Organize suç örgütü elebaşı olduğu iddiasıyla operasyon düzenlenen Sedat Peker'in, sosyal medyada yayımladığı videolarla yaptığı açıklamalar tartışılmaya devam ediliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Peker’in, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve görevdeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki iddiaları gündem olurken, videolarda dile getirdiği, mafya, siyaset, bürokrasi ilişkileri Türkiye’nin 90’lı yıllarını akla getirdi.
Sedat Peker’in iddialarını değerlendirenlerin bazıları “İkinci Susurluk” yorumunda bulundu.
Trafik kazasıyla birlikte, devlet-polis-mafya ilişkileri ortaya çıktı.
Dönemin İçişleri Bakanı, bugün de gündemde olan Mehmet Ağar’dı. Çatlı’yı da Ağar’ın koruduğu iddiası gündemdeydi. Türkiye’de “Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık” eylemleri başlamıştı. Sürecin sonunda İçişleri Bakanı Mehmet Ağar istifa etmişti. Ağar, kendisiyle ilgili eleştirilere "Ayak tırnağından saç bağımıza kadar rahatız, huzur içerisindeyiz, veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yoktur. Bu mücadeleler zor mücadelelerdir, babayiğitlik ister, yüreğimiz vardır bu işler için” diye yanıt vermişti.
Başbakanlık raporu
Dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Susurluk Skandalı’yla ilgili bir rapor hazırladı.
Savaş rapora “Kamuoyu, siyasetçi - Yeraltı Dünyası - Kamu Kuruluşları ilişkisi ve kişisel menfaat etrafında yoğunlaşan ve büyük ölçüde para, menfaat ve güç sağlamaya dönük illegal faaliyetlerden rahatsızdır. Bu faaliyetlerin ‘terörle mücadele ve ülke menfaatleri’ olarak gösterilmesi ve bu perdenin arkasına gizlenmesi ayrı bir rahatsızlık konusudur” ifadeleriyle başladı raporuna ve skandalın genel bir çerçevesini çizdi.
24 yıl sonra konuştu
Kutlu Savaş önemli bir bürokrattı. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı, RTÜK Başkanlığı yaptı.
Ve aradan geçen onca zamana rağmen hiç konuşmadı.
24 yıl sonra ilk kez Odatv’ye konuşan Kutlu Savaş’a göre, olaylara eksik bakılıyordu.
Kutlu Savaş, Peker’in açıklamaları ve ortaya dökülen iddialar için şunları kaydetti:
“Susurluk'u özgün olduğu kadar bir gruba ve kişiye indirgemeye çalışmak hataydı. Basın bunu yaptı. Şimdi de aynı şey yapılıyor. Kişilere takılırsanız orada kalırsınız. Çerçeveye bakmanız lazım”
Odatv