldığını söyleyen Coşkun, taksi kiralarının yükselmesinin nedeninin Oto Center'daki firmalar olduğu yönündeki eleştirilere ise şöyle cevap veriyor:
Biz bu söylentilere karşıyız. Ortada kazanılan ve bölüşülen bir para var. Mal sahiplerinin şu anda aldığı kira bir şoförün kazandığından neredeyse daha az bir para. Tabi burada da şoförün bir emeği var. Akşama kadar çalışan, yeri geldiğinde arabaya para bağlayan, kazasına-belasına katlanan şoför. Bu sistem böyle gidiyor. Aslında şu anda herkes hayatında memnun bizim sektörde.
5 bin yeni plaka tashihi ile ilgili henüz ortada somut bir durumun olmadığını kaydeden Coşkun Çağlayan, şoförlerin maaşa bağlanması ile ilgili proje içinse, "O parayı şoföre verdikten sonra belediyeye hiç para kalmaz. Söylenen rakamlar şu anda bizim mantığımıza yatan rakamlar değil" diyor.
"En fazla 3 plakası olanı gördüm"
İstanbul'da kimi sanatçı ve sporcuların onlarca taksi plakası olduğu yönündeki söylentileri sorduğumuz Coşkun Çağlayan, bunun bir şehir efsanesi olduğunu belirterek şöyle söylüyor:
Kanunen bir kişi bir plaka alabiliyor. Vefat durumlarında veraset, intikal yoluyla ikinci plaka sahibi olanlar olabiliyor. Bu durumda iki plaka olabiliyor. Yıllar önce bir ara verilmiş 2000'li yıllar öncesinde, şimdiye kadar 25 senede benim en fazla 3 plakası olan gördüm. Daha fazlasını görmedim. Futbolculardan da zamanında transfer parası alıp ya da futbolu bıraktıktan sonra gelip plaka alanlar olmuştur ama onların da çoğu sonradan bu plakaları satıp gitti
İstanbul'da plaka fiyatının 2 milyon 300 bin, aylık plaka kiralarının ise 10 bin lira civarında olduğunu belirten Çağlayan, "Kimse 'ben para kazanmıyorum, işleri kötü' demiyor. Bunu herkes biliyor zaten. İstanbul'da taksi her zaman bulunmuyor. Taksilerin iş yaptığını herkes biliyor" dedi.
"Pandemide iflas edenler taksiye yöneldi"
Taksicilik yapmak için plaka kiralamak üzere kendilerine başvuranlar arasında üniversite mezunu olanların oranının çok düşük olduğunu söyleyen Coşkun Çağlayan, pandemi döneminde işleri bozulan ya d iflas eden esnafların taksiye yöneldiğini söylüyor.
İstanbul'daki taksilerin hizmet kalitesini artırmak konusunda kendilerinin çok fazla fonksiyonu olmadığını ve sadece gözlerinin kesmediği kişilere plaka kiralamadıklarını söyleyen Çağlayan, "Biz istiyoruz ki, sorunlu olanların, suç işleyenlerin şoför kartlarını belediye uzun süre kapatsın ya da süresiz kapatsın" diyor.
Otomobil konusunda bir tedarik sıkıntısı olduğunu söyleyen Oto Center esnafı Coşkun Çağlayan, araç modelinde genişlemeye gidilmesini kendilerinin de istediğini ancak mevzuat gereği tek bir markanın modeline mahkum olduklarını aktarıyor.
Çağlayan, İstanbul'da 750 minibüs ve 250 dolmuşun taksiye dönmesi nedeniyle de bir araç sıkıntısı yaşandığını söylerken, artan otomobil fiyatları nedeniyle de taksicilerin araçlarını değiştirmekte zorlandığını belirtiyor.
Coşkun Çağlayan, herkesi memnun edecek bir taksi modeli için dünya örneklerinin incelenmesi ve Türkiye şartlarına uygun olanın hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, kendilerinin de daha kurumsal bir yapıya geçmelerinin hizmet kalitesini artıracağını söylüyor.
Anlaşılan o ki; İstanbul'daki taksi sorunu UKOME'nin mavcut yapısı devam ettiği sürece şu anki haliyle devam edecek gibi görünüyor.
© The Independentturkish