Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, önceki gün Bursa Sanatkar Odaları Birliği'nde esnafla bir araya geldi.
Vatandaşlara küçük esnaftan alışveriş yapmaları çağrısında bulunan Özel, "CHP olarak da söz veriyoruz, kayıt altında söz veriyoruz. İktidar olduğumuzda bu üç harflileri, kene gibi yapışıp kanınızı emen bu üç harflileri de bu AVM'leri de bu şehirlerin sınırlarının dışına yollayacağız. Bu konuda verilmiş bir sözümüz var" dedi.
Ancak bu açıklamaya sosyal medyada farklı kişilerden eleştiriler geldi.
"Bakkal romantizmine gerek yok"
Akademisyen Özgün Emre Koç, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Çok hatalı bir açıklama. Üç harfli zincir marketler kent ve kasabalardaki yoksul kesimlerin ihtiyaçlarını biraz olsun karşılayabildikleri yegane kaynaklar. Bakkal romantizmine gerek yok. Bir mahalledeki üç bakkalı savunayım derken binlerce yoksulu karşıya almak demek bu. Felaket" ifadelerini kullandı.
Ekonomi yazarı Cüneyt Akman da Twitter'dan, "Bu vaatle esnaftan belki kısmen oy alırsınız ama işçi ile memurdan oy kaybedersiniz. İktidarın 5 zincir market safsatasına iştirak etmek akıllıca mı?" paylaşımda bulundu.
Eski Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker de Twitter paylaşımında "AKP'nin '2023'te aya gideceğiz' palavrası bile @herkesicinCHP'nin bu palavrasından daha inandırıcıdır" yorumu yaptı.
Eleştirilerin ardından görüşünü almak için Özgür Özel'e ulaşmaya çalıştık ise de dönüş olmadı.
AVM ve zincir marketlerin küçük esnafın korunması amacıyla şehir dışına taşınması önerisi geçmişten beri zaman zaman dillendiriliyor.
CHP de bu söylemi dillendiren partiler arasında. Peki böyle bir sözün iktidara gelme halinde hayata geçirilme şansı var mı?
"AVM ve zincir marketleri şehir dışına taşımak İstanbullular için eziyet haline gelebilir"
Ekonomist Prof. Dr. Zeynep Ökten, tek alıcı, tek satıcı durumunda olan zincir marketlerin rekabeti bozduğunun ABD gibi ülkelerde görüldüğünü söyledi.
Bu durumdan tüketicinin zararlı çıktığının tespit edildiğini hatırlatan Ökten, "Bundan dolayı Avrupa'da pek çok ülkede şehir dışındalar. Bu yolla sistem ve rekabet düzenlenmeye çalışılır. Ancak bu tür yerleri Türkiye'de özellikle de İstanbul da yerleşim birimlerinin merkezinin dışına taşımak insanlar için eziyet haline gelebilir" diye konuştu.
"Küçük esnafa yarar ama tüketiciye yaramaz"
Ökten, AVM ve zincir marketlerin şehir dışına taşınmasının küçük esnafa yarayacağını ifade ederek, "Küçük esnafın üretici karşısında fiyat düşürecek kadar pazarlık gücü olmadığından yine pahalıya ürün almaya devam eder. Sonuç olarak fiyatlar düşmeyeceğinden tüketiciye faydası olmaz" iddiasında bulundu.
Twitter paylaşımında da Özel'in açıklamasını eleştiren ekonomi yazarı Cüneyt Akman ise zincir market ve AVM'lerin Türkiye'de kent içlerinde yaygın olduklarını ve tekelci kuvvetlerine karşın zincir marketlerdeki ürün fiyatlarının bakkallardan daha pahalı olmadığını kaydetti.
"Şuna benziyor: Fabrikaları kapatalım, küçük atölyeler kazansın"
Akman şöyle devam etti:
Zaman zaman AVM ve zincir marketleri şehir dışına gönderelim, küçük esnaf kazansın söylemi muhalefet partilerinden gelse bile iktidara geldiğinde kimse yapmaz. Çünkü bu, şuna benziyor: Fabrikaları kapatalım küçük atölyeler kazansın! Bu tür söylemler kulağa hoş gelse bile gerçeklikle ilgisi yok. Rekabet Kurulu, aktif çalışarak zincir marketlerin tek alıcı gücünü aşırıya kullanmalarını engelleyebilir ama bunları şehir dışına atalım ve sonuç olarak insanlar daha pahalıya alışveriş yapsın dediğiniz zaman bunun sosyal demokratlıkla herhangi bir mantıkla alakası var mı tartışılır.
"Laf olsun diye söylendiğinden güvensizliğe ve oy kaybına neden olur"
Akman, nüfusun önemli bir kısmının ücretli olduğunu da hatırlatarak, "Esnaf eskisi kadar büyük bir kesimi oluşturmuyor. Ayrıca esnafın hepsi bakkal ve manav da değil. Adam taksici esnafıdır. O da daha ucuz diye markete gidiyordur. Bir de esnafın bir kısmı kültürel nedenlerle çoğunlukla sağ partilere oy veriyor. Sırf CHP, böyle konuştu diye sosyal demokratlara oy vermez. Ancak sosyal demokratların asıl destekçisi olan memur işçi kesimi bundan zarar göreceğinden oy kaybına neden olur. Ayrıca bu tür bir söylemin laf olsun diye söylendiği bilindiğinden bu da güvensizliğe neden olur ve oy kaybına neden olur" değerlendirmesinde bulundu.
"Market ve AVM'leri şehir dışına çıkaracağım demek mantıklı değil"
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Dr. Deniz Öner de Özel'in açıklamasının toptancı bir yaklaşım olarak gördüğünü belirtti.
"Evet haksız rekabeti önlemek, kartel oluşturmalarını engellemek lazım" diyen Öner, "Ama market ve AVM'leri şehir dışına çıkaracağım demek mantıklı değil. Sonuçta AVM'ler insanların sosyalleştiği ortam. AVM'ler şehir dışına taşınırsa arabası olmayanlar ulaşamaz. Bu nedenle marketleri ve AVM'leri kaldırmak yerine güvenli kullanımlarını ve ihtiyaç dışında yapımlarını engellemek daha doğru bir çözüm" diye konuştu.
"İstanbul'da AVM'leri taşıyabileceğiniz bir şehir dışı yok"
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Erdoğan da Özel'in açıklamasındaki öncelikle şehir dışı kavramını şu sözlerle değerlendirdi:
Şehir dışı İstanbul'da neresi? Beylikdüzü mü, Tuzla mı, Kartal mı? Bir uçta Tekirdağ diğer uçta Kocaeli'ne kadar İstanbul büyümüş. Hangi şehrin dışına bu AVM'leri taşıyacaksınız? Avrupa'da şehir merkezlerinin üç aşağı beş yukarı bir sınırı vardır. Şehrin çevresinde orman sonra banliyö başlar. İstanbul için bunu söyleyemezsiniz. Dolayısıyla AVM'leri taşıyabileceğiniz bir şehir dışı yok. Kaldı ki hepsini otoban yollar üzerine yaysanız yeni bir trafik sorunuyla karşılaşırsınız.
"Kadınlar çocuklu aileler AVM'lerde alışveriş yapmayı daha güvenli ve konforlu buluyor"
Erdoğan, AVM'lerin toplumdaki etkisiyle alakalı olarak da şunları söyledi:
Özellikle kadınlar, çocuklu aileler AVM'lerde alışveriş yapmayı daha güvenli ve konforlu buluyor. Doğru düzgün parkın bahçenin hatta kaldırımın olmadığı, var olan kaldırımların otomobil ve esnaf tarafından işgal edildiği bir kültürel ortamda AVM'ler insanlara çocuklarıyla huzur içinde hareket etme imkanı veriyor. Yapılan araştırmalar, içerisinde özel güvenliğin olduğu, girişte iyi kötü bir kontrolün yapıldığı AVM'lerde kadın müşterilerin kendilerini açık alana göre daha güvende hissettiklerini ve alışveriş yaptıklarını gösteriyor. Yazın serin, kışın sıcak olan AVM'lerde bir olay çıksa özel güvenlik var. Bir müşteri sağlık sorunu yaşasa acil müdahale edebilecek bir sağlık ekibi bulunuyor. Ayrıca AVM'ler kurumsal bir kültür oluşturuyor. Müşteri satıcı ilişkileri daha formel bir boyut kazanıyor. Müşteri şikayetlerine daha hızlı çözüm bulunuyor.
"AVM'leri kapatacağız demek gençlere interneti kapatacağız demek kadar tepki çekecek bir durum”
Erdoğan, AVM’leri övmek ya da savunmak için söylemediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ama AVM'lerin müşterilerine sunduğu imkanların alternatiflerini üretmeden, örneğin çocuklar için park alanları yapmadan, kaldırımları geniş ve güvenli hale getirmeden, kültür merkezleri açmadan bunları kapatalım demek toplumsal gerçeklerle uyuşmaz. Bu haliyle günümüzde AVM'leri kapatacağız demek gençlere interneti kapatacağız demek kadar tepki çekecek bir durum. Bu tür tartışmalar Avrupa’da da yıllar önce vardı.
"8 liraya satılan ürünü kimse bakkaldan 10 liraya almaz"
"Zincir marketlerin eleştirilecek elbette çok yönü vardır ama özellikle bazılarının kendi markalarını üretip halka ucuz ve çeşitli ürünler sunduklarını da görmek gerekiyor" diyen Erdoğan, "Üreticiden direk tüketiciye ürün sunan kooperatif mağazaları kurmadan bunları yasaklayalım demek de abesle iştigal etmektir. Halka sorsunlar markette 8 liraya satılan bir ürünü mecbur kalmadıkça kimse bakkaldan 10 liraya almaz. Sonuç olarak sorunlar yasakçı zihniyetle değil toplumsal gerçeklerle ve toplumun ihtiyaçlarına yanıt vererek çözülür" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish