Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Redine, pazar akşamı yaklaşık yarım saat 'Al-Jadeed' kanalına konuştu ve iki acı durumu açıkça dile getirdi.
Birincisi, yaşanan trajedi, ikincisi, Hamas'ın sanki bir Filistin Otoritesi ve FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) aracılığıyla var olan başka Filistinli gruplar yokmuş gibi tek başına hareket etmesi.
Konuşması, kendisini iletmek ve tekrar etmekten sorumlu olmadığımız, ancak Ramallah ile Gazze arasında çatışma araçları ve yolları konusundaki anlaşmazlığın derinliğini gösteren acı ve keskin ipuçları taşıyordu.
Bir kez daha dünyayı birleştiren mesele Filistinlileri ikiye ayırıyor. Bir kez daha, mesele İsrail ile çatışmadan Araplar arasında, son dönemde İran da buna katıldı, bir çekişmeye dönüşüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrail de derin bir bölünmüşlük içinde. Netanyahu, Gazze'yi bombalamayı siyasi olarak canını kurtarmak, hatta iktidarda kalmak için kullanıyor.
Ama sonuç hep aynı; bedeli her şeyden önce Gazze, Filistinliler ve Filistin ödüyor.
Bu saldırganlığın ne zaman ve nasıl biteceğini, Gazze'nin yerle bir edilmesinin ne zaman sona ereceğini kimse bilmiyor ama kesin olan şey, çatışmanın en zayıf tarafının "uluslararası toplum" ve Güvenlik Konseyi olarak bilinen tarafların performansı olduğu.
Amerikalılar ya da Ruslar tarafından kullanılsın, aptalca ve çocuksu olan bir kolonyal veto sistemi altında faaliyet gösterdiği sürece de böyle kalacak.
Her takım Gazze trajedisinden bir şeyler kazanmak istiyor. Netanyahu ne pahasına olursa olsun siyasi bekasını istiyor.
Ondan önce, ABD'li başkanlar Lyndon Johnson ve Richard Nixon da seçimi kazanmak için Vietnam Savaşı'nı sona erdirme kararını ertelemeye çalışmışlardı.
Ölenlerin ve kurbanların sayısı değil, onlara oy verecek seçmen sayısı önemliydi. Hamas askeri gücün Ramallah'ta değil, kendisinde olduğunu söylemek istiyor.
İran, yaptırımlar çıkmazından kurtulmak için ABD ile müzakere mücadelesini sürdürürken Arapların barışı seçtiğini söylemek istiyor.
Ne var ki, arzular ve yan etkiler ne olursa olsun, sorun Filistin halkı olmaya devam ediyor. O ve iradesi olmadan çözüm olamaz.
Mesele bir anlaşma değil, daha ziyade bir dava, iyilik değil insanlar ve haklarıdır.
Gazze, zalim bir savaş aygıtı karşısında asimetrik bir savaş veriyor ve diğerleri ona gösterilerin, açıklamaların ve konuşmaların ötesinde bir destek sağlayamaz.
Ancak Filistin halkı, Araplar ne kadar yetersiz ve kusurlu olsalar da, onlardan uzaklaşma kararının aceleci bir tercih olduğunun artık farkında.
Bağımsız Filistin kararı başka Arap çerçevesinden ayrılmak başka bir şey. Filistin'in Arap kimliği dışında bir hayatı yok, geçmişte rejimlerden ne kadar çekmiş olursa olsun, Arap halkları her sıkıntı ve dönemeçte onun için harekete geçmekten geri kalmıyorlar.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
© The Independentturkish